Celâleddin Harezmşah: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Ulubay (mesaj | katkılar)
kDeğişiklik özeti yok
Ulubay (mesaj | katkılar)
k Bazı Türkçe hataları düzeltildi.
26. satır:
Pervan mağlubiyetine çok sinirlenen Cengiz Han Moğol ordularının komutanlığını şahsen üzerine alıp güçlü bir ordu ile Celaleddin Harezmșah üzerine yürümeye başladı. Harezmșahlar ileri gelenleri Moğollara karşı nasıl direniş yapabilecekleri hakkında değişik yaklaşımlarda idiler ve Celaleddin'e Moğollara karşı direnişe devam etmek için istediği desteği vermediler.
 
Bunun üzerine Celaleddin önemli bir savunma kalesi olan Gazne'yi bırakmak zorunda kaldı ve 50.000 kişilik ordusu ve binlerce sivil muhacir ile Hindistan'a doğru göçmeye başladı. Cengiz Han komutasındaki Moğol ordusu Celaleddin'i takip etti. Celaleddin ordusuyla [[İndus Nehri]]'ni geçmeye ve karşı tarafta daha uygun savunma durumu almaya karar verdi. Bunu gerçekleştirmek için "Hund" ya da "Nesavi" mevkine erişen Harezmșah Türkmen ordusuna Moğollar tam bu sırada yetiştiler. 24 Kasım 1221'de Celaleddin kendisi ile birlikte olan muhacir sivillerin nehrin karşı yakasına geçmesi için Moğol öncülerine karşı savunma manevralarına geçmişken ve Harazmșah Türkmen ordusu daha ırmağı hiç geçmeden, Cengiz Han büyük ordusunun tüm gücü ile birden bir cephe hücumuna geçti. Celaleddin'in ordusu ile siviller Moğollar ve ırmak arasında kaldılar. Yapılan [[İndus savaşı|İndus Muharebesi]]nde Celaleddin 50.000 kadar askeri ile Moğol ordusuna karşı saldırıya geçtiyse de hiç başarı sağlayamadı. Moğollar nehri geçmeye hazır olan Harezmşah ordusuna ve sivil muhacirleri üzerine önü alınamayan büyük bir dalga halinde yüklenip büyük bir katliama geçtilergiriştiler. Sultan Celaleddin Moğolların eline geçmelerini önlemek için gözde cariyesini ve çocuklarını öldürttü.<ref>Muhammed bin Ahmed an-Nezevi,''Siratü's Sultan Celaleddin Mengüberti'',s. 83-84</ref> Hazinesini geride bıraktı. Ordusunu ve muhacirleri feda eden Celaleddin, İndus Nehri'ni çok küçük bir birlikle zor bela geçebildi ve Aralık 1221'de [[Delhi Sultanlığı|Delhi Sultanı]] Sultan [[Şemseddin İltutmuş]]'a sığındı. Moğol ordusu Harezmşah ordusundan geride kalanların hepsini ve sivil muhacirlerin çok büyük çoğunluğunu acımasızca öldürdü.<ref name="Cüveynî">Cüveynî..Cilt I, say.133-35</ref>
 
[[Dosya:During the battle of Indus.jpg|thumb|200px|right|Cengiz Han ve yanındakilerin Celaleddin Harezmşah'ın İndus Nehri'ni geçişini seyretmeleri]]
Fakat Delhi Sultanı İltutmuş Bağdat'daki Abbasi Halifesi [[Muktedir (Abbasi)|Muktedir]] ile yakın ilişki kurmuştu ve Harezmşah'ların Abbasi Halifesine karşı olan çok aksi tutumlarını bilmekteydi. Bu nedenle Celaleddin'e destek sağlamaktan çekindi. Celaleddin Türkmen karışık bir Müslüman-Hindu Rajput halkı olan ''Hoharlar'' ile anlaştı. Hoharlar ile birlikte, [[Multan]]'da hükümdarlık kurmuş olan Türk asıllı [[Nasirudin Kabaça]] üzerine yürüdü. Güney'e akın yaparak [[Sind]] bölgesine ve kuzey [[Gücerat]] bölgesine girdi ve buralarını tümüyle talan etti. Delhi Sultanlığı Cengiz Han tehlikesini beklemekte oldukları için Celaleddin'in bu yağmalarına gözlemcimecburen zorundaseyirci kaldı. Celaleddin Hindistan'da üç yıl kaldı.
 
