== İslam'da Nuh ==
İslam geleneğinde Nuh ile [[İbrahim (peygamber)|İbrahim]] arasında da 950 yıl olduğuna inanılır. Kur’anda Nuh [[Müminun Suresi]], ve [[Nuh Suresi]]'nde benzer ifadelerle anlatılır:
Kuran'ı Kerim'de Nuh Peygamber ve tufanla ilgili geçen ayetler verilmiştir. Bunların dışında diğer peygamberlerle anıldığı ancak olayın detayına girilmeyen ayetler de vardır.
[[Dosya:Noah's ark and the deluge.JPG|thumb|Nuh'un gemisi, Zubdat-al Tawarikh]]
A’râf 59 Andolsun ki Nuh'u elçi olarak kavmine
gönderdik. Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin ondan başka tanrınız
yoktur. Doğrusu ben, üstünüze gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum.
A’râf 60 Kavminden ileri gelenler dediler ki: Biz
seni gerçekten apaçık bir sapıklık içinde görüyoruz!
A’râf 61 Dedi ki: "Ey kavmim! Bende herhangi
bir sapıklık yoktur; fakat ben, alemlerin Rabbi tarafından gönderilmiş bir
elçiyim.
A’râf 62 Size Rabbimin vahyettiklerini duyuruyorum,
size öğüt veriyorum ve ben sizin bilmediklerinizi Allah'tan (gelen vahiy ile)
biliyorum.
A’râf 63 (Allah'ın azabından) sakınıp da rahmete
nail olmanız ümidiyle, içinizden sizi uyaracak bir adam vasıtasıyla size bir
zikir (kitap) gelmesine şaştınız mı?"
A’râf 64 Onu yalanladılar, biz de onu ve onunla
beraber gemide bulunanları kurtardık, ayetlerimizi yalanlayanları da suda
boğduk! Çünkü onlar kör bir kavim idiler.
Yûnus 71 Onlara Nuh'un haberini oku: Hani o kavmine
demişti ki: "Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) durmam ve Allah'ın
ayetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise, ben yalnız Allah'a dayanıp
güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın.
Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana
uygulayın ve bana mühlet de vermeyin."
Yûnus 72 "Eğer yüz çeviriyorsanız, zaten ben
sizden bir ücret istemedim. Benim ecrim Allah'tan başkasına ait değildir ve
bana müslümanlardan olmam emrolundu."
Yûnus 73 Yine de onu yalanladılar, biz de hem onu
hem de onunla beraber gemide bulunanları kurtardık ve onları (yeryüzünde)
halifeler kıldık; ayetlerimizi yalanlayanları da (denizde) boğduk. Bak ki
uyarılanların (fakat inanmayanların) sonu nasıl oldu!
Hûd 25 Andolsun, biz Nuh'u kavmine elçi
gönderdik. Onlara: "Ben (dedi), sizin için apaçık bir uyarıcıyım.
Hûd 26 Allah'tan başkasına tapmayın! Ben, size
(gelecek) elem verici bir günün azabından korkuyorum."
Hûd 27 Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki:
"Biz seni sadece bizim gibi bir insan olarak görüyoruz. Bizden, basit
görüşle hareket eden alt tabakamızdan başkasının sana uyduğunu görmüyoruz. Ve
sizin bize karşı bir üstünlüğünüzü de görmüyoruz. Bilakis sizin yalancılar
olduğunuzu düşünüyoruz."
Hûd 28 Nuh) dedi ki: Ey kavmim! Eğer ben Rabbim
tarafından (bildirilen) açık bir delil üzerinde isem ve O bana kendi katından
bir rahmet vermiş de bu size gizli tutulmuşsa, buna ne dersiniz? Siz onu
istemediğiniz halde biz sizi ona zorlayacak mıyız?
Hûd 29 Ey kavmim! Allah'ın emirlerini bildirmeye
karşılık sizden herhangi bir mal istemiyorum. Benim mükafatım ancak Allah'a
aittir. Ben iman edenleri kovacak değilim; çünkü onlar Rablerine
kavuşacaklardır. Fakat ben sizi, bilgisizce davranan bir topluluk olarak
görüyorum. *
Hûd 30 Ey kavmim! Ben onları kovarsam, beni
Allah'tan (onun azabından) kim korur? Düşünmüyor musunuz?
