Uluğ Bey: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Hiroşi (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Hiroşi (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
30. satır:
'''Uluğ Bey''' ({{lang-uz|Mirzo Ulug'bek}}, [[Türkçe]]: الغ‌بیگ Ulug Beg; asıl adı: میرزا محمد طارق بن شاه رخ - Mīrzā Muhammed Ṭaragay bin Şāh Ruḫ; d. [[22 Mart]] [[1394]]<ref name= "uluğbey1">{{kitap kaynağı | soyadı=Golubev | ad=Gleb | yazar-bağ=Gleb Golubev | başlık="Uluğ Bey", tercüme Abdrasul İsakov | yayıncı=Türk Tarih Kurumu | yıl=2011 | yer=Ankara | dil=Türkçe | sayfa=1 |isbn=978-975-16-2395-9}}</ref> - ö. [[27 Ekim]] [[1449]]), [[Timur İmparatorluğu]]'nun 4. sultanı ve [[Türk halkları|Türk]] [[Matematikçi]] ve [[astronomi]] bilgini.
 
[[Timur]]'un oğlu [[Şahruh]]'un büyük oğludur. [[1393]] yılında Sultaniye kentinde doğmuştur. Asıl adı Muhammed Taragay olup, Timur tarafından sevilmesi nedeniyle "Uluğ Bey" olarak anılmaya başladı. Timur’un Çin üzerine gerçekleştireceği sefere katıldı. Ancak Timur’un 18 Şubat 1405 tarihinde Otrar’da ölmesi üzerine onun naaşıyla birlikte [[Semerkant]]’a geri dönmek üzere harekete geçti. Timur ölmeden önce torunlarından Pir Muhammed’i varisi seçmesine rağmen Timur’un diğer torunlarından [[Sultan Halil]] taht üzerinde hak iddia etmeye başladı. Semerkant savunucuları Uluğ Bey ve beraberindeki emirleri şehre sokmayınca Buhara’ya geçmek zorunda kaldı. Buhara'da da can güvenliği kalmayınca gizlice babası Şahruh’un bulunduğu Herat’a kaçtı. 1406 yılında babası ve kuzeni Pir Muhammed’in ordularının başında Ceyhun dolaylarında Sultan Halil’ile karşılaştı. Ancak meydana gelen savaşta Sultan Halil’in galip gelmesi üzerine Herat’a kaçmak zorunda kaldı. 1409 yılında Şahruh, Sultan Halil’i ele geçirerek Semerkant’a hakim oldu. Uluğ Bey’de emir Şah Melik’in gözetiminde buranın hükümdarı oldu. Sonrasında Emir Nureddin isyanının bastırılması, Emir Şah Melik’in Herat valisi olmasıyla da Semerkand’da tek başına hüküm sürmeye başladı.
[[Timur]]'un oğlu [[Şahruh]]'un oğludur. [[1393]] yılında Sultaniye kentinde doğmuştur. Asıl adı Muhammed Taragay olup, Timur tarafından sevilmesi nedeniyle "Uluğ Bey" olarak anılmaya başladı. Timur öldüğü sıralarda Uluğ Bey [[Semerkand]]'da bulunuyordu. [[Maveraünnehir]]'in [[Halil Sultan]]'ın saldırısı ve işgali üzerine, babasının yanına gitmek zorunda kalmıştır. Babası buraları yeniden yönetimine alarak on altı yaşında olan Uluğ Bey'e yönetimini bırakmıştır. Uluğ Bey, bu tarihten sonra, hem hükümdarlık yapmış ve hem de öğrenimine devam etmiştir.
 
