Birinci Balkan Savaşı: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Etiketler: Mobil değişiklik mobil uygulama değişikliği Android uygulaması değişikliği
Değişiklik özeti yok
17. satır:
|komutan3 =
|güç1 = 350.000
|güç2 = Bulgaristan 366,.000 (600,.000) Sırbistan 190,.000 (366,.000) Yunanistan 115,.000 (190,.000) Karadağ 35,.000 <br /> '''Toplam:''' 706,.000
|güç3 =
|kayıp1 = {{bayraksimge|Ottoman Empire}} '''Osmanlı İmparatorluğu:'''<br />50.000 ölü<br />100.000 yaralı<br />115.000 esir<br />75.000 hastalıktan öldü<br />
'''Toplam: 340,.000 ölü, yaralı ya da esir'''
|kayıp2 = {{bayraksimge|Kingdom of Bulgaria}} '''Bulgaristan:'''<br />14.000 ölü <br />50.000 yaralı <br />19.000 hastalıktan öldü<br />
<br />{{bayraksimge|Kingdom of Greece}} '''Yunanistan:'''<br />2.360 ölü <br />23.502 yaralı<br />1.550 hastalıktan öldü<br />
30. satır:
}}
{{Birinci Balkan Savaşı}}
'''Birinci Balkan Savaşı''', 7 Ekim 1912-30 Mayıs 1913'te [[Bulgaristan Krallığı]], [[Sırbistan Krallığı]], [[Yunanistan Krallığı]] ve [[Karadağ Krallığı]]'ndan oluşan [[Balkan Birliği]]'nin [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı Devleti]]'ne karşı giriştiği savaş. Bu savaş ile Balkan Devletleridevletleri, [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı Devleti]]'nin Balkanlardaki topraklarının büyük bir bölümünü ele geçirmiştir. Bu savaş sonucunda Osmanlı Devleti [[Edirne]] ve [[Kırklareli]]'ye kadar olan [[Midye-Enez Hattı]]'nın batısındaki tüm topraklarını Balkan Devletleri'nedevletlerine bırakmak zorunda kaldı.
 
== Savaş Öncesi ==
<!--[[Dosya:Chataldja armistice.jpg|küçükresim|sol|200px|[[Çatalca]] Mütarekesi]]--->
 
1878 tarihli [[Berlin Antlaşması (1878)|Berlin Antlaşması]]'nda umduğunu bulamayan [[Bulgaristan]], bağımsızlığını kazandıktan sonra [[Balkanlar]]'da etkin bir politika izlemeye başlamıştı. [[Bosna-Hersek]]'in ilhakı ise [[Sırbistan]]'ı aynı yönde bir politika izlemeye itti.
 
1912 yılında bu iki devletin çıkarlarının çatışmaması için [[Rusya]], [[Bulgaristan Krallığı|Bulgaristan]] ve [[Sırbistan Krallığı|Sırbistan]] arasında arabuluculuk ve düzenleyicilik yapmaya başladı. [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı Devleti]]'ne karşı yapılan ittifaka [[Yunanistan Krallığı|Yunanistan]] ve [[Karadağ Krallığı|Karadağ]] da katıldı.
 
Uzun zamandır beklenen, bu savaş 18 Ekim 1912 tarihinde başladı. Balkan Devletleri, özellikle [[Makedonya]]'yı paylaşmak için fırsat arıyorlardı. [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı Devleti]]'nin içinde bulunduğu ekonomik ve siyasi krizlerden yararlanmak isteyen Balkan Devletleridevletleri, bu tarihte savaş ilan ettiler.
 
== Savaş Düzeni ve Planları ==
46. satır:
[[Dosya:Ottoman soldiers after the First Balkan War.png|küçükresim|sağ|220px|Yaralı Osmanlı askerleri]]
 
Savaş başladığında, Balkanlardaki Osmanlı Ordularıorduları, toplamda 12.024 subay, 324.718 asker, 47.960 yük, binek hayvanı ve savaş atı, 2.318 top ve 388 makineli tüfekten oluşmaktadır. Bunlardan 920 subay ve 42.607 askerde geri hizmettehizmetteydi. idiBöylece böylece 3üç orduya dağılmış 293.206 subay ve asker kalıyordu ve, bunlar da 4dört orduya bölünmüştü.<ref name="Turkish General Staff">{{Kitap kaynağı| ad =Balkan Harbi (1912-1913) | başlık =Harbin Sebepleri, Askeri Hazırlıklar ve Osmanlı Devletinin Harbe Girişi | yayıncı = Genelkurmay Basımevi | yıl =1993 | sayfa =100 }}</ref> Bunun karşısında ise 3üç Slav ittifak gücü (Bulgaristan, Sırbistan, Karadağ) genişleme planları içinde ordularını konuşlandırmıştı. Sırplar ve Karadağlılar, [[Sancak]] eyaletinde,; Bulgar ve yine Sırplar [[Makedonya]]'da ve [[Trakya]]'da idi vedaydı. 346.182 askerden oluşan Bulgar ordusu, [[Trakya]]'yı hedeflemişti. Karşısında 96.273 asker ve 26.000 garnizon askerinden oluşan Osmanlı Trakya ordusu (Doğu Ordusu) bulunmaktaydı.<ref>''The war between Bulgaria and Turkey 1912-1913, Volume II'', Ministry of War 1928, pp. 659-663</ref> Bu sayı Hall ve Erickson'un 1993 basımı "the Turkish Gen. Staff's study" adlı eserinde ise toplamda 115,.000 olarak gösterilmektedir. Kalan Osmanlı ordusu ise 200.000 kişiydi ve Makedonya'da konuşluydu.<ref name="Erickson2">Erickson (2003), p. 170</ref> Karşısında ise 234.000 Sırp ve 48.000 BulgardanBulgar'dan oluşan Sırp komutanlığının emrinde bir ordu ve 115.000 kişilik Yunan ordusu bulunmaktaydı. Bağımsız statik muhafız güçlerinden oluşan tahkim edilmiş [[Yanya]] ve [[İşkodra]] şehirlerine doğru Osmanlı Makedonya ve Vardar ordularında karşı (Batı Ordusu) dağılmış vaziyetteydi. Yunanlar [[Epir]] ve [[İşkodra]]'ya doğru mevzilenmiş iken kuzey Arnavutluk'ta Karadağlılar da Osmanlı'ya karşı mevzilenmişti.
 
