Kütleçekim: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmemiş revizyon] | [kontrol edilmemiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
kDeğişiklik özeti yok |
çekimi, Dünya'nın kütleçekimidir. Dikkat ediniz. |
||
1. satır:
{{klâsik mekanik}}[[Kütleçekimi]] ya da '''çekim kuvveti''', kütleli her şeyin gezegenler, yıldızlar ve galaksiler de dahil olmak üzere birbirine doğru (ya da birbirine doğru çekildiği) hareket ettiği doğal bir [[fenomen]]<nowiki/>dir. [[Enerji]] ve [[kütle]] eşdeğer olduğu için ışık da dahil olmak üzere her türlü enerji
[[Dünya]]'da, kütleçekimi, fiziksel nesnelere ağırlık verir ve okyanus gelgitlerine neden olur. Evrendeki orijinal gaz halindeki maddenin çekimi, orijinal gaza benzer maddeyi bir araya getirerek yıldızlar oluşturmaya ve yıldızların galaksilere birleştirilmesine, dolayısıyla kütleçekiminin Evrendeki büyük ölçekli yapıların çoğundan sorumlu olmasına neden olmuştur.
11. satır:
Sonuç olarak, kütleçekimi, [[Atomaltı parçacık|atom altı parçacık]]<nowiki/>ların davranışı üzerinde önemsiz bir etkiye sahiptir ve günlük maddenin iç özelliklerini belirleme konusunda rol oynamaz (ancak kuantum çekim kuvvetine bakınız). Öte yandan, kütleçekimi, '''makroskopik''' ölçekte egemen etkileşimdir ve astronomik cisimlerin oluşum şekli ve yörüngesinin (yörünge) sebebidir.
Kütle çekimi dünya ve evren boyunca gözlemlenen çeşitli olaylardan sorumludur. Örneğin, Dünya ve diğer gezegenlerin Güneş'in yörüngesinde, Ay'ın Dünyanın Yörüngesinde olmasına gelgitlerin oluşumuna, '''[[Güneş Sistemi]]'''<nowiki/>'nin oluşumuna ve evrimine, yıldızlara ve [[galaksi]]<nowiki/>lere neden olur. Planck döneminde (Evrenin doğumundan 10-43 saniye sonrasına kadar) geliştirilen, muhtemelen kuantum
== Kütleçekimi teorisinin tarihçesi ==
=== Kütleçekiminin Önceki Kavramları ===
Modern Avrupalı düşünürler haklı olarak kütleçekimi teorisinin geliştirilmesi ile bağlantı kuruyorsa da, kütleçekimi kuvvetini belirleyen önceden var olan fikirler vardı. İlk açıklamalardan bazıları, Dünya döndüğünde nesnelerin neden düşmediğini açıklamak için
Daha sonra, [[Brahmagupta]]'nın eserleri bu kuvvetin varlığına değinmişti.
41. satır:
=== Eşdeğerlik (Denklik) ilkesi ===
Galileo, [[Loránd Eötvös]] ve Einstein gibi bir dizi araştırmacı tarafından araştırılan [[Eşdeğerlik İlkesi|eşdeğerlik ilkesi]], tüm nesnelerin aynı şekilde düştüğü ve
Bu tür deneyler, diğer kuvvetlerin (hava direnci ve elektromanyetik etkiler gibi) önemsiz olduğu durumlarda tüm nesnelerin aynı hızda düştüğünü göstermektedir. Daha sofistike testler Eötvös tarafından icat edilen bir torsiyon dengesini kullanıyor. Uzayda daha doğru deneyler için uydu deneyleri, örneğin STEP, planlanmaktadır.<ref>M.C.W.Sandford (2008). "STEP: Satellite Test of the Equivalence Principle". [[Rutherford Appleton Laboratory]].</ref>
52. satır:
=== Genel Görelilik ===
[[File:GPB_circling_earth.jpg|bağlantı=https://en.wikipedia.org/wiki/File:GPB_circling_earth.jpg|küçükresim|300x300pik|Bir nesnenin kütlesi tarafından üretilen uzaysal çarpıtmanın iki boyutlu analojisi. Madde uzay zamanının geometrisini değiştirir, bu (kavisli) geometri kütleçekimi olarak yorumlanır. Beyaz çizgiler, uzayın eğriliğini temsil etmez, bunun yerine, düz bir uzay süresinde doğrusal olacak şekilde kavisli uzamsal zamana uygulanan koordinat sistemini temsil eder.]]
'''Genel görelilik'''te,
Genel görelilik için başlangıç noktası, serbest düşüşe atalet hareketi eşlik eden eşdeğerlik ilkesidir ve serbest düşen atalet nesneleri yerdeki atıl olmayan gözlemcilere göre hızlandırılmış olarak tanımlar. Bununla birlikte, Newton fiziğinde, nesnelerden en az birisi bir kuvvet tarafından işletilmedikçe böyle bir ivme oluşabilir.
