İran İslam Devrimi: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
k Yazım hatası düzeltildi: Muhafazakar → Muhafazakâr AWB ile |
k Yazım hatası düzeltildi: Yurtdışı → yurt dışı AWB ile |
||
22. satır:
[[Dosya:The Shah with Atherton, Sullivan, Vance, Carter and Brzezinski, 1977.jpg|İran Şahı [[Muhammed Rıza Pehlevi]] ABD hükûmeti üyeleri: [[Alfred Atherton]], [[William H. Sullivan|William Sullivan]], [[Cyrus Vance]], [[Jimmy Carter]], and [[Zbigniew Brzezinski]] ile görüşürken; 1977. |thumb|left]]
[[Ak Devrim]]in ardından memnun olmayan Cumhuriyet için mücadele eden Mollalardan biri olan İmam [[Ayetullah Humeyni]] 1963'te Şaha karşı vaaz vermeye başladı. o dönemde kaynaklarını kullanarak ciddi bir ekonomik güce kavuşmaya başlayan İran, [[SAVAK]] adında halkına zulm ve işkence edecek istihbarat örgütü kurdu ve İmam Humeyni çeşitli dönemlerde Hapse atıldı. Sonunda idam cezasına çarptırılan İmam Humeyni [[Ayetullah-el uzma Shariatmadari]] tarafından idam edilmesin diye "en büyük Ayetullah" anlamına gelen ve 12 İmamcıların mezhebinde idamı caiz olmayan [[Ayetullah-el Uzma]] makamına bir gecede getirildi. Şah İmam Humeyni’yi idam edemeyince onu Irak’a sürdü. Saddam'ın kendisi Sünni olduğu için Şii bir Molla'yı ülkesinde istemedi, bir süre sonra onu sınır dışı etti. İmam Humeyni önce Türkiye'de Bursa’ya daha sonra da Fransa'ya Paris yakınlarına sürüldü. bu süre içinde İran'da çeşitli gelişmeler yaşanıyordu. İran şahı İran’ı kendisine bağlı modern bir ülke hâline getirmek için çabalıyordu. Farsçada Kıyamet anlamına gelen [[Rastakhiz]] partisi [[Emir Abbas Huveyda]] başkanlığında kuruldu ve Hüveyda başbakan oldu. Onun başbakanlığı döneminde enflasyona karşı ciddi bir mücadele başladı. Ayrıca dövize doyan İran hazinesi İngiltere dâhil olmak üzere yabancı ülkelere borç vermeye başladı. (yabancı ülkelere verilen borç daha sonra [[Emir Abbas Huveyda]]nın göstermelik mahkemesinde vatana ihanet olarak tanınacak ve tek celsede idam cezası alması için işlediği suçlardan sayılacaktı). Enflasyona karşı mücadeleden bazari denen İran piyasasına hâkim olan görüntüde küçük ama içeride büyük esnaf zararlı çıkınca onlardan aldıkları destekle şaha karşı çıkan Mollalara daha çok destek olmaya başladılar öte yandan [[Ak devrim]]in sonucu olarak hızla şehirlere göçmüş eğitimsiz ve geleneksel dini inançların etkisiyle Mollaların etkisi altında kalan halk Mollaların arkasında işçi tabakası da şaha muhalif [[Sovyetler Birliği|Sovyetler]] yanlısı [[Tudeh Partisi]]nin arkasında durmaya başladı. 1961'de Komünistler ve Dindarlar bu iki ittifak kurmaya ve şahın aleyhine çalışmaya başladılar. [[Rastakhiz partisi]]’nin iktidarı süresince milyonlarca dolar kârdan mahrum kalmış ve özellikle yabancı sermayenin girişi ve büyük fabrikaların kurulmasıyla bu durumun artacağını düşünen Bazari(esnaf)ler Marksizm ile muhalif olsalar da bu fikre destek verdi. 1961'den beri sokak protestoları inişli çıkışlı devam etmekteydi. Kimi zaman bu protestolar [[Jale meydanı]] protestosu gibi kanlı bastırılmış ancak günümüz İran hâkimiyetinin şah rejimine sorumluluğu yüklemesine rağmen hala açılan ateşin emrinin kimin verdiği gizemini korumaktadır. Şah yanlısı ordu komutanları kesinlikle bu sorumluluğu kabul etmemiş kayıtlarda da hiçbir şey görünmemektedir. Kimi düşünürler ve yazarlar o dönemde orduya nüfuz etmiş Tudeh partisinin perde arkası faaliyetine ve kimi yazar da bu olayı Dindarların işi olduğunu iddia etmektedir.