=== Bulgaristan ===
Bulgaristan, askeriaskerî açıdan bağımsızlığını kazandıktan kısa süre sonra Balkan Devletleri içindeki en güçlü orduya sahip devletlerden biri oldu. 4 devletin en güçlüsüydü. Rus ve yabancı yardımları sayesinde oluşturulmuş iyi donanımlı, iyi eğitimli ve güçlü bir orduya sahipti.<ref name=Hall16>Hall (2000), p. 16</ref> Bulgaristan'da 4.,3 milyon nüfusa karşılık 599,.878 askerden oluşan bir ordu bulunmaktaydı.<ref name=Hall18>Hall (2000), p. 18</ref> 9Dokuz piyade tümeni, 1bir süvari tümeni ve 1,.116 topu bulunmaktaydı.<ref name=Hall16>Hall (2000), p. 16</ref> Ülkeyi yöneten [[I. Ferdinand (Bulgaristan)|Çar Ferdinand]] ordunun görünen komutanıydı, ama fiilifiilî komutan General Michail Savov'du. Ama Bulgaristan donanma yönünden ise küçük bir güce sahipti, donanma sadece 6altı torpido bottan ibaretti. En fazla [[Karadeniz]]'de harekât yapabilecek kapasitedeydi.<ref name=Hall17>Hall (2000), p. 17</ref>
 
Bulgaristan bu durumda savaş için [[Trakya]] ve Makedonya'yı hedeflemişti. Ana kuvvetler Trakya'da 3üç ordu şeklinde teşkilatlanmıştı. 1. Bulgar Ordusu 79.370 askerle general [[Vasil Kutinçev]] komutasında 3üç piyade tümeni ile [[Yanbolu, Bulgaristan|Yanbolu]]'nun güneyinde konuşlanmıştı ve [[Tunca]] nehri boyunca harekât yapacaktı. 2. Bulgar Ordusu ise 122.748 asker ile general [[Nikola İvanov]] emrinde 2iki piyade tümeni ve 1bir piyade tugayından ibaretti. İlk ordunun hemen batısında ana hedef olarak [[Edirne]]'yi ve güçlü istihkamlarınıistihkâmlarını almayı hedefleyecekti. Plana göre 3üç piyade tümeninden oluşan [[Radko Dimitriev]] komutasındaki 94,.884 asker mevcuduna sahip 3. Bulgar Ordusu ise önce 1. Bulgar Ordusu'nun arkasına gizlenip, yayılan süvari kuvvetleri ile Osmanlı odaklarından gizlenecek; ardından sürpriz şekilde [[Yıldız Dağları|Istranca Dağları]]'nı aşıp, saldırıya geçip doğruca (Kırk Kilise) adıyla da bilinen Kırklareli ve mevzilerine saldıracaktı. 49.180 kişilik 2. Piyade Tümeni ve 48.523 kişilik 7. Piyade Tümeni ise bağımsız bir rol üstlenecek ve [[Batı Trakya]] ile Doğu Makedonya'da harekât düzenleyip müttefik ülkelerin ordularıyla birlikte buraları ele geçirecekti.
 
=== Sırbistan ===
{{Daha fazla|Birinci Balkan Savaşında Sırp Ordusu Savaş Düzeni}}
 
Sırbistan 2.912.000 kişilik nüfusa karşılık 255.000 kişilik bir orduya ve 228 topa sahipti. Ordu,; 10on piyade tümeni, 2iki bağımsız tugay ve bir süvari tümeni şekliden Eski Savaş Bakanı General [[Radomir Putnik]] emrinde teşkilatlanmıştı.<ref name=Hall18>Hall (2000), p. 18</ref> Sırp Yüksek Komuta konseyiKonseyi savaş öncesi tatbikatlarında [[Üsküp]]'ten hemen önce [[Ovče Pole]] platosunda nihai bir meydan savaşı ile Osmanlı'nın Vardar ordusunu kesin bir yenilgiye uğratmayı hedeflemişti. Ana kuvvetler 3 ordu ile Üsküp'e ve ötesine ilerlerken, bir tümen ve bir bağımsız tugay [[Yeni Pazar]] sancağındaki Karadağlılar ile birleşip birlikte harekât düzenleyecekti.
 
