Mehdî (Abbâsî halifesi): Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Noyder (mesaj | katkılar)
Noyder (mesaj | katkılar)
89. satır:
=== Bizans'a karşı Anadolu'ya saldırılar ve savaşlar===
 
Bizans İmparatoru [[V. Konstantin]] 775'de öldüğünde Abbasi yörel emirlerinin ve yörel Bizanslıların birbirbirlerinin sınır arazilerine yıllık akınları ve karşı akınları yeniden başladı. 778'da Bizanslı general Mikhail Lachanodrakon komutasındaki bir ordu bu Abbasi akınına misilleme yapmak için Abbasiler arazilerine saldırıp [[Germanıkeia (Maraş)|Maraş]]'ı kuşatıp, eline geçirip çok sayıda Arap esir aldı. BagdadBağdad'dan emirle bu BizasnBizans ordusu üstüne gönderilen Thumama ibni el-Vali komutasındaki bir Abbasiler ordusunu MikailMikhail Lachanodrakon komutasındaki yörel Bizans ordusu [[Germanikeıa Muharebesi]]'nde hezimete uğrattı. Bizanslılar 779'da Toroslarda bulunan [[Ḥadath el-Ḥamra]] kalesini ele geçirip kaleyi yıktılar. Bunun kabahatini halife Mehdi, gönderilen Abbasiler ordusunun komutanı olan Thumama bin el-Vali'nin pasif kalmasında buldu ve onu bu görevden aldı. Yerine tecrübeli Abbasiler komutanlarından Hasan ibni Kahtaba'yı atadı. Kahtaba, emri altında bulunan 30,000 kişilik Abbası ordusu ile Bizans topraklarında ilerlemeye başladı. Fakat Bizanslılar yeni bir strateji uygulamaya başladılar. Abbasiler güçleri ile hiç meydan muharebesi yapmamaya ve Abbasiler güçleri üzerlerine geldikleri zaman gayet iyi tedarikli ve çok korunaklı şehir ve kalelere çekilip orada kuşatma olursa direnmeye başladılar. Bu yeni stratejinin uygulanması dolayısı ile 779'da Hasan ibni Kahtaba nisbeten az ganimet toplayabildi. Sonunda Anadolu'un yerleşik olmayan arazilerinde de insan ve atlar için tedarik bulamadı ve o yılki akını bırakıp geri çekilmek zorunda kaldı.
 
Ertesi yıl 780 yılındaki akına halife Mehdi şahsen komuta etmeye karar verdi. 12 Mart 780'de Bağdad'dan ayrılan halife [[Mehdi]] komutasında büyük bir Abbasi ordusu Bizanslılara karşı sefere başladı. [[Halep]] üzerinden geçen bu ordu ile Hadath kalesini geri alıp onarılmasını sağladı. Ama Arabbissus'da Mehdi Bağdad'a geri döndü. Kendine refakat eden (olasılıkla) 17 yaşındaki oğlu ([[786]]-[[809]]) döneminde Abbasiler halifesi olacak ve "Reşid" lakabını alacak) [[Harun Reşid|Harun]] ordunun yarısının komutasını üzerine aldı. Bu kısım ordu ile genç Harun Bizans [[Armeniakon Theması]]'na girip burada talana başladı. Ayrıca [{Semalous]] kalesini eline geçirdi. O yılki akına son vererek büyük talana Bağdad'a döndü. Thumama ibni el-Vali'nin komutasındaki Abbasiler ordusunun ikinci kısmı ise Anadolu'nın içlerine girdi ve ta [[Trakyalılar Theması]] uçlarına (ve hatta bazı birlikleri Boğaz'a) kadar ulaştılar. Fakat bu thema stregos'u olan Bizanslı general Mikail Lachanodrakon tarafından burada bu Abbasiler ordusu yenik düşürüldü. Thumama ibni el-Vali ordusuyla geri çekilme zorundda kaldı.
95. satır:
Ertesi yıl yazlık akın için Haziran 781'de Abbasiler ordusu Hadat kalesi önünde toplandı. Bu orduya yeni komutan ( halife [[Ömer Hattap]]'ın büyük-büyük-yeğeni olan) Abdülkadir tayin edilmişti. Bizans devleti imparator VI. Konstantin çocuk iken naibi olan annesi [[Atinalı İrini|İrini]] tarafından yönetilmekte idi. İrini Anadolu'da bulunan themaların yörel ordularını hepsini birleştirdi ve bu Bizans ordusunu saraylı maliyeci-yönetici (Sakellarios) Hadim John'un komutasına verildi. Abbasiler ordusu yürüyüşye geçerek Anadolu içlerine kadar Bizans yerleşkeleri nitalan ederek [[Kapadokya]]'ya kadar ilerledi. Caesarea (Modern [[Kayseri]]) yakınlarında Bizans generali komutasında olan Bizans ordu ile yapılan [[Caesarea Muharebesi]]'nde Abdülkadir komutanlığındaki Abbasiler ordusu mağlup düştü. Abdülkadir talan edilmiş eşyalar, hayvan,lar ve esirleri geride bırakarak ordusu ile hızla Suriye'ye çekilmek zorunda kaldı.
 