1971'den beri protestoların hızı giderek artmaya başladı. Üniversite öğrencileri zamanının popüler düşüncesi olan Marksizm-Sosyalizm ile tanışmış çoğu aydın olarak kabul ettikleri Tudeh partisine katılmış ve şah aleyhine düzenlenen protestolara Komünist cepheden katılıyordu. 1979'a doğru Tahran başta olmak üzere çoğu üniversite ders programına devam edemez duruma gelmişti. Devrime Sol kanattan katılan başta Hava kuvvetleri olmak üzere ordu subayları da katılıyordu subayların çoğu Hümafer denilen
Şah 1970'lerde Amerika ile ittifak kurmuş, Ortadoğu’nun süper gücü durumuna gelmişti, İran’ın gücünün yanında seslerini çıkartamayan ezeli düşman Arap dünyası bu duruma tepkiliydi. Sol ekibi, şahı halka ait Petrol gelirinin silahlara ve Molla ekibi paranın dini değerlerin aleyhine çalışmak için turistikleşmeye harcamayla suçluyordu ancak her iki ekip de birbirini destekliyordu. 1972-76 arası İran tüm politik çalkantılara rağmen neredeyse sıfır enflasyon ile gidiyordu ve bu durum bazarileri iyice kışkırtmaya yaramıştı. (Bu durumu [[Emir Abbas Hüveyda]]'nın göstermelik mahkemede yargılanırken onu yargılayan Molla savcının usulüne uygun olmayan üslup ile suçlamasına yaptığı avukatsız savunmada cebindeki İran yapımı tükenmez kalemi çıkararak söylediği "benim dönemimin başlangıcında bu kalem 1 Riyal idi iktidarım bittiğinde de 1 Riyal idi" sözünden iyice anlaşılabilir.)
Nihayetinde 1979'da protestolar çığırından çıktı 16 Ocakta Şah Kahire'ye gitti ve 1 Şubat 1979'da İmam Humeyni İran’a döndü. İmam Humeyni'nin Air France'a ait Boenig 747'de bir gazetecinin "İran’a dönüşte ne duygunuz var?" sorusuna "Hiç" cevabı vermesiyle<ref>http://www.youtube.com/watch?v=7cLzQn3g3dM</ref> çoğu aydın onu desteklemekten vazgeçtiği iddia edilir ve birçok İslam Cumhuriyeti muhalifi hala o konuşmayı hatırlatarak İran’ın nasıl bir rejime emanet edildiğini hatırlatır. İmam Humeyni Tahrana dönüşte yaptığı ilk konuşmada "ben hükûmet tayin ederim, ben yumrukla mevcut şah hükûmetinin ağzına vururum" cümlesiyle Güçlü bir İslam Cumhuriyeti oluşturacağının sinyallerini vermiştir. Ancak 1 Şubat-11 Şubat arası kara kuvvetleri şaha bağlı kalarak dönemin Musaddık yanlısı liberal başbakanı [[Shapour Bakhtiar|Şapur Bahtiyar]] hükûmeti resmî hükûmet olarak kalmış, [[Mehdi Bazergan]] İmam Humeyni’nin tayin ettiği hükûmet olarak hâkim olmaya çalışmıştır. Nihayetinde 11 Şubat 1979'da [[Shapour Bakhtiyar|Şapur Bahtiyar]] istifa etmek zorunda kaldı ve üniversite yıllarını geçirdiği Fransa’ya kaçtı, 6 Ağustos 1991'de İslam Cumhuriyeti istihbarat bakanlığı ajanlarınca evinde öldürüldü. Katili hâlen Fransa’da hapiste bulunmaktadır.<ref>Abrahamian, İran Between Two Revolutions;1982</ref>
43. satır:
Aslında İslam devrimi iki bölümden oluşuyor: 1. [[Pehlevi]] rejiminin düşüşüyle sonuçlanan Solcu-İslami devrimci gruplarının katıldığı dünya çapında daha çok bilinen devrim ve 2. 1980-83 arası Humeyni ve yandaşlarınca gerçekleşen Kültürel devrim.