[[Dosya:Serbian aspirations 1912.jpg|sol|küçükresim|200px|Sırpların I. Balkan Savaşı'na girmelerine sebep hayalini kurdukları devlet toprakları]]
 
132.000 askerden oluşan 1. Sırp Ordusu, General [[Petar Bojović]] emrindeydi ve güç, olarak diğer Sırp Orduları içinde en güçlüsüydü. Üsküp yakınlarında merkezdeydi. 2. Sırp Ordusu, 74.000 askerle General [[Stepa Stepanović]]'in komutasındaydı. 1. Sırp Tümeni yanında müttefik Bulgaristan'ın 7. Rila Tümeni'nde birlikte hareket etmekteydi. Ordunun sol kanadını oluşturup Makedonya'nın [[Stracin]] şehri ve ötesine doğru ilerlemekle görevliydi. Bulgar tümeni her ne kadar harekât öncesi Sırp ve Bulgar ordusunun anlaşmalarına uygun şekilde hareket etmesi yönünde anlaşmaya karşın; savaşın başlamasında sonra General Stepanoviç'in emirlerine uymayı bırakıp, sadece Bulgaristan Yüksek Komuta Merkezi'nin emirlerini uygulamaya başladı. 3. Sırp Ordusu, General [[Božidar Janković]] komutasında 76.000 askerden oluşmaktaydı ve Kosova'yı ele geçirip ardından diğer ordularla Ovče Polje platosunda, Osmanlı Vardar Ordusu ile yapılacak nihai savaşa katılacaktı. Bunun yanında 2 önemli askeriaskerî yığınak da Kuzeybatı Sırbistan ve karşısındaki Sırp-Avusturya Macaristan sınırına yapılmıştı. Bu ordulardan biri 25.000 kişilik General Mihail Zhivkovich emrindeki Ibar Ordusu diğeri ise Yarbay Milovoje Anđelković emrinde 12.000 kişilik Javor Tugayı'ydı.
 
=== Yunanistan ===
67. satır:
[[Dosya:Georgios_Averof.jpg|küçükresim|250px|sağ|''[[Georgios Averof (zırhlı kruvazör)]]'', Yunan filosu amiral gemisi. O zamana kadar savaşan bütün devletlerin en modern savaş gemisi olup Ege Denizindeki operasyonlarda önemli bir rol üstlenmiştir.]]
 
Yunanistan, bu sırada 2.666.000 nüfusa <ref name="Erickson70">Erickson (2003), p. 70</ref> sahipti ve üç müttefik içinde en zayıfıydı. 16On altı yıl önce [[Osmanlı-Yunan Savaşı (1897)|1897 Osmanlı-Yunan Savaşı]] esnasında Osmanlı'ya yenilmişti. Yunanistan'daki İngiliz Konsolosu 1910 yılında Yunan Ordusu'nun kapasitesi hakkında şu tasvirde bulunuyordu: ''"Eğer savaş varsa Yunan subaylarının konuşma yanında tek bir şey yaptığını görürsünüz, kaçmak"'' <ref name="Fotakis42">Fotakis (2005), p. 42</ref> Ancak kara ordusunun bu zayıflığına karşın Yunanistan güçlü, kayda değer deniz gücüne sahip tek balkan ülkesiydi ve bu diğer iki müttefik için önemliydi. Çünkü Anadolu'da bulunan Osmanlı Birlikleri bu sayede Asya kıtasından Avrupa'ya kolayca nakledilemeyeceklerdi. Bu durum Sırp ve Bulgarların gözünden kaçmadı ve özellikle bu nedenle Yunanlar bu iki ülke tarafından ittifaka alındı ve teşvik edildi.<ref>Fotakis (2005), p. 44</ref> Sofya'da süre gelen ittifak görüşmelerinde Yunan Büyükelçisi, ittifakta Yunanistan'ın girişinin başı çekeceğini şu sözlerle belirtmişti.: ''"Yunanistan savaş desteği olarak 600.000 asker sağlayacaktır. 200.000 asker muharebe alanında ve donanma ile 400.000 askerin Türkiye'de [[Selanik]] ve [[Çanakkale]] arasında durdurulmasını sağlayarak...''"<ref name=Hall17>Hall (2000), p. 17</ref>
 
Savaş başlamadan önce Yunan Kara Ordusu, 1911'de çağrılan Fransız uzmanların gözetiminde yeniden yapılandırılmaktaydı. Bu uzmanların gözetiminde Yunanlar kendi ana formasyonlarının yanında üçgen piyade sistemini benimsediler ama bundan önemlisi oluşturdukları seferberlik sistemi 1897'de silahlandırdıklarından çok daha fazla kişinin silahlanmasına imkân veriyordu; yabancı uzmanlar yaklaşık 50.000 kişiyi silahlandırabileceklerini öngörürken Yunanlar 125.000 kişiyi silahlandırarak Osmanlı Devleti üzerine sürdüler. Bir de bunun üstüne ulusal muhafızlardan, yedeklerden 140.000 kişi daha seferber edilip savaşa sokuldu.<ref name="Erickson70"/><ref name="Fotakis42"/> 1897'de olduğu gibi 2 grup ordu oluşturuldu ve coğrafi ayrıma göre ad verilip bu ordular mevzilendi. [[Epir]] ve [[Teselya]] orduları.
 
Teselya Ordusu (Στρατιά Θεσσαλίας), Veliaht Prens [[I. Konstantin (Yunanistan kralı)|Konstantin]] komutasında, ve Korgeneral [[Panagiotis Danglis]]'in Kurmay başkanlığındaydı. 7 Piyade Taburu, 1 Süvari Tümeni ve 4 Bağımsız [[Evzon]] Taburu ve toplamda 100.000 askerden oluşuyordu. Ana hedefi ve görevi, Güney ve Merkez Makedonya'ya ilerlemek, burada tahkim edilmiş Osmanlı mevzilerini ele geçirmek;, [[Selanik]] ve [[Manastır]]'ı almaktı. Buna karşılık toplamda 10-15.000 askerden oluşan [[Epir]] Ordusu (Στρατιά Ηπείρου), ise Korgeneral [[Konstantinos Sapountzakis]] komutasında, zayıf bir konumda olup iyi şekilde tahkim edilmişti. Epir eyaletinin başkenti [[Yanya (il)|Yanya]] şehrini alabileceğine dair bir ümidi yoktu ama ana görevi, Teselya ordusunun takviyeleri gelene kadar Osmanlı kuvvetlerini olduğu yerde oyalayıp ilerlemesini engellemekti.
 
