Hallâc-ı Mansûr: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
https://tr.wikipedia.org/w/index.php?title=Hall%C3%A2c-%C4%B1_Mans%C3%BBr&oldid=21134405 Seyyid Nesimî'nin gercek ismi Ali imadeddin Nesimî'dir.
Furkan (mesaj | katkılar)
2003:E2:B710:A600:5976:39AD:E917:A16 tarafından yapılmış 1 değişiklik geri alındı: Tamamı kaynak gerektiren bilgiler. Ayrıca bazı yerlerde maddeye zarar verilmiş. (TW)
Etiket: Geri al
1. satır:
{{Müslüman bilgin bilgi kutusu
|isim = Ebû’l Moğıt Huseyn bin Mansûr bin MuhammedMehemmed Beyzâvvî el-Hallâc <br />[[Mistik]] [[Şair]]
|resim_adı = Brooklyn Museum - The Execution of Mansur Hallaj From the Warren Hastings Album.jpg
|resim_boyutu = 300px
12. satır:
ve [[Bağdat]], [[Irak]], [[Abbâsîler]] Halifeliği
|bölge = [[Bağdad]], [[Irak]], [[Abbâsîler]] Halifeliği
|okul/gelenek = [[Ehl-î BeytTasavvuf]], [[Alevîlik]]Vahdet-[[Caferîlik]],i [[TasavvufVücud]]
|ilgilendikleri = [[Kur'anSpiritüalizm]], [[Ehl-î Beyt]], [[Alevîlik]], [[TasavvufKur'an]]
|etnik = [[Arap]] kökenli (Seyyid), [[Azerbaycan TürkmeniFars]]
|dini = [[Ehl-i Beyt]] / [[Alevî]]Ehl-[[Caferî]]i [[İslam]] ve [[TasavvufSünnet]] inancı,<ref>{{Kaynak|url=https://books.google.ca/books?id=qhVCBAAAQBAJ&pg=PA186|titlebaşlık=Vatican II: Catholic Doctrines on Jews and Muslims|authoryazar=Gavin D'Costa|pagesayfa=186|publisheryayıncı=Oxford University Press|}}</ref> [[ŞiîlikHanbelîlik]] ve [[Caferî]]-[[Bâtınî]] [[Karmatîlik]]<ref name="Mansur">[[Yaşar Nuri Öztürk|Öztürk, Yaşar Nuri]], ''Enel Hak İsyanı HALLÂCI MÂNSUR (Darağacında Mirâc)'', Yeni Boyut, 2011.</ref>
|fikir = [[En-el Hak|'''<u>En-el Hak</u>''']] <ref name="Tawaaseen, Massignon Press 1913">''Kitaab al-Tawaaseen'', Massignon Press, Paris, 1913, vi, 32.</ref><br />
* [[Zikir]]
* [[TasavvufSufilik]]
* [[Mistik]] [[Şiir]]
* [[Alevîlik]]-[[Caferîlik]]
|çalışmaları = [[İslâm|'''<u>İslâmî</u>''']] [[Mistisizm|'''<u>Mistisizm</u>''']]
* Ta’Sînû’l Ezel ve’l-Cevherû’l-Ekber ve’ş-Şeceretû’n-Nûr’iyye ''(Kitâb-ût Tavâsîn)''
Satır 26 ⟶ 25:
|eşi =
|çocuk =
| etkilendikleri = [[Zünnûn-ı Mısrî]], [[Beyazid Bistâmî]], [[İmam Cafer Sadık]] ([[Caferîlik]])
