Barbar akınları: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Addbot (mesaj | katkılar)
k Bot: Artık Vikiveri tarafından d:q1221354 sayfası üzerinden sağlanan 2 vikilerarası bağlantı taşınıyor
Akocsg (mesaj | katkılar)
17. satır:
Bir uygarlığın "barbar" akınları sonucunda yıkılmasıyla tarihsel sürecin ne yönde süreceği, bu yıkılışta birincil rol oynayan "barbar" topluluğun gelişmişlik düzeyi tarafından belirlenir. İstilacı topluluğun gelişmişlik düzeyi göçebe-sürücü bir toplum düzeyinde ise bir karanlık çağ yaşanır. [[Dorlar|Dor]] istilası sonrasında [[Antik Yunanistan]]'da olduğu gibi. İstilacı topluluğun gelişmişlik düzeyi, göçebe-sürücü durumunu aşmış, yerleşik ve tarım tekniklerini geliştirmiş bir topluluksa, yıkılan orijinal uygarlığın yerine daha gelişkin bir uygarlığın temelleri atılır. İstilacı topluluğun gelişmişlik düzeyi gelişkin bir yerleşik düzen ve tarımsal teknoloji ise yıkılan orijinal uygarlığın yerinde gelişme eğilimi çok daha ileri dönük, kendine özgü bir uygarlık ortaya çıkar. [[Mezopotamya]] uygarlıkları, [[İslam tarihi|İslam]] uygarlığı ve [[Osmanlı Devleti|Osmanlı]] uygarlığı gibi.
 
== KuramsalTeorik Yapı ==
Antik Yunan ve Roma kaynaklı barbar-uygar toplumlar ayrımı, daha sonra pek çok düşünür ve tarihçi tarafından benimsenmiş ve toplumların geçirdikleri tarihseltarihi süreçlerin incelenmesinde kullanılmışlardır.
 
İbn Haldun'da (1332-1406), bu ayırım bedevilik-hazerilik olarak adlandırılır ve İbn Haldun, insanlık tarihinin bedevilik-hazerilik arasında döngüseldevirlik bir gelgit olduğunu belirtir. İbn Haldun'a göre bedevilik durumundaki göçebe-sürücü toplumlar yerleşik düzene, hazerilik durumuna geçtikten bir süre sonra "bozulmaya" başlar ve başka bir göçebe-sürücü topluluk tarafından tarih sahnesinden silinir.
 
Amerikalı etnolog Lewis Henry Morgan da, (1818-1881) 1877 yılında yayımladığı Ancient Society or Researches in the Lines of Human Progres from Savagery throught Barbarism to Civilization adlı çalışmasında (Eski Toplum), "kültürel evrim" kuramını ortaya atmış ve insanlığın gelişiminin yabanıllık, barbarlık ve uygarlık olmak üzere üç evrede açıklamıştır.
26. satır:
Alman [[Marksizm|Marksist]] teorisyen [[Friedrich Engels]] de, Devletin, Ailenin ve Özel Mülkiyetin Kökeni adlı çalışmasında, Morgan'ın Eski Toplum adlı çalışmasından hareketle "barbar" toplumları irdelemiştir.
 
"Barbar" toplumlar üzerine çalışmalar yapan tüm araştırmacıların çalışmalarında ortak yan, bu topluluklarda gözlemlenen birbirine bağlılık, toplumsaliçtimai dayanışma, dürüstlük gibi, "uygar" toplumlara artık yabancılaşmış kavramlar konusundaki derin saygı ve hayranlıktır.
 
Tüm bu çalışmalarda, "barbar" topluluklarla "uygar" topluluklar arasındaki farklar açısından en çok üzerinde durulan farklılık ise, "barbar" toplulukların saldırdıkları toplulukları kılıçtan geçirdikleri ama asla köleleştirmedikleridir. Oysa "uygar" topluluklarda üretimin temeli köle emeğine dayanmaktadır.