İskenderiyeli Klement: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
LostMyMind (mesaj | katkılar)
ingilizce wiki'ye göre tarih bilgileri değiştirildi
YBot (mesaj | katkılar)
k düz.
2. satır:
'''İskenderiyeli Klement''', ([[Yunanca]]: Κλήμης ὁ Ἀλεξανδρεύς d. 150 ö. yaklaşık 215) gerçek adı '''Titus Flavius Klemens''' olan [[Hristiyanlık|Hristiyan]] düşünür.
 
Aklı inanca, felsefeyi dine tabi kılan ve daha sonra [[Augustinus]] ve [[Anselmus]]'ta ön plana çıkacak olan ''credo, ut intelligam'' tavrının ilk örneğini gözler önüne seren Klement'i daha önceki [[Kilise Babaları]]<nowiki/>ndan ayıran en önemli husus, onun [[Yunan felsefesi]]ne duyduğu sevgi ve hayranlıktır. Ona göre, felsefe, tümüyle tanrısal bir ürün olup bilgeliği tüm kavim ve uluslar için parlayan [[Tanrı]]'nın kayrasının bir iyiliğidir. Klement, felsefe ile ilgili tüm bu olumlu değerlendirmelerine karşın, Yunan felsefesini [[Hristiyanlık]] için bir hazırlık, Yunan dünyasının vahye dayalı din için eğitilmesi olarak görmüştür. Felsefe, onun gözünde, yalnızca Hristiyanlık için bir hazırlık değil, fakat Hristiyanlığın anlaşılmasına katkıda bulunacak bir yardımcıdır. Öte yandan, negatif teolojinin, via negativanın ilk örneğini vermiştir. Başka bir deyişle, Klement'e göre, biz Tanrı'nın ne olduğunu hiçbir zaman bilemeyiz, fakat yalnızca onun ne olmadığını bilebiliriz. ''[[Protrepticus (Klement)|Protrepticus]]'', ''[[Paedagogus]]'' ve ''[[Stromata]]'' eksiksiz olarak günümüze ulaşan önemli eserleridir.
 
Tanrı ile evren arasındaki ilişki üzerinde duran, tanrısal etkiye müdahalenin evrenin her yerinde ve her an iş başında olduğunu ifade edebilmek için de, eşyanın Tanrının organlan olduğunu söyleyecek kadar ileri giden Klement, kötülük problemini irâde özgürlüğüyle açıklamaya çalışmıştır. Ona göre, acı günahkârları ıslah etmenin bir yolu olup insan özgürlüğünü istismar etmek suretiyle, esas amacından ve Tanrı’yla olan benzerliğinden uzakla­şır. Evrene kötülüğün girmesinin esas nedeni budur.<ref>Ahmet Cevizci, Ortaçağ Felsefesi Tarihi, 2000, s. 45.</ref>