Yunan donanması ise nispeten modern ve İngiliz donanma subaylarının gözetiminde alınmış yeni gemilerle ve yapılan reformlarla güçlendirilmişti. İngiliz heyeti, Başbakan Venizelos tarafından 1910 yılında davet edilmiş ve Mayıs 1911'de Yunanistan'a gelmişti ve Koramiral [[Lionel Grand Tufnell]]'in enerjik ve olağanüstü başkanlığı ile silah ve donanma manevralarında aşırı derecede bir iyileştirme oldu, donanma bakanlığı tekrar organize edildi.<ref name="Fotakis 2005, pp. 25–35">Fotakis (2005), pp. 25–35</ref> 1912'de donanmanın en modern ve temel hızlı [[zırhlı kruvazör]]ü ''[[Georgios Averof (zırhlı kruvazör)|Averof]],'' (1910 da tamamlandı) ve en modern hızlı savaş gemisiydi.<ref>Fotakis (2005), p. 45</ref> Savaş sürerken Averof ve üç muhripten oluşan bir filo, Osmanlı'nın [[Karaburun]]'daki istihkâmlarını bombalamıştı.<ref>[[Aram Andonyan]], Balkan Savaşı, Çev. [[Zaven Biberyan|Zaven Biberya]]<nowiki/>n, [[Aras Yayıncılık]], İstanbul, 1999, s. 379. ISBN 9789757265214.</ref> Bunun yanında modası geçmiş Hydra sınıfı 3üç savaş gemisi vardı. Ayrıca 1906-1907 arası 7 destroyer inşa edilmişti ve 6 yeni destroyer de savaş tehlikesi belirince 1912 yazında satın alındı.<ref name="Fotakis 2005, pp. 25–35"/>
 
Buna karşın savaş başladığında Yunan donanması hala planların gerisindeydi. Osmanlı Donanması, sayı ve ana yüzey gemileri ve özellikle uzun kalibreli toplara sahip gemi yönünden üstün konumdaydı.<ref>Fotakis (2005), pp. 45–46</ref> Sonuçta savaş donanmayı genişleme ve yeniden organize olma aşamasında yakalamıştı ve donanmasının üçte biri (6altı yeni destroyer ve bir Delfin sınıfı denizaltı) savaş başladıktan sonra ve personel eğitimi yapılamadan bu konuda yeterli süre ayrılamadan, görev değişimi yapılamadan Yunanistan'a ulaştı. Kömür ve diğer donanma gemileri için gerekli stoklarda ise sıkıntı yaşanmaktaydı ve Averof'ta ise gerekli mühimmat yoktu Kasım sonuna kadar da bu durum değişmeyecekti.<ref>Fotakis (2005), p. 46</ref>
 
=== Osmanlı İmparatorluğu ===
==== Balkanlarda Osmanlı Ordusunun Durumu ====
 
Osmanlı Devletinde ise sorunlar çok fazlaydı. 1908 yılındaki [[İkinci Meşrutiyet|II. Meşrutiyet]]'in ilanı sonrası siyasal çalkantılar devam etmekteydi ve I. Balkan Savaşı öncesi [[İttihat ve Terakki|İttihat ve Terakki Partisi]] ile [[Hürriyet ve İtilaf Fırkası]] arasında çekişme yaşanmaktaydı. Diğer taraftan Osmanlı Ordusu, TrablusgarbTrablusgarp'data İtalyanlar ile savaşırken, [[Yemen]]'de çıkan isyan sonrası büyük bir hata içine düşerek, Rumeli'deki taburların bir kısmını bu isyanı bastırmak için Yemen'e gönderdi. Bunun yanında bir diğer sorun da nüfustu. Osmanlı İmparatorluğu'nun nüfusu 1912 yılında 26 milyon olsa da; bunun sadece 6.,1 milyonu Balkanlar'da yaşıyordu. Dahası bu nüfustan hiç askerlik yapmayan Hristiyan ahaliyi düşünce geriye sadece 2.,3 milyonluk bir Müslüman Türk nüfus çıkıyordu ki, Anadolu'dan takviye almadan Rumeli'deki halktan bir ordu oluşturulmak istense sadece bu 2.,3 milyonluk kesimden çıkartılmak zorundaydı.
 
Bunun yanında İmparatorluk bir de TrablusgarbTrablusgarp'data İtalyanlar ile savaş içindeydi ve Donanma'nın bir kısmı, On 12İki adalaraAdalara saldıran ve işgal eden İtalyan donanması ile uğraşmakta veya TrablusgarbTrablusgarp'a askeri destek sağlamaktaydı. Dahası İtalyan donanması [[Beyrut Muharebesi (1912)|Beyrut Deniz Muharebesi]] gibi deniz savaşları ile Osmanlı donanmasının savaş ve taşıma yapan bir kısım gemilerini yok etmişti. Yine [[Trablusgarp Savaşı]] için bir kısım subay ve asker Libya'daydı. İtalyanlarla olan TrablusgarbTrablusgarp Savaşı, ancak I. Balkan Savaşı'nın çıkmasından birkaç gün sonra 15 Ekim 1912'de sonra erdirilebildi. TrablusgarbTrablusgarp'ın Osmanlı'nın elinden çıkması, [[Rodos]]'u da içine alan 12On adalarınAdaların ise İtalya'dan antlaşma masasında geri alınabilecek iken; Balkan savaşında Yunanlar tarafından işgal edilmesini engellemek için geçici olarak İtalyanların eline bırakılması ile sonuçlandı (1. Dünya Savaşında Osmanlı ve İtalya ayrı taraflarda savaşa girince zaten fiilen işgal altındaki 12On adalarİki Adalar, resmen İtalyanlarca işgal edilip İtalyan toprağı oldu.). Ayrıca Osmanlıların bir kısım kuvvetlerini de Balkanlara geç aktarmasına veya hiç aktaramamasına sebep oldu. Osmanlı, I. Balkan Savaşı öncesi Balkanlarda ordularının yerini sağlamlaştırabilecek bir hamle yapamadı.<ref name=Hall19>Hall (2000), p. 19</ref>
[[Dosya:Ottoman redif soldiers.jpg|küçükresim|200px|Osmanlı redif askerleri]]
 