1979-80 arası solcuların güç sahibi olmaları mollalar ve özellikle batıyı endişelendiriyordu. Humeyni dini lider olarak İran’a dönüp [[Shapour Bakhtiyar]]ı istifaya zorladığında çeşitli vaatlerle gelmişti örneğin [[Humeyni]] konuşmalarında Su, Elektrik ve Otobüsün bedava olacağını vadetmişti ve devamında sürekli olarak "özgür ülkenin medyasının ve siyasi parti kurmanın özgür olması gerektiğini vurgulamıştı. Bu vaatler devrimin ana çekirdeğini oluşturan yoksul ve eğitimsiz halk tarafından olumlu karşılanıyor ve Humeyni’nin etrafında daha fazla toplanmalarına neden oluyordu zira mollaların konuşmalarında yer alan bilgiler çocukluktan beri kulaktan dolma bilgilerle kökten uyuyor ve kulaklarına hoş geliyordu. Şahın uzun dönem yatırımları, Turist çekmek için yaptığı köklü yatırımlar, bölgenin en büyük gücü olmak için harcadığı döviz ve halkı çalışmaya sevk etmesi de halkı kışkırtmaya yarıyordu.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=vEh_T1Ooq2o</ref> Humeyni İran’a döner dönmez de konuşmalarında Su, Elektrik ve Otobüsün bedava olacağının vurgulamıştı. Ona göre şah halkın parasını silahlanmaya ve dine karşı gelmek için turist çekmeye harcamıştı, halbuki petrolden gelen paraların halka aitti ve bu paranın halka verilmesi gerekiyordu böylece halk yoksulluktan kurtulacak rahat bir yaşam sürecek ve insanlık makamına ulaşmak için ibadet edebilecekti ancak Humeyni’nin İran’a dönüşünde işler pek de anlatıldığı gibi gitmedi Humeyni İran’a döner dönmez verdiği emirlerden birinde "Kadınların tam giyinip kapanmasını" emrediyordu. Humeyni’nin bu emrini takiben 8Mart 1979'da Tahranda ve büyükşehirlerde Kadınlar tarafından büyük protestolar düzenlendi ve özgürlüklerini asla feda etmeyecekleri kadınlar tarafından bildirildi.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=ZzvWLp6pfWU</ref> Kadınlar ve siyasi grupların tepkisiyle karşılaşan Humeyni bu emrini hemen yalanladı ve örtünmenin hiçbir zorunluluğunun olmayacağını bildirdi. Ancak diğer taraftan Humeyni yandaşları muhalif grupları bastırmayla uğraşıyor güçsüz kalan idam ediliyor güçlü olan da terör ediliyordu. Ağustos 1979'da Humeyni’nin sözlerinin tam tersi olan ilk bulgu ortaya çıktı: "Ayandegan" adında bir gazete kapatıldı. Bu aksiyon devamı gelecek bir kıyımın ilkiydi. 1980'in sonlarına doğru Humeyni cuma namazında Kültürel devrimin sinyalini verdi. O güne kadar katı şeriat kuralları ve mollaların tek elden ülkeyi yönetmesine direnen üniversiteler [[Mesij]] denen milislerin hamlesiyle kana boğuldu devamında olayları bahane eden mollalar üniversiteleri "Batılı görüşlüler dine karşı geliyor" bahanesiyle kapattı. 1983'e kadar süren bu süreçte bir taraftan da halkın İran-Irak savaşıyla meşgul olması neticesinde birçok üniversite ve okul hocası ve devlet çalışanı tasfiye edilmiştir. Tasfiyenin bahanesi [[sekülerizm|seküler]]-Batılı-modern kültür yandaşı olmak veya dini lider modelini kabul etmemek idi. bu süreçte İran üniversitelerini
