Mucireddin Abak: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Yzkoc (mesaj | katkılar)
Yzkoc (mesaj | katkılar)
49. satır:
Şam şehrini eline geçiremiyeceğini anlayan Nureddin Zengi taktik değiştirdi. Şam'a ajanlar göndererek gizli gizli halk arasında nifak yaratmak için bir propaganda savaşı kampanyası başlattı. Halep'ten Şam'a gönderilen ajanlar arasında (daha sonra gayet önemli siyasi ve askeri roller oynayacak olan) [[Esedüddin Sirkuh]] ve genç yeğeni [[Selahaddin Eyyubi]] de bulunmaktaydı. Bu ajanlar halk arasında bir Müslüman devleti olan Şam Atabeyliği'nin nasıl olup da Haçlılar Kudüs Krallığı'nın müttefiki olmayı hatta onların koruması altına girmeyi kabul ettiğini soruşturmaya başlamaktaydılar ve halkın yabancı ülkelerden gelen Hristiyanlara karşı antipatisine hitap edip onları Böriler Şam Atabeyliği aleyhinde kışkırtma ve hoşnutsuzluk yaratma taktikler uygulamaktaydılar. Özellikle bu propanganda saldırısı devlet içinde çalışan memurlar ve rütbeli askerler üzerine teksif edilmekteydi. Bazı memur ve askerler gayet inatla Şam Atabeyi'ne hala sadık olmaya devam etmekteydiler. Diğerleri ise aralarında bulunan profesyonel çatışmalar yüzünden yalan yere ispiyonlanıp devlete sadık olmamakla itham edilmeye başlandılar. Atabey Mucireddin Abak özellikle yüksek rütbeli subaylar arasından yapılan ithamlara önem verdi ve devlete karşı sadakatsız oldukları söylentileri dolaşan subayları ordudan tasfiye ettirme politikası uygulamaya başladı. Bu nifak zamanında gayet adaletsiz uygulamalar ortaya çıktı. Örneğin ordunun yüksek rütbeli; gayet yetenekli ve bu yeteneklerinden dolayı Atabey'in kendisi tarafından taltif edilmiş olan subaylarından olan Ata bin El-Salami Haffad yalan yere devlete ihanet söylentilerinin hedefi olunca Mucireddin Abak bu hiç suçsuz subayını hemen hiç araştırma yaptırmadan idam ettirdi ve böylece Şam ordusu çok değerli bir komutanını kaybetmiş oldu.<ref name="grousset"/>
 
Halk, ordu ve devlet idaresi içinde çıkan bu karışık durum devam ederken Nureddin Zengi açıktan savaşa da girip ordusuyla 18 Nisan 1154'te Şam şehrini yine kuşatmaya aldı. Kudüs Kralı IıI. Baodouin'den askeri destek isteyen Atabey Mucireddin Abak bu sefer çok geç kalmış ve şehrinde içinden çıkan nifaka uygun ve etkin politika tedbirleri alamamıştı. 25 Nisan'da şehir içinde bulunan bir grup savunucu Şam şehrinin ana kapılarını Halep kuşatanlara açtı. Şehir Halep Atabeyliği ordusu eline geçti. Şam Atabeyi Mucireddin Abak Nureddin Zengi ordusuna teslim oldu. Biraz zaman Şam iç kalesinde tutuklamadan sonra Mucireddin Abak Nureddin Zengi tarafından Humus Atabeyliği'ne atandı. Nureddin Zengi Halep Atabeyliği yanında Şam Atabeyliği görevini de üzerine aldı.<ref name="grousset"/>
 
Bundan sonra Humus Atabeyi iken Mucireddin Abak devletin sırları ve yönetimini gayet iyi bildiği için bunları kullanarak kendini tekrar Şam Atabeyi yapmak için bir komplo hazırlamaya başladı. Bu öğrenililince Nureddin Zengi tarafından Humus Atabeyliği'nden uzaklaştırıldı. Kendine [[Fırat Nehri]] kıyısında bulunan küçük "Balis" şehri valiliği unvanı verilmek (ve böylece sürülmek) teklifi yapıldı. Fakat Mucireddin Abak bunu kabul etmedi. Sürgün olarak Bağdad şehrine çekildi ve oraya yerleşti. Ne zaman ve nasıl öldüğü hakkında hiçbir tarihçi-kronikçi kayıt vermemektedir. Büyük olasılıkla Bağdad şehrinde ölmüş ve resmi devlet belge ve kayıtları [[Bağdat Kuşatması (1258)]]'ndan sonra şehrin Moğollar tarafından talan edilip yakılıp yıkılması sırasında kaybolmuştur. <ref name="grousset"/>
 
==Ayrıca bakınız==
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Mucireddin_Abak" sayfasından alınmıştır