89. satır:
Teşkilatlanan Osmanlı ordusuna bir göz atılırsa;
* Doğu ordusu olan Trakya Ordusu 115.000 askerden oluşmaktaydı ve Bulgarlara karşı pozisyon almıştı. Nazım Paşa komutasında 7 kolorduda 11 düzenli piyade taburu, 13 redif ve 1+ (bir tümenden fazla ama 2 tümenden az) süvari tümenine sahipti:
** [[1. Kolordu (Osmanlı)|I. Kolordu]] 3 tümenden oluşmaktadır ([2. piyadePiyade tümeniTümeni (eksik alay), 3. piyade ve 1. Geçici Piyade Tümenleri)].
** [[2. Kolordu (Osmanlı)|II. Kolordu]] 3 tümenden oluşmaktadır ([4. (eksik alay) ve 5. Piyadepiyade Tümenleritümenleri ve Uşak Redif tümeni)].
** [[3. Kolordu (Osmanlı)|III. Kolordu]] 4 tümenden oluşmaktadır (7., 8. ve 9. Piyadepiyade Tümenleritümenleri (hepsi eksik alay), ve Afyonkarahisar Redif Tümeni).
** [[4. Kolordu (Osmanlı)|IV. Kolordu]] 3 tümenden oluşmaktadır ([12. piyade tümeni (eksik alay), İzmit ve Bursa Redifredif tümenleri)].
** [[17. Kolordu (Osmanlı)|XVII. Kolordu]] 3 tümenden oluşmaktadır. (Samsun, Ereğli VEve İzmir Redifredif tümenleri).
** [[Edirne Müstahkem Mevki Komutanlığı|Müstahkem Mevki]] 6 ek tümen (10. ve 11. piyade,; Edirne, Babaeski ve Gümülcine Redif ve Kale Tümeni, 4. Tüfek ve 12.süvari alayıSüvari Alayı).
** [[Kırcaali Müfrezesi]] iki ek tümen (Kırcaali Redif, Kırcaali Mustahfız Tümeni) ve 36. Piyade Alayı.
** Bağımsız Süvari Tümeni ve 5. Hafif Süvari Tugayı
* Makedonya ve Vardar ordularından oluşan Batı ordusu ise 10 kolorduda 32 piyade ve 2 süvari tümeni, toplamda yaklaşık 200.000 kişiden oluşmaktadır.
** Sırplara karşı konumlanmış merkezi [[Üsküp]]'te olan [[Vardar Ordusu]] Halepli Zeki Paşa komutasında 5 kolordu ve bu kolorduların içinde 18 piyade tümeni, 1 süvari tümeni ve 2 bağımsız süvari tugayı olarak teşkilatlanmıştır.
*** [[5. Kolordu (Osmanlı)|V. Kolordu]] 4 tümenden oluşmaktadır. (13., 15., ve 16. Piyade veile İştip Redif Tümeni).
*** [[6. Kolordu (Osmanlı)|VI. Kolordu]] 4 tümenden oluşmaktadır. (17., ve 18. Piyade ve Manastır ile Drama Redifredif Tümenleritümenleri).
*** [[7. Kolordu (Osmanlı)|VII. Kolordu]] 3 tümenden oluşmaktadır. (19. Piyade ve Üsküp ile Priştine Redifredif Tümenleritümenleri).
*** [[2. Kolordu (Osmanlı)|II. Kolordu]] 3 tümenden oluşmaktadır. (Uşak, Denizli ve İzmir Redifredif Tümenleritümenleri).
*** Sancak Kolordusu 4 tümenden oluşmaktadır. ([20. Piyade (eksik alay), 60. Piyade ve Metroviça Redif Tümeni, Taşlıca Redif Alayı, [[Firzovik Müfrezesi|Firzovik]] ve [[Taşlıca Müfrezesi|Taşlıca]] Müfrezeleri)müfrezeleri].
*** Bir Bağımsızbağımsız Süvarisüvari Tümenitümeni, 7. ve 8. Süvarisüvari Tugaylarıtugayları.
** Merkezi [[Selanik]]'te bulunan [[Ali Rıza Paşa]] komutasındaki [[Makedonya Ordusu]] hem Yunanistan, hem Bulgaristan hem de Karadağ'a karşı konumlanmıştı. 5 kolorduda 14 tümene sahipti.
Yunanistan'a karşı 7'den biraz fazla tümen konumlanmıştır.
*** [[8.Kolordu (Osmanlı imparatorluğu)|VIII. Geçici kolordu]] 3 tümeni bulunmaktadır. (22. Piyade ve Nasliç, Aydın Redif tümenleri).
117. satır:
[[Dosya:Ottoman retreat from Lule Burgas to Chataldja.jpg|küçükresim|200px|[[Lüleburgaz|Lüle Burgaz]]'dan [[Çatalca]]'ya doğru çekilen Osmanlı birlikleri]]
 