Yaşanan bu süreçte üniversitelerden çıkan dünyaca ünlü öğretim üyelerinin yerini dolduran Humeyni yandaşlarının verdiği eğitimin sonucu olarak İran üniversiteleri gün be gün gerilemiş ve dünyada tanınmaz hale gelmişlerdir. Kimi zaman yapılan uluslararası kongrelere katılım neredeyse yok sayılabilir. Örneğin bir zamanlar ülkede ve dünyada, bir orta doğuda yer alan üniversite için büyük üne sahip 1929'da kurulmuş olan [[Khaje Nasaireddin Tusi]] teknik üniversitesinde yapılan iletişim kongresine toplam 30 kişilik katılım olmuş, halbuki devlet desteği ile bu kongreye büyük yatırımlar yapmıştı. Dışarı sızan görüntülerde ülkenin devlet Televizyonu muhabirinin sorularına kızan Kongre başkanı, muhabiri şöyle tehdit etmektedir: "Sen buraya bu konuyu düzeltmeye mi geldin yoksa daha da kötüleştirmeye mi? sen işini bilmiyordun; burası İran ben şimdi "Haraset" birimine seni tutuklatacağım."<ref>http://www.youtube.com/watch?v=C5-5qRxMGPY&feature=related</ref>
<ref>http://www.nytimes.com/1998/02/08/weekinreview/correspondence-İran-explain-it-again-please-who-says-i-can-t-wear-a-hat.html?sec=&spon=&pagewanted=all</ref><ref>http://www.time.com/time/subscriber/personoftheyear/archive/stories/1979.html</ref>
52. satır:
[[Dosya:Bani Sadr 1958.jpg|[[Ebu'l-Hasan Beni Sadr]]; ilk İran Cumhurbaşkanı, Liberallere mensup olması ve liberal bir siyaset izlemesinin ardından Humeyni tarafından vatana ihanet ile suçlanıp azl edilmiş canını kurtarmak için Fransa’ya kaçmak zorunda kalmıştır. Beni Sadr yıllar sonra Myconos'taki terör olaylarında İslam cumhuriyeti aleyhine açılan davada İslam cumhuriyetinin aleyhine tanıklık etmiş birçok terör olayının aydınlanmasında büyük rol oynamıştır.|thumb|right]]
[[Dosya:Gasht Ershad.JPG|"İrşat"(Doğru yola yönlendirme) arabası; İslam devriminden sonra Polis bünyesinde kurulan bu birim katı bir ahlak polisi gibi yapılanmış ve sokaklarda ve parklarda gördüğü sevgililer ve başörtüsü İslam yasalarına göre uygun olmayan kızları tutuklamakta veya uyarmakla görevli. Muhalifler bu ve benzeri birimleri George Orwell'ın eseri "Bin dokuz yüz seksen dört" adlı kitabındaki düşünce polisine benzetmektedir.|thumb|left]]
Devrim solcu-İslamcı koalisyonu olarak zafere ulaştı yalnız tek başlarına iktidar özlemini yıllardır sürdüren mollalar yönetimden solcu-liberal kesimi uzaklaştırmak için çeşitli oyunlar oynamaya başladı. İlk oyun geçici hükûmet başbakanı ve devrimin zaferinde etkin bir rolü olan [[Bazargan]]ı saf dışı bırakmaktı bu oyunda başarılı olan mollalar küçük bir yenilgiye uğrasalar da yollarına devam ettiler. İlk cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Liberal [[Ebu'l-Hasan Beni Sadr]] ezici çoğunlukla seçimleri kazandı ancak mollalar bu durumdan pek memnun değillerdi. [[Ayetullah Humeyni]] ve yandaşlarına rağmen parlamentodan birçok liberal yasa geçiyordu ancak Ayetullahlar bu durumdan pek de memnun değillerdi. Beni sadr ve ekibi hapishanelerde devrimin zaferini takip eden ilk günden itibaren yapılan gelişigüzel idam ve işkenceler ile mücadele ediyordu bu durum Ayetullahları daha da sinirlendiriyordu. Yıllar sonra 2009 olaylarından sonra ortaya çıkan hapishanelerde tecavüz skandalına Beni Sadr Fransa’dan yaptığı söyleşide "devrimin ilk yıllarında Ayetullah Humeyni’nin işkencecileri halk arasında korkuyu oluşturmak için hapishanelerde bu işkence yöntemi uygulanıyordu" demiştir. 