Abbasilerin bu yenilgisi de halife Mehdi'yi Bizanslılardan intikam almaya yönetti. Halife eniyeni bir ordu topladı. 95,800 kişilik bu yeni ordu 8. yüzyılda Avrasya'da görülen en büyük ordu idi. Anadolu'da bulunan toplam Bizans ordularının mevcudundan 2 misli fazla olduğu ve bu ordu için masrafların Abbasiler hazinesine 1.6 milyon altın numismata'ya mal olduğu belirtilmektedir. Bu ordunun komutanı Halife'nin gencgenç olan ikinci oğlu ve veliahtı [[Harun Reşid|Harun]] idi; ama oğlunun yanına danışman olarak ünlü Abbasiler yönetmen BarmakiBermaki ailesinden bir yönetmen (olasilikla Yahya ibni Halid BarmakiBermaki) ve diğer tecrübeli Abbasiler generalleri verildi.
 
782'de Harun ve büyük Abbasiler ordusu Bağdad'dan ayrıldı. Abbasiler ordusu Gülek Boğazı'ndan Toroslar geçip Anadolu'ya girdi. Bizanslıların Torosların kuzeyini korumak için kullandıkları "Magida (modern [[Niğde]])" kalesini ellerine geçirdiler. Ordu hızla Bizans ordu yollarından Anadolu'nun batısına ilerledi. Harun yardımcılardan Hacib el-Rabi bin Yunus'a "Nakoleai (modern [[Seyitgazi]])" kalesini kuşatmak ve ordusunun gerisini korumak görevini verdi. BarmakilerBermakiler ailesinde olan bir yönetici (muhtemelen Yahya ibni Halid) 30.000 kişilik bir ordu ile batı Anadolu'ya gönderildi. Harun komutanı olduğu ana Abbasiler ordusu ile Bizans [[Opsikion Theması]] topraklarina girdi. Bundan sonra Harun ve ordusunun güzergahı üzerinde zamanın kronik tarih yazarları (Bizanslı ''Günahçıkartıcı Theophanes'', ''Suriyeli Mikhail'' ve [[Ebu Cafer Taberî]]) değişik bilgiler vermektedirler.
 
Batı Anadolu'ya Bermaki komutası altında gönderilen ordu [[Trakyalılar Theması]] askeri valisi olan Mikail Lachanodrakon komutasındaki bir Bizans yörel ordusu ile "Darenos" adı verilen bir mevkide [[Darenos Muharebesi]]'ne girişip büyük bir yenilgiye uğradi ve büyük (Theopehnes'e göre 15,000 kişi, Suriyeli Mikhail'e göre 10,000 kişi) zayiat verdi. Hajib el-Rabi bin Yunus'un "Nakoleai (modern [[Seyitgazi]])" kalesini kuşatması sonucu da tartışmalı olarak verilmektedir. Theophanes kaleyi eline geçirdiğini; Suriyeli Mikhail ise büyük zayiat verip kaleyi alamadığını bildirir. Tabari ise ek olrakolarak ana Abbasiler ordusunun bir kısmının "Reşit bin Mazyad el Şaybani" komutasında ayrılıp [[Nicea (modern [[İznik]]) yakınalarında [[Opsikion Theması]] askeri valisi Neketas ile karşılaştığını; muharebe sonucunun iki komutan arasında teketek duello tipi çarpışma ile ortaya cikan sonuç olmasindaolmasında anlaşmaya varıldığını; Niketas ve Şaybani'nın teke-tek çarpıştığını; Niketas'ın atindanatından düşürülerek yaralandığınıyaralandıgi icin Bizans ordusunun yenikliği kabul ettiğini ve mağlup general Niketas'in "İmparatorluk Muhafızları Birliği"nin toplanmış olduğu [[Nicomedia|Nicomedia'ya (modern İzmit)]] kaçtığını hikaye eder. Harun ve ana Abbasiler ordusu bu yan sonuçlara ilgi göstermeden Boğaz kıyılarına "Chrysopolis (modern [[Üsküdar]]"'a varmıştır. Fakat elinde gemiler ve kuşatma aletleri olmadığı için Boğazı geçip Konstantinopolis'i kuşatmaya hiç yeltenmemiştir. Bazı tarihçiler Harun'un Chrysopolis'e gelişinin sırf gösteri olduğunu ve Harun'un hiçbir zaman Konstantinopolis'i kuşatma amacı olmadığıni bildirirler.
 
