Klasik liberalizm: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Rahmetli (mesaj | katkılar)
k Yazım hatası düzeltildi.
Etiketler: Görsel Düzenleyici Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği Gelişmiş mobil değişikliği
Rahmetli (mesaj | katkılar)
'Cumhuriyet dönemi' bölümüne çeşitli düzenlemeler yapıldı ve kaynakları eklendi.
Etiketler: Görsel Düzenleyici Mobil değişiklik Mobil ağ değişikliği Gelişmiş mobil değişikliği
36. satır:
[[Serbest Cumhuriyet Fırkası]], Cumhuriyet döneminde kurulan ve çok partili siyasal yaşama geçiş yolunda ikinci deneme olan siyasi partidir. Önemli isimleri arasında [[Fethi Okyar|Ali Fethi Okyar]], [[Nuri Conker]], [[Ahmet Ağaoğlu (siyasetçi)|Ahmet Ağaoğlu]] gibi isimleri yer alırken, [[Ekonomik liberalizm|ekonomik liberal]], [[Cumhuriyetçilik (Atatürk İlkesi)|cumhuriyetçi]], [[Milliyetçilik (Atatürk İlkeleri)|milliyetçi]], [[Laiklik (Atatürk İlkesi)|laik]] ve [[Liberal Atatürkçülük|liberal Kemalist]], [[merkez sağ]] bir partidir.
 
Serbest Fırka'nın kurulmasının üzerinden çok geçmeden [[Ahmet Hamdi Başar]], Ankara'ya giderek [[Mustafa Kemal Atatürk|Atatürk]]'e gerici unsurların destek olduklarını, partiye akın ettiklerini, buna hâkim olamayacağını, bu hareketin Atatürk'ün kendisine de karşı olduğunu anlatarak partinin kapatılmasını talep etti. Ahmet Hamdi Başar'ın anılarında, Atatürk ''"Bu vefasızlık neyin nesi?"'' diye sorduğunda, Atatürk'e büyük bir nezaket içinde ''"Halk dışarıda kaldı."'' yanıtını verdiği yazılıdır.<ref>Mavioğlu, 2004, para.14</ref>
 
Nitekim İzmir olaylarının sonrasına rastlayan 9 Eylül 1930 tarihli [[Cumhuriyet (gazete)|Cumhuriyet gazetesinde]] [[Yunus Nadi Abalıoğlu|Yunus Nadi]]'nin Mustafa Kemal'e hitap eden açık mektubu yayınlandı.<ref name="Çavdar, 1995, s.2058"/> Bu mektupta İzmir olayları sırasında [[Cumhuriyet Halk Partisi|CHF]] binalarına bazı yöneticilere yapılan hücumlara değinilerek, Mustafa Kemal'in kesin tutumunun bilinmesindeki yarardan söz edilmekteydi.<ref name="Çavdar, 1995, s.2058"/> Mustafa Kemal'in bu mektuba yazdığı cevap ise aynı gazetenin 10 Eylül tarihli sayısında çıktı.<ref name="Çavdar, 1995, s.2058"/> Mektupta şu sözler geçiyordu:
 
''“…Hakikati Fethi Beyefendi'ye yazdığım mektupta açıkça ifade ettiğimi zannediyorum. Kendilerince hakiki vaziyetin tamamen bilinmekte olduğuna şüphe yoktur. Ancak umumiyetle yanlış zan ve düşünceler ve görüşler olduğu anlaşılıyor.
44. satır:
''Hakikat-i hali bir daha ifade ve tasrih edeyim. Ben Cumhuriyet Halk Fırkası'nın Umumî Reisiyim. Cumhuriyet Halk Fırkası Anadolu'ya ilk ayak bastığım andan itibaren teşekkül edip benimle çalışan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'nden doğmuştur. Bu teşekküle tarihen bağlıyım. Bu bağı çözmem için hiçbir sebep ve lüzum yoktur ve olamaz.''
 
''…İşaret olunan hadiseler ve hükümet ricaline ve otoritesine karşı bazı anlayışsız kuvvetler tarafından yapılan çirkin tecavüzlerden çok müteessir olduğumu tahmin etmek güç değildir.(…) Bu gibi saldırıcılar ve teşvikçiler Cumhuriyet kanunlarının takiplerinden tabiî kurtulamazlar.”''<ref name="Yetkin, 1997, ss.211-212">Yetkin, 1997, ss.211-212</ref>
 
Böylece Mustafa Kemal, CHF yanında ağırlığını koyuyordu. Yerel seçimlerden sonra Fethi Bey'e ''“Ben (partiler arası tarafsızlık konusunda) sözümde duruyorum. Fakat benim üzerimde bir de memleketi emniyet ve huzur içinde tutmak mesuliyeti var. Siz hemen birkaç ay içinde iktidara geçmek için uğraşıyorsunuz. Hiç beklemeğe tahammül göstermiyorsunuz. Bugün iktidarda olanları düşürüp yerine geçecek olursanız bu memleketi emniyet ve huzur içinde ayakta tutabilecek misiniz? Bana bir kere bu kanaati vermelisiniz.”''ref>Tunçay, 1999</ref> dediği söylenmektedir.
 
Partinin kapanmasına yol açan son olay, [[Türkiye Büyük Millet Meclisi|TBMM]]'de Fethi Bey'in seçimlerde yapılan yolsuzluklara ilişkin önergesinin tartışılmasında ortaya çıktı. Bu tartışmalar üzerine M.Mustafa Kemal, partiler üstü konumu ile bir milli blok kurulmasına ilişkin önerisinin artık gerçekleşemeyeceğini Fethi Bey'e söyledi.<ref name="Çavdar, 1995, s.2058"/> Bu, her şeyin sonu demekti. 16 Kasım 1930 akşamı bir kere daha Mustafa Kemal ile görüşen Fethi Bey, kapatma kararında olduklarını bildirdi ve aynı akşam fırkanın [[Ankara]]'da bulunan milletvekilleriyle bir toplantı yaparak verilen kararın yerinde olduğunu saptamıştır.<ref name="Çavdar, 1995, s.2058"/> Kararın kesinleşmesinden sonra, ertesi gün Dahiliye Vekaleti'ne verilmek üzere, bir “fesih beyannamesi” hazırlanmıştır:
 
''“Tebellür eden son vaziyete göre, Fırkamız, Büyük Gazi Hazretlerine karşı, siyasî sahnede mücadele edecek bir mevkie getirilmiştir. Fırkamız doğrudan doğruya Gazi Hazretlerinin teşvik ve tasvipleriyle vücuda gelmiş ve Büyük Reisimizin her iki fırkaya karşı müsavi muavenet ve muamelesine mazhar olacağı teminatı almış idi. Esasen başka türlü siyasi bir teşekküle vücut vermek mesuliyetini almağı hiçbir zaman hatırımıza getirmedik. Halbuki emri vaki şeklinde tahakkuk eden son vaziyet karşısında bizce başarılması muhal olan bu teşebbüse devam etmek beyhude olacağından Fırkamızın feshine ve keyfiyetin bilumum teşkilata ve Dahiliye Vekaletine bildirilmesine karar verilmiştir. 16.11.1930”1930<ref>Yetkin, 1997, ss.227-228</ref>''
 
== Kaynakça ==