Osmanlı İmparatorluğu'nun ekonomik tarihi: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Doruk843 (mesaj | katkılar)
→‎Örfi vergiler: düzeltme, yazış şekli: ardi sira → ardı sıra AWB ile
Makedon (mesaj | katkılar)
kDeğişiklik özeti yok
43. satır:
Osmanlı vergisi iki ana bölümden oluşmaktadır. Bunlardan biri Şer'î Vergiler, diğeri de Örfî vergilerdir.
 
=== [[Şer'i]] vergiler ===
 
Osmanlı Devleti'nde '''Tekâlif-i Şer'iyye'''nin temelini teşkil eden vergilerin tarh, cibâyet gibi hükümleri, fıkıh kitaplarında tafsilâtlı bir şekilde anlatıldıkları gibiydi. Bununla beraber farklı din, dil ve milliyetlere mensup kimseleri sınırları içinde barındırdığı için, tekâlif-i ser'iyye bölümüne dahil vergilerin isim ve çeşitleri de farklı olagelmişlerdir. Bu bakımdan Zekât, Öşür, Cizye ve Haraç gibi temel vergilerden başka bunların kısımları olarak seksen kadar vergi kalemi bulunmaktaydı.
 
==== [[Zekat]] ====
{{ana madde|Zekat}}
 
[[Zekât]], İslâm'ın beş esas şartından birini teşkil etmektedir. İslâm hukukuna göre zekât, bir ihsan veya basit bir sadaka değildir. O, devlet ve toplumun fert üzerindeki hakkıdır.
 
54. satır:
{{ana madde|Zekat}}
 
==== [[Haraç]] ====
{{ana madde|Haraç}}
 
[[Haraç]], Osmanlılarda daha ziyade gayr-i Müslim tebeayi ilgilendiren vergilerden biridir. İslâm vergi hukukunda olduğu gibi Osmanlılarda da Haraç iki kısma ayrılmaktadır. Bunlar '''Haraç-i Muvazzaf''' ve '''Haraç-i Mukasem''' adını taşımaktadırlar. Haraç'ın bu iki kısmı da ser'î vergilerden olduğu için gerek ilk tarhı, gerekse ilk tahsili ile ilgili bir başlangıç tespit etmek mümkün değildir. Bununla beraber [[17 Mayıs]] [[1456]] tarihli bir [[ferman]]da belirtildiğine göre [[Fatih Sultan Mehmet]], babası II. Murat'ın Kostandin'de derbent bekleyen yirmi kadar kefereyi haraçtan muaf saydığı, kendisinin de buna aynen uyduğu görülmektedir. Bu belge, haraç uygulamasının kuruluş döneminde mevcut olduğunu göstermektedir.
Satır 60 ⟶ 61:
Haraç-i Muvazzaf, arazi üzerine maktu bir şekilde konmuş bulunan akça olup zaman ve mıntıkalara göre farklı isimler alıyordu. Bunların bir kısmı adeta toprağın ücreti olarak alınmaktaydı. Bu gruba girenlerden bir kısmım söyle isimlendirmek mümkün olacaktır: Resm-i Çift, Resm-i Zemin, Resm-i Asiyâb, Resm-i Tapu, Bir kismi da bir çesit sahsî vergilere girmekteydi ki bunlar da: Resm-i Arûs, Resm-i Mücerred, Ispenç ve Dühan gibi isimler aliyordu. Biraz asagida görülecegi gibi Harac-i Mukasem, Osmanlılar döneminde "öşür" kelimesi ile ifade ediliyordu.
 
==== [[Öşür]] ====
{{ana madde|Aşar}}
 
[[ÖşürAşar]], ya da Öşür, İslâm vergi hukukuna göre, ziraî mahsullerden belli şartlar dahilinde Müslüman halktan alınan vergiye denir.
 
