Marksizm: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Evrifaessa (mesaj | katkılar) Gerekçe: + deneme amaçlı değişiklik |
k Yazım hatası düzeltildi: hükümet → hükûmet AWB ile |
||
30. satır:
=== 21. yüzyıl ===
[[Sovyetler Birliği'nin dağılması]] ve [[Doğu Bloku]]nun çözülmesiyle beraber marksist ideolojinin yenildiği ve tarihin bu anlamda sonu geldiği iddia edilmiştir.<ref>Bakınız [[Francis Fukuyama]]'nın ''Tarihin Sonu ve Son İnsan'' adlı eseri</ref> Buna rağmen özellikle marksist eğilimli Küba
== Kavramlar ==
74. satır:
| align = right
}}
Marx'ın ölümünden sonra teorik arka planını Marksizme dayandıran çok farklı özneler çok farklı siyasi hatları takip etmiştir. Marksistler arasındaki ilk büyük ayrım sosyalizme geçiş sürecine dair yaşanmıştır. [[Sosyal demokrasi]] bu sürecin reformlarla burjuva parlamenterizmi dahilinde olacağını öne sürerken komünistler sosyalizme geçişin devrim sayesinde olacağını iddia etmişlerdir. Kopuş [[I.Dünya Savaşı]] başlangıcında kendi ulusal burjuva
=== Arka planı ===
1917 yılında [[Rus İmparatorluğu]]nda [[Ekim Devrimi]] ile iktidarı alan Bolşevikler, Marksist teorideki proletarya iktidarının pratiğe geçirilmesi alanında ilk büyük ölçekli deneme olur. Yeni hükûmet sürmekte olan [[I. Dünya Savaşı]]nın yanı sıra [[Bolşeviklere karşı sol ayaklanmalar|karşı-devrimci ayaklanmalar]], [[Rus İç Savaşı|iç savaş]] ve [[Sibirya Müdahalesi|yabancı askeri müdahaleye]] maruz kalır. Bu olumsuz durum karşısında Bolşevik lider Lenin sosyalizmin zaferinin çok sayıda farklı ülkedeki işçilerin ortak mücadelesiyle ancak kurulabileceğini belirterek devrimin hızla yayılması gerektiğini vurgular. Ekim Devrimi, zaferi izleyen yıllarda dünya çapında devrimci bir dalga yaratmayı başarsa da beklenenin aksine Batı Avrupa sanayileşmiş kapitalist ülkelerinde işçiler iktidarı alamaz. Özellikle [[1918-1919 Alman Devrimi|Alman Devrimi]] komünistlerin kanlı bir şekilde batırılmasıyla sonuçlanınca ve [[Sovyet-Polonya Savaşı]]ndaki başarısızlığın ardından Sovyetler Birliği yalnız kalmıştır. Bu dönemde ülkede önce [[Savaş Komünizmi]] sonra [[Yeni Ekonomi Politikası]] uygulanacaktır. Uluslararası siyasi ortamın giderek yeni bir dünya savaşına gitmeye başladığı dönemde ülke her ne pahasına olursa olsun [[sanayileşme]] hamlesine girişmiştir.<ref>Bu döneme dair değerlendirmede bulunan [[Troçki]] ve taraftarları [[Stalin]] tarafından uygulamaya konuan ''[[Tek ülkede sosyalizm]]'' siyasetinin yanlış olduğunu ve ülkede artık işçi sınıfının iktidarda olmadığını iddia ederler</ref>
87. satır:
{{Ana madde |Sosyal demokrasi}}
{{Sosyal demokrasi kenar}}
Sosyal demokrasi 19. yüzyılın sonuyla 20. yüzyılın başında ortaya çıkan siyasi bir akımdır. Bu dönemde çoğunluğu sosyalist devrimci ve Marksistlerden oluşan gruplar hem sosyalizm mücadelesi veriyor hem de bulundukları ülkelerde demokrasinin geliştirilmesi için çalışıyorlardı. Sosyal demokratların geleneksel olarak ayrılmasına sebebiyet veren görüş farklılığı sosyalizmin sınıf savaşımı, devrim ve proletarya diktatörlüğüyle gerçekleşebileceğini reddetmeleridir. Günümüzdeki sosyal demokrasi akımı sosyalizmin devrim değil evrim yoluyla elde edileceğini ileri sürerler. Bu tutum akımın özellikle komünistlerce kapitalizm içi reformist bir hareket olarak tanımlanarak eleştirilmesiyle karşılaşır. Sosyal demokratlar ve komünistler farklılıklarına rağmen [[I. Dünya Savaşı]]na kadar [[II. Enternasyonal]] örgütü içinde bir arada yer almışlardır. Ancak sosyal-demokratlar kendi ulusal burjuva
=== Sosyalizm ===
93. satır:
''Sosyalist'' terimi günümüzde birbirinden farklı ideolojiler için kullanılmaktadır. Sosyal demokratlardan temelde farklı olmasalar da daha sol tarafta yer alan demokratik sosyalistlerle geleneksel [[Marksist-Leninist]]ler de bu şekilde çağrılabilmektedir. [[Marksist-Leninist]]ler şimdiye kadar hep tek parti rejimi olarak gerçekleşmiş olan sosyalist devlet kurulmasını savunurken, demokratik sosyalistler sosyal reformlarla gelişmeyi savunur. Sovyetler Birliğinin dağılmasının ardından kendisini sosyalist olarak tanımlayan ülke sayısında düşüş gözlenmiştir, günümüzde [[Kuzey Kore]], [[Laos]], [[Vietnam]], [[Nepal]], [[Küba]] ve [[Çin]] iktidarda sosyalistlerin oldukları ülkelerdir.
Ancak buna rağmen bir partinin veya
=== Komünizm ===
99. satır:
Marksizme ideolojik olarak bağlı olduklarını ilan eden çok sayıda devlet ya bir komünist partinin tek başına veya çok sayıda farklı grubun bir çatı altında bulunduğu komünist bir partide iktidarda olmuştur. Hükümetteki komünistlerin varlığından dolayı bu ülkelere komünist devletler dense de ''komünizm'' tanımı dünya çapındaki sınıfsız toplumu tanımladığı için yanlıştır. Bu ülkeler sosyalisttir ve ''komünist devlet'' kendi içinde bir [[oksimoron]]dur.
Komünist
==== Marksizm-Leninizm ====
[[Marksizm-Leninizm]], [[Leninizm]] olarak da adlandırılan, [[Vladimir Lenin|Lenin]] tarafından Marksizmin geliştirilmesine verilen isimdir. Siyasi alanda farklı hatta birbirinin karşıtı özneler [[Marksist-Leninist]] olduklarını öne sürebilirler. Genel olarak içeriğinde öne çıkan yanlar kapitalizmin bir devrim sonunda devrilmesi, proletarya diktatörlüğünün kurulması, öncü komünist parti önderliğinde sosyalizm yolunda ilerlenmesidir. Leninizm, kapitalizmin ancak devrimle devrilebileceğini öne sürerek evrimci reform çabalarını mahkûm eder. Leninizme bağlı bir öncü partinin temel amacı proletaryaya sınıfı bilincinin taşınmasıdır. Sınıf ve tarih bilincine sahip işçi sınıfı örgütlenecek ve siyasi iktidara el koyacaktır. Devrimin ardından iktidardaki işçi sınıfı kendi diktatörlüğünü kurarak sosyalizmi kurmaya girişecektir.
|