60. satır:
==== Çözümler ====
Einstein alan denklemlerinin başlıca çözümleri şunlardır:
* [[Schwarzschild metriği|Schwarzschild]] çözümü; Bu çözüm, küresel olarak simetrik dönmeyen yüksüz kütleli bir nesneyi çevreleyen uzay-zamanı tarif etmektedir. Yeterince kompakt olan nesneler için bu çözüm, merkezinde tekillik bulunan bir karadelik yaratır. Merkezden radyal uzaklığı Schwarzschild yarıçapından çok daha büyük olan noktalarda, Schwarzschild çözümü tarafından ön görülen ivmelenmeler pratik olarak Newton’un
* [[Reissner-Nordström metriği|Reissne-Nordström]] çözümü: Bu çözümde, merkezdeki nesnenin bir elektrik yükü vardır. Geometrik uzunluğu olan kütlesinin geometrik uzunluğundan az olan yükler için, bu çözüm çifte olay ufku bulunan kara delikler yaratır.
* [[Kerr metriği|Kerr]] çözümü: Bu çözüm dönen kütleli cisimler ile ilgilidir. Benzer şekilde, bu çözümde de birden fazla olay ufku olan kara delikler üretilmektedir.
72. satır:
</ref>
* [[Genel görelilik]], Merkür gezegeninin günberi devinimini açıklamaktadır.<ref>[[Max Born]] (1924), Einstein's Theory of Relativity (The 1962 Dover edition, page 348 lists a table documenting the observed and calculated values for the precession of the perihelion of Mercury, Venus, and Earth.)</ref>
* Teorinin tahminlerinden biri olan düşük potansiyellerde zamanın daha yavaş geçmesi (
* Işığın sapması öngörüsü, ilk olarak [[Arthur Stanley Eddington]] tarafından29 Mayıs 1919 tarihinde gerçekleşen güneş tutulması sırasında yaptığı gözlemler yolu ile teyit edilmiştir. Eddington yaptığı ölçümlerde, yıldız ışıklarındaki sapmanın Newton’un parçacık teorisine göre iki kat fazla ve genel göreliliğin öngörüleri ile uyumlu olduğunu görmüştür. Ancak, sonuçlar hakkında yaptığı yorumlar daha sonra eleştirilmiştir. Güneşin arakasından geçen kuvasarların radyo girişim ölçümlerini kullanan daha yakın zamanda yapılan testler, daha kesin ve tutarlı bir biçimde ışığın genel görelilik tarafından öngörülen miktarda saptığını göstermişlerdir.<ref>[[Steven Weinberg|Weinberg, Steven]] (1972). Gravitation and cosmology. John Wiley & Sons. sf. 194.</ref> Ayrıca
* Kütleli bir cismin yakınından geçen ışığın zamansal gecikmesi, ilk olarak [[Irwin I. Shapiro]] tarafından 1964 yılında gezegenler arası uzay araçlarının sinyallerini incelemesi sırasında ortaya çıkarılmıştır.
* '''Kütleçekimsel radyasyon''', çiftli pulsarların incelenmesi sırasında dolaylı olarak ortaya konmuştur. 11 Şubat 2016 tarihinde, '''LIGO ve Virgo''' işbirlikleri, bir
* 1922 yılında Alexander Friedmann, Einstein’in denklemlerinin (kozmolojik sabitin varlığında dahi) durağan olmayan çözümlerinin olduğunu bulmuştur. 1927 yılında Georges Lemitres, ancak kozmolojik sabitin varlığında mümkün olan Einstein denklemlerinin durağan çözümlerinin kararsız olduklarını göstermiştir. Buradan hareketle de Einstein tarafından öngörülen durağan Evren’in var olamayacağı sonucuna varılmıştır. Daha sonra, 1931 yılında Einstein’in kendisi de '''Friedmann''' ve '''Lemaitre'''’nin sonuçlarına katıldığını belirtmiştir. Böylelikle, genel göreliliğin öngördüğü Evren, statik olmamalıdır – ya genişlemeli, ya da daralmalıdır. Evrenin genişlediği 1929 yılında [[Edwin Hubble]] tarafından keşfedilmiştir ve böylece teorinin bir diğer öngörüsü daha teyit edilmiştir.<ref>See W.Pauli, 1958, sf. 219–220</ref>
* Teorinin öngörülerinden olan çerçeve sürüklenmesi, yakın zamanda alınan Kütleçekim Uydusu B’nin sonuçları ile uyumludur.
* Genel görelilik, büyük kütleli cisimlerden uzaklaşan ışığın
=== Kütleçekim ve Kuantum Mekaniği ===
Genel göreliliğin keşfini takip eden on yıllarda, genel göreliliğin [[kuantum mekaniği]] ile uyumsuz olduğu görülmüştür. Diğer temel kuvvetlerde olduğu gibi
== Detaylar ==
=== Dünyanın Kütleçekim ===
Bütün gezegensi cisimler kendi
[[File:Gravity_action-reaction.gif|bağlantı=https://en.wikipedia.org/wiki/File:Gravity_action-reaction.gif|sol|küçükresim|150x150pik|Eğer kütlesi Dünya’nın kütlesine benzer büyüklükte olan bir cisim Dünya’ya doğru düşüyor olsa idi, buna denk gelen Dünya’nın ivmelenmesi de gözlemlenebilir büyüklükte olurdu.]]