Osmanlı Devleti'nin kuruluş yıllarında diğer Müslüman devletlerde olduğu gibi, mülk olan "arazi-i öşriyye"den sadece öşür alınmaktaydı. Bu dönemde Osmanlılarda arazi biri "Öşriyye" diğeri de "Haraciyye" olmak üzere ikiye ayrılıyordu. Fakat XIV. asrin son çeyreğinden itibaren bazı sebeplerden dolayı birtakım değişiklikler yapılarak, arazinin bir kısmı "Emiriyye" olarak kabul edildi. Bu durum, daha sonraları Hicaz mıntıkası hariç kalmak üzere "Osmanlılarda arazi sultaniyyedir" seklinde ifadesini bulacak olan bir vaziyete getirilmiş oldu. Binaenaleyh, Osmanlı Devleti'nde öşür denince biri kuruluş dönemindeki mülk arazi mahsulatından alınan vergi ve sonraları sadece Hicaz bölgesinde alınan öşür ile, diğeri de arazi-i emiriyyeye mahsus olmak üzere alınan ve "amme-i nâs tarafından galat-i fâhis" olarak kendisine öşür denen "haraç-i mukasem" anlaşılmaktadır. Zira Osmanlılarda haracın mukasem kısmına öşür adi verilmekteydi.
Satır 68 ⟶ 69:
Osmanlı Devleti'nde, öşür kelimesi yerine başka tabirler de kullanılıyordu ki bunlar, son dönemlerde ortaya çıkmıştı. Dimus, Ikta ve Sâlariye bu neviden kelimelerdi. Dimus, Suriye'ye ait defterlerde, Ikta, Irak mıntıkasına ait defterlerde Sâlariye ise Anadolu ve Rumeli defterlerinde zikr edilmekteydi. Osmanlı Devleti'nde öşür, su aşağıdaki maddalerden de alınmaktaydı: Bağ, sıra, bahçe, bostan, fevakih, kovan, harir, pamuk, giyah, odun ve ag (balık).
 
==== [[Cizye]] ====
{{ana madde|Cizye}}
 
İslâm hukukuna göre [[cizye]], devletin, Müslüman olmayan vatandaşını (tebeasini) yakından ilgilendiren, devletin Müslüman tebeadan aldığı zekât karşılığıdır denebilir. Zira Müslüman olmayan tebeayi cizyeye bağlamakla, devlette bir denge sağlanmış bulunuyordu. İslâm nazarında Müslümanlarla zimmîler (devletin Müslüman olmayan tebeasi = ehl-i zimmet) devletin vatandaşlarıdır. Ayni haklardan faydalanmakta ve ayni ölçülerde devletin imkânlarından yararlanmaktadırlar. Bu sebeple, Müslümanların ödediği zekâta karşılık, ehl-i zimmette cizye vermekteydi.
 
Satır 95 ⟶ 96:
 
=== Örfi vergiler ===
{{ana madde|Örfi vergiler}}
 
Osmanlılarda ser'î vergilerin yanında, temeli ihtiyaçlardan doğan ve örfe dayanan bir vergi daha bulunmaktadır. Bu, örfî vergiler veya '''tekâlif-i örfiyye''' denilen ayrı bir kategoride mütalaa edilir.
 
Satır 125 ⟶ 126:
 
==== Avârız ====
{{ana madde|Avarız}}
 
Osmanlı Devleti'nde, örfî vergiler kısmına giren vergi kalemlerinden biri de "Avârız" adini taşıyan vergidir. Bu vergi, yüklenen bedenî, malî ve [[Aynî vergi|aynî bir vergidir]]. Avâriz-i divâniye adi ile de anılan bu vergi, devlet masraflarının memleket nüfusuna tevzi ve taksimi sonucu ortaya çıkmıştır. Çok eski bir vergi olmakla beraber, ne zaman ihdas olunduğu kesin olarak bilinememektedir. Bununla beraber bu verginin Osmanlılardan önce Anadolu beyliklerindeki mevcudiyetinden bazı vesikalar sayesinde haberdar olmaktayız. Vergi muafiyetini ilgilendiren bu belgeleri yayınlayan Uzunçarsili, benzerinin Osmanlılarda da aynen uygulandığını bildirerek söyle der: "Anadolu beyliklerindeki vergi ve rüsûmdan yani "avâriz-i divaniye" ve "rüsûm-i örfiyye"den muafiyet muameleleri, birbirlerinin aynidir. Bu hususa dair aşağıda vesikalar kısmında Karamanoğullarına ait kayıtlarla Osmanlı tahrir kayıtlan karsılaştırılacak olursa görüşümüz kesinlik kazanır."
 
Bu verginin 4-5 yılda bir defa alındığını belirten [[Lütfi Paşa]], bunun [[Yavuz Sultan Selim]] (1512-1520) döneminde sadece bir defa alındığını kaydeder.
 
==== [[Salgun]] ====
{{ana madde|Salgun}}
Devlet, bazı zamanlar masrafları belirli vergi kaynaklarından karşılayamayacağını anladığı zaman, özel bazı tedbirler ile memleketin bütün imkânlarını seferber etmeye karar verir ve bu karar gereğince vaziyetin icabina göre, kendisine lazım olan para, hizmet, eşya ve mahsûl miktarı tespit edilerek muhtelif bölge ve mahallere tevzi ettiği vergidir..