Mizah: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Yazıyı genişlettim.
Etiketler: Geri alındı potansiyel vandalizm tanım değiştirme Görsel Düzenleyici
E-OS (mesaj | katkılar)
Gerekçe: Telif ihlali, doğrudan kopyalanmış cümleler var:https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/702571, https://eodev.com/gorev/17648546
Etiket: Elle geri alma
1. satır:
{{Kaynaksız|tarih=Eylül 2013}}
[[Kategori:Mizah|*]]
'''Mizah''', hayatın güldürücü yönünü ortaya çıkaran sanat türüdür. İnsanı gülmeye sevk eden resim, karikatür, konuşma ve yazı sanatıdır. Mizah eserleri sadece şaka, güldürme maksadıyla söylenip, yazılıp, çizilmediği gibi belli fikirleri ifade etmek için de ortaya konulabilir.
Mizah, olayların gülünç, alışılmadık ve çelişkili yönlerini yansıtarak insanı düşündürme, eğlendirme ya da güldürme sanatına verilen ad. En kaba şakadan en ince espriye kadar bütün mizah örnekleri, birbiriyle uyum içinde görünen olaylar arasındaki çelişkinin birdenbire ortaya çıkarılmasına dayanır. Bu nedenle gelenek ve kuralların sorgulanmasında mizah önemli bir rol oynar.
 
[[Öykü (edebiyat)|Hikâye]], [[roman]], [[komedi]], nükte, fıkra, hiciv, taşlama gibi şekillerde karşımıza çıkan bu eserlerin en önemli özelliği [[espri]] adı verilen can alıcı noktanın eserin ayrıntıları arasında büyük bir yetenekle gizlenmesi, tam sırası gelince de beklenmedik bir anda söylenmesidir.
Her şaka, bazen belli belirsiz de olsa bir saldırı öğesi içerir. Yapılan kişiye zarar verebildiğinden bazen bu öğe çok belirgin olabilir. Ama başka durumlarda, örneğin ciddi bir konuşmanın cinas yoluyla gülünçleştirilmesinde, saldırı öğesi çok daha örtüktür. Başkalarına saldırma gereksinimi insanın kendini saldırı altında hissetmesiyle çok yakından ilişkili olduğu için, pek çok şakada da gülme, daha çok rahatlamadan doğar. Saldırma ve savunma duygularına hemen hemen bütün mizah öğelerinde rastlandığı için, bazı yazarlar mizahın işlevinin bu duyguları toplumca kabul edilebilir tarzda dışarıya vurmak olduğunu öne sürmüşlerdir. Bazı eleştirmenlerse, saldırganlık ve acımasızlığa dayanmakla birlikte, mizahın insanı özgürleştirici yönünü vurgulamışlardır.
 
En kaba şakadan en ince espriye kadar bütün mizah örnekleri, birbiri ile uyum içindeki olaylar arasındaki çelişkinin birdenbire ortaya çıkarılmasına dayanır. Mizah gelenek ve kuralların sorgulanmasında önemli bir rol oynar. İki amacı vardır, saldırma ve savunma. İnsanın topluca yaşamaya başladığı dönemle birlikte mizah da otaya çıkmıştır. Kentleşmeyle birlikte daha soyut ve dolaylı bir özellik kazandı.
Batı'da mizah edebiyatı. Antropolojik bulgular, insanların kabileler halinde yaşadığı dönemlerde mizahın çağdaş örneklere göre çok daha doğrudan ve daha acımasız olduğunu göstermektedir. İnsanların daha büyük topluluklar halinde yaşamaya başlaması ve kentleşmeyle birlikte mizah daha soyut ve daha dolaylı bir biçim kazandı. Batı'da mizahı fiziksel şiddet öğesinden arındıranlar Atinalılardı. Mizahı keskin dilli bir sanata dönüştürenler de onlardı. Ama gene de eski Eski Yunan'da komedya, tragedyadan gelişti ve ancak Aristophanes'le (M.Ö y. 450-y. 388) birlikte ayrı bir tür oldu.
 