Hûd 31 Ben size: "Allah'ın hazineleri benim
yanımdadır" demiyorum, gaybı da bilmem. "Ben bir meleğim" de
demiyorum, sizin gözlerinizin hor gördüğü kimseler için, "Allah onlara
asla bir hayır vermeyecektir" diyemem. Onların kalplerinde olanı, Allah
daha iyi bilir. Onları kovduğum takdirde ben gerçekten zalimlerden
olurum."
Hûd 32 Dediler ki: Ey Nuh! Bizimle mücadele ettin
ve bize karşı mücadelede çok ileri gittin. Eğer doğrulardan isen, kendisiyle
bizi tehdit ettiğini (azabı) bize getir!
Hûd 33 Nuh) dedi ki: "Onu size ancak dilerse
Allah getirir. Ve siz (Allah'ı) aciz bırakacak değilsiniz.
Hûd 34 Eğer Allah sizi azdırmak istiyorsa, ben
size öğüt vermek istesem de, öğüdüm size fayda vermez. (Çünkü) O sizin
Rabbinizdir. Ve (nihayet) O'na döndürüleceksiniz."
Hûd 35 (Resulüm!) Yoksa, "Bunu uydurdu"
mu diyorlar? De ki: "Eğer onu uydurduysam günahım bana aittir. Fakat ben
sizin işlediğiniz günahtan uzağım."
Hûd 36 Nuh'a vahyolundu ki: Kavminden iman etmiş
olanlardan başkası artık (sana) asla inanmayacak. Öyle ise onların işlemekte
olduklarından (günahlardan) dolayı üzülme.
Hûd 37 Gözlerimizin önünde ve vahyimiz (emrimiz)
uyarınca gemiyi yap ve zulmedenler hakkında bana (bir şey) söyleme! Onlar
mutlaka boğulacaklardır!
Hûd 38 Nuh gemiyi yapıyor, kavminden ileri
gelenler ise, yanına her uğradıkça onunla alay ediyorlardı. Dedi ki: "Eğer
bizimle alay ediyorsanız, iyi bilin ki siz nasıl alay ediyorsanız biz de
sizinle alay edeceğiz!
Hûd 39 Kendisini rezil edecek azabın kime
geleceğini ve sürekli bir azabın kimin başına ineceğini yakında
bileceksiniz."
Hûd 40 Nihayet emrimiz gelip de sular coşup
yükselmeye başlayınca Nuh'a dedik ki: "(Canlı çeşitlerinin) her birinden
iki eş ile -(boğulacağına dair) aleyhinde söz geçmiş olanlar dışında- aileni ve
iman edenleri gemiye yükle!" Zaten onunla beraber pek azı iman etmişti.
Hûd 41 (Nuh) dedi ki: "Gemiye binin! Onun
yüzüp gitmesi de, durması da Allah'ın adıyladır. Şüphesiz ki Rabbim çok
bağışlayan, pek esirgeyendir."
Hûd 42 Gemi, dağlar gibi dalgalar arasında onları
götürüyordu. Nuh, gemiden uzakta bulunan oğluna: Yavrucuğum! (Sen de) bizimle
beraber bin, kafirlerle beraber olma! diye seslendi.
Hûd 43 Oğlu: Beni sudan koruyacak bir dağa
sığınacağım, dedi. (Nuh): "Bugün Allah'ın emrinden (azabından), merhamet
sahibi Allah'tan başka koruyacak kimse yoktur" dedi. Aralarına dalga
girdi, böylece o da boğulanlardan oldu.
Hûd 44 (Nihayet) "Ey yer suyunu yut! Ve ey
gök (suyunu) tut!" denildi. Su çekildi; iş bitirildi; (gemi de) Cudi
(dağının) üzerine yerleşti. Ve: "O zalimler topluluğunun canı
cehenneme!" denildi.
Hûd 45 Nuh Rabbine dua edip dedi ki: "Ey
Rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir. Senin vadin ise elbette haktır. Sen
hakimler hakimisin."