Yer çekimsel alanın kuvveti, etkisi altındaki cisimlerin ivmelenmesine sayısal olarak eşittir. Dünya’nın yüzeyi yakınındaki düşen cisimlerin ivmelenme oranları yüksekliğe, dağlar ve tepeler ve belki sıra dışı oranda yüksek veya düşük yüzey altı yoğunluğuna bağlı olarak çok düşük miktarlarda değişkenlik gösterir. Ağırlıklar ve uzunluklar ile ilgili olarak [[Uluslararası Ağırlıklar ve Uzunluklar Bürosu]] tarafından standart bir kütleçekimi değeri tanımlanmıştır. Bu değer [[Uluslararası Birimler Sistemi]] altında belirtilmektedir.
[[File:Falling_ball.jpg|bağlantı=https://en.wikipedia.org/wiki/File:Falling_ball.jpg|küçükresim|336x336pik|Başlangıçta durağan olan bir cismin
Standart kütleçekimi '''g''' ile gösterilir ve değeri '''g = 9.80665 m/s2 (32.1740 ft/s2)''' ‘dir.
98. satır:
Newton’un üçüncü kanununa göre, düşen bir cisme uyguladığı kuvvetin aynısını kendisi de aynı büyüklükte fakat tam tersi yönde hissetmektedir. Bu, iki cisim birbirleri ile çarpışıncaya kadar, Dünya’nın da cisme doğru ivmelendiği anlamına gelmektedir. Dünya’nın kütlesi devasa olduğundan, bu tersine yönlü kuvvet ile Dünya üzerinde oluşan ivmelenme, nesnenin yaşadığı ivmelenmenin yanında çok küçüktür. Eğer nesne Dünya ile çarpıştıktan sonra sekmezse, bu sefer her biri diğerine itici bir temas kuvveti uygulayacak ve bu kuvvet çekim kuvvetini dengeleyerek daha fazla herhangi bir hareket olmasını engelleyecektir.
Dünya üzerindeki
=== Dünya’nın Yüzeyi Yakınında Serbest Düşen Bir Cisme Ait Denklemler ===
Sabit bir
Aynı sabit
=== Kütleçekimsel Astronomi ===
Yer çekimi içerisinde bulunduğumuz [[Samanyolu|Samanyolu Galaksisi]]<nowiki/>ni oluşturan yıldızlara etki eder
Newton’un
Muhtemelen kuantum çekimi, süper çekim veya
=== Kütleçekimsel Radyasyon ===
Genel göreliliğe göre, [[
=== Kütleçekimnin Hızı ===
2012 yılının Aralık ayında, Çin’deki bir araştırma ekibi, dolunay ve yeni ay boyunca oluşan Dünya’nın gelgitleri arasındaki faz gecikmesini bulduğunu açıkladı. Bu sonuçlar,
== Anormallikler ve Çelişkiler ==
125. satır:
* '''Hızlanan genişleme:''' Uzayın metrik genişlemesi hızlanıyor gibi görünmektedir. Bunu açıklamak üzere karanlık enerji kavramı ortaya atılmıştır. Yakın zamanda ortaya atılan bir diğer teori ise, galaksi kümeleri nedeniyle, uzayın geometrisinin homojen olmayabileceği şeklindedir. Teoriye göre, veriler bu gerçekler ışığında yeniden incelenirse, genişlemenin hızlanmadığı sonucuna bile varılabilir. Bu teori yapılan çalışmalar neticesinde çürütülmüştür.
* '''Astronomik sabitin anormal bir biçimde yükselmesi:''' Yakın zamanda yapılan ölçümler gezegen yörüngelerinin sadece Güneşin enerji yayarak kütle kaybetmesine bağlı olarak olması gerekenden çok daha yüksek hızda genişlediğini olduğunu göstermektedir.
* '''Ekstra enerjili fotonlar:''' Galaksi kümelerinden geçen fotonların bu kümelere girişleri sırasında enerji kazanmaları, çıkarken de bu enerjiyi geri vermeleri beklenmektedir. Evrenin hızlanan genişlemesi nedeniyle, bu fotonların kazandıkları enerjinin tümünü geri vermemeleri beklenebilir. Fakat bu dikkate alındığında dahi, kozmik mikro dalga arka plan radyasyonuna ait fotonların beklenenden iki kat fazla enerji kazandıkları görülmektedir. Bu durum, belirli uzaklıklar söz konusu olduğunda
* '''Ekstra kütleli hidrojen bulutları''': Lyman-alfa ormanını spektral çizgileri belirli ölçeklerdeki hidrojen bulutlarının beklenenden daha fazla bir biçimde birbirlerinin içine kümelenmiş olduğunu göstermektedir. Siyah akışa’a benzeyen bu durum, belirli mesafe ölçeklerinde
* '''Güç''': Önerilen ekstra boyutlar
== Kaynaklar ==
|