I. Alâeddin Keykubad: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Makedon (mesaj | katkılar)
kDeğişiklik özeti yok
Makedon (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
38. satır:
==Yaşamı==
=== Saltanat öncesi ===
Muhtemelen 1190’da dünyaya gelmiştir.<ref name=tdv>{{Web kaynağı | soyadı1 = Sümer | ad1 = Faruk | başlık = KEYKUBAD I | url = httphttps://www.islamansiklopedisi.infoorg.tr/dia/pdf/c25/c250257.pdf keykubad-i| website = http://www.islamansiklopedisi.inf | yayıncı = Türk Diyanet Vakfı Ansiklopedisi yıl: 2002, cilt: 25 | erişimtarihi = 31 Mayıs 2016 | arşivengelli = evet}}</ref> Babası, Sultan [[I. Gıyaseddin Keyhüsrev]]’dir. Annesinin kim olduğu, çocukluğu ve meliklik dönemi hakkında fazla bilgi bulunmaz.
 
Babası 1196’da tahtı kardeşi [[II. Süleyman Şah|Rükneddin Süleyman]]’a bırakmak mecburiyetinde kalıp gurbet hayatına çıktığında Alâeddin Keykubad, ağabeyi [[I. İzzeddin Keykavus]]’la birlikte babasının yanında bulundu. [[Dördüncü Haçlı Seferi]] öncesine kadar (1200 - 1204 arası) [[İstanbul]]'da [[Bizans İmparatorluğu]]'nda kaldı. İzzeddîn Keykavus ve Alâeddîn Keykubad’ın babaları ile birlikte geçirdikleri gurbet hayatı sırasında ikisinin eğitimi ile Seyfeddîn Ayaba’nın ilgilendiği bilinir. Ayrıca kesin olarak hangi döneme ait olduğu bilinmese de Dizdar adı ile tanınan Emir Bedreddîn Gevhertaş, Alâeddîn Keykubad’ın lalası idi<ref name=emine>{{Web kaynağı | soyadı1 = Uyumaz | ad1 = Emine | başlık = Türkiye Selçuklu Devleti’nde Atabeglik Müessesesi | url = http://www.turkleronline.net/turkler/makaleler/atabeglik.htm | website = http://www.turkleronline.net/ | yayıncı = Prof. Dr. Işın Demirkent Anısına, Dünya yayınları, Şubat 2008) | erişimtarihi = 31 Mayıs 2016 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20160305020913/http://www.turkleronline.net/turkler/makaleler/atabeglik.htm | arşivtarihi = 5 Mart 2016}}</ref>. Ana dili olan [[Türkçe]]nin yanında, [[Farsça]], [[Rumca]] ve [[Arapça]] öğrendi. Ayrıca yüksek İslami ilimleri ve [[Gökbilim|astronomiyi]] öğrendi{{Kaynak belirt}}.