Mizahı bedensel şiddetten ayırıp keskin dilli bir sanata dönüştüren Atinalılar olmuştur. Ortaçağda, kilise ve kralıkralları alaya alan masallarıyla şenliklerde halkı eğlendiren öykü anlatıcıları, Jonglörlerjonglörler ve gezgin minstrel'lerleminstrel’le birlikte açık cinsel çağrışımları da olan yeni bir mizah türü yaygınlaştı. Ortaçağda20. Avrupa'dayüzyılda toplumunyeni tümbir üyelerimizah Soytarılar Bayramı'nda ve karnavallarda kendilerine gülebiliyorlar ve bu yolla bütün yılın gerilimini üzerlerinden atmayatürü çalışıyorlardıdoğdu. (BenzerKomik biröğelerin şenliğeyanı Hindularsıra arasındaürkütücü dave rastlanır.korkunç Bahardaöğelere yapılande Holiyer şenliğindeveren yoksul[[kara çocuklarmizah]] zenginlerinortaya başına pudra atarlarçıktı.) Rabelais,[[Siyasal Cervantes ve Boccaccio gibi yazarların yapıtlarındamizah]] da, karnavalların aşırı ve groteskbu öğelerinedönemde rastlamakönem olanaklıdırkazandı.
 
Türk mizah ustalarından [[Rıfat Ilgaz]] mizah için şöyle der: ''Mizah diye bir yazı türü yoktur. Yazı türü romandır, öyküdür, köşe yazılarıdır, anılardır. Mektup bile bir yazı türüdür de, mizah bir yazı türü değildir. Tür olsaydı tekniği olurdu.''
Sonraki yüzyıllarda mizah sanatı İtalya'daki opera buffa ve commedia dell'arte'den İngiltere'deki Restorasyon komedisine kadar çok çeşitli kollardan gelişti. İngiltere ve Fransa'da daha çok keskin nükteye dayanan yapıtlar önem kazandı. İngiliz yazar Samuel Johnson döneminin ünlü kişilikleriyle ustaca alay eden yapıtlarıyla ünlendi. Fransa'da seyircilerine zihinlerini kahkahayla açmalarını öğütleyen oyun yazarı Moliére, büyük ilgi topladı. Ama 18. ve 19. yüzyıllarda keskin yergilerin nezaket kurallarına aykırı olduğu düşünüldüğü için, daha "kibar" bir mizah anlayışı egemen oldu. Dickens'ın güçlü mizahı da, duygusallıkla yoğurulmuş grotesk bir anlatımın ötesine geçemedi.
 
''Mizah bir biçemdir. Topluma bakış açısıdır. Mizah şiir, öykü, roman olabilir: Tür değil, biçimdir. Mizacımızdan gelen bir özelliktir, bir çeşnidir. Yazı türleri beceri ister, teknik ister. Bunları sağladın mı başarı tamdır. Mizah ne ister? Mizah insanın mizacından geldiği için bilgi değildir, edinilemez. Teknik de değildir. İnsanın yaradılışında bu özellik varsa mizah başarılı olabilir.''
20. yüzyılda I. ve II. savaşlarının acıları yeni bir mizah anlayışının doğmasına yol açtı. komik öğelerin yanı sıra ürkütücü ve korkunç öğelere de yer veren kara mizah öne çıktı. Ayrıca siyasal mizah önem kazandı ve bağnazlığa, bürokrasiye ve totaliter hükümetlere karşı birer silah olarak kullanıldı. ABD'de Lenny Bruce, İtalya'da Dario Fo ve SSCB'de Vladimir Voinoviç gibi mizahçıların sert nükteleri resmi çevrelerce pek hoş karşılanmadı.
 
== Edebiyatta Mizah ==
Türklerde mizah edebiyatı. Türk edebiyatının ilk mizah örneklerine Divanü Lügati't Türk, Kutadgu Bilig ve Dede Korkut Kitabı gibi yapıtlarda geçen değim,, atasözü, bilmece ve tekerlemelerde rastlanır. Ama gerçek anlamda ilk mizah ürünleri, masallar (örn. Keloğlan), fıkralar ve seyirlik oyunlardır (örn. Karagöz, ortaoyunu, meddah). Âşık edebiyatında mizah öğelerinin en çok kullandığı türler ise, âşıkların karşılıklı rekabet içinde söyledikleri atışma, deyişme ve taşlama gibi şiirlerdi. İslam dininin insanları aşağılamayı, onlarla alay etmeyi yasaklaması nedeniyle divan edebiyatında mizah öğelerine fazla yer verilmedi. Gene de bu dönem şairleri, bazen kıskançlık ve mevki hırsıyla, bazen de şaka yapmak amacıyla mizaha başvurdular. Divan edebiyatındaki mizah yapıtları manzum latife, düzyazı fıkra, mizahi mektup, arzuhal, mizahi münazara, mülatafa, name, mizahi şerh ve tehzil olmak üzere çeşitli türlerde sınıflandırılabilir.
 