Hûd 46 Allah buyurdu ki: Ey Nuh! O asla senin
ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O halde hakkında bilgin
olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim.
Hûd 47 Nuh dedi ki: Ey Rabbim! Ben senden
hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve
esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum!
Hûd 48 Denildi ki: Ey Nuh! Sana ve seninle beraber
olan ümmetlere bizden selam ve bereketlerle (gemiden) in! Kendilerini (dünyada)
faydalandıracağımız, sonra da bizden kendilerine elem verici bir azabın
dokunacağı ümmetler de olacaktır.
Mü’minûn 23 Andolsun ki, Nuh'u kavmine gönderdik ve o:
Ey kavmim! Allah'a kulluk edin. Sizin için O'ndan başka bir tanrı yoktur. Hala
sakınmaz mısınız? dedi.
Mü’minûn 24 Bunun üzerine, kavminin inkarcı ileri
gelenleri şöyle dediler: "Bu, tıpkı sizin gibi bir beşer olmaktan başka
bir şey değildir. Size üstün ve hakim olmak istiyor. Eğer Allah (peygamber
göndermek) isteseydi, muhakkak ki melekler gönderirdi. Biz geçmişteki
atalarımızdan böyle bir şey duymadık."
Mü’minûn 25 "Bu, yalnızca kendisinde delilik
bulunan bir kimsedir. Öyle ise, bir süreye kadar ona katlanıp bekleyin
bakalım."
Mü’minûn 26 (Nuh), Rabbim! dedi, beni yalanlamalarına
karşı bana yardım et!
Mü’minûn 27 Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: Gözlerimizin
önünde (muhafazamız altında) ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap. Bizim emrimiz
gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca her cinsten eşler halinde iki tane
ve bir de, içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların
dışındaki aileni gemiye al. Zulmetmiş olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira
onlar kesinlikle boğulacaklardır.
Mü’minûn 28 Sen, yanındakilerle birlikte gemiye
yerleştiğinde: "Bizi zalimler topluluğundan kurtaran Allah'a
hamdolsun" de.
Mü’minûn 29 Ve de ki: Rabbim! Beni bereketli bir yere
indir. Sen, iskan edenlerin en hayırlısısın.
Mü’minûn 30 Şüphesiz bunda (Nuh ve kavminin başından
geçenlerde) birtakım ibretler vardır. Hakikaten biz (kullarımızı böyle)
deneriz.
Furkân 37 Nuh
kavmine gelince, peygamberleri yalancılıkla itham ettiklerinde onları, suda
boğduk ve kendilerini insanlar için bir ibret yaptık. Zalimler için acıklı bir
azap hazırladık.
Şu’arâ 105 Nuh kavmi de peygamberleri yalancılıkla
suçladılar.
Şu’arâ 106 Kardeşleri Nuh onlara şöyle demişti:
(Allah'a karşı gelmekten) sakınmaz mısınız?
Şu’arâ 107 Bilin ki ben, size gönderilmiş güvenilir
bir elçiyim.
Şu’arâ 108 Artık Allah'a karşı gelmekten sakının ve
bana itaat edin.
Şu’arâ 109 Buna karşı sizden hiçbir ücret
istemiyorum. Benim ecrimi verecek olan, ancak alemlerin Rabbidir.
Şu’arâ 110 Onun için, Allah'tan korkun ve bana itaat
edin.
Şu’arâ 111 Onlar şöyle cevap verdiler: Sana düşük
seviyeli kimseler tabi olup dururken, biz sana iman eder miyiz hiç!
Şu’arâ 112 Nuh dedi ki: Onların yaptıkları hakkında
bilgim yoktur.
Şu’arâ 113 Onların hesabı ancak Rabbime aittir. Bir
düşünseniz!
Şu’arâ 114 Ben iman eden kimseleri kovacak değilim.
Şu’arâ 115 Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım.
Şu’arâ 116 Dediler ki: Ey Nuh! (Bu davadan) vazgeçmezsen,
iyi bil ki, taşlanmışlardan olacaksın!