| etkiledikleri = [[Hafız-ı Şirazi]], Sanâ’î, [[Ferîdüddîn-i Attâr]], [[Muhyiddin İbn Arabi|Mûhy’îd-Dîn ibn’ûl Arabî]], [[Şems-i Tebrizi|Şems-î Tebrizî]], [[Celâleddîn Rûmî]], [[SeyyidÖmer Ali İmadeddînİmâdüddîn Nesîmî]] (Seyyid Ali İmameddin bin Seyyid Muhammed İmameddin Nesimî), [[İmam Cafer Sadık]] ([[Caferîlik]]), [[Pir Sultan Abdal]], [[Kul Himmet]], [[Sekhal Sermest]]
|imza =
|imza_alt =
|box_width =
}}
'''Hallâc-ı Mansûr''' veya '''Mansûr el-Hallâc''' ({{dil-Dil|fa|منصور حلاج|dil_adı=e}} {{Harf çevirisi|fa|''Mansūr-e Ḥallāj''}}; tam ismi {{Harf çevirisi|fa|''Ebū el-Muġīṭ Huseyn Manṣūr el-Ḥallāğ''}}) ({{nowrapKayma|d. Ağustos 858, Tûr –}} ö. 26 Mart 922, [[Bağdat]]),
[[Ehl-i beyt|Ehl-î Beyt]] mensubu bir [[Alevilik|Alevî]] olması sebebiyle, [[Abbâsîler|Abbasîler]] tarafından [[Zındıkzındık]]lıkla suçlanması ve uzun süren bir soruşturma neticesinde [[Abbâsî]] [[Halife]]si [[Muktedir (Abbasi)|Muktedir Bi’llâh]]'ın emriyle<ref name="Glasse, Cyril 2001 p.164"/> idam edilmesiyle meşhur olan [[TasavvufFarslar|Fars]], kökenli [[Spiritüalizm|spiritüalist]] [[yazar]] ve [[mistik]] [[şâir]].<ref>John Arthur Garraty, Peter Gay, ''The Columbia History of the World'', Harper & Row, 1981, page 288, ISBN 0-88029-004-8</ref>
 
== Hayatı ==
Asıl adı "Ebû’l Moğıt Huseyn bin Mansûr bin Mehemmed Beyzâvvî" idi.<ref name="iranicaonline.org">Jawid Mojaddedi, "ḤALLĀJ, ABU’L-MOḠIṮ ḤOSAYN b. Manṣur b. Maḥammā Bayżāwi" in Encyclopedia Iranica [http://www.iranicaonline.org/articles/hallaj-1]</ref> Babasının mesleğinden dolayı “Hallâc” lakabını aldı.
 
[[Tahirîler]] devri [[İran]]'ının günümüz [[Güney Horasan Eyaleti]]'ne bağlı [[Nehbendan şehristanı]]'nın Meyghan Kırsalı'ndaki ''"Tûr"'' köyünde dünyaya geldi. Hallâc-ı Mansûr’un dedesi Mahamma Mecûsî, [[Peygamber]]Beyazid [[MuhammedBistâmî]]'inninki [[Sahabe|sahabilerden]]gibi bir [[Ebu Eyyûb el-Ensarî|Ebu Eyyûb El-EnsarîZerdüşt]] idi.<ref name="iranicaonline.org"/> idi. Babası ailesiyle Dicle yakınlarına, Araplar tarafından kurulmuş bir yerleşim bölgesi olan Vasıt'a taşındı. Mansûr, on iki yaşında burada hafız oldu.
 
=== Eğitimi ===
Önceleri kısa bir süreliğine Alevî[[Sufi|sûfî]] azizlerinden babası Mehemmed Beyzâvvî’nin ve [[Cüneyd-iBeyazid BağdâdîBistâmî]]'nin’nin de [[mürşid]]î olan [[Zünnûn-ı Mısrî]]’nin öğrencisi Sehl el-Tustarî’nin müridi oldu.<ref name="HerbertMason">{{Kitap kaynağı
| lastsoyadı = Mason
| firstad = Herbert W.
