İstanbul'daki korular: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Peykbot (mesaj | katkılar)
k düzen
Değişiklik özeti yok
5. satır:
İstanbul korularının büyük çoğunluğu, geçmişte var olan ve kentleşme nedeniyle tahrip edilen ormanların günümüze ulaşan korunmuş bölümleridir. Kimilerinin geçmişi Bizans dönemine değin uzanmaktadır. İstanbul korularının çoğu, Osmanlı döneminde padişahlara ya da diğer devlet adamlarına aitti. [[Osmanlı İmparatorluğu]]'nun ileri gelenleri korularda kurdukları çiftliklerde ya da inşa ettirdikleri konaklarda yılın bir bölümünü geçirirlerdi. Koruların büyük bir bölümü günümüzde hâlâ Osmanlı dönemindeki sahiplerinin adlarıyla anılmaktadır.
 
Osmanlı padişahlarının avlaklarının önemli bir bölümünü oluşturan korular, genelde yüksek duvarlarla çevrildiği için iyi korunarak günümüze ulaşmışlardır. Bu korulardan kimileri İstanbul'un en eski ağaçlarına ev sahipliği yapmaktadır. Özellikle [[Ayazağa Korusu]]'nda İstanbul'un hiçbir yerinde rastlanmayacak çap ve boylarda anıt ağaçlara rastlanmaktadır. Korularda Türkiye iklimine yabancı, Amerika ve Afrika kökenli [[anıt ağaç]]lar da dikkat çekmektedir. Bu ağaçların fidanları Osmanlı sarayına dış ülkelerden armağan edilmek suretiyle girmiş ve korulara dikilerek değerlendirilmiştir.
 
İçinden akarsu geçen korularda tarihî bentler ve göletlerle birlikte Bizans döneminden kalma harabelere de rastlanmaktadır. Korular çeşitli büyüklüklerde olup yüzölçümleri 2 hektarla 47 hektar arasında değişmektedir. Koruların büyük bir bölümü özel kişi ve kurumlara ait olup halka açık değildir. İçlerinde, belediye ve cumhurbaşkanlığına ait olanlar vardır. Belediyeye ait korular kent parkı olarak düzenlenmiş olup yıl boyunca ziyarete açıktır