Şu’arâ 117 Nuh: Rabbim! dedi, kavmim beni
yalancılıkla suçladı.
Şu’arâ 118 Artık benimle onların arasında sen
hükmünü ver. Beni ve beraberimdeki müminleri kurtar.
Şu’arâ 119 Bunun üzerine biz onu ve beraberindekileri,
o dolu geminin içinde (taşıyarak) kurtardık.
Şu’arâ 120 Sonra da geri kalanları suda boğduk.
Ankebût 14 Andolsun ki biz Nuh'u kendi kavmine
gönderdik de o bin yıldan elli yıl eksik bir süre onların arasında kaldı.
Sonunda onlar zulümlerini sürdürürken tufan kendilerini yakalayıverdi.
Sâffât 75
Andolsun, Nuh bize yalvarıp yakardı. Biz de duayı ne güzel kabul ederiz!
Sâffât 76 Kendisini ve ailesini büyük felaketten
kurtardık.
Sâffât 77 Biz
yalnız Nuh'un soyunu kalıcı kıldık.
Sâffât 78 Sonradan gelenler içinde ona iyi bir nam
bıraktık
Sâffât 79
Bütün alemlerden Nuh'a selam olsun!
Sâffât 80 İşte biz iyileri böyle mükafatlandırırız.
Sâffât 81 Zira o, bizim inanmış kullarımızdan idi.
Sâffât 82 Nihayet ötekileri (inanmayanları) suda
boğduk.
Zâriyât 46 Bunlardan önce de Nuh kavmini helak
etmiştik. Çünkü onlar yoldan çıkmış bir toplum idiler.
Necm 52 Daha önce de çok zalim ve pek azgın, olan
Nuh kavmini (helak etmişti).
Kamer 9 Onlardan önce Nuh'un kavmi de yalanladı,
hem de kulumuzun yalancı olduğunda ısrar ederek: O, delirdi, dediler. Ve (Nuh,
davetten vazgeçmeye) zorlandı.
Kamer 10 Bunun üzerine, Rabbine: Ben yenik düştüm,
bana yardım et! diyerek yalvardı.
Kamer 11 Biz de derhal nehir gibi devamlı akan bir
su ile göğün kapılarını açtık.
Kamer 12 Yeryüzünde kaynaklar fışkırttık. (Her iki)
su, takdir edilmiş bir işin olması için birleşmişti.
Kamer 13 Nuh'u da tahtalardan yapılmış, çivilerle
çakılmış gemiye bindirdik.
Kamer 14 İnkâr edilmiş olana (Nuh'a) bir mükâfat
olmak üzere gemi, gözlerimizin önünde akıp gidiyordu.
Tahrîm 10
Allah, inkâr edenlere, Nuh'un karısı ile Lut'un karısını misal verdi. Bu
ikisi, kullarımızdan iki salih kişinin nikâhları altında iken onlara hainlik
ettiler. Kocaları Allah'tan gelen hiçbir şeyi onlardan savamadı. Onlara: Haydi,
ateşe girenlerle beraber siz de girin! denildi.
Nûh 1
Kendilerine yakıcı bir azap gelmeden önce kavmini uyar, diye Nuh'u kendi
kavmine gönderdik.
Nûh 2 "Ey kavmim dedi, ben sizin için açık
bir uyarıcıyım"
Nûh 3 "Allah'a kulluk edin; O'na karşı
gelmekten sakının ve bana itaat edin."
Nûh 4 "Ki Allah bir kısım günahlarınızı
bağışlasın ve sizi belli bir vadeye kadar tehir etsin (muaheze etmeden
yaşatsın)" Bilinmeli ki Allah'ın tayin ettiği vade gelince, artık o
ertelenmez. Keşke bilseydiniz!"
Nûh 5 (Sonra Nuh:) Rabbim! dedi, doğrusu ben
kavmimi gece gündüz (imana) davet ettim;
Nûh 6 Fakat benim davetim, ancak kaçmalarını
arttırdı.