| authorlinkyazarbağı =
| titlebaşlık = Al-Hallaj
| publisheryayıncı = [[Routledge|RoutledgeCurzon]]
| yearyıl = 1995
| locationkonum =
| pagesayfa = 83
| isbn = 0-7007-0311-X}}</ref> Yirmi yaşında [[Basra]]’ya geldi. Buradan [[Bağdat]]’a giderek tanınmış Alevilerinsufilerin sohbetlerine katıldı. Daha sonra ise Emr el-Mekkî ile [[Cüneyd Bağdadi|Cûneyd-î Bağdâdî]]’nin talebesi oldu. 896 yılında ilk haccını yapmak üzere Hicaz’a gitti. Burada vaktini ibadetle geçiren Hallâc, daha sonra bir grup sufî ile birlikte Bağdat’a dönerek Cüneyd’in sohbetlerine devam etti. Fakat, hocalarıyla fikir ayrılığına düştüğü için onlardan ayrılarak Tüster’e döndü. Hallâc beş yıl sürecek bir yolculuğa çıkmak üzere Tüster’den ayrıldı. Horasan, Mâverâünnehir, Sicistan ve Kirman bölgelerini dolaştı. Fars’ta halka vaazlar verdi, onlar için eserler yazdı. Ardından Ahvaz’a geçti ve ailesini de buraya getirtti. Ahvaz’da meclis kurup vaazlar vermeye başlayan Hallâc halkın ve aydınların büyük teveccühüne mazhar oldu ve burada Hallâc-ı Esrâr diye tanındı. Daha sonra ailesini Ahvaz’da bırakarak 400 müridiyle birlikte ikinci defa hac yapmak üzere Basra üzerinden Mekke’ye gitti. Hac dönüşü Basra’da bir ay kaldıktan sonra Ahvaz’a gelen Hallâc, ailesini ve buranın ileri gelenlerinden bir grubu yanına alarak Bağdat’a geçti. Burada bir sene kaldı; ardından küfür ve şirk beldelerini Allah’ın dinine davet etmek için manevi bir işaret aldığını söyleyerek ailesini müridlerinden birine emanet edip deniz yoluyla Hindistan’a gitti. Horasan, Tâlekān, Mâverâünnehir, Türkistan, Maçin, Turfan ve Keşmir’i dolaştı. Gezdiği yerlerdeki halk için eserler yazarak İslam’a girmelerinde etkili oldu. Onun tesiriyle müslüman olanlara Mansûrî deniliyordu. Bu durum kendisini büyük bir üne kavuşturdu.<ref name= "Hallac">[http://www.tdvia.org/dia/ayrmetin.php?idno=150377 İslam Ansiklopedisi, Süleyman Uludağ]</ref>
 
Bu seyahatten dönünce aleyhindeki faaliyetler de tekrar başladı. 903 senesinde üçüncü defa hacca gitti ve burada iki yıl kaldı. Bazen ibadet ediyor, bazen de halk arasına karışıp hacda kesilen kurbanlar gibi Allah yolunda kendini feda etmeye hazır olduğunu haykırıyordu. Bir ara Arafat’ta kendisine hakaret ve işkence edilmesini istedi. Bağdat’a dönen ve bir ev satın alan Hallâc’da bir değişikliğin meydana geldiği fark edilmişti. Hakkında anlatılan bir hikâyeye göre Bağdat’ta açıkça Hak yolunda canını feda etmek istediğini, kanının dökülmesinin halk için helal olduğunu ilan etti. [[Karmatiler]]’ in [[Abbasiler|Abbasi Devleti]]’ ni tehdit ettiği, 870 yılında başlayıp 883 yılına kadar devam eden Zenc isyanının izlerinin henüz silinmediği, istikrarsızlığın devam ettiği bir dönemde Hallâc’ın sözleri ve davranışları halk ve ulema