1224'de Moğol tehlikesi azalmıştı. Celaleddin bu nedenle Delhi Sultanlığı'nın üzerine geleceğinden çekinmekteydi ve ayrıca eski topraklarını geri almak istemekteydi. Bu nedenlerle 1224'de Celaleddin [[Afganistan]] ve [[İran]] üzerinden eski topraklarına döndü. Fakat buralarda Moğollar çok büyük maddi zararlar verdikleri gibi yaptıkları katliamlarla nüfus da çok azalmıştı. Yüzyıllarca önemli olan savunma noktalarındaki kaleleri savunacak asker bulmak nerede ise imkânsızdı. 1221 veya 1222 kışında kardeşi Gıyasettin, İran'ın güneyinde Pırşah'ı ve ''Irak Acemi'' veya ''Cibal'' adı verilen bir bölgeyi eline geçirmişti. Bir zamanlar Harezmşahlara vezirlik yapan ve Hindistan'a gidip Celaleddin'e katılmak için yolda geçtiği yerlerin savunmasız olduğunu gören ''Burak Hicab'' (yönetim dönemi 1222-1235) adlı, sonradan Kutluk Hanlığı devletinin kurucusu, bir emir de [[Kirman]]'ı eline geçirmişti. Celaleddin İran'a dönünce hemen onu Sultan kabul etti. Celaleddin buradan Fars'a geçerek orada Selçuklu Atabeyi olan ''Sait Bin Zengi'' (yönetim dönemi 1198-1226)'nin kızı ile evlenip bu bölgeyi de tekrar idaresi altına aldı. Yeniden idaresine aldığı ülkesini elinde tutabilmek için yeni bir ordu daha toplamaya başladı. Fakat Moğollar yine hücuma geçtiler ve Celaleddin Elburz Dağları eteklerinde onlarla yaptığı bir savaşı kaybetti.
 
Oradan, önce güneye çekilip [[Huzistan Eyaleti|Huzistan]]'da kışı geçirdi. Burada [[Abbâsîler|Abbasi Halifesi]] [[Mustansır (Abbasi)|Mustansır]]'a bağlı birliklerle ufak savaşlarda bulundu. Sonra kuzeybatıya doğru ilerleyip [[Azerbaycan]] bölgesinde bulunan güç boşluğundan faydalanarak bölgenin başkenti olan Tebriz'deki Özbek Atabeyi olan ''Cihan Pehlivan'''ı (yönetim dönemi 1210-1225) oradan atarak, Tebriz'i kendine başşehir yapmışyaptı ve yeniden bir Harezmşah Devleti kurup toparlanmaya çalıştı. Etrafındaki devletlerden ve beyliklerden Moğol ilerleyişine karşı yardım istedi. Ancak istediği yardım kendisine ve devletine verilmedi. Fakat Moğol birlikleri, Türkmenler ve diğer düşmanları tarafından sürekli rahatsız edildi. Bu yeni devletini idare ettirebilmek ve yakında gelmesi beklenen Moğol orduları hücumuna karşı koymaya hazırlanmak büyük maddi kaynak gerektirmekteydi.
 
Bu nedenle Celaleddin 1225'de güney [[Kafkasya|Kafkaslarda]] çok zengin bir ülke olan [[Gürcistan]]'a saldırdışa geçti. Büyük bir ordu ile bu ülkeye sefere çıktı. [[Hristiyan]] olan [[Gürcü Krallığı|Gürcistan Krallığı]] orduları ile [[Garni]]'de karşılaştı ve burada yapılan muharebede [[Gürcüler]]'i yendi. Böylece Gürcistan'ın başkenti olan [[Tiflis]] yolu açılmış olmaktaydı. Fakat geride bıraktığı Azerbaycan ile Kirman'da vali olan Burak Hacib kendine karşı isyan etmişti. Onun için galibiyetini Tiflis fethi ile sonuçlandırmadan geri dönmek ve bu isyanlarla uğraşmak zorunda kaldı. 17 gün içinde Celaleddin ordusuyla Tiflis'ten Kirman'a gitti. Fakat Burak Hacib şehri bir kuşatmaya karşı iyi hazırlamıştı. Sonra da Burak Hacib çok alttan alıp anlaşmacı bir yaklaşım ile Celaleddin'in Sultanlığını yeniden kabul etti.