Nûh 7 Gerçekten de, (imana gelmeleri ve böylece)
günahlarını bağışlaman için onları ne zaman davet ettiysem, parmaklarını
kulaklarına tıkadılar, (beni görmemek için) elbiselerine büründüler, ayak
dirediler, kibirlendikçe kibirlendiler.
Nûh 8 Sonra, ben kendilerine haykırarak davette
bulundum.
Nûh 9 Sonra, onlarla hem açıktan açığa hem de
gizli gizli konuştum.
Nûh 10 Dedim ki: Rabbinizden mağfiret dileyin;
çünkü O çok bağışlayıcıdır.
Nûh 11 (Mağfiret dileyin ki,) üzerinize gökten
bol bol yağmur indirsin,
Nûh 12 Mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın,
size bahçeler ihsan etsin, sizin için ırmaklar akıtsın.
Nûh 13 Size ne oluyor ki, Allah'a büyüklüğü
yakıştıramıyorsunuz?
Nûh 14 Oysa, sizi türlü merhalelerden geçirerek O
yaratmıştır.
Nûh 15 Görmediniz mi, Allah yedi göğü birbiriyle
ahenktar olarak nasıl yaratmış!
Nûh 16 Onların içinde ayı bir nur kılmış, güneşi
de bir çerağ yapmıştır.
Nûh 17 Allah, sizi de yerden ot (bitirir) gibi
bitirmiştir.
Nûh 18 Sonra sizi yine oraya döndürecek ve sizi
yeniden çıkaracaktır.
Nûh 19 "Allah, yeryüzünü sizin için bir
sergi yapmıştır."
Nûh 20 "Ki, onda geniş yollar edinip
dolaşabilesiniz.(diye).
Nûh 21 (Öğütlerinin fayda vermemesi üzerine) Nuh:
Rabbim! dedi, doğrusu bunlar bana karşı geldiler de, malı ve çocuğu kendi
ziyanını arttırmaktan başka işe yaramayan kimseye uydular.
Nûh 22 Bunlar da, büyük hileler, büyük desiseler
kurdular!
Nûh 23 Ve dediler ki: Sakın ilahlarınızı
bırakmayın; hele Ved'den, Suva'dan, Yeğus'tan, Ye'uk'tan ve Nesr'den asla
vazgeçmeyin! *
Nûh 24 (Böylece) onlar gerçekten birçoklarını
saptırdılar. (Rabbim!) Sen de bu zalimlerin ancak şaşkınlıklarını arttır! *
Nûh 25 Bunlar, günahları yüzünden suda
boğuldular, ardından da ateşe sokuldular ve o zaman Allah'a karşı yardımcılar
da bulamadılar.
Nûh 26 Nuh: "Rabbim! dedi, yeryüzünde
kafirlerden hiç kimseyi bırakma!"
Nûh 27 "Çünkü sen onları bırakırsan
kullarını saptırırlar; yalnız ahlaksız, nankör (insanlar) doğururlar
(yetiştirirler)."
Nûh 28 "Rabbim! Beni, ana-babamı, iman etmiş
olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla,
zalimlerin de ancak helakini arttır."
İslam dinine göre Nuh kavminin suda boğularak helak edilmesinin nedeni, Hz. Nuh'un 950 yıl boyunca tebliğ vazifesini yapmasına karşın, halkının bundan sonra iman etmeyeceğinin kesinleşmiş olmasıdır.
Hz. Âdem(a.s)’den sonra insan nesli çoğaldı. Yeryüzü imar edildi. İdris (a.s)'dan sonra da insanlar, onun şeriatına uyarak ibadet ediyor ve salih alimlerin çizgisinden yürümeye özen gösteriyorlardı. Sevip uydukları bu salih kimseler vefat ettiklerinde üzüldüler. Şeytan, sevdikleri bu salih kişileri hatırlatmak bahanesiyle onlara, bu kişilerin heykelini dikmeyi telkin etti. İlk defa put diken bu nesil, onlara tapınmamışlar, ibadet edip, şirk koşanlardan olmamışlardı. Ancak bunların peşinden gelen nesiller zamanla bu heykellerin birer ilâh olduğuna, hayır ve şerrin sahibi olduklarına inanmaya başlamışlardı. Böylece yeryüzünde ilk defa, tevhid akidesinden sapılmış ve insanlar, Allah'tan başka ilâhlar edinerek, O'na şirk koşmaya başlamışlardı. Hz. Nûh(a.s) kavminin tapındığı putların her biri, zamanın salih âlimleri idi. Kur'an-ı Kerim'de zikredildiğine göre her birinin adı vardı: “...Ved, Suva, Yağûs, Yeûk ve Nesr putlarından asla vazgeçmeyin" dediler (Nûh, 23).