arasında yeni bir huzursuzluk meydana getirdi. [[Davûd ez-Zahiri]] öncülüğünde bir grup alim Hallâc’ın aleyhinde bir faaliyet başlattı; bazıları onun sihirbaz, şarlatan veya deli olduğunu ileri sürerken bazıları da keramet sahibi bir veli olduğunu söylüyordu. Aleyhindeki faaliyetler artıp bir kısım müridleri tutuklanınca kendisini de aynı akıbetin beklediğini anladı ve Ahvaz’a kaçtı. Sûs’ta bir dostunun yardımıyla Dânyâl peygamberin türbesi civarında bir yıl saklandı. 913' de yakalanarak Bağdat’a getirildi ve idam talebiyle mahkeme önüne çıkarıldı. Vezir Ali b. Îsâ el-Kunnâî onu üç defa siyaset meydanında teşhir ettikten sonra hapsedilmesini yeterli gördü. Sekiz yıl süren hapis hayatı, genellikle dostu Nasr el-Kuşûrî’nin evindeki bir odada göz hapsi şeklinde geçti. Bütün ihtiyaçları karşılandı; ziyaretçi kabul etmesine izin verildi. Hapiste bulunan Hallâc’ın Bağdat ve çevresindeki etkisi giderek arttı. Burada iken Kitâbü’t-Tavâsîn’in “Tâsînü’s-sirâc” ve “Tâsînü’l-ezel” bölümlerini yazdı.<ref name= "Hallac" />
Satır 63 ⟶ 62:
Kendisinden sonra gelen ve "Yetmiş iki millete bir gözle bakmak" gibi sözlerle tüm farklı inanç ve kanaatleri ötekileştirmeyen Yunus Emre gibi sûfilerde görülen kucaklayıcı, anlamaya dönük yaklaşımın kökleri Hallac-ı Mansur'a kadar uzanmaktadır. Ünlü Alman tasavvuf araştırmacısı Annemarie Schimmel'in Hallac'dan aktardığı aşağıdaki satırlar onun farklı inançtan insanlara nasıl baktığını apaçık bir şekilde göstermektedir:
 
Öğrencilerinden biri bir Yahudi'ye hakaret eder ve Hallac'ın kızgınlığını üzerine çeker, bir süre sonra sakinleşen Hallac ona: "''Sevgili oğlum. Bütün dinler, ulu Tanrı'nın dinleridir. Tanrı, her bir dini ile ayrı bir insan topluluğunu meşgul etmektedir. İnsanlar inandıkları dinleri kendileri seçmediler; bilakis Rahman ve Rahim olan Tanrı, insalarıinsanları inandıkları dinler için seçmiştir. Eğer bir kimse başka bir kimseyi inandığı dinin doğru olmadığı iddiasıyla kınarsa, bu hareketiyle o insanın kendi iradesiyle bir tercih yapmış olduğu yolunda bir hüküm vermiş olur. Bu da aslında, Kadercilerin tarzıdır ve Zerdüştler böyle bir dini topluluktur (yani bunlar düalisttir). Bilesin ki Yahudilik, Hıristiyalık ve diğer dinler, sadece çeşitli sanlar ve farklı isimlerdir; fakat hepsinde maksat aynıdır, farklı değildir. Ben dinlerin ne olduğu konusunda çok düşündüm. Neticede gördüm ki, dinler, bir kökün çeşitli dallarıdır. Bir insandan, onu alışkanlıklarından alıkoyan ve bağlarından koparan bir din seçmesini talep etme. O zaten varlığın sebebini ve yüce gayelerin manasını kendisinin en iyi anladığı şekilde arayacaktır''"<ref>Annemarie Schimmel, Hallac-"Kurtarın Beni Tanrı'dan", çev. G.Ahmetcan Asena, Pan Yayıncılık, 2009, s.62</ref> der.
