Veysel Güney: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Efrah (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
78. satır:
Çatışmada ölen Teğmen Şahin Akkaya'nin faili olarak Adana Bölgesi Sıkıyönetim Komutanlığı 2 Numaralı Askerî Mahkemesi'nde yargılanan ve avukat tutmasına izin verilmeyen Güney, "kendisinin cezadan kurtulmasını temin maksadıyla adam öldürmek" suçundan [[Türk Ceza Kanunu (1926)|Türk Ceza Kanunu]]'nun 450/9 maddesi uyarınca [[idam]]a ve 6136 sayılı Kanun<ref>Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun</ref> uyarınca 10 yıl hapis ve 50 bin lira ağır para cezasına çarptırıldı.<ref name="TBMM-MGK"/> Güney'in yargılanmasında görev alan emekli savcı Mete Göktürk, ''Adaleti Gördünüz mü?'' adlı kitabında şöyle yazmaktadır:<ref name="M1"/>
{{quote|Çatışmada, Güney'in silah kullandığına ilişkin bir kanıt elde edememiştik. Benim ilk tespitlerimle mahkeme kararında varılan sonuç örtüşmüyordu. O günlerde yaşanan ortamın olağandışılığı da göz önüne alındığında, yargılamanın tarafsız ve adil yapılmamış olacağına ilişkin kuşku duyuyordum.}}
O dönemde aynı cezaevinde kalan Aydın Kışılı, Güney'in ağır [[işkence]]ye maruz kaldığına tanık olmuştur.<ref name="DEVYOL"/> Temyiz sahfasında, verilen hüküm 21 Nisan 1981'de [[AskeriAskerî Yargıtay]] tarafından oybirliği ile onanmak suretiyle kesinleşti.<ref name="TBMM-MGK"/> Ölüm cezasının yerine getirilmesine dair kanun, 8 Haziran 1981'de Orgeneral [[Kenan Evren]] başkanlığındaki [[Millî Güvenlik Konseyi]] tarafından [[oy birliği]] ile kabul edildi<ref name="TBMM-MGK"/> ve [[T.C. Resmî Gazete|Resmî Gazete]]'de yayınlandı.<ref>[http://www.tbmm.gov.tr/tutanaklar/KANUNLAR_KARARLAR/kanuntbmmc064/kanunmgkc064/kanunmgkc06402473.pdf Veysel Güney Hakkındaki Ölüm Cezasının Yerine Getirilmesine Dair Kanun]. TBMM. 6 Nisan 2013 tarihinde erişildi.</ref> Güney'in infazı 10 Haziran 1981 tarihinde saat 03:00’da Gaziantep E Tipi Cezaevi'nde gerçekleştirildi. İdam edildiğinde henüz 24 yaşındaydı. Aydın Kışılı, infaza tanık olan bir gardiyandan duyduklarını şöyle aktardı:<ref name="DEVYOL"/>
{{quote|Veysel infaz bahçesine getirildiğinde başı dimdikti. Üzerinde infaz kıyafeti yoktu. Sivil giysiler vardı. Kendisinden son isteği sorulduğunda, "Benim sizlerden bir isteğim olamaz!" dedi. Darağacına yürü denmesine fırsat bırakmadan, başını önüne eğmeden, en küçük bir tereddüt göstermeden yürüdü. Sehpaya çıktı. Cellat boynuna ipi geçirmeye hazırlandığında "Sehpaya kimse dokunmasın" diye uyardı. Ardından öyle bir bağırdı ki, yer-gök inledi. Ne dediğini anlayamadık bile. Slogan bitince cellata 'ipi boynuma geçir' dercesine baktı. Boğazına ilmek geçirildi. Cellat Veysel'in isteğine uyarak sehpadan uzaklaştı. Kanımız donmuş gibi, pür dikkat onu izliyorduk. Üzerine bastığı sehpaya ayağıyla vurdu, kendi infazını kendi gerçekleştirdi.}}
Güney'in idamından önce yanında olan emekli savcı Mete Göktürk, ''Adaleti Gördünüz mü?'' adlı kitabında şöyle yazmaktadır:<ref name="M1"/>
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Veysel_Güney" sayfasından alınmıştır