Merv Savaşı: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Galib efendi06 (mesaj | katkılar)
Etiketler: Mobil değişiklik mobil uygulama değişikliği
Galib efendi06 (mesaj | katkılar)
Etiketler: Mobil değişiklik mobil uygulama değişikliği
71. satır:
Han‟ın eline geçti, camilerde onun adına hutbe okutuldu ve bu suretle Herat‟taki Özbek
hâkimiyeti resmen ilan edilmiş oldu. Bediüzzaman Mirza Kandahar‟a kaçarken, Muzaffer
Hüseyin ise Esterabad‟a sığındı12sığındı.<ref> Rumlu, Ahsenü‟t-Tevârîh, C. II, s. 1022-1023.</ref> Bediüzzaman Mirza, Özbek ordusunun Horasan akınına
devam edeceğini anlayınca beraberindeki 10.000 kişiyle Irak tarafına gitti. Amacı Şah‟a
sığınmak ve Özbeklere karşı ondan destek almaktı. İlk önce Meşhed‟e gidip kardeşi İbn
Hüseyin Mirza‟yı Özbek seferi hususunda bilgilendirdi. Hüseyin Mirza, Özbeklere karşı
Meşhed‟i korumak üzere yerinden ayrılmazken Bediüzzaman Mirza Irak‟a doğru yürüyüşüne
devam etti<ref> Anonim, Âlem Ârâ-yı Safevî, s. 269.</ref>
devam etti13
.
Şeybanî Han‟ın bir sonraki hedefi Meşhed‟di. Kendisi Herat‟taki yönetimi
82. satır:
üzerine sevk etti. Köpek Mirza ve Ebu‟l Hasan Mirza idaresindeki Meşhed‟de vuku bulan
Çağatay-Özbek mücadelesi Özbeklerin lehine neticelendi ve şehir Ubeydullah Han tarafından
zapt edildi. Akabinde Sebzvar yönetimi de Özbek Hanlığına dâhil edildi14edildi.<ref> Rumlu, Ahsenü‟t-Tevârîh, C. II, s. 1024-1025; Münşi, Âlem Ârâ-yı Abbasi, C.I, s. 270. </ref>
.
Şeybanî Han‟ın ilk mektubunu bu büyük zaferin ardından ve Bediüzzaman Mirza‟nın
sığınma talebinin Safevî yönetimi tarafından olumlu karşılanması üzerine Şah İsmail‟i
Satır 136 ⟶ 135:
Şah, Şeybanî Han‟ın mahir mühendis ve usta isteğini de olumlu karşılayıp “hayır
kurumlarını tamir ve tazim etmek bizim vacip işlerimizdendir” diyerek Irak‟taki ünlü ustaları
en kısa zamanda göndereceğini bildirerek mektubunu sonlandırıyordu16sonlandırıyordu.<ref> Ali EkberVilayetî, Tarih-i Revâbıt-ı Harici İran der Ahd-ı Şah İsmail Safevî, İntişarat-ı Vezaret-i Umur-ı Harice,
Tahran 1375, matbu basım için bkz. s. 36-42; mektubun fotokopi nüshası için bk. 42-47. </ref>
.
