Helenistik Dönem: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmemiş revizyon] | [kontrol edilmemiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok |
|||
9. satır:
Helenistik kavramı ilk olarak Alman tarihçi [[Johann Gustav Droysen]] tarafından, Greklerin baştan beri kendilerine verdikleri adlandırma olan Helen sözcüğünden türetilmiş ve 19. yüzyıl ortalarında kullanılmıştır. Droysen bu kavramla Büyük İskender’in MÖ. 4. Yüzyılda istila ettiği topraklarda Grek kolonileşmesi hareketinin ve Grek kültürünün yayılmasının anlatılmak istendiği bir kavram olarak kullanmıştır. Esasen Droysen’in bu tanımlaması pek çok tartışmaya yol açmıştır. Helenik tanımlamasına –en azından Droysen’in yüklediği anlamda- pek çok tarihçi karşı çıkmıştır.<ref>Green, Sh.: x, xiv.</ref> Bununla birlikte Helenistik tanımlaması halen kullanılagelmektedir. Dahası bu tarihsel dönemi tanımlayacak daha tercih edilir bir adlandırma yoktur.
Gerçekten de Helenistik Dönem'in en belirgin gelişmelerinden biri de Asya ve Afrika'da hızla yeni Grek kolonilerinin kurulmasıydı.<ref>[http://mars.wnec.edu/~grempel/courses/wc1/lectures/10hellenism.html Professor Gerhard Rempel, ''Hellenistic Civilization'' (Western New England College)].</ref><ref name=wilcken>Ulrich Wilcken, ''Griechische Geschichte im Rahmen der Alterumsgeschichte''.</ref> Bu gelişme esasen çok geniş bölgelerin tek bir siyasi otoritenin kontrolüne geçmesiyle ticaretin gelişmesinden kaynaklanıyordu. Bu yeni yerleşimler Grek dünyasının değişik yerlerinden gelen kolonicileri bir araya getirmişti. Eskiden olduğu gibi, tek bir "ana kent"den kaynaklanan bir yayılma değildi.<ref name=wilcken/> Bu gelişmenin bir sonucu olarak esas kültürel merkezler, Yunanistan'dan [[Pergamon]] ve [[Rodos]]'a yayıldı ve [[
Helenistik Dönem'in bir diğer karekteristiği ise gelişen ticaretin, onun teşvik ettiği üretim artışının yol açtığı bir gelişmeydi. Bu dönemde edebiyat, mimari, süsleme, plastik sanatlar ve bilimsel araştırmalarda son derece parlak ürünler ortaya çıktığı görülmektedir.
17. satır:
== Öncesi ==
Antik Grek, geleneksel olarak bağımsız şehir devletlerinden oluşuyordu. Bu şehir devletleri [[Peloponez Savaşı]] (MÖ 431-404) sonrasında tümüyle [[Sparta]]'nın hakimiyeti altına girmişti. Sparta, herne kadar tüm şehir devletlerinden daha güçlü görünüyorsa da gücü sınırsız değildi. Sparta hakimiyeti de MÖ 371 yılındaki [[Leuctra Muharebesı]]'yla [[Thebai, Yunanistan|Thebai]] tarafından kırıldı. Fakat MÖ 362 yılındaki [[Mantinea Muharebesi]] sonrasında Yunanistan'daki şehir devletleri öylesine güçsüz duruma düşmüşlerdi ki, hiç biri diğeri karşısında üstünlük arayışına girişecek durumda değildi. Bu zayıflık karşısında, [[II. Filip (Makedonya Kralı)|II. Filip]]'in [[Makedonya (eski krallık)|Makedonya Krallığı]]'nın Yunanistan üzerindeki etkisi gelişmeye başladı. Böyle olması kaçınılmazdı çünkü Makedon Krallığı Grek şehir devletlerine oranla daha geniş topraklarda hükümrandı ve merkezi bir yönetime sahipti, dolayısıyla her açıdan, özellikle de askeri yönden daha güçlüydü.
