İlmiye: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
kaynak düzenleme
49. satır:
== Osmanlı dönemi ==
 
[[Osmanlı Devleti]]'nde ilmiye sınıfı, bahsedilen farklı alanlarda bulunan görevlilerin hepsi, [[medrese]]de eğitim görmektedir. Medreseler, ilmiye sınıfını oluşturacak olan bireylere; hoca, yargı organı ve din görevlisi türünden görevler yüklenebilecek biçimde bir eğitim vermektedir<ref name="Vahap Sağ">Vahap Sağ. ''Toplumsal Değişim ve Eğitim Üzerine'' Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Mayıs 2003 Cilt: 27 No:1 11-25. [http://www.cumhuriyet.edu.tr/edergi/makale/79.pdf Tam metin]</ref>. İlmiye sınıfı, hiyerarşik bir teşkilat olarak örgütlenmiştir. Dar anlamda ilmiye teşkilatı; ''tarik-i tedris'' ve ''tarik-i kaza'''dan oluşturulmuş olup [[şeyhülislam]] bu teşkilatın en yüksek mevkiinde bulunmuştur. Yargıçlık ve öğretim görevini örgütleyen ilmiye teşkilatı, aynı zamanda [[padişah]] tarafından bahşedilen, ayrıcalık ve onur olarak da nitelenebilir. Ulema sınıfının özerkliği, ayrıcalığın sağlanmasıyla birlikte gelişmiştir. Bu sıkı hiyerarşi kurallara uygun atama ve terfi usulünü sağlamış, dolayısıyla ulema atamalarında dış yetkililerin müdahaleleri önlenmiştir. Ayrıca, [[kadı]]lar mahkeme harçlarını, [[müderris]]ler ise vakıf ücretini alma hakkını kazanıyordu<ref name="Akiba">Akiba Jun. ''Son Devir Osmanli Ilmiye Teskilatinda Reform, 1826-1914'' Annals of Japan Association for Middle East Studies, No.13(19980331) pp. 185-214. http://ci.nii.ac.jp/naid/110004854283/ ISSN 09137858</ref>.
 
=== Kuruluşu ===
62. satır:
[[Osmanlı Devleti]]'nin ilk dönemlerinde ve Osmanlı'dan önceki İslam devletlerinde [[şeyhülislam]] kavramı bir ''tazim lafzı'' olarak kullanılmış ve resmi bir anlam ifade etmemiştir. [[Şeyhülislam]]lık ünvanı ilk olarak [[Fatih Sultan Mehmet]] devrinde kullanılmış ve; [[Fatih Kanunnamesi]]'nde "''Şeyhülislam ulemanın reisidir''" kuralı yer almıştır. Fatih döneminden önce "''başkent müftüsü''" olarak bilinen kimseler [[fetva]] vermekle görevlendirildikleri halde, şeyhülislam olarak anılmamışlardır. Daha sonraları ise, şeyhülislamlık kurumu resmi bir boyut kazanmış ve [[şeyhülislam]] başkanlığında dinsel-yönetsel bir yapılanmaya gidilmiştir<ref name="Ercan Türk">Ercan Türk, ''Dünden Bugüne Milli Eğitim Bakanlığı Kuruluş ve Tarihsel Süreç''. Bilim ve Aklın Aydınlığında Eğitim Dergisi, Ekim 2003, Yıl: 4, Sayı: 44 [http://yayim.meb.gov.tr/dergiler/sayi44/turk.htm Tam metin]</ref><ref name="Yıldız">Dr. M. Cengiz Yıldız, ''Dinsel Bürokrasinin Türkiye'deki Serüvenine Kısa Bir Bakış; Din Görevlilerinin Sorunları ve Beklentileri Üzerine Sosyolojik Bir Araştırma: Elazığ Uygulaması'' (Basılmamış Doktora Tezi), Fırat Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Sosyoloji Anabilim Dalı, Elazığ, 1999 adlı çalışmanın I. Bölümünün bazı alt başlıklarından yararlanılması ve içeriğinin zenginleştirilmesiyle oluşturulmuştur [http://www.akader.info/KHUKA/7_2000_ekim/dinsel_burokrasi.htm Tam metin]</ref>. Fatih'ten önce ilmiye teşkilatının en yüksek derecesi [[kazasker]]lik olarak kabul edilmekteydi.
 
