İbn Hallikân: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Trfatihciftci (mesaj | katkılar)
k daha fazla içeriği halleder
Trfatihciftci (mesaj | katkılar)
kDeğişiklik özeti yok
1. satır:
Arapça (ابن خلّكان) Tam adı: Ebü’l-Abbâs Şemsüddîn Ahmed b. Muhammed b. İbrâhîm b. Ebî Bekr b. Hallikân el-Bermekî el-İrbilî (ö. 681/1282) Vefeyâtü’l-ayân adlı eseriyle tanınan tarihçi, fakih, edip ve şair.
* '''Yaşam öyküsü'''
11 Rebîülâhir 608’de (22 Eylül 1211) Erbil’de (İrbil) doğdu. İlimle uğraşan bir aileye mensuptur. Dedelerinden Hallikân’a (Hallekân, Hıllikân) nisbetle İbn Hallikân lakabıyla ün yapmıştır. Babasını ve dedelerini sık sık övgüyle anmasından dolayı kendisine “hallikân” (geçmişinle övünmeyi bırak) denildiği veya ailesinin Erbil’in Hallikân adlı köyünden gelmesi sebebiyle bu lakabı taşıdığı da rivayet edilir (Vefeyât, neşredenin eki, VII, 17). Ona göre sülâlesi Abbâsîler’in ünlü vezir ailesi Bermekîler’in devamıdır. Babası, fetva konusunda güvenilir fakihlerden Erbil Muzafferiyye Medresesi müderrisi Şehâbeddin Muhammed b. İbrâhim’dir. Amcalarından Necmeddin b. İbrâhim, Erbil’in Mücahidiyye Medresesi’nde müderris, Hüseyin b. İbrâhim ise bir Şâfiî fakihi idi ve Yahyâ b. Muhammed el-Mekkî’den hadis okumuştu. Ünlü tarihçi İzzeddin İbnü’l-Esîr de babasının arkadaşları arasında yer alıyordu. İki yaşında iken babasını kaybeden İbn Hallikân, onun Muzafferiyye Medresesi’n-deki halefi Şerefeddin İbn Yûnus el-İrbilî’nin öğrencisi oldu; ayrıca Ebü’l-Hasan Müeyyed b. Muhammed Radıyyüddin en-Nîsâbûrî ile Zeyneb bint eş-Şa‘rî’den (Ümmü’l-Müeyyed eş-Şa‘riyye) icâzet aldı. Muzafferiyye Medresesi’nden sonra Ebü’l-Berekât İbnü’l-Müstevfî’nin ilim, Şeyh Cemâleddin b. Sinnîre’nin şiir ve edebiyat meclislerine devam etti. 621’de (1224) Ebû Ca‘fer Muhammed b. Hibetullah b. Mükerrem es-Sûfî’den Śaĥîĥ-i Buħârî’yi okuyup rivayet yetkisi aldı. 625’te (1228) filozof Esîrüddin el-Ebherî’den Erbil Dârülhadisi’nde ilm-i hilâf dersleri aldı. İbn Hallikân, on sekiz yaşına geldiğinde öğrenimini sürdürmek amacıyla Musul’a gitti ve Kemâleddin İbn Yûnus, Ziyâeddin İbnü’l-Esîr gibi edip ve âlimlerle bir araya gelerek onlardan pek çok şey öğrendi. Arkasından Harran üzerinden Halep’e geçip baba dostu Bahâeddin İbn Şeddâd’ın medresesine misafir oldu ve evindeki hadis meclislerine, ayrıca Ebû Bekir Cemâleddin el-Mâhânî’nin, onun ölümünden sonra da Seyfiyye Medresesi fakihlerinden Ebû Abdullah Necmeddin Muhammed el-Habbâz el-Mevsılî’nin derslerine katıldı ve ona Gazzâlî’nin el-Vecîz’ini okuyup rivayet yetkisi aldı. Daha sonra ediplerle görüşmeye başladı ve Muvaffakuddin Ebü’l-Bekā İbn Yaîş en-Nahvî’ye İbn Cinnî’nin el-LümaǾ adlı eserini okudu. Bu sırada İzzeddin İbnü’l-Esîr ve Yâkūt el-Hamevî ile tanışarak onlardan faydalandı; ayrıca Abdüllatîf el-Bağdâdî’nin hadis ve Arapça derslerine devam etti. İbn Şeddâd’ın 632’de (1234) ölümünden sonra Dımaşk’a gidip hadis, tefsir ve fıkıh âlimi İbnü’s-Salâh eş-Şehrezûrî’den ders aldı. Dımaşk’ta bir müddet kaldıktan sonra tekrar Halep’e döndü. Şair Ebü’l-Mehâsin eş-Şevvâ ile Şeytânü’ş-Şâm diye tanınan şair Ebü’l-İz Yûsuf el-Mâcin el-İrbilî’yi tanıdı. Halep’in onun ilmî şahsiyetinin oluşmasında önemli bir payı vardır; orada çeşitli medreselerde müderrislik yapmış, bu arada birkaç defa Musul’a geçerek İzzeddin İbnü’l-Esîr ve Kemâleddin İbn Yûnus ile görüşmüştür. 635 (1238) veya 636’da (1239) İskenderiye üzerinden Kahire’ye giden İbn Hallikân, Kāsım b. Fîrruh eş-Şâtıbî ve İbn Berrî’nin öğrencileriyle görüşüp rivayet için icâzet aldı; 637’de (1240) Bahâeddin Züheyr divanını rivayet hususunda ona icâzet verdi. İbn Hallikân orada ayrıca İbn Matrûh ve daha başka şairlerle de tanışma imkânı buldu. 645’te (1247) Kādılkudât Bedreddin Yûsuf b. Hasan (Kādî Sincâr) tarafından nâip seçildi ve 659 (1261) yılında Memlük Sultanı I. Baybars’ın Suriye kādılkudâtlığına getirmesine kadar bu görevde kaldı. Hanefî, Hanbelî ve Mâlikî kadılarının onun nâibi durumunda oldukları Suriye kādılkudâtlığına ilâveten vakıflar, camiler, hastahaneler ve Âdiliyye, Nâsıriyye, Azrâviyye, Felekiyye, Rükniyye, İkbâliyye ve Behesniyye medreselerinin idaresi de ona tevdi edilmişti. Ancak I. Baybars 664’te (1266) bu üç mezhep kadısına da kādılkudât unvanı verdi ve 669’da (1271) onu görevinden azletti. İbn Hallikân bunun üzerine Kahire’ye dönerek Fahriyye ve Ezher medreselerinde müderrislik yaptı; bu dönemde bazı maddî sıkıntılarla karşılaştıysa da kendisine önerilen yardım tekliflerini daima geri çevirdi. Baybars’ın ölümünden sonra 676’da (1277) tekrar Suriye kādılkudâtlığına tayin edildi ve Dımaşk’a gelişinde büyük bir törenle karşılandı (677/1278). Safer 679’da (Haziran 1280) Sultan Kalavun’a baş kaldıran Dımaşk Valisi Sungur el-Eşkar’ı destekleyen İbn Hallikân, halkı isyana teşvik etmekle suçlanarak tutuklandı, ancak üç hafta sonra serbest bırakıldı ve sultanın emriyle yeniden kādılkudâtlığa getirildi. Fakat Kalavun 680 yılı başında (1281) Dımaşk’a geldikten üç gün sonra onu tekrar azletti.
* '''Ölümü'''
"https://tr.wikipedia.org/wiki/İbn_Hallikân" sayfasından alınmıştır