 
[[II. Süleyman Şah]]'ın ölümü üzerine tekrar sultan olmak üzere Konya’ya doğru harekete geçen babası Gıyaseddin Keyhüsrev, geçişine izin vermesi için [[İznik İmparatorluğu|İznik İmparatoru]] [[I. Theodoros|
52. satır:
=== Saltanatı ===
==== Tahta çıkışı ====
Keykavus’un oğlu olmadığından 1220 yılında ölümü üzerine tahta kimin geçeceği konusu ümeranın yapacağı toplantıda çıkacak karara bağlıdır. Bu tarihte taht için Selçuklu soyundan üç aday vardır, Malatya’da Kezirpert kalesinde tutulan Alaeddin Keykubat, Celalüddin Keyferidün bir başka kalede ve amca Muğisüddin Tuğrul Şah ise Erzurum hakimiydi. Yeni sultanın seçimi için toplanan emirler şunlardır, Beylerbeyi Seyfeddîn Ayaba, Emîr-i Âhûr Zeyneddîn Beşâra, Sivas Subaşısı Emîr-i Meclis Mübârizeddîn Behramşâh, Çaşnigir Mübarizüddin Çavlı, Emir-i Ahur Zeynüddin Beşare, Pervane Şerefüddin Mehmed, Sahib Mecdüddin Abi, Tuğrai Şemsüddin Hamza, Emir-i Arz Nizamüddin Ahmed Münşi-i Arz Şemseddin İsfahani ve Malatya Subaşısı Melikü’l Ümera Bahâeddîn Kutluğca.<ref>Mustafa Hizmetli, [http://dergipark.gov.tr/download/article-file/396344 “Moğol İstilası Karşısında Abbasi Halifelerinin İslam Birliği Siyaseti”] sh.: 356</ref><ref name="nk147">Nejat Kaymaz, [http://dergiler.ankara.edu.tr/dergiler/18/817/10365.pdf “Anadolu Selçuklu Devletinin İnhitatında İdare Mekanizmasının Rolü”] sh.: 147</ref> Görüşmelerde vezir ve pervanenin şiddetli karşı çıkmasına rağmen Beylerbeyi ve Emir-i Meclis, Alâeddîn Keykubad’ı “diğerlerine zorla kabul ettirmişlerdir”.<ref name="nk147"/>
Keykavus’un oğlu olmadığından 1220 yılında ölümü üzerine Beylerbeyi ''Seyfeddîn Ayaba'', ''Emîr-i Âhûr Zeyneddîn Beşâra'', ''Emîr-i Meclis Mübârizeddîn Behramşâh'' ve ''Bahâeddîn Kutluğca'' gibi devlet adamları ve komutanlar, Kezirpert Kalesi’nde tutuklu bulunan Alâeddîn Keykubad’ı tahta çıkarma kararı aldı. Kimi kaynaklara göre İzzeddin Keykavus ölüm döşeğinde iken Aleaddin Keykubad'ı çağırtarak varis ilan etmiştir{{Kaynak belirt}}. Yeni hükümdarı tutuklu bulunduğu yerden çıkarıp Konya’ya getirme görevi Seyfeddin Ayaba’ya verildi. Böylece İzzeddin Keykâvus’un yüzüğünü yanına alan Emîr Seyfeddin Ayaba, Alâeddin Keykubâd'ı, tutuklu bulunduğu Kezipert kalesinden çıkararak Sivas'a getirdi. Melik Alâeddin Keykubâd Sivas'ta tahta çıkartıldı. Ardından Konya yolunu tutan Alaeddin Keykubad’a Kayseri, Akşehir ve Konya'da muhteşem karşılama törenleri yapıldı.<ref name=muharrem>{{Web kaynağı | soyadı1 = Kesik | ad1 = Muharrem | başlık = Türkiye Selçukluları ve Anadolu Beylikleri Tarihi | url = https://www.academia.edu/9969045/T%C3%BCrkiye_Sel%C3%A7uklular%C4%B1_ve_Anadolu_Beylikleri_Tarihi | website = https://www.academia.edu | yayıncı = İstanbul Üniversitsi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Tarih Lisans Programı ders kitabı | erişimtarihi = 31 Mayıs 2016 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20150528055809/http://www.academia.edu:80/9969045/T%C3%BCrkiye_Sel%C3%A7uklular%C4%B1_ve_Anadolu_Beylikleri_Tarihi | arşivtarihi = 28 Mayıs 2015}}</ref> O tahta çıktığında Abbasi Halifesi [[Nasır (Abbasi)|Nâsır]], İslam filozoflarından [[Şihabeddin Sühreverdî]] ile menşur, hil‘at, çetr ve diğer saltanat alâmetlerini göndererek hükümdarlığını tasdik etmiştir.<ref name=tdv/>
 