Osmanlılarda devletin sembolü olarak görülen [[kadı]]; kadı olarak görevlendirildiği andan itibaren hukukçu olarak nitelendirilebiliyordu. Fethedilen bir yerde kadının çalışmaya başlaması, o yerin Osmanlı egemenliğine girdiğinin en önemli kanıtı sayılıyordu. [[1326]] yılından itibaren kadıların [[şeriat]] adına hüküm verdikleri görüşü iyice yerleşmiş, işlerine müdahale edilemeyeceği kuralı benimsenmişti. Bu dönemde devletin üst düzey görevlilerinin önemli bir kısmının [[kadı]]lık mesleğinden gelenlerden olduğunu görüyoruz<ref name="Arslan">Prof. Dr. Ramazan Arslan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı. ''70. yıldönümü açılış konuşması''. [http://auhf.ankara.edu.tr/dergiler/auhfd-arsiv/AUHF-1995-44-01-04/AUHF-1995-44-01-04-Arslan.pdf Tam metin]</ref>.
 
=== Öğretim metodu ===
78. satır:
[[Kanuni Sultan Süleyman]] döneminde, padişahın bazı kişileri alt kademelerde müderrislik yapmadan üst kademelere ataması, ilmiye mensupları arasındaki bozulmanın başlangıç noktaları olmuştur. [[Hocazadeler]], [[Fenarizadeler]] gibi bazı ulema soyları ortaya çıkmıştır. Bu durumu meşrulaştırmak için "''Hocazadeler Kanunu''" gibi resmî destekler sağlanmıştır. Bu tür bozulmalar daha sonra [[II. Selim]], [[III. Murad]] ve [[III. Mehmet]] dönemlerinde çoğalmış; [[16. yüzyıl]] sonlarında ise hem medrese öğretimi hem de ilmiye sınıfı tamamen bir kargaşanın içine düşmüştür. Birçok "''mevali gözdeler''" soylarının adından faydalanarak kısa zamanda üst rütbelere yükselmişlerdir. İltimas ve rüşvetle pek çok kişi [[kadı]]lık ve [[müderris]]lik görevlerine atanmışlardır. Bu şekilde müderris olanlar [[medrese]]de ders vermemeye başlamışlardır. Ayda bir kere bile medreseye varmayan müderrisler türemiştir. Bunlar medreseye varsalar ders dinleyecek öğrenci bulamamışlar; öğrenci bulsalar ders verecek bilgiden yoksun olmuşlardır. [[Hocazadeler]]e, büluğ çağına geldiğinde "''Dâhil elli''" derecesinde medreselerde [[müderris]]likler, [[Müftüzadeler]]e "''Hariç''", [[Kadıasker]] oğullarına "''ibtidai kırklı''", İstanbul [[kadı]]larının oğullarına da "''yirmibeşli''", "''otuzlu''" derecesindeki medreselerde [[müderris]]lik verilmesi adet olmuştur<ref name="Ergün">Prof. Dr. Mustafa ERGÜN. ''Türk Eğitim Tarihi:'' ''İslâmiyetten sonraki Türk eğitim tarihi.'' [http://www.egitim.aku.edu.tr/tet02.htm Tam metin]</ref>.
 