Bunun üzerine Harun Konstantinoplis'in Asya'da olan varoşlarını talan ettikten sonra ana Abbasıler ordusu ile geri dönüşe başlamıştır. Bu dönüş [[Sakarya Nehri]] vadisinden olmakta idi. Bu sırada "Nicomedia (İzmit)"'de toplanmış bulunnan "İmparatorluk Muhafızleri BirlığıBirliği" tarafından önünden ve general Tatzates'in askeri valisi olduğu [[Boukellarion Theması]] orduları tarafından arkasından sarılmış bulunmaktaydı.
 
Fakat Tatzates Ermeni asıllı olarak Abbasiler yönetiminde bulunan ülkesinden 760'da kaçmış ve Bizans'a sığınmıştı. Konstantinopolis'de ailesi ile "Putkıranlar (İkonoklast)" kliğinde önemli roller oynamıştı. Taht naibi [[Atinalı İrini]] büyük bir "Putsever (İkonofil)" idi; putların yeniden Konstantinopolis'in her tarafına geri getirilmesini sağlamıştı ve "putkıranlar" Konstantinopolis'de aranıp yakalanmaktaydı. Ayrıca Atinalı İrini'nin gözde yüksek yönetici-maliyecisi olan Hadim Staurakios ile arası gayet açıktı. Bu nedenle kendine Bizans devletinde iyi bir gelecek görmemekte idi. Hatta Bizanslılar devletinin kendisini ve ailesini elemine deceğindenedeceğinden korkmaktaydı. Tatzates Harun ile gizlice yazismalarayazışmalara girişti. KendınınKendinin ve ailesiailesinin affedilip Ermenistan'a güvenlikli orarakolarak geri gönderilirse Harun'a yardım edebileceğini bildirdi. Harun bunu kabul etti.
 
Harun BizanslilaraBizanslılara ve imparatoriceyeimparator naibi Atinalı İrini'ye haber gonderekgönderek barisbarış muzakerelerimüzakereleri yapmayiyapmayı istediginiistediğini bildirdi. Iriniİrini bu muzakerelerimüzakereleri yapipyapıp bir barisbarış imzalamak iciniçin ucüç en yukeskyükeek rutbelirütbeli Bizans saraylisaraylı burokratibürokratı Harun'un askeri kampinakampına gonderdigönderdi Bunlar arasidaarasıda Iriniİrini'nin en fazla guvenipgüvenip dayandigidayandığı danismanidanışmanı basbaş yoneticiyönetici-maliyesimaliyeci hadimhadım Staurakios vardivardı. Bu muzakerecilermüzakereciler Bizans'inın askeri ustunluküstünlük durumun o kadar leh=lerindekendi oldugunulehlerinde dusunerekolduğunu dusmanlaraldüşünerek yapilandüşmanlarla muzakereleredeyapılan müzakerelerede gelenek olan karsiliklikarşılıklı rehineler almaktan sakinmislardisakınmışlardı. Harun, Tatzates'in tavsiyelerine uyarak bu muzakerecilerimüzakerecileri tutuklayiptutuklayıp savsonlari savaş esiri alduiiginiolarak aldığını BizanslilaraBizanslılara bildirdi. Iriniİrini danismanlarinidanışmanlarını geri istedigiistemekteydi. gibiAynı zamanda bu Tatzates'in ihaneti olayı ile, kenidne ve uyguladigiuyguladığı "Putsever" politikalar aleyhinde ozellikleözellikle idareciler ve askerler arasindaarasında buyukne kadar büyük bir muhalefet bulundugunubulunduğunu da anladianladı. Sonunda İmparator naibi İrini Harun ile müzakerelere yanaştı.
 
Fakat sonunda Irini Harun ile muzakereler yansti.
 
Harun Bizanslılara ve imparatoriçeye haber gönderek barış müzakereleri yapmayı istediğini bildirdi. İrini bu müzakereleri yapıp bir barış imzalamak için üç en yüksek rütbeli Bizans saraylı bürokratı Harun'un askeri kampına gönderdi Bunlar arasında İrini'nin en fazla güvenip dayandığı danışmanı baş yönetici-maliyesi hadım Staurakios vardı. Bu müzakereciler Bizans'ın askeri üstünlük durumunun o kadar lehlerinde olduğunu düşünerek düşmanlarla yapılan müzakerelerede gelenek olan karşılıklı rehineler almaktan sakınmışlardı. Harun Tatzates tavsiyelerine uyarak bu müzakerecileri tutuklayıp savaş esiri aldığını Bizanslılara bildirdi. İrini danışmanlarını geri istediği gibi, Tatzates'in ihaneti ile kendine ve uyguladığı "Putsever" politikalar aleyhinde özellikle idareciler ve askerler arasında büyük bir muhalefet bulunduğunu da anladı. Bunun icin sonunda İrini Harun ile müzakerelere yanaştı.