1980 yazında [[Saddam Hüseyin]] yönetimindeki [[Irak]] [[İran]]a saldırmaya başladı. Cumhurbaşkanı [[Ebu'l-Hasan Beni Sadr]] kargaşa içeresindeki ülkesini savaşa sokmadan durumu politik yöntemlerle çözmeye çalışıyordu ancak başarılı olamadı. Ayetullahlar bu durumdan yararlanarak [[Ebu'l-Hasan Beni Sadr]]i saf dışı bırakmak için yeterli bahaneyi ele geçirdi ve [[Ayetullah Humeyni]] dünyada geniş yankı uyandıran ünlü cümlesini kurdu "Eğer 20 Milyon ona evet dese de ben ona hayır diyorum" (İran'ın o dönemde 34 Milyon kişi nüfusu vardı) [[Ebu'l-Hasan Beni Sadr]] göstermelik mahkemelerden idam kararı çıkacağı kesin olarak gördüğünden canını kurtarmak için
Aynı kişi günümüzde Obama’yı İran’daki cumhurbaşkanlığı seçimlerini takip eden olaylarda insan hakları ihlaline verdiği cevapta şöyle demiştir:
"Bu siyahi işin başına geçtiğinde İran ile müzakerelerden bahsediyordu nasıl olur da şimdi İran’da rejim değişiminden söz ediyor?"<ref>Ayetullah Hüseyin Ali Münteziri’nin Anıları. Avrupa İranlı Yayıncılar Derneği basımı.</ref>
62. satır:
Devrim ilk günlerinden beri sürekli yandaşlarını kaybetmiş ancak Devrimin getirdiği İslam cumhuriyetinin sert sopasına karşı gelenlerin kaderi 2009'a kadar çoğu zaman belli olmuyordu. Devrimden sonra İslam cumhuriyetini yıkmaya yönelik tek büyük girişim mevcuttur ve başarısızlığı 30 yıldır belirsizliğini korumaktadır. "Noje" Hava karargâhında bir takım asker tarafından planlanan bir darbede Humeyni tahtından indirilecek ve devrim gerçek sahipleri yani liberallere geri verilecekti. İslam cumhuriyeti kaynaklarına göre bu darbenin amacı [[Shapour Bakhtiyar]]ı geri getirmekti ve dini lider olarak da [[Ayetullah-il uzma Shariatmadari]]i seçilmişti ancak bu iki isim daima İslam cumhuriyeti tarafından karalanmak istenen isimlerdendi ve ikisi de hiçbir zaman bunu kabul etmemiş ve bunu gösterecek hiçbir gerçek belge sunulamamıştır. Plana göre Ayetullah Humeyni’nin evi uçaklar ile bombalanacak ardından Komandolar diğer Mollaları tutuklayacak devrim muhafızlarını etkisiz kılacaktı. Senaryo son 48saate kadar yolunda gitmiş ancak İslam cumhuriyetinin bildirisine göre Allah’ın gaybi yardımları ama diğer bazı kaynaklara göre 2 iddia ortaya atılmıştır: 1. Humeyni’nin evini bombalayacak olan pilotun tereddüde düşmesi 2. bu olaydan haberi olan bir takım asker darbeyi bildirmişlerdir. Ancak hiçbir zaman gerçek açıklanmamıştır. [[Devrim Muhafızları]]ndan oluşan bir kriz yönetim merkezi oluşturulmuş ve ani baskınla tüm darbeci askerler yakalanmış ve istisnasız tamamı "vatana ihanet", "Allah ile savaşma", "Allah’ın seçtiği lider ile savaşma" suçlarından idama mahkûm edilmiş kurşuna dizilmişlerdir. Bu olayın son bulmasıyla son umutlar da sönmüş 30yıla aşkın sürecek bir diktatörlüğün muhalif cephesi ciddi kan kaybına uğrayacaktı zira aynı sene patlak veren İran-Irak savaşı ordunun gün be gün kan kaybetmesi ve [[Devrim Muhafızları]]’nın günden güne güç kazanmasına sebep olacaktı.<ref>http://www.İranian.com/Pesar/2004/July/Nojeh/index.html{{Ölü bağlantı|date=Nisan 2020 }}</ref>
