Servet-i Fünûn edebiyatı: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Giriş kısmı iyileştirildi ve daha geniş bir özet eklendi.
Topluluğun doğuşuna ve dağılışına dair geniş bir özet eklendi.
2. satır:
'''Servet-i Fünûn Edebiyatı''' veya topluluğun kendini anarken kullandığı '''Edebiyat-ı Cedîde,''' [[II. Abdülhamid]] döneminde, Servet-i Fünûn adlı derginin çevresinde toplanan sanatçıların Batı etkisinde geliştirdikleri bir edebiyat hareketidir.
 
Servet-i  Fünûn, Türk edebiyatında 1860’tan beri devam eden Doğu-Batı mücadelesinin kesin  sonucunu  –Batı  edebiyatının  lehine  olarak-  tayin  eden  sonuncu safhasıdır. Gerçekten pek yoğun ve pek dinamik çalışmalarla geçen bu sıcak safhanın  sonunda  Türk  edebiyatı,  gerek  zihniyet,  gerek  temalar  ve  gerekse teknik  bakımlardan  tamamıyle  avrupaî  bir  mahiyet  kazanabilmiştir.<ref>Akyüz, K. (1979). ''Modern Türk edebiyatının ana çizgileri''. MAS Matbaacılık.</ref>
1895 sonlarında [[Malumat Dergisi]]'nin başyazarı [[Mehmet Tahir Efendi]] ile [[Recaizade Mahmud Ekrem]] arasında kafiye konusunda çıkan bir tartışma, Malumat'tın Recaizade'ye ait öyküsünü yayımlamasıyla büyür. Recaizade, büyüyen bu tartışmalar karşısında öğrencisi Ahmet İhsan'ın çıkardığı [[Servet-i Fünun Dergisi]]'ni araç olarak kullanmaya karar verir. Bunun üzerine de [[Tevfik Fikret]]'i söz konusu derginin yazı işleri müdürlüğüne getirir. Bu atamayla beraber Servet-i Fünun dergisi bir edebiyat dergisi kimliğine bürünür ve aktif olduğu 5 yıl içerisinde Türk edebiyatı, zamanın başat akımları olan [[sembolizm]] ve [[parnasizm]] etkisinde yeni bir üsluba bürünür. <ref>Parlatır, İ. (2006). ''Servet-i Fünûn edebiyatı''. Akçağ.</ref>
 
1895 sonlarında [[Malumat Dergisi]]'nin başyazarı [[Mehmet Tahir Efendi]] ile [[Recaizade Mahmud Ekrem]] arasında kafiye konusunda çıkan bir tartışma, Malumat Gazetesi'tınnin Recaizade'ye ait öyküsünü izinsiz yayımlamasıyla büyür. Recaizade, büyüyen bu tartışmalar karşısında öğrencisi Ahmet İhsan'ın çıkardığı [[Servet-i Fünun Dergisi]]'ni araç olarak kullanmaya karar verir. Bunun üzerine deverip [[Tevfik Fikret]]'i söz konusu derginin yazı işleri müdürlüğüne getirir. Bu atamayla beraber Servet-i Fünun dergisi bir edebiyat dergisi kimliğine bürünür ve aktif olduğu 5 yıl içerisinde Türk edebiyatı, zamanın başat akımları olan [[sembolizm]] ve [[parnasizm]] etkisinde yeni bir üsluba bürünür. <ref>Parlatır, İ. (2006). ''Servet-i Fünûn edebiyatı''. Akçağ.</ref>
 
Dergi, [[16 Ekim]] [[1901]] yılında [[Hüseyin Cahit Yalçın]]'ın [[Fransızca]]dan çevirdiği "Edebiyat ve Hukuk" başlıklı, Fransa'nın 1789 rejimini değerlendiren makalesi, dönemin sansür heyeti tarafından sakıncalı bulundu dergiye 6 haftalık zorunlı tatil verildi. Kapatılma, Servet-i Fünun şairleri arasında hali hazırda mevcut olan gerginliği tırmandırdı ve edebi çevre tamamen dergiden uzaklaştı.
Satır 8 ⟶ 10:
Dergi, ceza bitiminde Ahmet İhsan'ın imtiyazı altında tekrar çıkmaya başlasa da edebi kimliğini tamamen yitirmiş ve bir bilim dergisi halini almıştır.
 
== Servet-i Fünûn Edebiyatının Doğuşu ==
 
Servet-i Fünûn dergisi aslen bir bilim dergisi olarak, [[Recaizade Mahmud Ekrem]]'in [[Mekteb-i Mülkiye]]'den öğrencisi [[Ahmet İhsan Tokgöz]] tarafından [[1891]]'de çıkarılmaya başlanır. Recaizade Mahmud Ekrem bu dergiyi bir edebiyat dergisi haline getirmek için Muhsin Cevahir ile anlaşır. [[Galatasaray Lisesi]]'nden öğrencisi olan [[Tevfik Fikret]]'in derginin ''Kısm-ı Edebî Ser-Muharrirliği'' (edebiyat bölümü başyazarlığı) görevine getirilmesini sağlar. Recaizade Mahmut Ekrem, 1895 sonunda, Malumat adlı bir dergide yazan [[Muallim Naci]] ve onun izleyicileriyle, kafiyenin göz için mi, yoksa kulak için mi olduğu tartışmasına giriştiğinde; bu gazeteye karşı cevaplarının bir kısmını Ser­vet-i Fünun dergisinde yayımlar. [[1896]]'da yazarın etrafındaki gençlerin de dergi çevresinde toplanmasıyla ''Servet-i Fünûn topluluğu'' meydana gelir ve bilim dergisi yerini tamamen bir edebi dergiye bırakır.
=== Abes Muktebes Tartışması ===
[[Divan Edebiyatı]]'nde kafiye, iki mısrada bir, [[Arap alfabesi]]'ndeki harflerin tekrarıyla oluşturulur. Şiirin anlamı ve beyitlerin bütünlüğü bu kafiye sayesinde bütünleşir. Türk edebiyatında bu kural, Türkçe fonetiğine uygun biçimde düzenlenmemiş ve Türkçede aynı sesi karşılayan farklı harfler yerine Arap abecesindeki aynı harflerin tekrarı esas alınmıştır. Ancak bu durum Tanzimat Edebiyatı'nın getirdiği şekilde ve içerikte yenileşme çabası içinde ufak adımlarla çözülmeye çalışılmıştır.
 