Keykavus’un oğlu olmadığından 1220 yılında ölümü üzerine Beylerbeyi ''Seyfeddîn Ayaba'', ''Emîr-i Âhûr Zeyneddîn Beşâra'', ''Emîr-i Meclis Mübârizeddîn Behramşâh'' ve ''Bahâeddîn Kutluğca'' gibi devlet adamları ve komutanlar, Kezirpert Kalesi’nde tutuklu bulunan Alâeddîn Keykubad’ı tahta çıkarma kararı aldı. Kimi kaynaklara göre İzzeddin Keykavus ölüm döşeğinde iken Aleaddin Keykubad'ı çağırtarak varis ilan etmiştir{{Kaynak belirt}}. Yeni hükümdarı tutuklu bulunduğu yerden çıkarıp Konya’ya getirme görevi Seyfeddin Ayaba’ya verildi. Böylece İzzeddin Keykâvus’un yüzüğünü yanına alan Emîr Seyfeddin Ayaba, Alâeddin Keykubâd'ı, tutuklu bulunduğu Kezipert kalesinden çıkararak Sivas'a getirdi. Melik Alâeddin Keykubâd Sivas'ta tahta çıkartıldı. Ardından Konya yolunu tutan Alaeddin Keykubad’a Kayseri, Akşehir ve Konya'da muhteşem karşılama törenleri yapıldı.<ref name=muharrem>{{Web kaynağı | soyadı1 = Kesik | ad1 = Muharrem | başlık = Türkiye Selçukluları ve Anadolu Beylikleri Tarihi | url = https://www.academia.edu/9969045/T%C3%BCrkiye_Sel%C3%A7uklular%C4%B1_ve_Anadolu_Beylikleri_Tarihi | website = https://www.academia.edu | yayıncı = İstanbul Üniversitsi Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Tarih Lisans Programı ders kitabı | erişimtarihi = 31 Mayıs 2016 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20150528055809/http://www.academia.edu:80/9969045/T%C3%BCrkiye_Sel%C3%A7uklular%C4%B1_ve_Anadolu_Beylikleri_Tarihi | arşivtarihi = 28 Mayıs 2015}}</ref> O tahta çıktığında Abbasi Halifesi [[Nasır (Abbasi)|Nâsır]], İslam filozoflarından [[Şihabeddin Sühreverdî]] ile menşur, hil‘at, çetr ve diğer saltanat alâmetlerini göndererek hükümdarlığını tasdik etmiştir.<ref name=tdv/>
 
==== Moğol istilasına karşı önlemler ====
Satır 63 ⟶ 65:
 
==== Emirleri öldürtmesi ====
Ümera tarafından tahta çıkması kararıyla sonuçlanan “meşveret meclisi”ndeki emirlerin bir kısmı, bir önceki sultan [[I. İzzeddin Keykavus]]’un maiyetindeki emirlerdi ve Keykubat’a karşı tutumdaydılar. Hatta bir zamanlar Keykubat’a bağlı olan, hapse girince yeni sultana hizmet eden emirler de vardır. Buna rağmen Keykubat’ı tahta getirmelerinin ancak, sekiz yıllık bir tutukluluk hayatından sonra, saltanat yönünde bir umudu olmadığı bir sırada tahta geçirmekle bağışlanacaklarını, hatta bir minnet duygusundan yararlanacakları düşüncesi olabileceği ileri sürülmektedir. Böylece emirler arasında eski rekabetin yerini, bir kader birliğiyle birlik olma hali ortaya çıkmıştır. Ayrıca Keykubat, daha önceki sultanlar gibi tahta geçince emirleri değiştirme olanağına sahip olamamış, birkaçı dışında diğerleri makamlarını elde tutumaya devam etmişlerdir. Değiştirilen emirler, Sahib Mecduddin Abi ve Pervane Şerefüddin Mehmed’dir, bunlar yerine Reşüddin ve Celaleddin Keyser (ya da Kayser), Naib-i Sultan’lığa Hokkabazoğlu olarak bilinen Kayseri Subaşısı Emir Seyfüddin Ebu Bekir, [[Celâleddin Karatay]] ile Emir-i Candar olarak Mübarizüddin İsa Candar’ın atamalarıdır.<ref>Nejat Kaymaz, sh.: 147 - 151</ref>
