Abiyogenez: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Enderak (mesaj | katkılar)
k Siyeh oluşumu Helena oluşumu olarak da isimlendirilebilmektedir.
k Düzenleme AWB ile
14. satır:
[[Dosya:Fracastoro.jpg|right|thumb|Girolamo Fracastoro.]]
 
[[Aristoteles|Aristo]]'ya göre [[yaprak biti|yaprak bitlerinin]] bitkilerin üstüne sinen nemden, [[pire]]lerin kokuşmuş maddelerden, farelerin kirli tahıldan, timsahların suyun derinliklerindeki çürümüş ağaç kütüklerinden meydana geldikleri su götürmez bir gerçekti. [[17. yüzyıl]]da bu iddialar sorgulanmaya başlandı; meselameselâ [[Sir Thomas Browne]]'ın 1646’da yayımlanan [[Pesudoxia Epidemica]]'sı (''Genel Kabul Gören Öğretilerin ve Gerçeklerin Sorgulanması'' alt başlıklı), yanlış inanışlara ve kabaca işlenen hatalara bir saldırıydı. Çıkarımları büyük oranda kabul görmedi; örneğin çağdaşı [[Alexander Ross]] şunları yazmıştı: “Bunu (kendiliğinden oluşu) sorgulamak, nedeni, algıyı ve deneyimi sorgulamaktır. Eğer şüphesi varsa bırakalım [[Mısır]]'a gitsin, orada yerliler için bir felaket olan [[Nil]]'in çamurundan doğan tarlalar dolusu fare bulacaktır." <ref>Balme, D.M. (1962), "Development of Biology in Aristotle and Theophrastus: Theory of Spontaneous Generation" (Phronesis: A journal for Ancient Philosophy, Volume 7, Numbers 1–2, 1962), pp. 91–104(14)</ref>
 
[[Akşemseddin]] (1389-1459) Maddet-ül Hayat'ta geçen "Hastalıkların insanlarda teker teker peyda olduğunu zannetmek yanlıştır. Hastalıklar insandan insana gözle görülmeyecek kadar küçük tohumlar vasıtasıyla geçer" cümlesi ile ilk mikrop teorilerinden birini ortaya atmıştır. Daha sonra [[1546]]'da fizikçi [[Girolamo Fracastoro]] salgın hastalıkların canlı olmayabilecek çok küçük, görünmez parçacıklardan ve sporlardan kaynaklanabileceğini kuramsallaştırdı, ancak bu görüş yaygın kabul görmedi. Daha sonra [[Robert Hooke]] 1665’te bir [[mikroorganizma]]nın ilk çizimlerini yayımladı. Kendisi aynı zamanda mantar örneklerini gözlemlerken keşfettiği hücreyi adlandırmış olmasıyla kayda geçmiştir.
20. satır:
[[1676]]'da [[Anton van Leeuwenhoek]] mikroorganizmaları keşfetti; yaptığı çizimlere göre bunların [[protozoa]] ve [[bakteri]]ler olduğu düşünülmektedir. Bu [[mikroskop|mikroskobik]] dünyaya olan ilgiyi ateşledi.<ref>Dobell, C. (1960), "Antony Van Leeuwenhoek and his little animals"New York (EUA)</ref>
 
İlk adım [[1688]]'de bir et parçasına sineklerin yumurtalarını bırakması engellendiğinde [[larva]]ların oluşamadığının kanıtlamasıyla [[İtalyan]] [[Francesco Redi]] tarafından atıldı. Redi, deneyinde ilk başta ağzı açık kavanozların içine et parçaları koydu. Daha sonra bir süre beklediğinde et parçalarının üzerinde [[larva]]ların oluştuğunu gördü. Daha sonra sekiz kavanozun içine et koydu ve dördünün ağzını kapattı ve diğer dördünü açık bırakarak bir deney yaptı. Deneyin sonucunda sadecesâdece ağzı açık olan kavanozların yani sineklerin yumurtalarını bırakabileceği kavanozların içinde kurtçukların oluştuğunu gördü. Redi'nin karşıtları yani abiyogenezi savunanlar ise dört kavanozun hava almadığı için [[larva]]ların oluşmadığını savundular. Redi, bunun üzerine o dört kavanozun ağzını sadecesâdece hava alabilecek kadar küçük gözenekleri bulunan bezlerle kapatıp deneyi tekrarladı ve yine [[larva]]ların oluşmadığını gözlemledi<ref>{{Kitap kaynağı| son = Alexander| ilk = Peter| yıl = 1986| başlık = Biology| yayımcı= Silver Burdett| id = ''ISBN 0-382-13076-6''}}</ref>. Redi'nin bu deneyi [[biyogenez]]'i destekler nitelikte bir deney olmuştur. 17. yüzyıldan günümüze en azından bütün yüksek ve gözle görülür organizmalarda, daha önceki kendiliğinden oluş kanaatinin yanlış olduğu açık bir şekilde gösterilmiştir. Alternatif görüş Latince tabiriyle "[[omne vivum ex ovo]]" idi: Her canlı daha önce yaşayan bir canlıdan (bir yumurtadan) gelir.
 
