Selmân-ı Fârisî: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmemiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Gerekçe: + Hz vb ifadeler Tarafsız Bakış Açısı'na aykırıdır |
|||
8. satır:
Oğlu Abdullah’tan torunu olan Abdurrahman dedesinin müslüman oluş hikayesini rivayet etmiştir. Mecusi ateşkedesinde kutsal ateşin sönmemesini sağlamakla görevli iken yeni bir din arayışına giren Selmân ailesinin şiddetli muhalefetine rağmen Hıristiyanlığı benimsedi ve önce Dımaşk’a kaçtı, ardından Musul, Nusaybin ve Ammûriye’ye (Amorion) gitti. Ammûriye’de kendisinden Hıristiyanlık hakkında bilgi aldığı bir papaz, ölüm döşeğinde iken kendisine pek yakında Arap yarımadasında son peygamberin geleceğini haber verdi. Bir Arap tüccarıyla tanışan Selmân, kendisini çölden geçirmesi karşılığında sahip olduğu hayvanları ona verip kervanına katıldı. Ancak kervan Vâdilkurâ’ya ulaştığında tüccar Selmân’ı bir yahudiye köle olarak sattı. Ardından bu yahudi onu Medine’de yaşayan Benî Kurayza’ya mensup bir başka yahudiye (Osman b. Eşhel) sattı. Selmân, Medine’yi görünce Ammûriyeli rahibin tarif ettiği şehre geldiğini anladı. Daha sonraki günlerde Hz. Peygamber’in Medine’ye doğru yola çıktığını ve Kubâ’ya geldiğini duyunca hemen oraya gitti ve rahipten öğrendiği peygamberlik alametlerinin kendisinde bulunduğunu görünce müslüman oldu. Azat edilmesine kadar meydana gelen Bedir ve Uhud savaşlarına katılamadı. [[Hendek Muharebesi]]’nden önce [[Muhammed bin Abdullah|Muhammed Peygamber]]’in tavsiyesi üzerine efendisiyle anlaşıp muhtemelen İslâmî dönemin ilk [[mükâtebe]] sözleşmesini yaptı. [[Muhammed bin Abdullah|Muhammed Peygamber]]’in yardımıyla Selmân' ın azat edilmesi sağlandı.<ref name= "selman" />
Selmân-ı Fârisî, asıl ününü [[Hendek Savaşı]]'nda Mekkeli putperestlerin Medine şehrini kuşatması öncesinde
== İslâm'daki yeri ==
14. satır:
Selmân, İslam Peygamberi [[Muhammed bin Abdullah|Muhammed Peygamber]]’ in saçlarını tıraş etmesi sebebiyle berberlerin piri sayılmıştır. Selmân’ın Rumca ve İbranice öğrendiği, Farslar’ın, Romalılar’ın, yahudi ve hıristiyanların kutsal kitaplarını okuduğu rivayet edilmektedir. Bu sebeple onun hakkında “sâhibü’l-kitâbeyn” (Kur’an’ı ve Kitâb-ı Mukaddes’i iyi bilen) veya “önceki ve sonrakilerin ilmini öğrenmiş bitmez tükenmez bir umman” ifadeleri kullanılmıştır. Selmân’ın [[Fatiha Suresi]]ni Farsça’ya tercüme ettiği ve İslam Peygamberi [[Muhammed bin Abdullah|Muhammed Peygamber]]’ in bunu menetmediği kaydedilmektedir. Selmân, Peygamber’den hadis nakletmiş olup, onun rivayet ettiği hadisler [[Kütüb-i Sitte]]’de bulunmaktadır.<ref name= "selman" />
Peygamberin [[Ehli Beyt]]'inden saydığı Salmân-ı Fârisî, İslâm'a etmiş olduğu hizmetler
Dönemin Anadolu'sunda [[Ankara]]'ya egemen olan [[Âhiler]] onu pîrleri kabul ederler. Arap Alevileri ([[Nusayrî]]) ise geleneksel Allah-Muhammed-Ali sözünde Allah'ın Ali'nin vücudunda tecelli ettiğine inanarak bu sözü Ali-Muhammed-Selman olarak okur ve kendilerine örnek olarak Selman'ı işaret ederler. Salmân-ı Fârisî diğer Ehli Beyt önderleri ile birlikte [[Yedi Ulu Ozan]]'ın [[Nefes (edebiyat)|deyiş]]lerinde anlatılır ve övülür.
|