Güçlü ve yayılmacı bir hükümdar olan II. Filip'in tahta geçmesiyle Makedon Krallığı Yunanistan üzerinde bir güç haline gelmeye başladı. II. Filip Makedonya topraklarını genişletmek için her türlü fırsata sahipti ve MÖ 352 yılında [[Tesalya]] ve [[Magnissia]]'yı topraklarına kattı. Thebai ve Atina ile düzensiz, plansız çatışmalar on yıldan fazla devam etti. Sonunda MÖ 338 yılında [[Chaeronea Muharebesi]]'nde II. Filip [[Thebai]] ve Atina kuvvetlerini yenilgiye uğratmıştır. Sonunda Kral Filip kendi kontrolü altında [[Korint Birliği]]'ni kurdu. Hemen ardından Birlik'in Lideri seçildi ve Doğu'daki [[Pers İmparatorluğu]]'na karşı bir sefer planlandı. Ancak hazırlıkların henüz başlarında bir suikaste uğradı. Suikast, muhtemelen oğlu Büyük İskender tarafından teşvik edilmişti.<ref name="Green"/>
49. satır:
İskender'in ölümünden sonraki aşağı yukarı kırk yıl, generaller arasında, imparatorluk üzerinde hakimiyet kurabilmek için yapılan savaşlarla geçti. Yaklaşık MÖ. 281 yılında bu savaşların sonucunda dört büyük krallık oluştu ve bölge askeri olarak duruldu.
* Yunanistan ve Makedonya'da Antigonid Hanedanlığı.
* [[Anadolu]]'da, merkezi
* [[Mısır]]'da, merkezi [[İskenderiye]]'de [[Ptolemaios Hanedanı]]
* [[Suriye]] ve [[Mezopotamya]]'da [[Antioch]] (bugünkü [[Antakya]]) merkezli [[Selevkos Hanedanı]]
71. satır:
Doğu Selevkos İmparatorluğu'nun hakim olduğu toprakların genişliği, bölgesel yöneticiler olan satrapların imparatorluk merkezinden önemli ölçüde bağımsız olmasına yol açmışdı. Sonunda MÖ 250 dolaylarında [[Baktriya]], [[Soğdiana]] ve Margiana (Margu) Valisi [[I. Diodotus]] Selevkos hakimiyetine baş kaldırarak bölgesinin bağımsızlığını kazandı ve kendisini kral ilan etti. Bu sıralarda [[I. Arşak]]'la yerli Pers hanedanlığının yeniden ortaya çıkışı, Grek - Baktriya Krallığı ile Selevkos İmparatorluğu'nun temasını kesmiştir. Bu durum Krallığı'ın orta dönemde bağımsız kalmasını sağladı, fakat uzun dönemde zayıflamasına ve çökmesinde katkısı oldu. Çünkü diğer Helenistik bölgelerden yeteri kadar insangücü ve diğer şekillerde destek sağlayamadı.
Diodotus'un oğlu II. Diodotus, MÖ 230 yılında Sogdiana Satrapı [[I. Euthydemus]] tarafından tahtdan indirildi ve Euthydemus kendi hanedanlığını kurdu. MÖ 210 dolaylarında ise [[
Kral Euthydemus'un yerine tahta geçen oğlu Demetrius, Mauryan İmparatorluğu çöktükten sonra MÖ 180 yılında kuzeybatı Hindistan'ı istila etti. Maurya, büyük olasılıkla Selevkos İmparatorluğu'nun ve Baktirya'nın müttefikiydi. İstilaya yol açan nedenler kesin olarak bilinmiyor. Kesin olan, MÖ 175 yılında kuzeybatı Hisdistan'da Grek hakimiyetinin kurulmuş olmasıdır. Kral Demetrius muhtemelen MÖ 180 yılında öldü. Arkeolojik kazılarda ele geçen madeni paralar, kendisinden sonra birkaç kralın daha hüküm sürdüğünü göstermektedir.
99. satır:
Güney İtalya'daki [[Magna Graecia]]'nın bağımsız Grek kolonileri Helenistik dünyanın bir parçası sayılmazlar ve doğudaki Helenistik krallıkların gölgesinde kalmışlardır. Bu şehir devletleri, Akdeniz "büyük güçler"in hakimiyeti altına girene kadar da bağımsız kalmayı başardılar. Öte yandan Roma'ya yakınlık bu şehir devletlerini kolay ve açık birer hedef haline getirmişti. Tersine Helenistik dünya, Roma yayılma hattının hemen önünde değildi ve Roma saldırganlığını caydıracak kadar güçlüydü. Roma Cumhuriyeti ile bir çatışma eninde sonunda kaçınılmaz olsa da, Helenistik krallıklar için sonun başlangıcı sayılan gelişmeler önlenebilirdi.