Devrim sonucu Aydın kesim zengin kesim ile beraber
Yıllardır
"Ben ve arkadaşlarım zulmün kökünü kurutmaya yemin ettik"
İdam cezası cinayetin yaşandığı mahalde umum gözü önünde gerçekleşmiş Reuters muhabirinin [[Mecit Kavusifer]]in yeğeni Hüseyin'e idam ipi boynuna atılmış ve elleri arkadan bağlı güler yüzle el sallamaya çalışırken ve ardından ikisinin de cansız bedeni havada sallanırken çektiği fotoğraf "yılın fotoğrafına layık görülmüştür.<ref name="stuff.co.nz">http://www.stuff.co.nz/world/photos/3166558/Top-100-Reuters-photos-of-the-decade</ref><ref name="stuff.co.nz"/><ref>http://www.youtube.com/watch?v=DbhK2xPWH80</ref>
99. satır:
[[Dosya:Dmitry Medvedev 28 August 2008-6.jpg|[[Mahmut Ahmedinejad]] Rusya cumhurbaşkanı [[Dmitry Medvedev]] ile görüşürken. Ahmedinejad konuşmalarında kullandığı daima eleştirilere hedef olmuştur. Örneğin bir konuşmasında muhaliflerine hitaben şöyle demiştir: "Aydın tipine bürünürler, halbuki bir oğlak kadar bile dünyadan anlayacakları yoktur." Birçok kişi sokaklara dökülen milyonlarca İran halkının yanı sıra Ahmedinejad’ın 2. kez Cumhur Başkanı seçilmesini [[Devrim Muhafızları]]’nın bir darbesi olarak nitelendirmiş, dünyada çeşitli ülkelerin devlet başkanları onu kutlanamamıştır. Ayrıca seçimlerdeki rakipleri ve halkın büyük çoğunluğu asla sonuçları kabul etmemiştir.<ref name="youtube.com"/> |thumb|right]]
İslam devrimi sonucu olarak iş başına gelen ilk hükûmet liberal-İslami bir hükûmet olsa da mollaların çeşitli oyunlarıyla saf dışı bırakılan liberal kesimden kalan son yasalar ise [[Mahmut Ahmedinejad]] hükûmeti tarafından yok edilmiş, ülke diplomatları tasfiyeye edilmeye başlanmıştır. Dini lidere bağlı olamayan kimse kamu personeli olarak çalışamayacak sloganıyla harekete geçen Ahmedinejad tarafından tasfiye edilmeden önce
Şu anda Ahmedinejad’ın 21 bakanından 16’sının Devrim Muhafızı askeri oldukları iddia edilse de 5'inin durumu kesindir. Savunma bakanı olarak atanan [[Ahmad Vahidi]] Arjantin'de Musevilerin derneğinde 85 kişinin ölümüne neden olan bombalama olayından zanlı olarak incelemeye alınıp mahkemede suçlu bulunmuş İnterpol tarafından kırmızı bültenle arama kararı bulunan eski devrim muhafızları yurt dışı operasyon birimi olan [[Kudüs ordusu]] komutanı. Bu olayda Vahidi ile beraber 2 kez cumhurbaşkanlığı yapmış dünyanın en zenginleri arasında çeşitli iddialar olsa da ilk 50'de bulunan [[Ali Ekber Hashimi Rafsanjani]], dönemin Dış işleri bakanı [[Ali Akbar Velayati]], İstihbarat bakanı [[Ali Fallahiyan]], Devrim muhafızları komutanı [[Mohsen Rezai]], İran Arjantin büyükelçiliği görevlileri [[Ahmad Reza Asghari]] ve [[Mohsen Rabbani]] ve bir de Hamas operasyon komutanı [[İmad Mughniyah]]'ye arama emri çıkartıldı ancak politik baskılarla beraber Cumhurbaşkanı Hashimi Rafsanjani ve dış işleri bakanı Velayati’nin arama emri kaldırılmıştır. Ancak yıllar sonra Kasım 2009'da konuyla ilgilenen Arjantin yargıçlarından Carlos M. İslam cumhuriyetiyle iş birliği yaparak söz konusu kişilerin olayla bağlantılarını kanıtlayan belgelerin gizlenmesinde ve olayın aydınlanmasını engellenmesinde rolü olduğu iddiasıyla yargılanmıştır. İran İnterpol ülkesi olmasına rağmen günümüze kadar diğer 5 kişi tutuklanamamıştır.<ref>http://www.bbc.co.uk/persian/İran/story/2007/11/071107_mf_interpol.shtml</ref>
