Bektaşîlik: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
InternetArchiveBot (mesaj | katkılar)
Rescuing 1 sources and tagging 0 as dead.) #IABot (v2.0
LuCKY (mesaj | katkılar)
k →‎Bektaşiliğin Osmanlı Ordusu’na girişi: Yazım hatası düzeltildi: hükümet → hükûmet AWB ile
82. satır:
==== Bektaşiliğin Osmanlı Ordusu’na girişi ====
[[Velâyet-nâme-i Hacı Bektaş-ı Veli|Vilâyetnâme]]’ye göre bunun başlangıcı [[Osman Gazi]]’ye elif tâcının bizzât [[Hacı Bektaş Veli|Hünkâr]] tarafından giydirilmesiyle başlamaktadır. H. 687 / M.1288 yılında [[Anadolu Selçuklu]] Sultanı [[III. Alâeddin Keykubad|Üçüncü Âlâ’ed-Dîn-i Key-Kubâd]] [[Osman Gazi]]’ye Altunbaşlı [[Sancak]] ve tabel gönderdi. [[Osman Gazi]]’nin beline kendi belindeki kılıcı bizzat [[Hacı Bektaş Veli]] taktı. “Ve önünden sonun görmeğe: Ugınden Sugm Gurgele!” diye dua etti. Hâlbuki [[Hacı Bektaş Veli|Hacı Bektaş]]’ın M. 1271 tarihinde vefat ettiği göz önüne alınacak olursa bu rivayetin doğruluğu pek zayıftır. Bir başka rivayete göre ise, [[Orhan Gazi]] [[Yeniçeri]]’yi kurduktan sonra [[Hacı Bektaş Veli|Hünkâr]]’ın Amasya taraflarındaki “Suluca Karahöyüğü” adındaki ikametgâhına giderek bütün asker hakkında onun hayır duasını almıştı. O da elinin birini bu askerlerden birinin başına koyarak: “Bunların ismi yeniçeri olsun. [[Cenâb-ı Hak]] yüzlerini ak, bazularını kuvvetli, kılınçlarını keskin, oklarını mühlik, kendilerini daima galip etsin,” diyerek dua buyurmuşlardı. [[Velâyet-nâme-i Hacı Bektaş-ı Veli|Vilâyetnâme]]’ye güvenildiği takdirde [[Hacı Bektaş Veli|Hünkâr]]’ın çok daha evvel göçtüğü ve bu rivayetin de gerçek olmadığı anlaşılıyor.<ref>Ahmet Râsim, ''Resimli ve Haritalı Osmanlı Tarihi'', Cilt 1, Sayfa 53.</ref>
O devirlerin fikrî ürünler açısından en geniş alanını [[Babâîlik|Babâî]] ve [[Kalenderîlik|Kalenderî]] zaviyeleriyle birlikte daha birtakım Tarikat pîrlerinin yuvaları teşkil etmekteydi. “Rûm abdalları”, “Horasan pîrleri” ve “Gaziyân-ı Rûm” gibi tabirlerin pek sıklıkla kullanılmakta olduğu eserlerden anlaşıldığına göre “[[Şia|Şîʿa]]-i [[Bâtıni]]ye” hareketlerinin yoğunlaştığı merkezin başında muhakkak cenkçi ve silâhşör kuvvetlerin hazır bulundurulmasıyla ikinci bir [[Babâîlik|Babâî]] katliamına mâni olma gayesinin güdüldüğü anlaşılmaktadır. İslamî çevrelerde Bâtınî harekâtını düşmanca karşılayan bir devlet siyâsetinin ihtilâlleri en çok ordu kuvvetiyle ezdirdiğini art arda tecrübelerle öğrenen “[[Şîʿa-i Batıni]] [[Dâ’î]]leri,” [[Selçuklular]]’ın çöküşünden sonra, hükümetlerinhükûmetlerin oluşturacağı bütün ordu kuvvetlerinde yer almayı kararlaştırmıştı. [[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı Devleti]]’nin kuruluş aşamasında da [[Bâtınî]]ler, öncelikle askeri kuvvetlerin içerisinde yer almayı ihmâl etmediler.
 
[[Osmanlı İmparatorluğu|Osmanlı Devleti]]’nin kuruluş devrinde [[Osman Gazi]]’nin kayınpederi ''“[[Şeyh Edebali]]”'' ile [[Yıldırım Bayezid]]’in eniştesi ''“Emîr Şems’ed-Dîn-i Buharî”'' tarafından, Kirmastı’da meşhur ''“Geyikli Baba”,'' Antalya Elmalı’da ''“[[Abdal Musa|Abdal Mûsâ]]”'' ve Eskişehir Karacahisar’da ''“Kumral Baba”'' gibi daha birçok “Şia-i Batıni” [[dâ’î]]leri adına zâviyeler yaptırılarak bunlara büyük vakıflar bağlanmıştı. Kazdağı yamaçlarında yaşayan Yürükler’in haraç rüsumları ''“Emîr-i Buharî”'' zâviyesine tahsis edilmişti.<ref>[[Edremit]] kazasının Mülga Mehâkimî Şer’îyye Sicilleri.</ref><ref name="ReferenceA">[[Tahir Harimî Balcıoğlu|Balcıoğlu, Tahir Harimî]], ''Tarihte [[Edremit]] Şehri''.</ref>
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Bektaşîlik" sayfasından alınmıştır