Maurice Blondel: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Yousufozturk (mesaj | katkılar)
http://www.iep.utm.edu/blondel/ biographi kısmı çevrildi. devamı gelecek.
Yousufozturk (mesaj | katkılar)
http://www.iep.utm.edu/blondel/ immanence and transcendence kısmı çevrildi. devamı gelecek.
2. satır:
Blondel L'action (1893) Aksiyon isimli eserini yeniden yazmayı reddetti ve onu daha kapsamlı bir metafizik üçleme (triloji) projesi haline dönüştürdü. Bu sırada Modern felsefe ve Kilise Pederleri üzerine çeşitli makaleler yazarak modernist ihtilaflar sahasında ne modernist ne de gelenekçi olmak yerine yaşayan geleneği savunarak yerini aldı. Blondel 1905'te Annales de la Philosophie Chrétienne isimli dergiyi satın aldı ve Lucien Laberthonière'yi editör yaptı. Bu sayede kendisi de L’Action Francaise ve yazarlarına karşı bir açık bir tartışma ortamı yaratmış oluyordu. 1919'da karısı Rose öldü, kendisi de 1927'de kör olacak kadar gözlerinin bozulması onu emekliliğni istemeye mecbur bıraktı zira yalnızca yardım alarak çalışabiliyordu. Tüm bu zorluklara rağmen 1934-1937 arasında beş cilt eser yayınladı. La Pensée (2 cilt),L’être et les êtres ve L’action (2 cilt) olmak üzere metafizik üçlemeyi oluşturdu. L’Esprit chrétien ve bu yıllardan sonra 1949'da Blondel'in ölümüne kadar tamamlandı.
Blondel'in önemi Fransa, Almanya, İspanya, İtalya ve Quebec'i içine alan bir coğrafyanın teolojisini ve Katolik felsefesini etkilemiş olmasındadır. 20. yüzyılın diğer önemli yazarların yanında Blondel'i argumanları ve mütalaaları İkinci Vatikan Konsülü'nde de tartışılmış olan "yeni teolojiden" sorumlu tutabiliriz.
 
İÇKİNLİK VE AŞKINLIK
 
Blondel'in çalışmalarının kalbini içkinlik ve aşkınlık arasındaki kompleks ilişki oluşturur. Bütün fenomenlerin yapısı -belli kesin şartlar koymak suretiyle- bu (içkin ve aşkın) fenomenlerle ya da bu fenomenlerin terimleriyle açıklanabilir. Şöyle bir analize göz atalım, bir şeyin yeterliliği ve yapısını açıklarken, mesela bir insanın etkisi ve bir siyasi oluşumun etkisi -ki kendi hedef ve temayülleri olan ve daima bir tercih içerisinde bulunması gereken bir yapıdır veya gizli ya da aşikar yapılanmaya gitmelidir.- arasında bir çözümleme yapalım. İçinde bir niyet barındıran ve gönüllü hareket etkililik için bir aşkınlıktır. Aynı şekilde insanlık ve ahlaklılık da siyasi oluşum için aşkınlıktır. Bu tarz bir analiz femonenin aslen içkin gibi gözükmesine engel olmadığı gibi iki terimin birbiriyle olan gerekli yapısal ilişikisinin ve bu yapının da onlar için aşkınlığının ortaya konulmasını gerektirir.
Bu ilişki genelde yeterlilik ve kendi kendine yetme (self-sufficiency) terimleri içerisinde gösterilir. Blondel’in bu analizdeki amacı içkin gibi davranılan fenomenlerin kısmi araştırmalarla sınırlarının bilinemezliğini ve bu içkin fenomenlerin en azından farklı bakıldığında aynı zamanda -başka analizlerde- aşkın da olduklarının ortaya konulmasıdır. Felsefi, dini ve bilimsel doktrinlerin fonksiyonu asla basit bir şekilde basit bir spekülasyon veya teorinin içerisinde gerçekliğin temsili değildir, ancak ancak hayata hizmette bulunmak olduğu, pratik ve insan hareketlerine (aksiyon) bağlı olarak vardır. Ve bu gözle bakıldığında hepsi için yeterlilik bir kriter olarak ortaya çıkar. Ademoğlunun yaşadığı ve hareket için yeteri kadar zemin hazırlayamayan bir gerçekliği konu edinen bir doktrin, kendisi ile öznenin bu hayattaki rolünü ve kaderini ve bu hayatı başkalarıyla paylaştığını anladığı bir doktrin sonuç itibariyle kendine çıkış noktası olarak aşkınlığı almış aksine harekete (aksiyon) medar olmada yetersiz kalmıştır.
Netice itibariyle, Blondel’in hayatını adadığı çalışmaları üç kısma ayrılır: İlki, bir ihtiyaç olarak aksiyonu (hareket) insan varlığından ayırıp incelediği çalışmalar. İkincisi, düşünürlerin doktrinlerinin, metinlerin ve hareketlerin (movement) pozisyonlarının yeterliliğini ölçmek ve yetersizliklerini meydan çıkarmak için yaptığı incelemeler. Bunları genel itibariyle kendi zamanına nisbetle “felsefi müdahale” olarak adlandırabiliriz. Son olarak da, mükemmel bir şekilde “yetersizlik felsefesini” geliştirmek ki o, bununla aksiyondan düşünceye ve insan olmanın tarihi, sosyal ve kesinliğe olan ilişkisini incelemiştir.
Kendisine çıkış noktası olarak özneyi almış ve düşünceyle varlık arasındaki boşluğu, varlığı düşünceye indirgemeyecek bir içkinlik veya eylem felsefesiyle kapatmanın ve insan yazgısının ne olduğu problemini çözmenin mücadelesini vermiştir
 
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Maurice_Blondel" sayfasından alınmıştır