Klasik fiziğin felsefi yorumlaması: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Bilgelik Sevgisi (mesaj | katkılar)
k Bazı kelimeler için vikipedi'den bağlantılar eklendi.
Etiketler: Görsel Düzenleyici Yeni kullanıcı görevi
YBot (mesaj | katkılar)
10. satır:
Klasik mekanik; [[morötesi felaketi]], [[siyah cisim ışıması]], [[Gibbs paradoksu]] ve saltık sıfır dağıntısının eksikliği (sıfır noktası entropisi) gibi kuantum sistemlerini açıklamak için kullanıldığında çeşitli problemler doğar.
Klasik fizik gündelik dile [[modern fizik]]<nowiki/>ten daha yakın olduğu için bu aynı zamanda gündelik dilin felsefi yorumlanmasının da bir parçasıdır. 
 
== Ölçüm süreci ==
17. satır:
Kuantum mekaniğinde ölçüm problemi çalışmaları, cisim ile ölçümün yapıldığı aparat arasındaki etkileşimin ölçümü kaçınılmaz bir şekilde etkilediğini ve parçacık ölçeğinde bu etkinin çok büyük olduğunu göstermiştir. Günlük makroskobik ölçekte bu etki küçültülebilir.  
 
Ayrıca, basitçe “ölçülen” bir özelliğin klasik bir şekilde idealleştirilmesi, bir temel özelliğin -bir gazın sıcaklığının termometre ile ölçülmesi gibi- ölçümünü; ölçüm cihazının, önceden var olan durumlarını da içine alacağı gerçeğini yok sayar. Fizikçiler mikro ölçeklerdeki parçacıkların pozisyon ve [[momentum]]<nowiki/>larını kesin olarak saptamak için çalıştıklarında böyle bir açıklamaya ihtiyaç duydular. Bu konuda [[Heisenberg’in mikroskobu]], önemli bir düşünce deneyidir.   
 
Gerçekliğin bir parçası olan ama doğrudan algılanamayan deneyimlerin nasıl düzgün bir biçimde karakterize edileceği bir problemdir. Kuantum alanındaki araştırmalarımızın bulduğu en geçerli şey her ne olursa olsun, sadece elde ettiğimiz bilgiler ışığındaki olgulardan ibaret olacaktır. Bu alandaki açıklamalarımız, makro alandaki aletler ve fiziksel olaylarla beraber duyu organları arasındaki etkileşimi temel alır ve bu etkileşim bize hepsi olmasa da aradığımız bilgilerin bir kısmını verir. Daha sonra, dolaylı yollarla yaptığımız deneylerden faydalanarak daha fazla bilgi türetmeye çalışırız.
 
[[Werner Heisenberg|Heisenberg]] 1958 basımlı, Fizik ve Felsefe isimli kitabının 144. Sayfasında bu bilinmezlikle ilgili açıklamalar yapmıştır.
Fiziğin, doğanın açıklanmasını ve anlaşılmasını hedefleyen bir bilim dalı olduğunu söyleyebiliriz. Bilimsel olsun ya da olmasın, herhangi bir anlayış, dilimize ve fikirler arası iletişime bağlıdır. Her fenomenin, deneyin ve sonuçlarının tanımı iletişimin tek yolu olan dile bağlıdır. Bu dilin kelimeleri [[günlük yaşam]] konseptini temsil ederken, fiziğin bilimsel dili klasik fizik kavramlarını karşılar. Bu kavramlar; olaylar, deney düzenekleri ve deneylerin sonuçları hakkında belirsizliğe yer vermeyen bildirimler için sadece bir araçtır. Bu yüzden bir [[Atom fiziği|atom fizik]]<nowiki/>çisine deneyinde gerçekten neler olduğunu tanımlaması söylenirse, “tanım”, “gerçek” ve “olmak” kelimeleri ona sadece günlük hayatı ya da klasik fiziği ifade edecektir. Fizikçi, bu temelden uzaklaşmasıyla birlikte, kesinliğin anlamını kaybeder ve bilimine devam edemez. Bu sebeple, "aslında ne gerçekleştiğine" dair herhangi bir ifade, klasik konsept ile sınırlı kalmakta ve termodinamik kaynaklı belirsizlikler de göz önünde bulundurulduğunda, yetersizliği, atomik olayların detaylarına kıyasla oldukça yüzeysel oluşundan gelmektedir. İki başarılı gözlem arası kuantum-teorik süreçte “ne olduğunu tanımlama” gerekliliği bir çelişkidir çünkü tanım kelimesi klasik kavramları karşılar ve bu kavramlar gözlemler arasında değil, sadece gözlem noktasında kullanılabilir.
 
== Kuantum mekaniği ve özel görelilikte gözlem önceliği ==