Olayların gülünç, alışılmadık ve çelişkili yönlerini yansıtarak insanı düşündürme, eğlendirme ya da güldürme amacıyla yazılan edebi eserler mizah türü içinde değerlendirilir. Akrostiş sanatı kullanılarak yazılmış mizahi edebi eserler önemli bir yere sahiptir. Akrostiş; her dizenin ilk harfi yukarıdan aşağı okununca ortaya bir söz çıkacak biçimde düzenlenmiş manzumedir.
Tanzimat döneminde Türk mizahının çehresi önemli ölçüde değişti, kapsamı da genişlemeye başladı. Bu dönemin başlıca mizah yazarları Teodor Kasap Ve Direktör Ali Bey, daha çok Fransız edebiyatının etkisinde yazdıkları tiyatro yapıtlarıyla önem kazandılar. Teodor Kasap'ın beş perdelik komedisi Pinti Hamit ile ortaoyunu İşkilli Memo, Direktör Ali Bey'in Kokona Yatıyor yahut Madam Uykuda, Tosun Ağa ve Ayyar Hamza gibi komedileri ile Lehçetü'l-Hakayık adlı mizahi sözlüğü ve Letafet adlı opereti dönemin önde gelen mizah yapıtları arasındaydı. Bu yılların öteki mizah yazarları Şair Evlenmesi adlı komedisi ve manzum öyküleri ile Şinasi, Ünlü Zafername Şerhi ile Ziya Paşa, Hirrename'si ve imzasız yayımlanan mizah ve yergileri ile Namık Kemal, Av'avename adlı yapıtıyla da Edhem Pertev Paşa'ydı. Daha sonra Ahmed Midhat Kıssadan Hisse toplumu derinden etkiliyerek Tanzimat dönemi mizahına yön verdi. Eşref de eleştirel mizah ve yergileriyle Deccal, Şah ve Padişah gibi yapıtlarında Batılılaşma eğilimlerini yansıttı. Mehmed Ata Bey'in Güft ü Şinid'i, Muallim Naci'nin Ubeydiye'si Nevadirü'l Ekabir'i, Ali Ulvi Bey'in Gel Keyfim Gel ve Büyük Çocuklar'ı, Şemseddin Sami'nin Letaif'i de Tanzimat Döneminin önemli mizah yapıtları arasında sayılır.
 
=== Türk Edebiyatında Mizah ===
Servet-i Fünun döneminde Türk mizahı bir duraklama dönemine girdi. Hüseyin Suad ve Cenab Şahabeddin'in küçük mizah denemeleri dışında, gazete ve dergilerde önemli bir mizah yazısı yayımlanmadı. Bu dönemde Cenab Şahabeddin Dahhak-ı Mazlum, Hüseyin Suad da Gave-i Zalim takma adını kullandı. Hüseyin Suad bu tür yazılarını Gave'nin Destanı adlı kitabında topladı. Yapıtları mizahi bakımdan zengin olan sonraki yazarlardan en önemlileri Ahmed Rasim ve Hüseyin Rahmi'iydi (Gürpınar). Ahmed Rasim yerel gelenek ve görenekleri, Hüseyin Rahmi ise toplumsal yaşamın gülünçlüklerini, büyücülük ve falcılık gibi hurafelere başarıyla mizah kalıbına döktü.
 