[[Balkanlar]]'a Roma sızması, tarihte çoğu kez olduğu gibi ticaretle başladı. [[İlirya|İlliryalı]] korsan faaliyetleri, Roma kuvvetlerinin İllirya'ya iki kez saldırmalarına yol açmıştır, I. II. [[İlirya Savaşlarıİllerya Savaşı]] Korsan şeflerinde biri olan [[Pharoslu Demetrius]], genç Makedon kralı [[V.
[[II. Pön Savaşı]] sonunda Kartaca'yı dize getiren Roma Cumhuriyeti bu kez Balkanlar'a dönmüş, kuvvetlerini burada toplayarak bölgedeki nüfusunu yeniden güçlendirmeye ve V.
II. Makedonya Savaşı'nın sonucunda Balkanlar'da ve güneyi Yunanistan'da dengelerin bu şekilde değişmesi ve böylece bölgede Roma egemenliğinin oturması sonucunda [[Selevkos İmparatorluğu]] ile Roma Cumhuriyeti karşı karşıya gelmiş oldu. Selevkos İmparatoru [[III.
Roma Cumhuriyeti böylece, yirmi yıldan kısa bir sürede Helenistik hükümdarlıklardan birini gücünü kırmış, diğerini epeyce yıpratmış ve Yunanistan üzerindeki etkisini bütün bütün emniyete almıştır.
Bütün bu sonuçlar görünüşte, ama sadece görünüşte Makedon krallarının aşırı hırsına ve Roma Senatosu'nun bu hırsı kullanmaktaki girişkenliğinin doğrudan sonucuydu. Gerçekte çatışmalar Roma tacirlerinin Makedonya'ya sızmasıyla, bu topraklarda iş yapmaya girişmesiyle başlamıştı. Her ne olursa olsun Roma, durumunu hızla güçlendirmiş oldu. Bir sonraki yirmi yıl içinde Makedonya Krallığı tarihe karıştı. Makedonya'nın gücünü yeniden kurmak ve Yunanistan üzerinde hakim olmak isteyen V.
Sonuçta Selevkos İmparatorluğu'nun dağılmasının yarattığı güç boşluğunun Yakındooğu'da doğurduğu istikrarsızlıktan da yararlanan [[prokonsül]] [[Gnaeus Pompeius Magnus|Pompey]], Selevkos'dan geriye kalan kalıntıları da yıktı ve [[Suriye]]'nin büyük bir bölümü Roma topraklarına katıldı. Mısır'ın Ptolemaios Hanedanı ise iki Romalı, [[Marcus Antonius]]'la [[Augustus]] arasındaki bir iç çatışmanın sonucunda yıkılacaktır. Marcus Antonius ve sevgilisi [[VII. Kleopatra]] ittifakının [[Aktium Savaşı]]'nda Augustus Mısır'ı ele geçirdi. Böylece son Helenistik krallık da yıkıldı ve Helenistik Dönem kapandı.
133. satır:
[[Dosya:Location greek ancient.png|thumb|400px|MÖ 6. Yüzyıl ortalarında Grek yerleşimleri]]
Grek etkisi, Büyük İskender’in generalleri tarafından kurulan dört esas krallığın hakim olduğu topraklardan daha geniş bir alana yayılmıştı. Yunanistan ve Ege Adaları, zaman zaman Makedonya Krallığı’nın hakimiyeti altına girdiyse de en azından görünürde bağımsız kalabildiler. Makedonya ile sınır komşusu olan [[
Daha batıda [[Sicilya]] ve Güney İtalya (
Helenistik dünyanın en doğusunda Grek – Baktriya Krallığı, Selevkos İmparatorluğu’ndan zaten bir kopuş olarak kurulmuştur. MÖ. 2. Yüzyılda Baktriya Krallığı’nın Kuzeybatı Hindistan’ı ele geçirmesiyle bölgede bir Grek - Hint Krallığı kurulmuş ve Grek etkisini Hindistan’a kadar yaymıştır. Esasen Grek - Hint Krallığı Helenistik krallıklar içinde MS. 10 yılına kadar ayakta kalabilen son krallıktı. Yine de hakkında hemen hemen hiç bir şey bilinmemektedir. Netice itibariyle Helenistik dünyayla belirgin bir etkileşimi olmadı.
|