Bu sırada Şeybanî Han, Horasan‟daki seferlerini devam ettiriyordu. Nitekim Herat‟taki
başarısızlığın ardından Esterabad‟a yerleşen Bediüzzaman Mirza, 914/1508-1509 yılında
Satır 143 ⟶ 142:
bulunan Çağatay şehzadeleri ise Özbek askerleri tarafından kuşatma altına alınmıştı. Özbekler
karşısındaki tüm bu mağlubiyetler üzerine çaresiz kalan Çağatay şehzadeleri, elçiler vasıtasıyla
Şah İsmail‟den yardım talep ettiler17ettiler<ref> Tüm bu zaferlerinden sonra Özbekler Timurlu ve Babürlülerin elinden Horasan‟ı almış Bistam vilayetinden
Türkistan ülkesinin doğudaki son hududuna kadar olan yerleri tasarruflarına geçirmiş oldular. Rumlu, Ahsenü‟t-
Tevârîh, C. II, s. 1034, 1036; Anonim, Âlem Ârâ-yı Safevî, s. 270; Hasan Bey Rumlu Esterabad‟ın ele geçirilişi
hususunda biraz daha ayrıntıya girerek Esterabad‟da bulunan şehzadelerin Özbek kuşatması karşısında birkaç gün
beklediklerini ancak sonunda çaresizlikten Şeybanî Han‟ın yanına elçiler göndererek ondan aman dilediklerini
yazar. Şeybanî Han da bunun üzerine Muhammed Mirza‟nın Azerbaycan tarafına gitmesine müsaade eder. Diğer
şehzade Fereydun Hüseyin Mirza ise Etrük nehri tarafına gidip Yaka Türkmenleri arasına karışır. Rumlu, Ahsenü‟t-
Tevârîh, C. II, s. 1034. </ref>
. Aynı yıl Özbeklerin elinden kurtulmayı başaran
Bediüzzaman Mirza da Şah İsmail‟e sığındı18<ref> Rumlu, Ahsenü‟t-Tevârîh, C. II, s. 1037. </ref>. Hem bu gelişmeler hem de Şeybanî Han‟ın
915/1509-1510 yılında Kirman üzerine saldırıya geçip burayı yağmalatması nedeniyle Şah
İsmail, Horasan seferini başlatma kararı aldı. Akabinde Şeybanî Han‟a bir mektup gönderdi<ref> Rumlu, Ahsenü‟t-Tevârîh, C. II, 1040. </ref>
19
.
Bu yıl itibariyle padişahların birbirlerine gönderdikleri mektuplar üslup olarak bir
Satır 156 ⟶ 161:
sözlerle bildirdi.
“Bizim Irak‟ın harap mülküne tamahımız yoktur,
Mekke ve Medine‟yi ele geçiremedikten sonra bir önemi yoktur”<ref> Rumlu, Ahsenü‟t-Tevârîh, C. II, s. 1040. Mektubun aslına ulaşamadığımız gibi önde gelen İran tarihçilerinden
Menuçehr Pardadust da Şah İsmail adlı çalışmasında bu beyitin yer alığı mektubun günümüze ulaşmadığını söyler.
20
Menuçehr Parsadust, Şah İsmail-i Evvel Padişahi ba Eserha-yı dirpay der İran ve İrani, İntişarat-ı Sihami, Tahran
1381, s. 316. </ref>
Şeybanî Han, bu beyitle Horasan seferiyle amacının İran ve Irak ülkesini ele geçirmek
olmadığını, Mekke ve Medine‟ye giden yolların güvenliği için buraların hâkimiyetini istediğini
Satır 164 ⟶ 171:
(Kâzi) Ziyaeddin Nurullah ile gönderdi ve ona şu beyitle seslendi.
“Her kim ki Ali‟nin kulu değilse,
Yüz kere de Mekke ve Medine‟yi ele geçirse ehemmiyeti yoktur”21yoktur”<ref> Rumlu, Ahsenü‟t-Tevârîh, C. II, s. 1040. Mektubun aslına ulaşamadığımız gibi önde gelen İran tarihçilerinden
Menuçehr Pardadust da Şah İsmail adlı çalışmasında bu beyitin yer alığı mektubun günümüze ulaşmadığını söyler.
Parsadust, Şah İsmail-i Evvel s. 316. </ref>
 
Şah, Şeybanî Han‟ın Şia mezhebinden olmadığına vurgu yaparak, onun yanlış yolda
Satır 171 ⟶ 180:
kurmuş olacaktı. Çünkü Safevî Devleti‟nde Şah, hem devlet hem de din lideriydi. Şia
mezhebinden olanlar Şah İsmail‟i ve ondan sonra gelen Şahları imamları olarak kabul etmekte
ve dini vecibelerde onları referans alıp her türlü emirlerini yerine getirmekteydi22getirmekteydi<ref> V. BuMinorsky, Tadhkirat al-Muluk A Manual of Safevîd Administration, University of Cambridge press, İngiltere
1980, s. 125-126. </ref> Bu
bağlamda Şeybanî Han, Şia mezhebini kabul ettiği takdirde Şah İsmail onun da imamı
olacaktı. Horasan ve Maveraünnehir toprakları da savaşılmaksızın kontrol altına alınabilecekti.
