Mehdî (Abbâsî halifesi): Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
subjektif yorumlar içeren metnin düzeltilmesi
Yzkoc (mesaj | katkılar)
100. satır:
Batı Anadolu'ya Bermaki komutası altında gönderilen ordu [[Trakyalılar Theması]] askeri valisi olan Mikail Lachanodrakon komutasındaki bir Bizans yörel ordusu ile "Darenos" adı verilen bir mevkide [[Darenos Muharebesi]]'ne girişip büyük bir yenilgiye uğradi ve büyük (Theopehnes'e göre 15,000 kişi, Suriyeli Mikhail'e göre 10,000 kişi) zayiat verdi. Hajib el-Rabi bin Yunus'un "Nakoleai (modern [[Seyitgazi]])" kalesini kuşatması sonucu da tartışmalı olarak verilmektedir. Theophanes kaleyi eline geçirdiğini; Suriyeli Mikhail ise büyük zayiat verip kaleyi alamadığını bildirir. Tabari ise ek olarak ana Abbasiler ordusunun bir kısmının "Reşit bin Mazyad el Şaybani" komutasında ayrılıp [[Nicea (modern [[İznik]]) yakınalarında [[Opsikion Theması]] askeri valisi Neketas ile karşılaştığını; muharebe sonucunun iki komutan arasında teketek duello tipi çarpışma ile ortaya cikan sonuç olmasında anlaşmaya varıldığını; Niketas ve Şaybani'nın teke-tek çarpıştığını; Niketas'ın atından düşürülerek yaralandıgi icin Bizans ordusunun yenikliği kabul ettiğini ve mağlup general Niketas'in "İmparatorluk Muhafızları Birliği"nin toplanmış olduğu [[Nicomedia|Nicomedia'ya (modern İzmit)]] kaçtığını hikaye eder. Harun ve ana Abbasiler ordusu bu yan sonuçlara ilgi göstermeden Boğaz kıyılarına "Chrysopolis (modern [[Üsküdar]]"'a varmıştır. Fakat elinde gemiler ve kuşatma aletleri olmadığı için Boğazı geçip Konstantinopolis'i kuşatmaya hiç yeltenmemiştir. Bazı tarihçiler Harun'un Chrysopolis'e gelişinin sırf gösteri olduğunu ve Harun'un hiçbir zaman Konstantinopolis'i kuşatma amacı olmadığıni bildirirler.
 
Bunun üzerine Harun Konstantinoplis'in Asya'da olan varoşlarını talan ettikten sonra ana Abbasıler ordusu ile geri dönüşe başlamıştır. Bu dönüş [[Sakarya Nehri]] vadisinden olmakta idi. Bu sırada "Nicomedia (İzmit)"'de toplanmış bulunnan "İmparatorluk Muhafızleri Birliği" tarafından önünden ve general Tatzates'in askeri valisi olduğu [[Boukellarion (thema)|Boukellarion Theması]] orduları tarafından arkasından sarılmış bulunmaktaydı.
 
Fakat Tatzates Ermeni asıllı olarak[[Tatzates]], Abbasiler yönetiminde bulunan ülkesinden 760'da kaçmış ve Bizans'a sığınmıştı. Konstantinopolis'de ailesi ile "Putkıranlar (İkonoklast)" kliğinde önemli roller oynamıştı. Taht naibi [[Atinalı İrini]] büyük bir "Putsever (İkonofil)" idi; putların yeniden Konstantinopolis'in her tarafına geri getirilmesini sağlamıştı ve "putkıranlar" Konstantinopolis'de aranıp yakalanmaktaydı. Ayrıca Atinalı İrini'nin gözde yüksek yönetici-maliyecisi olan Hadım [[Stavrakios (hadım)|Stavrakios]] ile arası gayet açıktı. Bu nedenle kendine Bizans devletinde iyi bir gelecek görmemekte idi. Hatta Bizanslılar devletinin kendisini ve ailesini elemine edeceğinden korkmaktaydı. Tatzates Harun ile gizlice yazışmalara girişti. Kendinin ve ailesinin affedilip Ermenistan'a güvenlikli olarak geri gönderilirse Harun'a yardım edebileceğini bildirdi. Harun bunu kabul etti.
 