Bu sistem içinde [[17. yüzyıl]] ortalarına kadar pek çok değerli kadılar, hâkimler ve hukuk bilginleri yetişmiş ise de; [[medrese]]de uygulanan öğretim yöntemlerinin gelişmelere uyum sağlayamaması, bilakis gerilemesi ve devletin gücünün günden güne azalması nedeniyle, tüm kurumlarda olduğu gibi bu alanda da çöküş başlamıştır. [[Kadı]] atamalarında, [[müderris]]lik unvanı ve mülâzımlık belgesi verilmesinde uyulması gereken kurallara uyulmamaya başlanmış; daha çok aile üyeleri atanmaya başlanmıştır<ref name="Arslan">Prof. Dr. Ramazan Arslan, Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Dekanı. 70. yıldönümü açılış konuşması. http://auhf.ankara.edu.tr/dergiler/auhfd-arsiv/AUHF-1995-44-01-04/AUHF-1995-44-01-04-Arslan.pdf</ref>. Bu uygulamanın ilk örneklerinden biri; [[16. yüzyıl]]'da [[Hoca Sadettin Efendi]]'nin yaptığı atamalardır. Hoca Sadettin Efendi'nin büyük oğlu Mehmed Efendi henüz oldukça gençken [[Mekke]] [[Kadı]]sı ve hemen ardından [[İstanbul]] [[Kadı]]sı tayin edildi. İki ay kadar sonra da Anadolu [[Kazasker]]i oldu; bu tarihte 29 yaşında idi. Diğer oğlu Esad Efendi medreseden birden bire Edirne Kadılığına geçti ve arkasında İstanbul'a [[kadı]] oldu, henüz 25 yaşında idi<ref name="Uzunçarşılı İH. Büyük Osmanlı Tarihi, Cilt II. Türk Tarih Kurumu Yayınları, 7. baskı.">İsmail Hakkı Uzunçarşılı. ''Büyük Osmanlı Tarihi'', Cilt II. Türk Tarih Kurumu Yayınları, 7. baskı. s. 583-590. ISBN 975-6945-11-7 ISBN 975-6945-13-3</ref>. Medreselerde bu tarihten sonra ilmi hürriyet kalkmış, iltimas ve siyaset karışmaya başlamıştır. Önceleri medresede yükselmek için gerekli bilimsel yeterlilik aranırken, [[16. yüzyıl]]dan sonra, bilimsel yetki arka plana düşürülerek, kayırmacılık ön plana geçmiştir<ref name="Vahap Sağ">Vahap Sağ. ''Toplumsal Değişim ve Eğitim Üzerine'' Cumhuriyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Mayıs 2003 Cilt: 27 No:1 11-25.</ref>.
 
Tarihsel süreç içersinde [[müderris]]liğe tayin olunacak ''mülazimler'', mülazim olduktan 7 yıl sonra "''Rüus''" sınavına girer, başarılı olanlara "''Ders-i Âmlık''" payesi ve ''İptidâ-i Hâriç'' medreselerde öğretim yapma yetkisini verecek olan "''İstanbul Rüûsu''" denilen bir diploma verilirdi. Göreve en düşük seviyedeki [[medrese]]den başlayan müderrisler, zamanla kademe kademe yükselerek daha üst dereceli medreselere kadar çıkabilirlerdi. Oysa 1592 yılından itibaren müderrislik görevi bir rütbe haline getirilmiş; müderrislik payesi, yüksek dereceli ulemanın çocuklarına daha küçük yaşlardan itibaren verilmeye başlanmıştır. Böylece, ilmî hiyerarşiye uyulmaksızın terfi, ilerleme, ölçme ve değerlendirme yapılması gibi olaylara sıkça rastlanır olunmuştur<ref name="Şanal">Yrd. Doç. Dr. Mustafa Şanal. ''Osmanlı Devleti'nde Medreselere Ders Programları, Öğretim Metodu, Ölçme ve Değerlendirme, Öğretimde İhtisaslaşma Bakımından Genel Bir Bakış''. Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi Sayı : 14 Yıl : 2003/1 (149-168 s.). [http://sbe.erciyes.edu.tr/dergi/sayi_14/14_sanal.pdf Tam metin]</ref>.
105. satır:
 
== Kaynaklar ==
{{kaynakça|2}}
 
{{Osmanlı eğitim teşkilatı}}
"https://tr.wikipedia.org/wiki/İlmiye" sayfasından alınmıştır