[[Dosya:Louis Pasteur.jpg|thumb|right|Pasteur Fransız Bilim Adamı]]
68. satır:
Moleküler [[oksijen]] (O<sub>2</sub>) ve [[ozon]] (O<sub>3</sub>) ya çok azdı veya yoktu.
 
2008 yılı itibarıyla yaşamın gerekli özelliklerini taşıyacak temel bileşikleri kullanarak henüz hiç kimse bir "proto hücre" oluşturabilmiş değildir (''"tabandan başlayan yaklaşım"''). Bu yönde bir belirti olmayınca açıklamalardaki ayrıntıları eksik kalmaktadır. Ancak, bazı araştırmacılar, meselameselâ [[Steen Rasmussen]] [[Los Alamos Ulusal Laboratuarı]]'nda ve [[Jack Szostak]] [[Harvard Üniversitesi]]'nde bu konuda çalışmalarını sürdürmekteler. Diğer araştırmacılar ise "tepeden inme yaklaşım"ın daha verimli olduğunu öne sürmüşlerdir. [[Craig Venter]] ve [[Genom Araştırma Enstitüsü]]'ndeki bir grubun bu yaklaşım ile mevcut prokaryotların gen sayısını gittikçe azaltmaktalar, böylece yaşam için en az sayıda gereksinimleri belirlemeye çalışmaktalar. Biyolog [[John Desmond Bernal]], bu işlem için '''Biyopoez''' terimini geliştirmiş ve yaşamın kökenini açıklamada belirlenebilecek belli sayıda tanımlı "aşama" olduğunu iddia etmektedir:
* Aşama 1: Biyolojik [[monomer]]lerin oluşumu
* Aşama 2: Biyolojik [[polimer]]lerin oluşumu
110. satır:
İçinden çıkılmaz bir soruna dönen polimerizasyon problemine getirilen yanıtlardan birisi ise 1980'lerde [[Günter Wächtershäuser]]’ın [[demir-kükürt kuramı]] oldu. Bu teoriye göre teorisyen (biyo)kimyasal patikaların yaşamın evriminin temeli olduğunu öne sürdü. Bugünün basit gaz bileşiklerinden organik yapı bloklarının sentezi için alternatif yollar sağlayan en eski reaksiyonlardan bugünün biyokimyasına kadar götüren tutarlı bir sistem sundu.
 
Dış enerji kaynaklarına (yıldırım veya mor ötesi ışınlara) ihtiyaç duyan klasik Miller deneylerinin aksine "Wächtershäuser sistemleri" kendi içinden enerji kaynaklarını içermektedir: [[demir]] [[sülfür]]leri ve diğer mineraller (örneğin pirit). Bu metal sülfürlerin [[redoks]] reaksiyonlarından ortaya çıkan enerji sadecesâdece organik moleküllerin sentezi için değil, aynı zamanda [[oligomer]]lerin ve [[polimer]]lerin sentezi için de müsaittir.
 
Yapılan deneyde az bir miktar [[dipeptid]] (%0,4 ten % 12,4’e kadar) ve az bir miktar [[tripeptid]] (%0.10) üretildi. Ancak yazarlar aynı zamanda şu notu eklediler: “aynı benzer koşullar altında dipeptitler hızlıca hidrolize edildi (suyla kesime uğradılar)”<ref>Huber, C. and Wächterhäuser, G., (1998). "Peptides by activation of amino acids with CO on (Ni,Fe)S surfaces: implications for the origin of life". Science 281: 670–672.</ref>
185. satır:
Yukardaki hipotezle ilişkili ama ona alternatif bir diğer hipotez, yaşamın [[Mars (gezegen)|Mars]]'ta oluştuğudur. Bu hipoteze göre dünyanın soğumasıyla üzerinde yaşamın belirmesi arasında geçen zaman çok kısadır ve bu, prebiyotik evrim için açıkça çok kısadır. Daha küçük boyutundan dolayı Mars Dünya'dan birkaç milyon yıl önce soğumuş, Dünya'nın hâlâ çok sıcakken orada prebiyotik süreçlere olanak kılmıştır. Daha sonra, Mars’a asteroit ve kuyrukluyıldız çarpmalarıyla savrulan kabuk malzemesi ile birlikte yaşam Dünya'ya taşınmıştır. Bu arada Mars hızla soğumaya devam etti ve sonuçta evrimın ve hatta yaşamın devamı için uygunsuz hale geldi (Mars, volkanik faaliyetlerinden dolayı atmosferini kaybetmiştir); Dünya da Mars ile benzer bir kaderi paylaşmaktadır ama o yönde yavaş ilerlemektedir.
 