Antalya’dan Kayseri’ye döndükten sonra babası I. Gıyaseddin Key-hüsrev ve ağabeyi I. İzzeddin Keykâvus zamanından kalan tecrübeli ve yaşlı devlet adamlarından kurtulmanın yolunu aradı. Bu emirler esasen kendisini tahta çıkaran emirlerdir. Zaman içinde servetleri ve nüfuzları artmaktadır. Alaeddin Keykubat, tahta çıktıktan kısa süre sonra başkent Konya, daha sonra da Sivas ve Kayseri surlarının onarılmasını, bunun için gerekecek harcamanın ise emirler tarafından karşılanmasını emretmiştir. Kuşkusuz burada amaç olarak, olası bir Moğol saldırısı karşısında bu kentlerin savunmasını pekiştirmek ileri sürülmektedir. Halbuki bunun ardında, İbn Bibi ve Anonim Selçukname'ye göre emirleri mali yönden zayıflatmak yatıyordu. Bu harcamaların emirlere son derece ağır bir mali yük getirdiğini günümüze ulaşan kaynaklar ifade etmektedir.<ref>Alptekin Yavaş, [http://dergipark.gov.tr/download/article-file/157046 “Anadolu Selçuklu Banilerinin Politik Yaşamlarıyla Mimari Faaliyetleri Arasındaki İlişkiler”] sh.: 410 411</ref>
 
Esasen kendisini tahta çıkaran emirlerin zaten servetleri ve nüfuzları büyüktür. Çok büyük gelir kaynaklarını ellerinde tutmaları sayesinde çok sayıda köleleri ve gulamlardan oluşan maiyet kuvvetleri vardır. Bu maddi güç ve kalabalık maiyetleriyle devlet içinde büyük bir sosyal ve askeri güce sahiptiler. Bu gücün yayılma alanı, kaçınılmaz olarak devlet yönetim mekanizmasında, uzun yıllar boyunca edinilmiş deneyim ve ilişkiler sayesinde onlara geniş bir inisiyatif ve nüfuz vermektedir. Bu ümera içinde gücü ve inisiyatifi en geniş olanın merkez beylerbeyi olan Seyfeddin Ayaba’dır. Sahip olduğu adamlarının sayısı bile Konya sarayınınkinden fazla görünmektedir. Günümüze bu konuda ulaşan bilgi, Konya Sarayı’nda günde 30 koyun kesilirken Emir Seyfedin Ayaba'nın konağında günde 80 koyun kesildiği yönündedir. Kuşkusuz bu rakkamlar, Emir’in maiyetinin, Saray maiyetinden bile çok kalabalık olduğunu göstermektedir. Sonuç olarak Emir Ayaba ve onunla birlikte hareket eden diğer emirlerin sultan üzerindeki baskısı ağır bir hal almıştır. Emir Ayaba’nın devlet yönetimindeki nüfuzu ve kudreti, sultanınkinin çok üstündedir, tüm önemli devlet meseleleri sultana değil ona sorulmaktadır. Nitekim kısa süre sonra sultan ve ümera arasında gerginlikler ve rahatsızlıklar artmıştır. Emirleri doğrudan doğruya tasfiye edecek gücü olmadığını bilen Alaeddin Keykubat, hiç olmazsa maddi güçlerini zayıflatmak amacıyla olsa gerek, tahta çıktıktan süre sonra başkent Konya, daha sonra da Sivas ve Kayseri surlarının onarılmasını, bunun için gerekecek harcamanın ise emirler tarafından karşılanmasını emretmiştir. Kuşkusuz burada amaç olarak, olası bir Moğol saldırısı karşısında bu kentlerin savunmasını pekiştirmek ileri sürülmektedir. Halbuki bunun ardında, İbn Bibi ve Anonim