Mary Wortley Montagu: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Mirada (mesaj | katkılar)
Değişiklik özeti yok
Hermaphroditos (mesaj | katkılar)
92.44.192.195 tarafından yapılan 14064602 sayılı değişiklik geri alınıyor. Vandallık.
8. satır:
[[1718]] yılında eşiyle birlikte [[Londra]]'ya geri döndü ve sosyetenin aranan bir üyesi oldu. Hikayeler ve çeşitli konularda makaleler yazdı. Diğer soylularla çeşitli konularda topluma açık tartışmalara girdi. Bazı görüşlerinlerden dolayı feminizmin ilk savunucularından biri olarak kabul edilmektedir. [[1738]] yılında [[Venedikliler|Venedikli]] Kont Francesco Algarotti'ye aşık oldu. Eşi ve çocuklarını terkederek [[İtalya]]'ya gitti. Kont Algarotti'yle aralarının bozulmasına rağmen yaşamının geri kalan bölümünün çoğunu
 
[[İstanbul]]'da yazdığı mektuplar ölümünden sonra [[1763]] yılında kitap halinde yayınlandı ve [[Avrupa]]'da ilgiyle okundu. Bu mektuplar ''Turkish Embassy Letters'' adı altında halen basılmaya devam etmektedir ve [[Türkçe]]'ye de tercüme edilmiştir [[#Not 1|[1]]]. Bu mektuplar genelde Osmanlı toplumunu olumlu bir şekilde yansıtmaktadır. [[Avrupa]]'lıların [[Osmanlı]]lar hakkındaki önyargılarını düzeltmek için çaba göstermiştir.
rmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemlirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemlirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemlirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemlirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemlirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemlirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemlirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemlirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemlirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemlirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemlirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemlirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemlirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemlirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemlirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemliİ[[İstanbul|stanbul]]'da yazdığı mektuplar ölümünden sonra [[1763]] yılında kitap halinde yayınlandı ve [[Avrupa]]'da ilgiyle okundu. Bu mektuplar ''Turkish Embassy Letters'' adı altında halen basılmaya devam etmektedir ve [[Türkçe]]'ye de tercüme edilmiştir [[#Not 1|[1]]]. Bu mektuplar genelde Osmanlı toplumunu olumlu bir şekilde yansıtmaktadır. [[Avrupa]]'lıların [[Osmanlı]]lar hakkındaki önyargılarını düzeltmek için çaba göstermiştir.
 
Leydi Montagu [[Çiçek hastalığı]] geçirmişti ve yüzünde hastalığın izleri kalmıştı. [[İngiltere]]'de henüz bulunmayan Çiçek aşısının [[İstanbul]]'da yaygın bir şekilde kullanıldığını hayretle gördü ve hemen 2 çocuğunu [[İstanbul]]'da aşılattı. [[İstanbul]]'dan yazdığı mektuplarla ve [[Londra]]'ya döndükten sonra bizzat kendisi Çiçek aşısını [[İngiliz]]lere tanıttı. [[Osmanlı]] uygarlığını övdü. [[Osmanlı]]ların kadınlara verdiği değeri anlattı. Osmanlı kadını hakkında şunları dile getirmiştir; ''Türk kadınlarının en büyük süsü Türk oluşlarıdır. Onlar süslenmek için elmas veya zümrüt takınmıyorlar, belki üzerlerinde taşıdıkları o taşları süslemiş ve kıymetlendirmiş oluyorlar. Çünkü her Türk kadını canlı bir inci ve paha biçilmez bir pırlantadır ama anneler daha önemli''