Organizasyon planına göre Osmanlı'nın Batıbatı ordusu (Vardar ve Makedonya Ordularıorduları) savaş durumunda 598.000 askere ulaşacak ve bu şekilde düşmana karşı koyacaktı. Fakat demir yollarındaki yetersizlik bunun yanında hantal ve yanlış Osmanlı'nın seferberlik sisteminde de hatalar vardı. Zira askere alınacak kişiler askere alındıkları ordunun yakınındaki bölgelerden alınırdı, bu seferberlik açısından silah altına alma ve askerlerin bölgeyi tanıması, zorlanmaması gibi belli bir kolaylık sağlasa da dezavantajları çoktu zira savaşılan bölgeye yakın ordunun olduğu yerde silah altına alınan bu kişiler, eğer silah altına alındıkları yerler cephe hattı ve düşman işgali tehlikesi olan yerlerdeyse bu bölge yakınında köylerinin, şehirlerinin başına gelenlerden derhal haberdar olduklarından bu durum onları demoralize edip dikkat dağınıklığı ve ailelerini korumak için firarlara sebep oluyordu. Örneğin Priştine ve Üsküp şehirlerinin ileride Sırpların eline geçtiğini veya buraya Sırplarının yürüdüğünü öğrenen, cephede savaşan tümenlerdeki Üsküplü Arnavut ve Türk redif askerlerin pek çoğu ailelerinin durumundan endişelenerek kurtarmak için panik içinde bulundukları yerleri terk edip bu yerlere gitmişlerdir. Sonuçta da Osmanlı ordusunda bu firarlar ağır sorunlara neden olmuştur. Ancak I. Dünya Savaşı'ndaki seferberlik programında imparatorluk bu sistemden dönebilmiştir. Balkan Savaşı'ndaki firar sorununun temel nedenlerinden biri de budur. Bu durum bazı kimselerce haksız şekilde "Balkanlarda Arnavutlar Osmanlılara ihanet etti" şeklinde düşünülmüştür. Bunu ihanet iddialarını destekleyecek öne sürdükleri bir dayanak da 1911'de Arnavutluk'ta ve 1912'de Kosova'da çıkan Arnavutluk isyanlarıdır. Oysaki durum hiç de öyle değildi: zira 1911 yılındaki ve 1912 yılındaki isyanlara karşın Arnavutların çoğu Sırp, karadağKaradağ, Yunan egemenliğinden çok Osmanlı yönetimi taraftarıydı ve özellikle Sırplarla çekişmeli durumdaydılar. Aynı eleştirilen Arnavutlar bu savaşta, Osmanlının "İşkodra Savunması" esnasında gönüllü birlikler kurup Osmanlı yanında Karadağ-Sırp birleşik ordusuna karşı savaşmışlardır. İşkodra'daki direniş ancak Nisan 1913'te savaşın sonuna yakın sert ve acımasız çatışmalardan, ablukadan sonra aç, susuz kalan şehir ile ilgili yapılan müzakerelerle teslim olması ile kırılmıştır. Ancak sonradan [[Esad Paşa Toptani|Esat Paşa Toptani]] gibi Arnavutlardan az sayıda kişiler sonradan Sırplarca etkilenerek Osmanlı aleyhine dönmüştür ancak bu kişiler de pek fazla Arnavutlardan taraftar bulmamıştır. Kaldı ki sadece Arnavutlardan değil Türklerden de Osmanlı aleyhine Balkan savaşında çalışan kişilere rastlanmaktadır. Büyük Sırbistan hayali Arnavutlar dışında Avusturya-Macaristan İmparatorluğu'nu da tedirgin etmekteydi. Bu imparatorlukta bölgede Slav veya Rus egemenliği yerine Osmanlıların bölgede olmasına taraftardı. Zira Sırbistan ve Rusya'nın kendi içindeki Slav azınlığı kışkırtacağı korkusu içindeydi, diğer taraftan Sırbistan'da bu imparatorluktan toprak koparma peşindeydi. Avusturya-Macaristan savaşta Osmanlı ordularının çöktüğünü fark ettiğinde ve Sırbistan'ın genişlemesinin kaçınılmaz olduğunu anladığında, bölgede bir Arnavutluk devleti kurulmasını ve bu şekilde Sırp egemenliğinin kırılmasını sağlamaya çalışmış, onlara hamilik etmiştir. Arnavutluk'un bağımsızlığın ilanı da apar topar yapılmıştır. Zira Osmanlı'nın artık kendilerine yardım imkânı kalmayıp: yaşadığı topraklarının Sırp, Karadağ ve Yunanlarca parçalanacağı ve katliama uğrayacakları korkusu ile yapılmış bir bağımsızlık ilanıdır.
 