1414 baharında amcası Şeyh Ömer’in oğlu Ahmet denetimindeki Fergana’ya sefer düzenledi. Semerkand'da hüküm sürerken genel olarak avcılık, eğlence ve alimlerle sohbetlerle geçiren Uluğ Bey, şeyh, molla ve dervişlerle iyi ilişkiler sağlayamamıştı. Bu dönemde saray kuşçularından [[Ali Kuşçu|Alaaddin Ali bin Muhammed]] ile dostluk kurmaya başladı. 1425 yılında Moğollar üzerine sefer düzenleyerek [[Issık Göl]]ü dolaylarına kadar geldi. Moğolları dağıtarak önemli miktarda ganimetle [[Semerkant]]'a döndü. Sonrasında babasından aldığı destek kuvvetlerle Özbekler üzerine sefer düzenlese de yenilerek Semerkant'a çekilmek zorunda kaldı. Şeyhler, mollalar ve dervişler tarafından şehre sokulmak istenmese de kendisine sadık adamlarının desteğiyle Semerkant’a girerek düzeni yeniden sağladı. Daha sonra yeniden Özbekler’e sefer düzenleyerek [[Taşkent]]’e kadar ilerledi. Buradan Semerkant’a döndükten sonra av ve eğlence yaşantısını bırakan Uluğ Bey, ilim çalışmalarıyla uğraşmaya başladı. İlmi sohbetler, matematik ve astronomi konularında kendini eğiterek kendini geliştirmeye başladı. Bu dönemde önemli alimler [[Bursalı Kadızade Rumi|Kadızade Rumi]], [[Gıyaseddin Cemşid]] ve [[Ali Kuşcu]] ile çalışmalar yaptı. Semerkant yakınlarında rasathane kurulması çalışmaları başlattı. 1429 Ekim’inde rasathaneyi tamamladı.
Uluğ Bey, bilgin ve olgun bir hükümdardı. Boş zamanını kitap okumak ve bilginlerle ilmi konular üzerinde konuşmakla geçirirdi. Tüm bilginleri yöresinde toplamıştı. Uluğ Bey, dikkatlice okuduğu kitabı sözcüğü sözcüğüne hatırında tutacak kadar belleği vardı. Matematik ve astronomi bilgileri oldukça ileri düzeydeydi. Bir söylentiye göre, kendi falına bakarak, oğlu Abdüllatif tarafından öldürüleceğini görmüş ve bunun üzerine oğlunu kendisinden uzak tutmayı uygun görmüştür. Baba ile oğlu arasındaki bu soğukluk, Uluğ Bey'in küçük oğluna karşı olan yakınlığı ile daha da şiddetlenmiş ve sonunda Uluğ Bey'in korktuğu başına gelmiştir.
 
Şahruh'un 12 Mart 1447 yılında ölümüyle yeniden [[Timur İmparatorluğu|Timurlu]] tahtı için yaşanan mücadeleye katıldı. [[Herat]]' a sefere çıktı ve karşısına çıkan Ebebekir Mirza' nın ele geçirerek onun kuvvetlerini de ordusuna kattı. Herat'ta hakim olan annesi Gevherşad ve kardeşi [[Baysungur]]'un oğlu Alaüddevle ile anlaşarak eski sınırları kabul etti. Ancak oğlu [[Abdüllatif Mirza|Abdüllatif]] valisi olduğu [[Belh]] şehrinde Alaüddevle tarafından kuşatılınca yeniden sefere çıktı. 1448 yılı baharında Alaüddevle'nin kuvvetlerini yenerek [[Herat]]'a girerek tahta egemenliğini sağladı. Herat'a oğlu Abdüllatif'i vali yaparak batıya doğru harekete geçti. Kışın yaşanan isyanı bastırmak için Herat'a döndü ve şehri yağmalattı. Buradan [[Buhara]]'ya geçen Uluğ Bey bir süre burada kaldı. Bu sıralarda Gevherşad sultanda Herat'ı geri aldı. 1449 yılında Belh' te bulunan oğlu Abdüllatif'in kendine sefer düzenleyeceği haberi üzerine onun üzerine harekete geçti. [[Ceyhun]] kıyılarında karşılaşan kuvvetler küçük çaplı çarpışmalar da bulundu. Bu esnada Semerkant'ta yaşanan isyanı batırarak tekrar Abdüllatif üzerine harekete geçen Uluğ Bey, Semerkand yakınlarındaki Dımaşk köyü yakınlarında oğluna yenildi. Bir süre kaçtıktan sonra Semerkant'a dönerek oğluna teslim oldu. Teslim olduktan sonra [[Hac]]ca gitmek için oğlunun iznini alan Uluğ Bey, yolda oğlunun adamları tarafından öldürüldü<ref name= "uluğbey1" />.
== Çalışmaları ==
Uluğ Bey, Semerkant'ta bir medrese ve bir de rasathane yaptırmıştır. Kadı Zade bu medreseye başkanlık etmiştir. Rasathane için yörede bulunan tüm mühendis, alim ve ustaları Semerkant'a çağırmıştır. Kendisi için de bu rasathanede bir oda yaptırarak tüm duvar ve tavanları gök cisimlerinin manzaralarıyla ve resimleriyle süsletmişti. Rasathanenin yapım ve rasat aletleri için hiçbir harcamadan kaçınmamıştır. Bu gözlemevinde yapılan gözlemler, ancak on iki yılda bitirilebilmiştir. Gözlemevinin yönetimini [[Bursalı Kadızade Rumi]] ile Cemşid'e vermiştir. Cemşid, gözlemlere başlandığı sırada ve Kadı Zade de gözlemler bitmeden ölmüştür. Gözlemevinin tüm işleri o zaman genç olan [[Ali Kuşçu]]'ya kalmıştır. Bu gözlem üzerine Uluğ Bey, ünlü Zeycini düzenlemiş ve bitirmiştir. ''Zeyç Kürkani'' veya ''Zeyç Cedit Sultani'' adı verilen bu eser, birkaç yüzyıl doğuda ve batıda faydalanılacak bir eser olmuştur. Zeyç Kürkani, bazı kimseler tarafından açıklanmış ve Zeyç'in iki makalesi [[1650]] yılında Londra'da ilk olarak basılmıştır. Avrupa dillerinin birçoğuna, çevrilmiştir. [[1839]] yılında cetvelleri Fransızca tercümeleriyle birlikte, asıl eser de [[1846]] yılında aynen basılmıştır. Zeyç Kürkani'nin asıl kopyalarından biri Irak ve İran savaşlarından sonra Türkiye'ye getirilmiş ve halen Ayasofya kütüphanesindedir.Uluğ Bey'in yönetimi zamanında fetihlerden çok babası zamanında olduğu gibi yönetim güçlendirilmiş ve önemli bilimsel gelişmeler yaşanmıştır.
 
