Vikipedi:Biçem el kitabı/Bağlantılar: Revizyonlar arasındaki fark
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok |
|||
1. satır:
AKIL HASTALIKLARI
Akıl hastalığı (psikoz) (psychosis) kısaca kişinin gerçekle bağlantısının kaybolmasıdır. Akıl hastalıklarında duygulanım ve bilişsel (zihinsel) işlevlerde nicelik ve nitelik bozuklukları vardır. Bu bozukluklar olağan işlevlerin bir uzantısı olarak değil kişilikte bir gerilemeyle açıklanabilir. Akıl hastaları çevreye, topluma uyum sağlayamazlar. Kendi yarattıkları “hasta” dünyalarında başkalarına yabancı olarak yaşarlar. Bunların hasta dünyalarını algı bozuklukları (sanrı hallüsinasyon) ve düşünce bozukları (sabuklama, hezeyan) doldurur.
ŞİZOFRENİ
Şizofreni bir akıl hastalığı, psikozdur.
Şizofreni (schizophrenia) teriminin karşılığı ruhsal yaşamda bölünme, parçalanma, yarılmadır. Bu durum hastanın gerçekle bağlantısını büyük ölçüde bozar.
İlk kez 1860 yılında Morel genç yaşta başlayan, ruhsal yıkılmayla sonlanan hastaları tanımlama için erken bunama terimi ortaya atmıştır.
1896 yılında Kraepelin daha önce tanımlanmış hepefreni ve katatoni tipindeki hastalıklara basit ve pronoid tipleri de ekleyerek hepsini erken bunama tanısı altında toplamıştır.
1911 yılında Eugen Bleuler , Kraepelin’in sandığı gibi hastalığın erken yaşlarda başlamasını nve bunamayla sonuçlanmasının zorunlu olmadığını göstermiştir.
Dört tip şizofreni vardır;
- Basit tip; Belirtileri sinsi ve yavaş başladığından tanınması zordur. Duygulanım bozuklukları, ilgisizlik, isteksizlik, küntleşme, duygusal tepkilerde azalma, yüzeysellik vardır.
- Hebefrenik tip; Çok genç yaşta başlar. Taşkınlık, saldırganlık biçiminde hareket düşünce biçimi ve çağrışım bozuklukları ön plandadır.
- Katatonik tip; Donakalım (Catatonia) biçiminde devinim bozukluklarıyla ile birlikte olan karşı çıkma ya da telkinle ortaya çıkan belirtiler sık görülür.
-Paranoid Tip:Bu tipte algı ve düşünce bozuklukları ön plandadır.
PARANOİD BOZUKLUKLAR
Paranoid (paranoid) bozukluk düşünce bozukluğuyla eş anlamlıdır. Bu tür düşüncenin temel özelliği hastanın yadsıma (inkar) ve yansıtma (projection) biçiminde savunma düzenini kullanmasıdır. Bu durum düşünce sürecini bozar. Gerçek dışı düşünce biçimi, sabuklama (hezeyan) (deliria) ortaya çıkar.
DUYGULANIM BOZUKLUKLARI (AFECTİVE DISORDERS)
Affektif bozukluklarda temel mizaç ( temperament) ve duygu durumu (mood) değişikliği vardır. Bu değişiklikler aşırı ve ortama uymayan boyutlara erişir, affektif bozuklukların klinik tablolarını oluşturur.
Birincil affektif bozukluklar tek uçlu (unipolar) yada iki uçlu (bipolar) olabilir. Tek uçlularda tek yada tekrarlayan depresyon nöbetleri birbirini izler.
İkincil affektif bozukluklar ya organizmanın sistemik hastalıkları sırasında ya da başka ruh hastalığı olanlarda görülür.
DEPRESYONLAR
Birincil affektif bozuklukların başında depresyonlar yer alır.
Depresyon (depression) ruhsal gücün ve uyaranlara karşı duyarlılığın azalması çalışma, girişim ve uyum çabasının kaybolmasıdır.Depresyonlar yetişkinlerin ruhsal bozuklukları, hastalıkları, arasında ön planda yer alır.
İNTİHAR
İntihar, özekıyım (suicide) bireyin istemli olarak yaşamına son vermesidir. Kişinin özbenliğine yönelmiş bir saldırganlık ve yok etme eylemidir.
Tek ya da iki uçlu ağır depresyonlarda intihar sık görülür. Çoğu ölümle sonuçlanır.
Nevrozlarda intihar girişimleri sıktır. İntihar girişimlerinin %60 –70 gösteri niteliğinde olup belli bir amacı vardır.
İntihar girişimlerinin %30 –31 inde hasta ölmeyi hem ister hem istemez.
İntihar girişimlerinin %5 – 10’u ciddi olup ölümle sonuçlanabilir.
İntihar girişimi yapan hastaların bu eylemi yineleyecekleri göz önünde bulundurulmalıdır.
Ülkemizde yapılan araştırmalar intiharların 20 – 30 yaş dilimleri arasında yüksek olduğunu göstermiştir.