Bununla birlikte ihanet iddialarına bir başka dayanak da özellikle [[Kumanova Muharebesi]]'nde görülen orduya alınan Hristiyan askerlerin firarı sorunudur ki, bu yönden bu iddialara hak verilebilir. Zira NY Times gibi gazetelerde belirtildiği üzere özellikle redif tümenlerine Balkan Savaşı'nda gerekli adaptasyon yapılmadan alınan kimi yerlerde ordunun %15-%20'sini oluşturan Osmanlı yönetimindeki bölgelerdeki Sırp, Yunan ve Bulgar azınlıklardan bir kısmı karşılarında kendi milletlerinden olan orduları görünce cepheden firar etmişlerdir. Ancak ihanet dışında burada Osmanlı seferberlik hizmetlerini eleştirmek gerekir. Zira seferberlik sırasında asker adaptasyonları bu kişilere eğitim verilmeden apar topar silahlandırılarak ön cepheye sürülmüşlerdir, dahası I. Dünya Savaşı'nda da Hristiyan ve diğer azınlıklardan silah altına alınan kişiler vardır. Ancak bunlar için Osmanlı ordusu, I. Balkan Savaşı'ndaki gibi firar sorunu ile karşılaşmamıştır. Zira bu azınlık askerleri özel olarak seçilerek, adaptasyon süreçleri tamamlanarak ve kritik pozisyonlardan çok geri hizmetlerde görevlendirilerek kullanılmışlardır. Bu da I. Balkan Savaşı'nın kaybedilmesindeki temel nedenlerden birinin de Osmanlı'nın o dönemdeki seferberlik sistemi olduğunun açık göstergesidir.</ref> Seferberlik sistemi çok dramatik şekilde savaşı ve orduda mevcut asker sayısını etkiledi. Savaş başlangıcında Batı Ordusu'nda yalnızca 200.000 asker mevcuttu.<ref name="Erickson2"/> Takviye olarak daha fazla insan savaş boyunca gelse de savaştaki ağır kayıplar nedeniyle Batı Ordusu hiçbir zaman istenen sayının yakınına dahi ulaşamadı. Savaş sırasında Osmanlılar Suriye'den gerek ''Nizam'' (Nizamiye) ve gerekse ''Redif'' askerleri getirmeyi planlamıştı. Ancak bu da hiçbir zaman tam olarak gerçekleşmedi; çünkü Yunanlar Ege'de deniz hakimiyetini ele geçirip takviyelerin denizden gelmesine engel oldular. Askerler de kara yolundan sevk edilmek zorunda kaldılar ve sonuçta bu takviyeler ya hiç Balkanlara gelmedi veya istenen vakitte gelemedi.<ref>Uyar & Erickson (2009), p. 227</ref> Osmanlı Komuta Konseyi, Alman AskeriAskerî Danışmanlığı misyonunda düşmanlarının durumuna göre 12 farklı savaş planı hazırlamıştı. Özellikle 5 noluno.lu Yunanistan, Bulgaristan ve Karadağ'a karşı hazırlanan savaş planı iyi geliştirilmiş bir plandı ve ordunun çeşitli kademelerine kendi yerel savaş planlarında kullanılmak ve geliştirilmek üzere gönderildi.<ref>Erickson (2003), p. 62</ref><ref>Özetle '''5 nolu plan''':Osmanlı Ordusuna askeri danışman olarak gönderilen Alman Kurmaylarından [[Colmar von der Goltz]] tarafından hazırlanan Osmanlı harekat planında Osmanlı ordusu Makedonya'da savunma halinde kalacak ve eğer gerekirse aşamalı olarak düşmana kayıp verdire verdire kademeli olarak [[Arnavutluk]]'a çekilecekti. [[Stratejik savunma]] üstüne kurulu bu taktik uyarınca bu savaşı esas etkileyecek muharebeler [[Trakya]]'da Balkan orduları içinde en güçlü kara ordusuna sahip [[Bulgaristan Krallığı]] ordusuna karşı yapılacak ve Osmanlı Ordusu özellikle bu ordu üzerine odaklanacaktı. Önce Bulgar ordusu burada durdurulup ardından püskürtülüp yenilgiye uğratılacak ve böylece Trakya-Rumeli hattındaki yollarda en iyi şekilde korunacaktı. Trakya ne pahasına olursa olsun elde tutulacaktı. Osmanlı'nın esas kuvvetleri de burayı korumaya ve Bulgar ordusunu savunma aşamasından sonra burada yenmeye odaklanacaktı. Ancak bundan sonra bir ilerleme söz konusu olacaktı. Yunanistan ve Karadağ'a karşı da aynı şekilde stratejik savunma üstüne kurulu gerekirse kademeli geri çekilmeyi içeren bir taktik izlenecekti. Bu taktiğin yararı Osmanlılara seferberliğini tamamlaması ve ordusunu toparlaması için zaman kazandıracak, kara yolları elde tutulacağından belki de en yararlı şekilde takviyeler Rumeli'ye ulaşabilecekti. Osmanlılar ya çok az bir toprak kaybı veyahut belli kazançlarla bu savaşı bitirebilecekti. Ahmet İzzet Paşa tarafından kabul edilen bu plan, ne yazık ki savaşın hemen öncesi yerine geçen halefi Nazım Paşa tarafından iptal edildi. Ölümüne kadar danışman ve kurmay olarak çalıştığı Osmanlı Ordusuna 1. Dünya Savaşı'nda, [[Halil Kut|Halil Paşa]] ile birlikte Kut'ta büyük bir zafer kazandıran ve pek çok Türk subayının eğitiminde yararı bulunan ve Osmanlı subaylarından büyük saygı gören Goltz Paşa'nın haklılığı savaş sonunda anlaşıldığında Osmanlılar için artık çok geçti.</ref> Osmanlı Hükûmeti 16 Ekim 1912'de harp ilan etmekte, ancak ordusunun son tertip 120 taburunu terhis etmiş, 35 taburunu başında Genelkurmay Başkanı Ahmet İzzet Paşa olmak üzere Yemen'e göndermiş, İtalyanların İzmir'e çıkarma ihtimaline karşı Balkanlardaki kuvvetlerinin bir kısmını İzmir'e intikal ettirmiş, seferberliğini tamamlayamamış, silahlı kuvvetlerini bir salgın hastalık gibi saran "Mekteplimektepli", "Alaylıalaylı", "Redifredif", "Zadeganzâdegân", "Kurmaykurmay" subay çekişmelerini giderememiş, ordunun silah ve teçhizattaki eksikliklerini tamamlayamamış, yeterli eğitim ve tatbikat yaptırılamamıştı.<ref>[http://www.kho.edu.tr/kutuphane/kitap/ozetler/00087ozet.htm İbrahim Artuç, Balkan Savaşı, Kastaş AŞ, İstanbul]</ref> Bunun yanında Alman askeri danışmanlığının hazırladığı savunma planı Osmanlı Ordusu kurmaylarınca göz ardı edildi; zira o sırada yeni Harbiye Nazırı olan Nazım Paşa; daha önce Ahmet İzzet Paşa'nın da onayıyla yapılan bu savunma planlarının ve görüşünün aksine kitaplarını olduğu Fransız General Ferdinand Foch'un Fransız Saldırısaldırı doktrinini benimsemiş biriydi.<ref>'''Balkan Harbi (1912-1913) (1993). Harbin Sebepleri, Askeri Hazirliklar ve Osmani Devletinin Harbi Girisi. Genelkurmay Basimevi.''' '''Erickson, Edward J. (2003). Defeat in Detail: The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913. Greenwood Publishing Group. ISBN 0-275-97888-5.''' Planına göre önce Sırplar üzerine yürünüp Sırp Ordusu yenilecek ardından Yunan ve Bulgar Orduları durdurulacak ve bu devletlerin ülkelerinin birinin veya birkaçının üzerine yürünmeye başlandığında onları koruyan Büyük devletler (İngiltere, Fransa, Rusya, Avusturya-Macaristan, Almanya...) [[1897 Osmanlı-Yunan Savaşı]]'ndaki gibi Osmanlı ilerlemesini durdurmak için diplomatik müdahalede bulunacak ve sonuçta Osmanlı İmparatorluğu toprak kaybına uğramadan aksine belki minik toprak kazançları ile bu savaşı sonlandıracaktı. Ancak bu plan başarısız olmaya mahkûmdu. Zira Osmanlı Devleti seferberliğini tamamlayamamış ve savaş öncesi ağır hatalar yapmıştı. Ordular hedeflenen sayının çok altındaydı, donanma ve kuvvetler dağınık konumdaydı. Asker eğitimsiz haldeydi buna karşın geçen zamanda Balkan devletleri Osmanlının aksine ordu ve donanmalarını iyi şekilde güçlendirmişlerdi. Savunma planlarının aksine [[Ferdinand Foch]] tarafından geliştirilen Fransız saldırı doktrinini benimseyip buna göre seferberliği doğru düzgün tamamlanmadan orduyu cephe saldırısına yönlendirmek bu savaşta Osmanlı için yıkım oldu.</ref> Nazım Paşa'nın bu hatası bütün savaşı Osmanlı aleyhine etkileyecek nedenlerden biri olmuştur. Savaşın kaybedilmesinden hemen sonra Nazım Paşa, bu önemli hatalarından dolayı İttihatçı fedailer tarafından öldürüldü.<ref>Sacit Kutlu, Milliyetçilik ve Emperyalizm Yüzyılında Balkanlar ve Osmanlı Devleti, Bilgi Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2007, s.32</ref><ref>'''Erickson, Edward J. (2003). Defeat in Detail: The Ottoman Army in the Balkans, 1912–1913. Greenwood Publishing Group. ISBN 0-275-97888-5.sayfa:333''' Bununla birlikte Goltz ve Ahmet İzzet Paşa'nın '''5 nolu planında da''' bir önemli hata bulunmaktadır. Bu hatada her ne kadar 4 Balkan devletinin olası saldırısına karşı hazırlanmış olsa da Yunanların dinamik deniz gücüne karşı tam bir taktiksel savunma içermemesidir. Oysaki Yunan Deniz gücü yüzünden Osmanlılar Çanakkale'yi korumak için bir güç tutmak zorunda kalmış, başta Selanik olmak üzere önemli Osmanlı limanlarını abluka altına alıp, Osmanlı donanmasını Marmara'ya hapsetmiş, Suriye'den denizden takviye gelmesi engelenmiştir.</ref>
 
