Howard Phillips Lovecraft: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmemiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
İngilizce sayfadan temalar kısmı çevrildi |
Değişiklik özeti yok |
||
149. satır:
Yasak, karanlık ve ezoterik bir şekilde gizlenen bilgiler Lovecraft'ın birçok eserinde ana temadır. Çoğu karakterini bu bilgilere merak veya bilimsel çaba iter ve birçok hikayesinde açığa çıkarılan bilgiler doğadaki Promethean'a bir kanıttır. Böylece bilgiyi arayan kişi ya öğrendikleri yüzünden pişmanlık duyar, fiziksel olarak harap olur ya da bilgiyi elinde tutan kişi tamamen yok olur. Bazı eleştirmenler bu temanın Lovecraft'ın onu ilham ve bilgi için kendi içine bakmasına zorlayan, çevresindeki dünyayı hor görmesinin bir yansıması olduğunu savunurlar.
=== İnsanlık üzerindeki insandışı etkiler ===
Lovecraft'ın mitosundaki varlıklar genellikle insan hizmetçilere sahiptir; örneğin Cthulhu'ya Grönland Eskimoları, Louisiana vudu tarikatları ve dünya üzerindeki birçok başka kesim farklı isimlerle taparlar. Bu inananlar Lovecraft'ın anlatımına büyük katkıda bulunurlar. Mitosun çoğu varlığı insanlar tarafından yok edilmek için fazla güçlüydü ve onların doğrudan bilgisi sahip olana sadece delilik getirecek kadar korkunçtu. Böyle varlıkları ele alırken Lovecraft'ın açıklama
=== Miras kalan suç ===
Lovecraft'ın hikayelerinde tekrar eden bir diğer tema; bir neslin, atalarının işlediği suçların izinden asla kaçamayacakları fikridir, en azından yeterince gaddar olan suçların. Nesli sürdürenler suçtan hem yer hem de zaman (ve hatta kusur) bakımından çok uzakta olabilirler fakat yine de geçmiş onların yakasını bırakmaz. Örneğin "Duvarlardaki Fareler", "Gizlenen Korku", "Arthur Jermyn", "Simyacı", "Innsmouth Üzerindeki Gölge", "Sarnath'ın Ölüm Hükmü" ve "Charles Dexter Ward Vakası".
=== Kader ===
Sıklıkla, baş karakter ya hareketlerinde özgür değildir ya da olayların akışını değiştirmenin imkansızlığıyla karşı karşıyadır. Çoğu karakteri sadece kaçmayı başarabilse tehlikeden kurtulabilir durumdadır, fakat bu kaçma şansı ortaya çıkmaz veya "Uzaydan Düşen Renk" ile "Cadı Evindeki Düşler"de olduğu gibi dış güçler tarafından engellenir. Genellikle karakterler kötü veya kayıtsız dış güçlerin zorlayıcı etkisi altındadırlar. Atalarından uzaklaşamamak ve hatta basitçe kaçamamak veya ölümün ta kendisi bile güvenlik sunmaz. Bazen de bu kıyamet tüm insanlığı tehdit eder ve kaçış mümkün değildir ("Uzaydan Düşen Gölge").
157. satır:
Lovecraft; Batı kültürünün çöküşü hakkında karamsar tezi, kendi modernlik karşıtı dünya görüşünde önemli etkiye sahip olan tutucu-devrimci Alman teorist Oswald Spengler'in çalışmalarına aşinaydı. Spengelerci dögüsel çöküş fikri bilhassa "Deliliğin Dağlarında" öyküsünde göze çarpar. S.T. Joshi, H.P. Lovecraft: Batı'nın Reddi adlı eserinde Lovecraft'ın politik ve felsefi düşüncelerini irdelerken Spengler'i odak noktasına koyar.
Lovecraft 1927'de Clark Ashton Smith'e yazdığı mektubunda şöyle der: "Spengler üzerine akademik kanıt koymadan çok önce de benim düşüncem şuydu ki, mekanik ve endüstriyel çağımız apaçık bir çöküş içerisinde". Lovecraft ayrıca çöküş konusunu ele alan bir başka Alman filozofun düşüncelerine de aşinaydı: Friedrich Nietzsche.
Lovecraft; karanlık, ilkel barbarlıkla mücadele eden medeniyet fikrini
Böyle hikayelerinde “lanet” genellikle ırsidir, insandışı varlılkarla melezlenme sonucu (“Arthur Jermyn”, “Innsmouth Üzerindeki Gölge”) veya doğrudan büyü etkisiyledir (“Charles Dexter Ward Vakası”). Fiziksel
Diğer öykülerinde bütün bir toplum barbarlık tehditi altındadır. Bazen barbarlık harici bir tehdit olarak bulunur, savaşta yok edilen medeni bir ırk gibi (“Kutupyıldızı”). Bazen soyutlanmış bir grup insan kendi iradeleriyle çöküşe ve atacılığa sürüklenir (“Gizlenen Korku”). Fakat bu tür hikayeler sıklıkla insandışı güçlerin etkisindeki kötü niyetli aşağı sınıfın uygar bi kültürün aşamalı bir şekilde altını kazmasını içerir.
Lovecraft’ın dünya görüşü üzerinde İngiltere’nin önemini aşama aşama kaybetmesinin ve bunla ilgili çatışmaların (Boer Savaşı, Hindistan, Birinci Dünya Savaşı) etkisi olup olmadığı hakkında analiz eksikliği vardır. Günlük hayatın temel ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan ve hala karanlık biri olan ve New York City’de Batılı olmayan göçmenleri gören Lovecraft’ı “kükreyen yirmiler”in düş kırıklığına uğratmış olması muhtemeldir.
=== Irk, etnisite ve sınıf ===
Irkçılık, Lovecraft eserlerinin “Lovecraft’ı modern insanlara sevdirmeyen” en tartışmalı özelliğidir ve eserlerinde Anglo-Sakson olmayan çeşitli ırklara ve kültürlere karşı küçük düşürücü birçok yorum göze çarpar. Anglo-Sakson ırkçılığının ortaya çıkardığı ilk dünya görüşünün sert özellikleri Lovecraft yaşlandıkça yumuşayarak kendini metaforik bir üstün ırka yükselten sıradan bir insana dair evrensel bir sınıfçılık veya elitistliğe dönüştü.
Lovecraft başlangıçta tüm beyaz insanları diğerlerine göre iyi saymadı; fakat Anglo-Nordik halkı, özellikle de İngiliz soyundan gelenleri diğerlerinden üstün tuttu. Irkçı perspektifi inkar edilemez bulunurken çoğu eleştirmen Lovecraft’ın saygı uyandıran felsefi eserler yaratma
=== Bilim çağının riskleri ===
Yirminci yüzyılın sonunda insanın bilime olan güveni hem yeni dünyalar açıyordu, hem de insanın onları kavramaya olan yaklaşımını pekiştiriyordu. Lovecraft insanın evreni kavrayışındaki bu boşluk potansiyelini potansiyel bir korku olarak tasvir ediyordu. En dikkate değer şekilde “Uzaydan Düşen Renk”te, bilimin kirletici bir meteoriti anlamadaki yetersizliği korkuya yol açıyor.
|