Harun Bizanslılara ve imparator naibi Atinalı İrini'ye haber gönderek barış müzakereleri yapmayı istediğini bildirdi. İrini bu müzakereleri yapıp bir barış imzalamak için üç en yükeek rütbeli Bizans saraylı bürokratı Harun'un askeri kampına gönderdi Bunlar arasıda İrini'nin en fazla güvenip dayandığı danışmanı baş yönetici-maliyeci hadım Stavrakios vardı. Bu müzakereciler Bizans'ın askeri üstünlük durumun o kadar kendi lehlerinde olduğunu düşünerek düşmanlarla yapılan müzakerelerede gelenek olan karşılıklı rehineler almaktan sakınmışlardı. Harun, Tatzates'in tavsiyelerine uyarak bu müzakerecileri tutuklayıp onlari savaş esiri olarak aldığını Bizanslılara bildirdi. İrini danışmanlarını geri istemekteydi. Aynı zamanda bu Tatzates'in ihaneti olayı ile, uyguladığı "Putsever" politikalar aleyhinde özellikle idareciler ve askerler arasında ne kadar büyük bir muhalefet bulunduğunu da anladı. Sonunda İmparator naibi İrini, Harun ile müzakerelere yanaştı.
 
Bizans ıle Abbasiler arasında 3-yıl süreli bir barış anlaşmai yapılmasına anlaşıldı. Bu barisa göre Bizanslılar her yıl Abbasilere ağır haraç-tazminatı vermelerii gerekemekte idi. Değişik Arapça kaynaklar bu yıllık haracın 70.000 ile 100.000 altın dirhem olduğunu; bir Arapça kaynak da ek olarak 10,000 top ipek olduğunu bildiriler. Tabari'nın bildirdiğine göre bu yıllık haraçın her yıl Nisan başında ve Haziran'da ödenmesi gerekmekte idi. Buna ek olarak Bizanslılar Harun'un Abbasiler ordusunu Suriye'ye dönüsünde Anadolu'da Bizanslı kılavuzlar sağlayacaklar ve bu birliğin her türlü tedarikini parasız olarak sağlayacaklardı. Ayrıca Bizanslılar Tatzes'in eşini, ailesini ve taşınabilir servetini Abbasiler göndereceklerdi. Harun ise esir olarak aldığı Bizanslilar insan ganimetini (Tabari'ye göre 5,643 kişiyi) Bizanslılara geri vereceklerdi. Fakat Abbasiler ordusunun topladığı diğer bazi insan, hayvan ve eşya ganimetleri geri verilmeyecekti. Barışın gerektirdiği şartlar gerçekleşince Harun komutasındaki Abbasiler ordusu Eylül ayında Suriye'ye geri çekildi.
 
Tabari bu Abbasiler seferinin sonuçlarain şöyle bildirmektedir. 54,000 Bizanslı asker öldürülmüştü. Kıymetli eşya ve para olarak toplanan ganimet 194.450 dirhem altın ve ; ve 21,414,800 dirhem gümüş değerinde idi. 20,000 binek hayvanı ve 100,000 büyükbaş ve küçükbaş hayvanı ellerin geçirmişler ve bunlarin bir kısmını canlı sürüler halinde geri getirip diğer kısmını ordunun tedariki için kullanmışlardı. 2,090 Bizansa geri verilmeleri gerekmeyen esir almışlardı. Bu Abbasiler ordusu geri döndüğünde ganimetin çokluğu Abbasiler ülkelerindeki hayvan ve kıymetli eşya pazarlarında fiyatların büyük bir düşüş göstermesi ile sonuçladığı da Tabari tarafından bildirilmektedir.
 
=== Endülüs ve Mehdi===