Şinasi, [[Alphonse de Lamartine]]'den Meditations şiirinden dört kıtayı çevirirken yeni kafiyeleniş şekilleri arar. Bir sonraki adım da da [[Ethem Pertev Paşa]]'nın Victor Hugo'dan tercüme ettiği Tıfl-ı Naim isimli şiirinin eski edebiyat ile ilgisi yoktur. Bu kafiyedeki yenilenme çabaları içerisinde [[Abdülhak Hamit Tarhan]]'ın [[Duhter-i Hindu]] piyesiyle yeni nazım şekilleri gelir. Bu hareketler, bize şiirde şekil değişikliğine yönelişi gösterir.<ref>Birinci, N. (2000). ''Edebiyat üzerine incelemeler''. Kitabevi.</ref> Bu değişim çabalarının içerisinde Hasan Asaf isimli bir genç, 1895 tarihinde Malumat Gaztesi'nde Bürhan-ı Kudret isminde bir şiir yayımlar.
 
Bürhan-ı Kudret şiirindeki "Zerre-i nurundan iken muhtebes / Mihr ü mehe bakmak abes" beytindeki kafiye unsuru olan s, muktebes (مقتبس) sözcüğünde sin harfi ile abes ( عبث) sözcüğünde ise s harfi ile yazlmıştı. Bu basit olay, devam etmekte olan eski - yeni tartışmasını daha sistemli bir zemine oturmasına yardımcı olur ve yenilikçi grup [[Recaizade Mahmud Ekrem]]'in çağrısıyla Servet-i Fünun Dergisi etrafında toplanır. Böyle bir toplaşma, güçlerini birleştiren yenilikçi kanada, herkesin dikkate alacağı bir vizyon sağlar ve bu bağlamda Servet-i Fünun dönemi başlamış olur. <ref>Korkmaz, R. Türk Edebiyatı Tarihi Cilt 3 (ed. Talat Sait Halman vd.),“. ''Yenileşme Dönemi Servet-i Fünûn Topluluğu''.</ref>
Bu hareketin 1901 yılında, Hüseyin Cahit Yalçın’ın Fransızcadan çevirdiği “Edebiyat ve Hukuk” adlı makalesinin [[II. Abdülhamid]] yönetimince kışkırtıcı bulunarak, derginin kapatılmasıyla son bulduğu kabul edilir.<ref>ibid. s. 190</ref>
 
== Servet-i Fünûn Edebiyatının Dağılışı ==
Bu hareket, derginin kapatılışından sonra, kendilerine [[Fecr-i Âtî]]ciler denilen [[Ahmet Haşim]], [[Refik Halit Karay]] ve [[Ahmet Rasim]]gibi yazar ve şairler tarafından gözlemlenmiştir.
[[Ali Ekrem Bolayır]], Servet-i Fünûn şiirinin kusurlarından bahseden "Şiirimiz" başlıklı yazısını degiye gönderir. Tevfik Fikret yazıyı, bazı değişiklikler yaptıktan sonra yayımlar. Yazı tepkiyle karşılanır ve Ali Ekrem Bolayır da yazısının kısaltılmasından duyduğu rahatsızlıkla dergiden ayrılır. Halihazırda 1897'de Ali Ekrem'in Servet-i Fünûn'da yayımlanan Vasiyyet şiiri çok beğenilmiş ve Tevfik Fikret ile aralarında bir çekişme başlamıştı. Şiirimiz makalesi ile bu gerginlik büyüdü ve Ali Ekrem'in dergiden ayrılışını [[Ahmet Reşit Rey]], [[Samipaşazade Sezai]] ve [[Menemenlizade Tahir Bey]] izledi. Tevfik Fikret de kısa bir süre sonra [[Ahmet İhsan Tokgöz]] ile aralarında çıkan bir tartışma sebebiyle dergiden ayrıldı ve yerine Hüseyin Cahit Yalçın geçti. Hüseyin Cahit Yalçın, 16 Ekim 1901 tarihli derginin 553. sayısında Fransızcadan çevirdiği "Edebiyyat ve Hukuk" makalesini yayımladı. Makale, [[II. Abdülhamid]] tarafından sakıncalı bulundu ve dergi altı haftalık kapatma cezası aldı. 5 Aralık 1901'de tekrar yayın hayatına başlamış olsa da dergi, ilk hali olan fen dergisi kimliğine dönmüş, bünyesindeki tüm edebiyatçılar dağılmıştı. <ref>Tuncer, H. (1992). ''Servet-i fünun edebiyatı'' (Cilt. 2). Akademi Kitabevi.</ref>
 
=== Dönemin başlıca sanatçıları ===