Satır 192 ⟶ 202:
150.000 kişiyi savaş esnasında öldürülmüş, 115.000 kişi ise Safevî ordusunun önünden
kaçarken Fırat nehrine düşüp boğulmuştu. Kaçmaya çalışan Alauddevle ise savaş esnasında
aldığı yara nedeniyle kısa süre sonra vefat etmişti23etmişti<ref> Burada zikredilen rakamlar dikkate alındığında Dulkadirli ordusunun toplamda 265 bin kişiden oluştuğu
görülmektedir. Bir Venedik seyyahı olan Giovanni Maria Angiolello ise seyahatnamesinde Safevî tarafının 70.000
askerden müteşekkil olduğunu söyler ki iki rakam arasındaki uçurum ve de sadece bir beylik konumunda olan
Dulkadirli ordusunun mevcudunun abartılı olduğunu gösterir. Tufan Gündüz, Seyyahların Gözüyle Sultanlar ve
Savaşlar Giovanni Maria Angiolello, Venedikli Bir Tüccar ve Vincenzo D‟Alessandri‟nin Seyahatnameleri, İstanbul
2007, s. 85; Günümüz İran tarihçilerinden Menuçehr Parsadust, Şah İsmail‟in Dulkadirli Beyliğine gerçekleştirdiği
seferi uzun uzun anlatır ancak asker sayıları hususunda herhangi bir bilgiye yer vermez. Parsadust, Şah İsmail-i
Evvel, s.296-300, Kazvin‟i savaşı kısaca anlatır ve Alauddevle‟nin oğlu Sarukaplan lakaplı Kasım Bey‟in başı
kesilerek öldürüldüğünü aktarır. Budak Münşi Kazvinî, Cevâhirü‟l-Ahbâr, hzl. Muhsin Behram Nejad, İntişarat-ı
Miras-ı Mektub, Tahran 1378, s. 123-124; Kummî, Şah İsmail‟in bu beylik üzerine Azerbaycan, Şirvan, Karabağ ve
Irak‟taki birliklerle sefer düzenlediğini söylemekle birlikte herhangi bir sayı vermez. Savaş esnasında yaklaşık
8.000 Dulkadirli askerinin öldürüldüğünü söyler. Kadı Ahmed bin Şerafeddin el Hüseyn el Hüseynî Kummî,
Hulâsatü‟t-Tevârîh, C. I, hzl. İhsan İşrakî, İntişârât-ı Danişgâh-ı Tehran, Tahran 1383, s. 89-93 </ref>
.
Bu mektup vesilesiyle Şeybanî Han‟ı uyarmak isteyen Şah, Herat‟taki başarısıyla çok
Satır 202 ⟶ 224:
vardığında da en önemli işinin Horasan seferi için tüm hazırlıkları yapmak olduğunu
söylemiştir. Bu noktada Şah‟ın, gerçekleştireceği Horasan seferi hakkında Şeybanî Han‟ı
bilgilendirmesi onun kendine ve ordusuna olan güvenini ortaya koyması açısından önemlidir24önemlidir<ref> Şah İsmail Safevî Mecmû„a-yı Esnâd ve Mekâtibât-ı Târîhî Hemrâh Bâ Yâddâşthâ-yı Tafsîlî, hzl. Abdul Hüseyin
Nevaî, İntişarat-ı Erguvan, Tahran, 1368, s. 71-73, Mektubun aslı ve fotokopisi için bkz. Vilayetî, Şah İsmail Safevî,
s. 54-57, 58; Bu mektupta tarihe dair herhangi bir ibare olmamakla birlikte kroniklerde de ne zaman yazıldığına dair
bir bilgiye ulaşılamamaktadır. İlk mektubun 914 yılında kaleme alındığı önemli bir husustur. Diğer ipucu seyyah
Angiolello‟nun da kaleme aldığı üzere Şeybanî Han‟ın 914 yılı itibariyle Horasan seferini başlatması buna karşın
Şah İsmail‟in İsfehan‟a gelip savaş için hazır beklediği sırada Şeybanî Han‟ın Özbek askerinin Mekke‟ye gitme ve
bunun içinde İran topraklarından geçme isteğini Şah‟a iletmesidir. Gündüz, Sultanlar ve Savaşlar, s. 87. Şu
durumda mektup en iyi ihtimalle H. 914 yılının sonlarında ya da H. 915 yılında yani M. 1510‟da Şah‟a ulaşmıştır </ref>
.