110. satır:
İslam Devrimi sonucu anlatıldığı gibi İran’da yaşam koşulları iyice zorlaşmış ve giderek diktatörlüğün şiddeti artan hükûmetin halka baskısı artmaktadır. Bu baskının sonucu 2009'da bir halk isyanına dönüşmüş ancak bu isyan da kanlı bir şekilde bastırılmaya çalışılmıştır.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=dDcicm0_yZU&feature=related</ref> Devrimden önce monarşik bir hükûmete sahip olsa da halkın temel geçimini sağlayan hükûmetin yerini devrime destek veren eğitimsiz halkı arttırmaya çabalayan bir hükûmet almıştır. Devrimin ilk yıllarında Humeyni tarafından doğum kontrol yöntemlerinin haram ilan edilmesiyle başlayan nüfus arttırma politikası [[Ahmednejad]] tarafından yenilenmiş 2010'da Ahmedinejadın açıklamasına göre her yeni çocuğa 10.000.000 Riyal (~1.500 TL) para ödeneceği bildirilmiş sürgündeki muhalifler tarafından sert bir şekilde eleştirilmiştir. Devrim öncesi 34.000.000 nüfusa sahip olan bir ülke olarak İran’da sağlık hizmetleri devlet bünyesinde gerçekleşip sağlık hizmeti için hiçbir şekilde sigorta primi dâhil alınmaz iken günümüzden ülkede sigorta primini ödeyen vergi mükelleflerine dâhil tam bir sağlık hizmeti verilememektedir. Ayrıca devrimden önce piyasada gençler ve özellikle üniversite mezunu gençler için bol iş bulunur iken günümüzde [[Ahmedinejad]] hükûmetinin haftada bir saat ücret karşılığı çalışan kişiyi çalışan hesaplamasıyla dâhil işsizlik oranı %25i aşmaktadır. [[Ahmedinajd]]a yönlendirilen eleştirilere yanıt olarak şöyle demiştir: "herkes bizim %25lik işsizlik oranımızı görüyor ama hiç kimse kalan %75i İslam cumhuriyeti çalıştırıyor demiyor." Ayrıca fabrikaların kapanması veya maaş vermemesini takiben oluşan protestolar özellikle onun döneminde kanlı bastırılmış ve aylarca birçok fabrika maaş ödememiştir.<ref>http://www.bbc.co.uk/persian/İran/story/2006/08/060827_mv-workers-sanandaj.shtml</ref> Devrimi takiben yaşanan ABD büyükelçiliğini basıp rehine olayının yaşanmasıyla beraber Amerika tarafından Ambargo uygulanan İslam Cumhuriyetine uygulanan ambargo yasaları devamında gelen muhaliflerin ve [[Shapour Bakhtiyar]] gibi eski devlet büyüklerinin İran dışında terör edilmesi, Arjantin Museviler merkezi bombalama olayı, Avusturya’da bizzat Ahmedinejad tarafından yapıldığı iddia edilen Kürt liderlerinin terörü ve özellikle [[Myconos]] olayı ile beraber Ambargo Avrupa’ya sıçramış, [[Ahmedinejad]]ın nükleer politikalarıyla beraber Birleşmiş Milletler tarafından art arda sıkı ambargo planları uygulanmıştır. Bu ambargolar her ne kadar hükûmet tarafından önemsiz tasvir edilse de şüphesiz ki ülkede geniş ticari kayıplara neden olmuştur. Ayrıca bu ambargolar ve özellikle [[Devrim muhafızları]]’nın yoksullaştırıp sahiplenme politikası olarak bilinen aksiyonlarıyla fabrikalar art arda kapanmış petrol dışı ülke ihracatı 2009'da 1978'in 3te birini dâhil görememiştir.