MANİ
Mani Büyük Duygulanım bozuklukları arasında yer alır. Temel özelliği, aşırı, neşeli, sevinçli ya da kızgın, öfkeli duygu durumudur. Buna ek olarak şu belirtiler bulunabilir.
- Harekette, konuşmada, mimik ve jestlerde artma
- Çağrışımda artma, düşünce uçması
- Benlik değerinde artma
- İstemli dikkatte azalma ve dağılma
- Uykusuzluk.
- İştahsızlık ya da aşırı yemek yeme
KAYGI BOZUKLUKLARI
Kaygı (bunaltı) (anxiety) duygulanım elem yönünde artmasıdır. Kaygı; korkuya benzer bir duygulanım durumudur. Genel olarak “gelecekte kötü bir şey olacakmış gibi” algılanır, duyumsanır ve dile getirilir.
Kaygının özellikleri şöyle toplanabilir.
- Hoş olmayan, elem veren duygulanım durumu.
- Geleceğe yönelik endişeli beklenti.
- Bu durumların öznel algılanması, anlaşılması, duyumsanması
- Bedensel gerginlik
- Ruhsal tedirginlik ve panik.
ANKSİYETE NEVROZU
Anksiyete nevrozu (anxienty neurosis) durumluk kaygı düzeyinin yükselmesi sonucu bedensel gerginliğin ve ruhsal tedirginliğin artmasıyla yaşanan bir panik durumudur. Bu durum hasta tarafından ölüm korkusu sıkıntı sıkışma olarak anlatılır. Kalp bölgesinde sıkışma, sancı gibi yakınmalar yanında )kalp nevrozu); kalp vurum sayısında artma, ekstrasistol, solunum güçlüğü, hava açlığı, terleme, titreme, kızarma, solma, ağız kuruluğu, bulantı, sık sık idrar etme gibi belirtiler de görülebilir.
Anksiyete nevrozu nöbetleri, miyokard infarktüsüne benzediğinden hastayı ve hekimi yanıltabilir.
FOBİK NEVROZ
Fobik nevrozlarda kişi korkusunun anlamsız, gereksiz, mantıksız, yersiz olduğunu bilir. Ancak korktuğu durum, nesne, olayla karşılaştığında ya da bunları tasarladığında durumluk kaygı düzeyi yükselir. Panik başlar.
Fobik nevrozun temel belirtisi kaygıdır (anksiyete). Ancak burada kaygı anksiyete nevrozunda olduğu gibi serbest (free floating) değildir. Bir duruma, kişiye, nesneye olaya bağlıdır.
Kızarma korkusu (Erytrophobia).
OBSESSİF – KOMPÜLSİF NEVROZ
Bu durum, düşünce ve mantık düzeyinde ortaya çıkan, kişinin istek ve iradesi dışında sürekli olarak yinelenen, tedirginlik yaratan, durumluk kaygı düzeyini yükselten takınaklı ve zorlu düşüncelerdir. Bu düşünceler kişiye yabancıdır. Onun tarafından istenilmez. Karşı çıkılır. Saçma olduğu kabul edilir. Ancak tüm çabalara karşın etkisi engellenemez. Takınaklı – zorlu düşünceler hastayı gereksiz, saçma davranışlarla, hareketlere (compulsion) sürükler.
HASTALIK HASTALIĞI
Hastalık hastası (hipokondri) (hypochondria) sağlıkla ilgili aşırı kaygı ve kuruntu durumudur. Hastalık hastası olanlar, kişilik yapılarındaki özellikler nedeniyle bedenleri, sağlıkları ve iç organlarının çalışmasına aşırı duyarlık gösterirler.
HİSTERİK NEVROZ
Histeri (Hysteria) genellikle benliği olgunlaşmamış olanlarda, çatışmalardan doğan bastırılmış, denetlenmiş, engellenmiş, ertelenmiş duygu ve düşüncelerin bedensel ya da ruhsal belirtilerle ortaya çıkmasıdır. Histerlik belirti, bulgu ve yakınlalar bir çatışmayı anlatır ve bu çatışmadan kaynaklanan kaygıyı önler. Hastayı kaygıdan kurtarır. Onun yerine bir organda işlev yitimi ya da ruhsal bir bozukluk
FİZİK DURUMU ETKİLEYEN RUHSAL NEDENLER
Stres sözcüğünün kullanıldığı yerler stresle ilgili kaynaklar gözden geçirildiğinde bugün stres kavramının birbirinden farklı iki anlamda kullanıldığı söyleneilir.
- Stres kavramı; Organizmaya zarar veren etkenleri anlatma için kullanılır.
- Stres kavramı, organizmaya zarar veren etkenlere karşı organizmada ortaya çıkan olumsuz değişiklikleri ve tepkileri anlatmak için kullanılır.
Günümüzde stres kavramı daha çok ikincil anlamında kullanılmaktadır. Bu anlamda stres ya da zorlanma, fizyolojik, ruhsal ve toplumsal kaynaklı zararlı etkenlerin organizmada yarattığı bedensel gerginlik ve ruhsal tedirginlik biçiminde tanımlanabilir.
|