 
HerşeyinHer şeyin zıddı ile bilindiği ve ayakta durduğu bu ikilikler evreninde küfür-iman diyalektiği de gözardı edilemeyecek bir gerçektir. Öyleyse kimse kendisini, kabullerini diğer her şeyi dışlayacak bir mutlaklık dairesi içinde görmemelidir Hallac'a göre. Hallac'a göre Tanrı dahi kulunun sınırlılığını bilip buna göre ona muamele edecektir. Yine ondan aktarılan şu satırlar onun Tanrı ve insan arasındaki ilişkiye bakışındaki geniş perspektifi ortaya koymaktadır:
"''Yeryüzünde hiçbir imansızlık yoktur ki, altında iman saklı olmasın; itaat yoktur ki, altında kendinden büyük isyan saklı olması ve kendini tamamen ibadete adama hali yoktur ki, altında saygıdan feragat hali olmasın; sevmek iddiası yoktur ki, altında edepsizlik saklı olmasın. Fakat ulu Tanrı, kullarına istidatlarına göre muamele eder.''"<ref>Annemarie Schimmel, a.g.e. s.63</ref>
 
=== Ölümü ===
Hallâc hapisteykendehapisteyken de aleyhindeki faaliyetler bütün şiddetiyle devam ediyordu. Cezalandırılması yönündeki taleplerin artması üzerine Vezir Hâmid b. Abbas tarafından idam isteğiyle tekrar hakimler heyetinin önüne çıkarıldı. Delillerin yetersiz olduğunu söyleyen hakimler idamı için hüküm vermekten kaçındıklarından mahkeme uzun sürdü. Fakat Vezir Hâmid’in ısrarlı takibi ve baskısı karşısında Mâlikî kadısı Ebû Ömer Muhammed b. Yûsuf el-Ezdî idamına hükmetti. Hanefi kadısı İbn Bühlûl’ün muhalefetine rağmen bu hüküm diğer kadılara ve şahitlere imzalatıldıktan sonra Halife Muktedir-Billâh tarafından tasdik edilince Hallâc, 26 Mart 922 tarihinde Bağdat’ın Bâbüttâk denilen semtinde önce kırbaçlandı; burnu, kolları ve ayakları kesildikten sonra idam edildi. Başı kesilerek Dicle üzerindeki köprüye dikildi; gövdesi yakılıp külleri nehrin sularına savruldu. Kesik başı iki gün köprüde dikili bırakıldıktan sonra Horasan’a gönderilerek bölgede dolaştırıldı.<ref name= "Hallac" />
 
Hallâc’ın asıldığı yer zamanla önem kazanmaya, Hak şehidi bir velinin türbesi olarak ziyaret edilmeye başlanmıştır. Vezirliğe yeni tayin edilen Ali b. Mesleme’nin, görevine başlamadan önce Hallâc’ın kabri olarak bilinen yeri ziyaret ederek manevî huzurunda dua edip niyazda bulunması, Abbasî Devleti’nin ondan özür dilemesi ve itibarını iade etmesi anlamına gelmiştir. Hallâc adına burada türbe inşa edilmiştir.<ref name= "Hallac" />
Satır 88 ⟶ 87:
* [http://www.sufism.20m.com/hallac.htm Hallâc]
* [http://www.sunnah.org/aqida/Hallaj_doctrine.htm Doctrine of Hallâc]
* [https://web.archive.org/web/20060708052242/http://www.arches.uga.edu/~godlas/Sufism/tawasin.html Tawasin]
* [http://www.leapinglaughter.org/archive/tawasin/index.htm The Tawasin of Mansur al-Hallaj]
* [https://web.archive.org/web/20120210103609/http://www.khamush.com/sufism/hallaj.html "Al Hallaj Mystic and Martyr"]
* [https://web.archive.org/web/20060307161709/http://www.poetseers.org/spiritual_and_devotional_poets/sufi/al_hallaj/ Articles at Poet Seers]
* [http://www.fordham.edu/halsall/source/all-hallaj-quotations.html al-Hallaj at the Internet Medieval Source Book]
* [http://www.scribd.com/doc/30459084/Mazmua-e-Mansur-Hallaj-collected-works-of-Mansur-Hallaz complete Works of Mansur Hallaj]
Satır 132 ⟶ 131:
[[Kategori:İşkence kurbanları]]
[[Kategori:Derisi yüzülerek idam edilmiş kişiler]]
[[Kategori:110. binyıldayüzyılda idam edilmiş kişiler]]