Bu açık tehdidin dışında Şah, Özbek Hanı‟nı gizli ifadelerle de uyarmaktadır. Bu gizli
Satır 244 ⟶ 273:
zamanda Andican, Şahruhiye, Gandebadam, Taşkent, Şehr-i sebz, Otrar, Seyran, Ürgenç,
Harezm, Ceyhun kenar, Kaşgar ve Mangıt‟tan Kıpçak ve Kalmuk bölgelerine kadar olan
yerlerden askerle takviye edecektir<ref> Mektup, “Seyadet-i penah saltanat-ı destgah İsmail Daruğa” ifadesiyle başlamaktadır. Mektubun fotokopi baskısı
ve matbu şekli için bk. Vilayetî, Şah İsmail Safevî, s. 48-50, 51-53; Sadece matbu formatı için bk. Nevaî, Şah
25
İsmail, s. 81-84; Rumlu, Ahsenü‟t-Tevârîh, C. II, s. 1043-1045. Kroniklerden bazılarında da mektubun özet hali yer
almaktadır. Anonim, Âlem Ârâ-yı Safevî, s. 270, İsfahanî, Holdeberrîn, s. 183-185; Hurşad bin Kubad el-Hüseynî,
Tarih-i Elçi-i Nizâm Şâh (Tarih-i Safevîye ez Ağaz ta sal 972 Hicri/Kameri), adlı eserinde Şah İsmail ile Şeybanî
Han‟ın birbirlerine yazdığı iki mektuba yer vermiştir. Şeybanî Han‟ın Şah İsmail‟e gönderdiği mektup yukarıda
zikrettiğimiz mektupla özellikle Özbek şehzadelerinin İran üzerine sefere gönderileceği hususlarında benzerlik
göstermesine rağmen muhtemelen aynı mektuplar değildir. Hatta Hüseynî‟nin özet halinde takdim ettiği bu
mektubun Şeybanî Han‟ın Şah İsmail‟e yazdığı ilk mektup olma olasılığı da vardır. Çünkü Hüseyni‟ni bu mektuba
karşılık Şah İsmail‟in gönderdiği name, aslından tespit ettiğimiz üzere 1 Rebiülahir 914 tarihlidir ve cevap mahiyetli
bu mektupla Şeybanî Han‟ın yukarıda zikrettiğimiz mektubu arasında belirgin farklılıklar vardır. Hurşad bin Kubad
el-Hüseynî, Tarih-i Elçi-i Nizâm Şâh (Tarih-i Safevîye ez Ağaz ta sal 972 Hicri/Kameri), hzl. Mehmed Rıza Nasırî,
İntişârât-ı Encümen-i Âsâr ve Mefahir-i Ferhengî, Tahran, 1379 s. 38-45. </ref>
.
Han‟ın gerçekleştireceği İran seferine dair mektupta bu kadar ayrıntıya yer vermesi
Satır 253 ⟶ 293:
Dolaylı olarak da Şah‟a karşısındaki Özbek gücünün büyüklüğünü bildirerek onu
uyarmaktadır. Şeybanî Han, bu mektubu elçi tayin ettiği Kemaleddin Hüseyin Ebiverdi ile
birlikte Şah‟a göndermiştir<ref> Vilayetî, Şah İsmail, s. 48. Anonim, Âlem Ârâ-yı Safevî, s. 270‟de bir elçi tayin edildiği söylenir ama isim
birlikte Şah‟a göndermiştir26
belirtilmez. </ref>
.
Özbek Han‟ı, gönderdiği elçi vasıtasıyla ayrıca Safevî devletine sığınan Timurlu
Satır 259 ⟶ 300:
direktifleri verdikten sonra emirlerinden Can Vefa Mirza ile Beyaku Bahadır‟a dönüp
“amacım Şeyh oğlunu gaflet uykusundan uyandırmaktır” demiş ve bu emirlerin 10.000 askerle
Tabes yolundan Kirman ve Yezd tarafına gitmesini kararlaştırmıştır27<ref> Anonim, Âlem Ârâ-yı Safevî, s. 270; Rumlu asker sayısı vermemekle birlikte sayının çok olduğunu ifade etmekle
yetinmiştir. Rumlu, Ahsenü‟t-Tevârîh, C. II, s. 1040. </ref>
.
 
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Merv_Savaşı" sayfasından alınmıştır