==== Osmanlı Donanmasının Durumu ====
130. satır:
[[Dosya:Muhajir.jpg|küçükresim|220px|sol|Birinci Balkan Savaşı sırasında [[Balkanlar]]dan göçen muhacirler, [[İstanbul]], 1912.]]
[[Dosya:Ioannina liberation 1913.JPG|küçükresim|sağ|220px|''[[Yanya]]'nın [[Yunanlar]]a teslimi'', [[Yunanistan Krallığı]] veliahdı [[I. Konstantin (Yunanistan)|Konstantin]]'e kılıcı teslim eden [[Mehmet Esat Bülkat|Esad Paşa]]. (21 Şubat 1913)]]
Bu devletlerin savaş ilanında, Balkanları koruyacak büyük bir Osmanlı Ordusuordusu bulunmuyordu. Böylece, güçsüz ve küçük ordulara karşı birçok zafer kazandılar. Bulgarlar, yönünü doğuya yöneltti ve Trakya'nın önemli kısmını işgal etti. Sırplar,; Priştine, Üsküp ve Manastır'ı,; Yunanlar ise Serfice, SelanikSelânik, Bozcaada, Limni, Sakız ve Midilli adalarını kolayca işgal etti. Sırplar ve Karadağlılar ise, Arnavutluk'u paylaştılar. Osmanlı Ordusuordusu, bu yenilgilere karşı önemli bir harekâtta bulunamıyordu.
 
Uğranılan bu ağır yenilgiler üzerine, Bab-ı AliÂlî barış istedi ve [[Londra Konferansı (1912-1913)|Londra Konferansı]] düzenlendi. Bu konferans ile, Osmanlı Devleti büyük bir kayba uğruyordu.
 
== Toprak Kaybı ==
Yapılan bu konferans ile, [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı Devleti]] büyük bir kayba uğradı. Bu kayıp şöyledir:
 
* [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı Devleti]], 167.312&nbsp;km²lik alan kaybetti. Bu alanda, 6.582.000 nüfus vardı.
* [[Bulgaristan]], 25.257&nbsp;km²
* [[Yunanistan]], 55.919&nbsp;km²