Selçukname'ye göre emirleri mali yönden zayıflatmak yatıyordu. Bu harcamaların emirlere son derece ağır bir mali yük getirdiğini günümüze ulaşan kaynaklar ifade etmektedir. Amaç her ne olursa olsun, görünüşe göre ümera ile sultan arasındaki iltilafı büyütmekten başka işe yaramamıştır. Alaeddin Keykubat’ın tahta çıkışını izleyen üç yıllık ümera – sultan gergiliğinin bu anında, ümera sultandan kurtulmaya karar vermiştir. Bunun için sultanı bir yolunu bulup derdest etmek, onun yerine kardeşi Celalüddin Keyferidün’u tahta geçirmek planlanmıştır. Ne var ki bu plan Alaeddin Keykubat tarafından öğrenilince, Naib-i Sultan olarak atamış olduğu Hokkabazoğlu Seyfüddin Ebu Bekir, babasının kayınpederi olan Emir [[Manuel Mavrozomes]], sadık adamlarından olan Emir-i Candar Mübarizüddin İsa ve kardeşi ile, söz konusu emirleri tasfiye etmek için bir karşı plan kurmuştur. Ancak o sıralar kışı geçirmek için Antalya’da olduğundan ve yanındaki emirler, Antalya Subaşısı Mübarizüddin Ertokuş’un ümera ile sıkı ilişkide olduğunu, bu komplonun Antalya’da yapılmasının riskli olacağını ileri sürmeleri üzerine plan, baharda Kayseri’ye dönüldüğünde uygulanması için ertelenmiştir.<ref>Alptekin Yavaş, [http://dergipark.gov.tr/download/article-file/157046 “Anadolu Selçuklu Banilerinin Politik Yaşamlarıyla Mimari Faaliyetleri Arasındaki İlişkiler”] sh.: 410 411</ref><ref>Nejdet Kaymaz, sh.: 150 - 152</ref>
 
Alaeddin Keykubat'ın tasfiye etmeyi hesapladığı emirlerden bazıları Seyfeddin Ayaba, Zeyneddin Başare, Mübarezeddin Behramşah ve Bahaeddin Kutluğca gibi emirlerdir.<ref name="rç27-29">Rukiye Çevik, [https://docplayer.biz.tr/51997948-Yuksek-lisans-tezi-t-c-gazi-universitesi-sosyal-bilimler-enstitusu-alaeddin-keykubad-devri-turkiye-selcuklularinda-devlet-ve-sosyal-hayat.html “Alaeddin Keykubat Devri Türkiye Selçuklularında Devlet ve Sosyal Hayat”] sh.: 27 - 29</ref> Anonim Selçukname, öldürülen emirlerin 24 kişi olduğunu belirtmektedir.<ref>İsa Eryılmaz, [http://www.asosjournal.com/Makaleler/909510166_13162%20%C4%B0sa%20ERYILMAZ.pdf “Emir Kemaleddin Kamyar’ın Ahlat ve Çevresindeki Faaliyetleri”] sh.: dipnot 3</ref><ref name="nk150-152"> Nejdet Kaymaz, sh.: 152, 153</ref>
Bu durum iki taraf arasında da gizliden kuşku ve gerginliklere sebep omuştur..<ref name=kamyar>{{Web kaynağı | başlık = Kemaleddin Kamyar | url = http://www.kayseri.bel.tr/web2/uploads/eDergiler/kayseri-ansiklopedisi-cilt4/files/assets/basic-html/page172.html | yayıncı = Kayseri Ansiklopedisi cilt 4 | erişimtarihi = 31 Mayıs 2016 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20160225134940/http://www.kayseri.bel.tr/web2/uploads/eDergiler/kayseri-ansiklopedisi-cilt4/files/assets/basic-html/page172.html | arşivtarihi = 25 Şubat 2016}}</ref> Emirlerin bu servet / güç ve nüfuz artışına bir örnek olarak, sultanın sarayında günde 30 koyun kesilirken Emir Seyfedin Ayaba'nın konağında günde 80 koyun kesilmektedir. Keykubat'ın devlet yönetimine mutlak biçimde hakim olmak için tasfiye etmeyi hesapladığı emirler Seyfeddin