Proletarya diktatörlüğü: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
→‎Ayrıca bakınız: Kayda değer olmayan maddeye verilen bağlantı(lar) kaldırıldı
k →‎top: Yazılış (((http://tdk.org.tr/index.php?option=com_yanlis&view=yanlis&kelimez=203))) AWB ile
3. satır:
{{Komünizm}}
{{Marksizm}}
'''Proletarya diktatörlüğü''', [[Marksizm]]deki tarihsel ve siyasalproleter düşünceye göre, [[kapitalizm]]le [[komünizm]] arasında uzanan geçiş döneminin siyasal biçimini ifade eder. [[Sosyalizm]] dönemi, komünizme yani sınıfsız topluma geçiş dönemi olması itibariyleitibarıyla proletarya diktatörlüğü dönemidir. Proletarya diktatörlüğü kavramı [[Marksist devlet]] anlayışına ve Marksist sınıf teorisine bağlı kesin bir önermedir. Marksizme göre, bu dönem zorunlu bir tarihsel dönemdir. Bu dönemde [[proletarya]] sınıf olarak iktidarı elinde bulundurur ve dünya sosyalizmine geçildiği durumda adım adım sönümlenerek sınıfsız topluma geçişi sağlar. Yani sanıldığının aksine proletarya diktatörlüğü sönümlenmez sosyalizm sönümlenerek komünizm yani sınıfsız sömürüsüz dünyaya geçiş yapılır.
 
Varsayımsal olarak sınıflı bir toplumdan sınıfsız bir topluma ''kendiliğinden'' geçiş söz konusu olmayacaktır. Bir ''öznel irade'' devreye girmek zorundadır ve bu Marksist tarih anlayışına göre, kapitalist toplumun bağrında ortaya çıkmış olan proletaryanın iradesidir. Çünkü, Marksist tarih anlayışında [[tarihin öznesi]] proletaryadır. Burjuvazi kendiliğinden iktidardan tamamen vazgeçmeyeceği ve her an iktidarı almaya çalışacağı için proletaryanın diktatörlüğü zorunludur. Ayrıca toplumsal konumu gereği proletarya, sınıflı toplumsal yapıyı sona erdirecek olan [[irade]]dir. Marx'a göre bu irade, proletaryanın "doğal" olarak kurup benimseyeceği bir çeşit parti olacaktır. Marx için bu parti, proletaryanın içinden tamamen tarihsel bir zorunluluk ve kapitalizmin çelişkileri sonucu ortaya çıkar. Bu noktada Marx'ın saptaması, partinin devrim için bir aygıt ve proleteryanın örgütlenmiş bir biçimi, onun buluşma alanı olmasıdır. Devrimi yapansa, proletaryanın bizzat kendisidir.