Yüce Allah Hazreti Nuh (a.s.)'ı yaklaşık 50 yaşlarında, Kufe civarında peygamber olarak göndermişti. Hazreti Nuh (a.s.) 950 yıl, nesiller boyu insanları, gece-gündüz; açık- gizli; fert ve toplu olarak, bütün eziyet ve hakaretlere katlanarak davete devam etmişti. Nuh peygamber zamanında yaşayan halk, çocuğunu yanına alarak Hz. Nuh'un yanına gelip, "Babam bana bu adama inanma diye tembih etti. Ben de sana tembih ediyorum ki bu adama inanamayacaksın" şeklinde davranışlarla iman yollarına kapalı olduklarını ifade etmekteydiler. Hz. Nuh'un tebliğ vazifesini eksiksiz yapmasına karşın halk O'na inanadığı gibi, O'nunla dalga geçerek hakaretler ettiler ve O'nu zora sokup, tehdit ettiler. 950 yıl boyunca inananların sayısı azami 40 veya 80 kişi idi. Oğlu Kenan ve eşi Vaile de kendine inanmamıştı. Ne zaman ki (Hud suresi 36. Ayette) artık iman etmeyecekleri bildirilince, Dünya'daki imtihanın hikmeti ortadan kalktığından, yeryüzünde kâfirlerden kimseyi bırakmaması konusunda beddua etmişti (Nuh suresi 26.-28. ayetlerde). Allah da O’na bir gemi yapmasını emretmiş ve bu gemiye müminlerle her cins hayvandan birer çift almasını söylemişti. Bundan sonra büyük bir tufanla sular her tarafı kaplamıştı. Gök suyunu indirdi, yer suyunu çıkardı. İnananların dışındaki tüm insanlık suda boğularak yok oldu.
* ''Şüphesiz biz Nûh’u, kavmine, “Kendilerine elem dolu bir azap gelmeden önce kavmini uyar” diye peygamber olarak gönderdik.
* Nûh şöyle dedi: “Ey kavmim! Şüphesiz, ben sizin için apaçık bir uyarıcıyım. ...
* Size ne oluyor da Allah için bir vakar ummuyorsunuz?
* Hâlbuki o sizi evrelerden geçirerek yaratmıştır.
* Görmediniz mi Allah yedi göğü, tabaka tabaka nasıl yaratmıştır?
* Onların içinde nasıl ayı, bir ışık, güneşi de bir kandil yapmıştır?
* Allah, sizi ([[Âdem]])i yerden bitirdi.
* Sonra sizi yine oraya döndürecek ve kesinlikle sizi (yeniden) çıkaracaktır.
* Allah yeryüzünü sizin için bir sergi yapmıştır ki, oradaki geniş yollarda yürüyesiniz.
* Nûh dedi ki: “Rabbim! Gerçekten onlar bana karşı geldiler, malı ve çocuğu ancak kendi hüsranını artıran kimselere uydular.
* Şöyle dediler: ‘Sakın ilâhlarınızı bırakmayın. Hele hele Vedd’i, Süvâ’ı, Yeğus’u, Ye’ûk’u ve Nesr’i hiç bırakmayın.
* Hataları yüzünden suda boğuldular ve cehenneme sokuldular da kendileri için Allah’tan başka yardımcılar bulamadılar.
* Nûh şöyle dedi: “Ey Rabbim! Kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma!
* Rabbim! Beni, ana babamı, iman etmiş olarak evime girenleri, iman eden erkekleri ve iman eden kadınları bağışla. Zalimlerin de ancak helâkini arttır.(71:1-28
===Diğer tufan efsaneleri ===
|