Bu hipotezlerin her ikisi de yaşamın ilk nasıl başladığına dair soruyu yanıtsız bırakıyor, sadecesâdece soruyu başka bir gezegen ya da kuyrukluyıldıza kaydırıyor. Ancak ilkel yaşamın Dünya dışı bir kaynağı olduğu tezinin avantajı, yaşamın bulunduğu her gezegende oluşmak zorunda olmaması, bunu yerine tek bir yerde oluşup daha sonra kuyruklu yıldızlar veya göktaşları aracılığıyla diğer yıldız sistemlerine ulaşabildiğini savunmasıdır. Bu yaklaşımın mantıklılığını destekleyecek kanıt yetersizdir ancak son yıllarda Antarktika’da bulunan göktaşları üzerinde yapılan araştırmalarda ve ekstremofil mikroorganizmalarla ilgili incelemlerde bu varsayım için destek bulunmaya başlamıştır.<ref>{{Web kaynağı | url = [http://www.newscientist.com/channel/life/evolution/dn2844 http://www.newscientist.com/channel/life/evolution/dn2844] | başlık = [http://www.newscientist.com/channel/life/evolution/dn2844 http://www.newscientist.com/channel/life/evolution/dn2844] | erişimtarihi = 2007-07-10 | arşivengelli = evet}}</ref> Ek bir destek ise enerji kaynağı ışınetkinlik (ing: radioactivity) olan bir bakteriyal ekosistemin bulunmasıyla geldi.<ref>{{Dergi kaynağı
|başlık = Long-Term Sustainability of a High-Energy, Low-Diversity Crustal Biome
|first = Li-Hung
211. satır:
 
=== Polisiklik Aromatik Hidrokarbon Dünyası ===
Karmaşık moleküllerin diğer kaynakları öne sürülmüştür, Dünya dışı yıldız sistemleri ve yıldızlararası kaynaklar dahil olmak üzere. Mesela, tayf çözümlemelerinden, organik moleküllerin kuyruklu yıldızlarda ve göktaşlarında bulunduğu bilinmektedir. 2004’te bir grup araştırmacı bir nebulada [[polisiklik aromatik hidrokarbon]]ların izini belirledi.<ref>[http://www.aas.org/publications/baas/v35n5/aas203/189.htm http://www.aas.org/publications/baas/v35n5/aas203/189.htm] Discovery of Blue Fluorescence by Polycyclic Aromatic Hydrocarbon Molecules in the Red Rectangle.] A. N. Witt, et al</ref> Bunlar bu günebugüne kadar uzayda bulunan en karmaşık moleküllerdir. RNA Dünyası'nın oluşumunda PAH’ların kullanılığı PAH Dünya Hipotezi’nde önerilmiştir.<ref>Battersby, S. (2004). Space molecules point to organic origins. Retrieved [[January 11]], [[2004]] from [http://www.newscientist.com/news/news.jsp?id=ns99994552 http://www.newscientist.com/news/news.jsp?id=ns99994552]</ref> [[Spitzer Uzay Teleskobu]] yakın bir tarihte güneşe benzer bir şekilde oluşmakta olan HH 46-IR isimli bir yıldız tespit etti. Yıldızı çevreleyen diskte, siyanür bileşikleri, hidrokarbonlar ve karbon monoksit içeren geniş bir molekül yelpazesi bulunmaktadır. PAH'lerin uzayda geniş bir alana dağıldıkları teyid olmuştur; PAH'ler dünyadan 12 milyon ışık yılı uzakta galaksi M81'in yüzeyinde de bulunmuştur.<ref>[http://www.astrobio.net/news/article732.html http://www.astrobio.net/news/article732.html] Astrobiology Mgazine] Accessed 26 April 2008</ref>.
 
=== Çoklu başlangıç ===
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Abiyogenez" sayfasından alınmıştır