Arkeoloji müzesi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Görkem Yavuz (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Görkem Yavuz (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
5. satır:
 
15. yüzyılda daha çok tarih öncesi uygarlıklara ait eserlere ilgi gösterilirken, 16. yüzyıla doğru daha çok sanatsal mimari ögelere ve heykellere önem verildiği bilinmektedir. Asırlar boyunca özel mülk olarak kabül edilen bu eserlerin topluma açılması fikri ise ilk defa 17. yüzyılda ortaya çıkar. Bu yıllarda yaşamış olan İtalyan hekim Ulisse Aldrovandi, sahip olduğu koleksiyondan çeşitli örneklerle bir müze kurma girişiminde bulunmuştur. Halka açık ilk müze ise 1683 yılında [[İngiltere]]'de kurulmuştur. Fakat müzecilik faaliyetlerinin kurumsallaşması ve sistematik bir şekilde yürütülmesi ancak 18. yüzyılın sonlarında mümkün olmuştur. Önceleri nesne odaklı olan müzecilik anlayışı, insanların sergilenen eseri tam olarak kavrayabilmesi için mekanın da oldukça önemli olduğunun keşfedilmesiyle birlikte daha kapsamlı bir alana yayılmıştır. Bu bağlamda, müzeler artık birer devlet kurumuna dönüşmeye başlamış ve özellikle de Avrupa’da ulus devletlerin ortaya çıkması ile birlikte ülkeler için önemli bir simge haline gelmiştir.<ref name=":0" />
 
== Türler ==
Müzecilik faaliyetlerinin ilerlemesi, arkeolojik çalışmaların artması ve kültür bilincinin gelişmesi sonucunda müze kavramı da çeşitlenmiştir. Zaman zaman, örenyeri olarak tabir edilen arkeolojik sit alanları bütünüyle bir açık hava müzesine dönüştürüldüğü gibi; bazen de içeriklerine göre farklı müze türleri ortaya çıkmıştır. Bu bağlamda; antropoloji, epigrafi, fosil, medeniyet, mozaik ve zooloji müzeleri de esasen birer arkeoloji müzesi olarak kabul edilebilir.
 
== Örnekler ==