Latin Amerika edebiyatı: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
InternetArchiveBot (mesaj | katkılar)
Rescuing 2 sources and tagging 1 as dead.) #IABot (v2.0
Khutuck Bot (mesaj | katkılar)
k Tarih bağlantısı düzenleme
1. satır:
'''Latin Amerika Edebiyatı''', [[Latin Amerika]]'da [[İspanyolca]] ve [[Portekizce]] yazılmış edebiyat yapıtlarını kapsar. İlk yazılı metinler Yenidünya'nın İspanyol fatihlerinin [[İspanya]]'ya gönderdikleri raporlardı. İspanyollar'ın atılganlığı ve [[Amerika]] Yerlilerinin yiğitliği pek çok yazıya ve şiire esin kaynağı olmuştur. Bunların en ünlüsü İspanyol [[Alonso de Ercilay Zúñiga]]'nın (1533-1594), [[Şili]] Yerlilerinin soylu direnişini ve şairin bu dönemdeki acılarını dile getiren ''La Araucana''dır. 20 binin üstünde [[koşuk]]tan oluşan bu [[şiir]] yeni topraklardan fışkıran ilk gerçek edebiyat ürünüdür.
 
[[1600]]'de artık fetihler sona ermiştir. [[Avrupa]]lı işgalciler [[efendi]], Yerliler ise çoğunlukla [[köle]]ydi. Zenginler hâlâ İspanya ve Portekiz'i anayurtları olarak görüyordu. Yazılanlar ise [[Amerika]]'yla ilgili olmakla birlikte [[Portekiz]] ve [[İspanyollar|İspanyol]] edebiyatının kötü bir taklidi olmaktan öteye geçemiyordu. Ama bunlar içinde [[Meksika]]lı bir rahibe olan [[Juana Inés de la Cruz]] (1651-1695) gerçekten edebiyat değeri olan şiirler ve oyunlar yazdı. Portekiz sömürgesi olan [[Brezilya]]'nın en ünlü yazarı [[José Basilio da Gama]] (1740-1795) ilk kez şiirlerinde Yerlilerin yaşamını işledi.
 
== Özgürlük ve romantizm ==
21. satır:
 
== Çağdaş edebiyat ==
[[1880]]'lerden önce Latin Amerikalı yazarlar başka ülkelerin edebiyat türlerini örnek alırlardı. 19. yüzyılın sonunda gelişen [[Modernizm]] Akımı'nın öncüleri [[Émile Zola]]'nın Doğalcılık, Avrupa'da gelişen [[Maddecilik]] akımlarına ve orta sınıf değerlerine karşı çıktılar. Hem düzyazı, hem de şiir yazan Kübalı [[José Martí]] (1853-1895) ve Perulu [[Manuel González Prada]] (1848-1918) dilin dinamizminden yararlanarak değişime ve yenileşmeye yöneldiler.
 
[[Dosya:Zola Jaccuse.jpg|thumb|sol|[[Émile Zola]]'nın L'Aurore gazetesinde yayımlanan "İtham Ediyorum” makalesi.]]
 
[[1888]]'de Nikaragualı şair [[Rubén Darío]]'nun düzyazı ve şiirlerden oluşan ''Azul'' (1888) adlı kitabı büyük yankılara yol açtı. Bu, [[Modernizm]]i tam anlamıyla içeren bir kitaptı. Yeni biçim arayışları, dilin yeni ve heyecan verici bir biçimde kullanılması, yeni bir bilinci ve duyarlılığı gerektiriyordu. Modernizm, çeşitlilik gösteren bir akımdı. [[Kolombiya]]lı yazar [[José Asunción Silva]] (1865-1896) ve Meksikalı [[Manuel Gutiérrez Nájera]] (1859-1895) bu akımın içinde yer aldılar. Ama bu alanda en başarılı yapıtları, çok işlek bir dille yazan Rubén Darío, Arjantinli [[Leopoldo Lugones]] (1874-1938) ve [[Uruguay]]lı [[Delmira Agustini]] (1886-1914) verdiler.
 
Başlangıçta şairler duygularını ince ve müzikli bir dille şiire döktüler. [[1898]] İspanya Amerika Savaşı'ndan sonra ise, kendi ülkelerinin güzelliklerinden ve sorunlarından söz etmeye başladılar.
 