Özgürlük yönünden değerlendirildiğinde İslam devrimi Medyanın özgürleşeceği sloganıyla zafere ulaşmış ancak Ağustos 1979'dan günümüze kadar yüzlerce gazete kapatılmış hiçbir özel TV/Radio yayınına izin verilmemiştir. [[Besij]] adı verilen [[Devrim Muhafızları]]’nın sivil kolu kurulduğu günden beri İslam cumhuriyetinin gayriresmî baskı kolunu oluşturmuş muhalifleri bastırmakta başrolü oynamıştır. Örneğin 1998'de ilk kez sesini yükselten [[Tahran üniversitesi]] öğrencileri kaldıkları yurtta baskına uğramış baskın 3 gencin ölümüyle sonuçlanmıştır. Başka bir örnek dünyanın tepkisini çeken 2009'da [[Ahmedinejad]]ın seçimi kazandığını ilan etmesi üzerine çıkan protestocular da [[Besij]] tarafından kanlı bastırılmaya çalışılmıştır. Olaylar halkın tepkisini çekmiş ve [[Besij]] Karargâhı önünde toplanmışlardır. [[Besaij]] yasal olarak [[Devrim muhafızları]]na bağlı olsalar da sivil kol olduklarından barış zamanında silah bulundurma yetkisi olamayan bir kurum olmasına rağmen karargâhın çatısına çıkan milisler halka direkt kurşun yağdırmaya başlamışlar ve birçok kişinin ölümüne neden olmuşlardır. [[Besij]] komutanı Ayetullah Talib, [[Shapour Bakhtiyar]]'ın 1979'da verdiği bir röportajda, muhabirin "neden karakola giren devrimcilere ateş açıldı?" sorusuna verdiği "eğer devrimciler askeri bir alanı basarlarsa asker silahını korumak zorundadır" cevaba istinaden "orası askeri bir alandır [[BEsij]] silahını korumak zorundadır]] demiştir. Halbuki [[Besij]]in silah bulundurma yetkisi yok ayrıca protestolar [[Besij]] karargâhının önünde sessiz bir şekilde sürüyordu bu olay dünya çapında geniş bir tepkiye neden olmuştur.<ref>http://www.youtube.com/watch?v=QSskeMRejLI</ref> Tabi besij bununla yetinmedi, özellikle 2009dan itibaren uyguladığı baskıya hız veren milisler özellikle [[Ahmedinejad]]a tepkisini ilan etmek için çareyi her akşam çatıdan "Allah-u Ekber" demekte bulan halkın -Allahu ekberin duyulduğu evleri- basıp tüm evi dağıtmışlardır. Olayın yansıması Birleşmiş milletler insan hakları konseyi ve dünya af örgütüne kadar gitmiş [[Besij]] komutanı [[Ayetullah Talib]] [[Besij]]in sivil bir kuruluş olup herhangi bir üniformaya sahip olmadığını unutarak şöyle açıklama getirmiştir: "onlar yabancı güçlere bağlı kimseler ve [[Besij]]in adını bozmak için [[Besij]] üniforması giyerek bu işleri yapıyorlar"<ref>http://www.radiofarda.com/content/f10_Taef_Basij_Commander/1764974.html</ref><ref>http://www.bbc.co.uk/persian/İran/2009/06/090614_si_election_worldreax.shtml</ref>
olaylar bunlarla sınırlı kalmamış [[Ayetullah Talib]]in sözlerinin devamı diğer devlet büyüklerinden de gelmiştir ve birçok tutsak TV’de yabancı güçler ile irtibatta olduklarını itiraf etme zorunda bırakılmış olay trajik komik bir hal almıştır zira adayların birçoğu bir biriyle uyuşmayan ve sadece İslam cumhuriyeti yararına olan komik itiraflara imzalarını atmak zorunda kalmış devamında kimi idama mahkûm edilmiştir. Aslında bu itiraflar yeni bir olay değildi Devrimin ilk yıllarından beri muhalifleri Televizyona çıkarıp bu itiraflar tarzında cümleleri onların ağzından umuma yayınlıyorlardı hapisten bir türlü kurtulup kaçan muhalifler
<ref>http://www.bbc.co.uk/persian/İran/2009/07/090701_vd_ir88_confessions.shtml?bw=nb&mp=wm&news=1&ms3=18&ms_javascript=true&bbcws=2</ref>
|