== Çalışmaları ==
1449 yılında bir hile ile oğlu Abdüllatif tarafından öldürüldü.
Uluğ Bey, Semerkant'ta bir medrese ve bir de rasathane yaptırmıştır. Kadı[[Bursalı ZadeKadızade Rumi|Kadızade Rumi]] bu medreseye başkanlık etmiştir. Rasathane için yörede bulunan tüm mühendis, alim ve ustaları Semerkant'a çağırmıştır. Kendisi için de bu rasathanede bir oda yaptırarak tüm duvar ve tavanları gök cisimlerinin manzaralarıyla ve resimleriyle süsletmişti. Rasathanenin yapım ve rasat aletleri için hiçbir harcamadan kaçınmamıştır. Bu gözlemevinde yapılan gözlemler, ancak on iki yılda bitirilebilmiştir. Gözlemevinin yönetimini [[Bursalı Kadızade Rumi]] ile Cemşid'e vermiştir. Cemşid, gözlemlere başlandığı sırada ve Kadı ZadeKadızade' de gözlemler bitmeden ölmüştür. Gözlemevinin tüm işleri o zaman genç olan [[Ali Kuşçu]]'ya kalmıştır. Bu gözlem üzerine Uluğ Bey, ünlü "Zeycini" düzenlemiş ve bitirmiştir. ''Zeyç Kürkani'' veya ''Zeyç Cedit Sultani'' adı verilen bu eser, birkaç yüzyıl doğuda ve batıda faydalanılacak bir eser olmuştur. Zeyç Kürkani, bazı kimseler tarafından açıklanmış ve Zeyç'in iki makalesi [[1650]] yılında Londra'da ilk olarak basılmıştır. Avrupa dillerinin birçoğuna, çevrilmiştir. [[1839]] yılında cetvelleri Fransızca tercümeleriyle birlikte, asıl eser de [[1846]] yılında aynen basılmıştır. Zeyç Kürkani'nin asıl kopyalarından biri Irak ve İran savaşlarından sonra Türkiye'ye getirilmiş ve halen Ayasofya kütüphanesindedir. Uluğ Bey'in yönetimi zamanında fetihlerden çok babası zamanında olduğu gibi yönetim güçlendirilmiş ve önemli bilimsel gelişmeler yaşanmıştır.
 
== Galeri ==
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Uluğ_Bey" sayfasından alınmıştır