Söğüt: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
k ufak düzenlemeler |
k yazım hatası |
||
32. satır:
En eski arkeolojik kalıntıları Anadolu neolitik çağ yerleşimlerinde bulunmuştur.
Anadolu'nun ilk yazılı metinlerinin sahibi olan [[Hititler]], ''şişiyamma'' adını verdikleri söğüt ağacından ilaç elde etmişlerdir. Eski [[Sümer]] ve [[Mısır]] kayıtlarında söğüt ağacı kabuğunun ağrı ve ateş tedavisinde kullanıldığı ile ilgili bilgiler yer almaktadır. M.Ö. 5.YY'da
MÖ 8. ve 7. yüzyıl topluluklarından [[İskitler]]in yere koydukları söğüt dallarıyla geleceği gördüğünü iddia eden kâhinleri vardı. İki bin yıl sonrasında [[Muhammed Celaleddin-i Rumi|Mevlânâ]]'nın [[Mesnevi (Mevlânâ)|Mesnevi]] eserinde "Parlak güneş benimle tutulsun. Söğüdün sırrı açıklansın." denmiştir. Kehanetten sorumlu Anadolu tanrısının [[Apollon]]'un aynı zamanda güneşi semolize etmesi, söğüt bağlantılı kehanet-güneş-Apollon kültüne işaret eder. Ayrıca [[Sepetçi söğüdü]] (Salix viminalis) ve [[Keçi söğüdü]] (Salix caprea) gibi söğüt türlerinin Anadolu'da antik dönemlerden beri sepet yapımında kullanılması, sepetin [[Grekçe|Antik Yunanca]]sının mystica olması, söğüt ağaçları ile kehanet ve gizem kültleri arasındaki bağlantıyı gösterir. Nitekim kehanetin tanrısı Apollon ile ilgili ilahilerde söğütten söz edilir. Örneğin; Apollon, hırsızlığı saptanan Hermes'in ellerini, söğüt dallarından yapılan iplerle bağlamak ister. Ama ipler yere düşer, birbirine sarılır, çoğalır, yeniden söğüt ağaçlarına dönüşürler. Böylece Apollon, küçük kardeşinin tanrısal gücünü kabul eder. :<br />
|