Ayaba, Zeyneddin Başare, Mübarezeddin Behramşah ve Bahaeddin Kutluğca gibi emirlerdir. Hokkabaz Oğlu Seyfeddin ve annesinden akrabası Emir Komnenos’dan yardım alan Keykubad, cezalandıracağı emirleri sarayına davet etti; yakalatıp hapsettiği emirler infaz ettirdi. Hemen ardından ortadan kaldırılan emirlerin pek çoğu hapsedildi. Bir kısım yakınları olan ikinci derecedeki amirleri sürgün ettirdi. Eyyûbîler’e sığınan bu kişiler, Eyyûbî Hükümdarı Melik Eşref’in ricası ile ülkeye geri dönebildiler. İnfaz edilen emirlerin maiyetindeki [[gulam]]lardan yetişkin olanlar silahları alınarak serbest bırakılırken daha küçük yaşta olanlar itaatleri sağlanarak gulam hanelere gönderildiler. Bu kıyımdan zarar görmeden kurtulan emirler ise Mübaizeddin Çavlı, Celaleddin Karatay ve Şemseddin Altun Aba gibi gulamlıktan gelme ve gayrı müslim emirlerdir.<ref>Rukiye Çevik, [https://docplayer.biz.tr/51997948-Yuksek-lisans-tezi-t-c-gazi-universitesi-sosyal-bilimler-enstitusu-alaeddin-keykubad-devri-turkiye-selcuklularinda-devlet-ve-sosyal-hayat.html “Alaeddin Keykubat Devri Türkiye Selçuklularında Devlet ve Sosyal Hayat”] sh.: 27 - 29</ref>
 
Baharda Kayseri’ye dönüldüğünde hazırlık olarak emirlerin saraya muhafızsız ve silahsız gelmeleri kuralı getirilmiştir. Daha sonra sarayda, emirlerin katılacağı bir ziyafet düzenlendi. Ziyafetin sonunda saraydan tek tek ayrılan emirler tutuklanmışlardır. Başta Beylerbeyi Seyfüddin Ayaba olmak üzere bir kısmı idam edildi. Emir-i Ahur Zeynüddin Beşare bir odaya kapatılarak açlıktan ölmeye terk edildi. Diğer emirler zindana atıldılar. Aynı gün Emir Manuel Mavrozomes, Ayaba’dan boşalan merkez beylerbeyi olarak atandı. Ertesi gün, bu emirlerin yakınları olan ikinci dereceden ümera ülkeden sürülmüştür. Bunlar arasından Emir [[Kemalüddin Kamyar]] ile tercüman Kafioğlu Zahirüddin Mansur, daha sonra bağışlanmıştır. Kemalüddin Kamyar, sonradan Alaeddin Keykubat’ın en güvendiği adamlarından biri haline gelmiştir. Devlet ricali emirlerin bu şekilde tasfiyesinin hemen ardından akrabaları, yakınları ve maiyetlerine sıra gelmiş, akrabaları ve diğer yakınları tutuklanmıştır. [[Gulam]]lardan yaşça küçük olanlar taşthanelere gönderilerek eğitimlerine devam ettiler. Yaşça büyük olanlar ise ellerindeki her şey alınarak salıverildiler. Ardından tasfiye edilen emirlerin tüm mal varlıkları hazineye aktarıldı, hazinenin para ve değerli taşlarla dolup taştığı belirtilmektedir.<ref name="nk150-152"/> Bu kıyımdan zarar görmeden kurtulan emirler ise Mübarizüddin Çavlı, Celaleddin Karatay ve Şemseddin Altun Aba gibi gulamlıktan gelme ve gayrımüslim emirlerdir.<ref name="rç27-29"/>
==== Ermenilere karşı sefer ====