Türk edebiyatında ise gerçek anlamda ilk mizah ürünleri masallar, fıkralar ve seyirlik oyunlardır. [[Divan edebiyatı]]nda da sık rastlanmamakla birlikte mizah yer almıştır. Tanzimat döneminde Türk mizahının çehresi geniş ölçüde değişti. [[Teodor Kasap]] ve Direktör Ali Bey’in Fransız edebiyatının etkisiyle yazdıkları tiyatro eserleri önem kazandı. [[Şinasi]]’nin Şair Evlenmesi, [[Ziya Paşa]]’nın Zafername Şerhi, [[Namık Kemal]]’in imzasız fıkra ve dergileri bu tiyatro eserlerini izledi. 2. Meşrutiyet’le birlikte Türk mizah edebiyatı büyük gelişme gösterdi. [[Baha Tevfik]], [[Peyami Safa]], [[Ömer Seyfettin]], [[Yusuf Ziya Ortaç]] ve [[Orhan Seyfi Orhon]] gibi birçok yazar mizah yazılarıyla ünlüdür.
Fecr-i Âti döneminin en ünlü mizah yazarı Fazıl Ahmet'ti (Aykaç) manzum mizah ve tehzil türündeki eserlerini Divançe-i Fâzıl'da, düzyazı mizah eserlerini de Harman Sonu ve Şeytan Diyor ki adlı yapıtlarında topladı. Bu dönemin öbür mizah ustası Rıza Tevfik'ti.
Cumhuriyetle birlikte Türk mizahı yeni bir kimlik kazandı. Bu dönem yazarları geçmişi eleştiren, yeni dönemi savunan bir tutum benimsedi. Çok partili dönemle birlikte mizah kapsam ve konu bakımından büyük zenginlik kazandı. [[Aziz Nesin]], [[Sabahattin Ali]], [[Rıfat Ilgaz]], [[Orhan Kemal]], [[Bedii Faik]], [[Haldun Taner]], [[Muzaffer İzgü]], [[Çetin Altan]] gibi yazarlar bu dönemin önemli isimleridir.
 
== Kaynakça ==
II. Meşrutiyet ile birlikte Türk mizah edebiyatı büyük bir gelişme gösterdi. Bu dönemde mizah yaşamın bütün alanlarına yayıldı ve Baha Tevfik, Peyami Safa (Server Bedi), Ömer Seyfeddin, Yusuf Ziya (Ortaç) ve Orhan Seyfi (Orhon) gibi birçok yazar mizah yazılarıyla ün kazandı. II. Meşrutiyet'ten sonraki Türk mizahında meddah ve tuluat tiyatrosu önemli bir yer tuttu. Meddah İsmet, Aşkî, Süruri, Kel Hasan, Naşit ve Hazım gibi güldürü ustaları da Türk mizahına önemli katkılarda bulundular. Milli Edebiyat döneminde Milli Mücadele yıllarının çalkantılı yaşamı mizah için önemli bir malzeme kaynağıydı. Bu dönem mizah yazarları arasında Neyzen Tevfik, Halil Nihad, Hammamizade İhsan, Hüseyin Rıfat, Abdülbaki Feyzi ve Kirpi takma adıyla Refik Halid (Karay) sayılabilir.
{{kaynakça}}
 
[[Kategori:Mizah|*]]
Cumhuriyetin ilan edilmesiyle birlikte Türk mizahı yeni bir kimlik kazandı. Bu dönemin yazarları daha çok geçmişi eleştiren ve yeni rejimi savunan bir tutumu benimsediler. Bu yılların en önemli mizah ustaları, Fiske takma adıyla Orhan Seyfi, Çimdik imzasını kullanan Yusuf Ziya, Çamdeviren ve Deli Ozan imzalarıyla Faruk Nafiz Çamlıbel ile Cemal Nadir, Sermet Muhtar Alus, Ercüment Erkem Talu, Osman Cemal Kaygılı, Namdar Rarhmi Karatay ve Ratip Tahir Burak'tı. Çok partili döneme geçtikten sonra mizah, kapsam ve konu bakımından büyük çeşitlilik göstermeye başladı. Bu dönemin mizah yazarları arasında Aziz Nesin, Sabahattin Ali, Rıfat Ilgaz, Orhan Kemal, Bedii Faik, Haldun Taner, Muzaffer İzgü ve Çetin Altan sayılabilir.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Mizah" sayfasından alınmıştır