Luciano Pavarotti: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Emreakkuss (mesaj | katkılar)
42. satır:
* Önemli konserlerden sonra konser salonu ya da kaldığı [[otel]] yakınlarında özel davetlilere [[yemek]] verirdi. Ancak kendisi bu yemeklere ya hiç katılmaz ya da çok kısa süre görünmekle yetinirdi.
* Restoranlarda en çok siparişini verdiği yemek,sucuklu yumurta, kurufasülye pilav jambonlu ve polentalı (mısır unu peltesi) dana şinitzeldir.
* 1963'te yaşamında iz bırakan bir olay yaşadı. Pavarotti, Ankara Devlet Opera ve Balesi tarafından davet üzerine [[Ankara]]'ya geldi. Henüz iki yıllık tenor olduğu ve daha acemiliğini atlatmadan çok zor bir görev verildi. o yıllarda sesi tam olarak oturmamışken, Devlet Opera ve Balesi'nden zor bir oyunda tenor olarak davet almıştı, fakat ilk konserden sonra sesi ''''yetersiz'''' bulunarak geri gönderilmişti.
Pavarotti, [[Ankara]]'dakı bu başarısızlığını hiçbir zaman unutmadı. Türkiye ve Türklere karşı her zaman sempati ile bakan ünlü tenor, çevresindekilere o günleri anlatırken ''demek ki o zaman o kadar da iyi değilmişim'' demekten çekinmedi.
* Pavarotti tanrı vergisi olan nadir, hassas, ve berrak sesi ile 1960, 1970 ve 1980'lerin en bilinen sesiydi. 1966'da "Gaetano Donizetti" nin La Fille du Regiment" eserinde yüksek perdeden dokuz C'yi de seslendirebilen ilk tenor oldu. Aynı performansı 1972'de Metropolitan Operasında ( New York ) gerçekleştirdi ve "Yüksek C'nin Kralı" (yüksek Do'ların kralı )lakabını aldı. Pavarotti'nin popülerliği gelmiş geçmiş bütün tenorlardan daha fazlaydı.