Ticaret yollarının güvenliğine büyük önem veren Keykubad, Antalya ve Çukurova'da saldırıya uğrayıp soyulan tacirlerin Kayseri'ye gelip Keykubad'ın huzuruna çıkarak şikayette bulunmaları üzerine yeni bir sefere karar verdi. Aynı dönemde [[Antakya Prensliği|Antakya Haçlı Princepsi]] IV. Boemondo, veraset meselesi yüzünden mücadele halinde olduğu Ermeniler’e karşı işbirliği teklifinde bulunmuştu. Keykubad, bu teklifi kabul ettiğini Antakya Princepsine bildirdikten sonra, Selçuklu kuvvetlerini üç koldan bölgeye sevk etti. Haleb Eyyûbi meliki el–Melikü’z–Zahir’in gönderdiği kuvvetlerle gücü artan Keykubad, Ermeni topraklarına girdi. Antalya Sübaşısı Mübarizeddin Ertokuş, sahilden ilerleyerek Manavgat ve Anamur başta olmak üzere 40 kaleyi fethederek Silifke'ye kadar ilerledi. Karadan taarruz eden diğer Selçuklu kuvvetleri iki koldan ilerledi. Selçuklu ordusunun İçel, Silifke ve Çınçın kalesini (Maraş) ele geçirmesi ile çok zor durumda kalan Ermeni Kralı Hetum, Keykubad’a elçi göndererek barış isteyince kralın teklifini kabul etti. Yeni anlaşma ile Ermeniler, "her sene bin süvari ve beş yüz çarkçı neferi harp hizmetine göndermeyi, 1218 yılında yapılan antlaşma da belirlenen haracı iki misline, yani 40 bin dinara çıkarmayı ve Ermenilerin keseceği sikkede Sultanın adının da bulunması şartlarını kabul etmek zorunda kalmış ve yeniden Selçukluların tâbii olmuşlardır.<ref name=ersan>{{Web kaynağı | soyadı1 = Ersan | ad1 = Mehmet | başlık = Selçuklu - Ermeni İlişkileri | url = httphttps://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=373178 | website = http://www.tarihtarih.com | yayıncı = Tarhtarih.com sitesi | erişimtarihi =31 Mayıs 2016| arşivurl = http://web.archive.org/web/20160604170026/http://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=373178 | arşivtarihi = 4 Haziran 2016}}</ref>
 
==== Eyyûbîlerle ilişkiler ====
Bu sırada [[Artuklular]]dan [[Diyarbekir]] hükümdarı olan Mes’ud’un Keykubad adına okunan hutbeyi kaldırması üzerine buraya MubarezeddinMübarizüddin Çavlı kumandasında bir ordu gönderdi. Bu ordu, Mesud’un ordusunu yendi ve [[Çemişgezek]] gibi bazı kaleleri ele geçirdi. Ayrıca, Eyyûbî hükümdarı Melik Eşref’in yardımcı olarak gönderdiği kuvvetleri de bozguna uğrattı. Moğol istilasına karşı önlem olarak Eyyûbiler ile iyi geçinmek isteyen Keykubad, esir aldığı Eyyûbî kumandanlarını serbest bıraktı ve onlarla akrabalık kurmak amacıyla 1227 yılında Eyyûbî meliklerinden Muazzam Şerefeddin Îsâ’nın kızı ile siyasi bir evlilik yaptı. Karşılıklı hediye alışverişi, törenler ve düğün Şam’da başlayıp Malatya ve Kayseri’de devam etti.<ref name=nermin>{{Web kaynağı | soyadı1 = Doğan | ad1 = Nermin Şaman | başlık = _p\jqon,aqdnrHqm7bdmbrK@lqinr_pahlrTLoNqmqo“Kayseri’deki Selçuklu Dönemi Kadın Türbeleri”| url = http://acikerisim.fsm.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11352/1114/%C5%9Eaman%20Do%C4%9Fan.pdf?sequence=1&isAllowed=y | website = fsm.edu.tr | yayıncı = Vakıflar Dergisi Sayı 39, Haziran 2013 | erişimtarihi = 31 Mayıs 2016 | arşivurl = http://web.archive.org/web/20160307165318/http://acikerisim.fsm.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/11352/1114/%C5%9Eaman%20Do%C4%9Fan.pdf?sequence=1&isAllowed=y | arşivtarihi = 7 Mart 2016}}</ref> Tarihe Melike Âdile (ya da Gaziye Hatun) olarak geçen ikinci eşinden iki oğlu dünyaya gelmiştir.
==== Suğdak Seferi ====
{{Ana madde|Suğdak Seferi}}