20. yüzyılda toplumsal adaletsizlikler ve Amerika Yerlileri'nin uğradıkları haksızlıklar Latin Amerika edebiyatının temel konuları oldu. [[Mariano Azuela]] (1873-1952) [[Meksika Devrimi]]'nin acılarını ve dehşetini anlatan ''Los de abajo''yu (1916) yazdı. [[Kolombiya]]lı yazar [[José Eustasio Rivera]] (1889-1928) La vorágine'de (1924) Amazon ormanlarında çalışan [[kauçuk]] işçilerinin yürekler acısı, çetin yaşamlarını anlattı.
38. satır:
 
== Şiir ==
Modernizm Akımı'nın ardından çok yetenekli şairler yetişti. [[Nobel Edebiyat Ödülü]]'nü kazanan [[Şili]]li kadın şair [[Gabriela Mistral]] (1889-1957) sade ve dolaysız anlatımıyla ilgi çekti. Çocuklarına olan özlemini dile getiren güldestesi ''Desolación'' (1922), etkiliyici bir duyarlılık taşır. [[César Vallejo]] (1892-1938) İspanyol dilinin en büyük ustalarından biridir. Şiirleri insanın çektiği acılarla yüklüdür. Ölümünden sonra, [[1939]]'da yayımlanan ''Poemas humanos'''ta, daha güzel bir geleceğe olan umudunu yansıtır. Vallejo, İspanyolca'yı cesur ve şaşırtıcı biçimlerde kullandı. [[1930]]'larda [[Peru]]'nun bir taşra kentindeki kapalı aile yaşamını terk ederek, [[Komünizm|komünist]]lerin safında İspanya İç Savaşı'na katıldı.
 
Şilili şair [[Pablo Neruda]] da komünistti (1904-1973). Şiirleri, özellikle de büyük epik yapıtı ''Canto General'' (1938) yaşam deneylerinin coşkulu bir anlatımıdır. Neruda ezilenlerin ve sömürülenlerin şairidir. Meksikalı [[Octavio Paz]] (1914) çok yönlü bir yazardır. ''Libertad bajo palabra'' (1968) adını taşıyan yapıtında, şiirin bir uyanış olduğu ve insanlığın kurtuluşunun önünü açtığı görüşünü savunur.
45. satır:
 
== Roman ==
Yenilikleri denemekten korkmayan Latin Amerikalı yazarlar, edebiyat alanında uluslararası üne ulaştılar. Edebiyat yaşamına [[1920]]'lerde, [[Buenos Aires]]'in [[aydın]] çevresi içinde başlayan [[Jorge Luis Borges]] (1899-1986), öykü ve denemelerinde insanın doğasını keşfetmeye çalıştı. Çağdaş [[Arjantin]] edebiyatında çok önemli bir yeri olan Borges, İspanyol dilinin en usta yazarlarından biridir. [[Guatemala]]lı [[Miguel Angel Asturias]] (1899-1974), başyapıtı ''Sayın Başkan'' da (''El senor presidente''; 1946) [[diktatör]]lüklerin neden olduğu yıkım ve acıları anlatır. Paraguaylı [[Augusto Roa Bastos]] (1917) ''Hiji de hombre'' da (1960) benzer bir konuyu irdeler, ama daha yumuşak ve dokunaklı bir üslubu vardır.
 
Meksikalı [[Juan Perez Rulfo]]'nun (1918-1986) ''Pedro Paramo'' (1955) adlı bir kısa romanı ve ''Kızgın Ova'' (''El Ilano en Ilamas''; 1953) adında, öykülerini topladığı bir kitabı vardır. Kitaplarındaki olaylar ıssız ve sıcak bir vadide geçmektedir.
 
Kolombiyalı roman ve öykü yazarı [[Gabriel Garcia Marquez]] (1928), [[1982]] [[Nobel Edebiyat Ödülü]] sahibidir. Ünlü romanı ''Yüzyıllık Yalnızlık'''ta (''Cien anos de soledad''; 1967) küçük bir kasabanın tarihiyle sınırlı kalmayıp [[Güney Amerika]]'nın, dünyanın, hatta evrenin geçmişini gözler önüne serer. Kitabın kahramanları [[sevgi]], [[tutku]], [[savaş]], [[devrim]], bolluk ve yoksulluk içinde yuvarlanır. Anlatılanlar düşsel olduğu kadar gülünç ve acıklıdır.
 
Meksikalı [[Carlos Fuentes]]'in ([[1928]]) romanları ve öyküleri büyük, büyüleyici bir ülkenin insanlarının derinlemesine incelemesidir. ''Terra Nostra'' adlı romanında ülkenin kültür mirasını keşfetmeye çalışır. Perulu romancı [[Mario Vargas Llosa]] ([[1936]]) ''Kent ve Köpekler'' (''La ciudad y los perros''; 1963) adlı kitabında bir askeri akademideki insanlıktan uzak yaşamı anlatırken, Peru toplumunun zayıflıklarını irdeler.
 
Brezilya edebiyatı, yerel gelenekler ile [[modern]]leşme arasındaki çatışmayı yansıtır. [[Graciliano Ramos]] (1892-1953) ''Infancia'' ([[1945]]) adlı anı kitabında yoksulluk koşullarında kendini nasıl yetişdirdiğini anlatır. [[João Cabral de Melo Neto]] (1920) ise ''Morte e Vida Severina'' şiirinde, geleneksel kökler ile çağdaş yaşam arasındaki çelişkileri sergiler.
 
== Kaynakça ==