Göçebelikte insanların ve hayvanların iklime, coğrafi şartlara bağlı olarak [[ova]]ya inmesi ve [[dağ]]a çıkması içgüdüsüne uyması, daha doğrusu hayvanın doğal yaşantısına uyması vardır. Bu mevsimsel yer değiştirme ya da coğrafi şartlara uyum arayışı büyük oranda geçim kaynağı olan hayvancılığa bağımlığıdır. Tarıma dayalı yaşama geçilmeden önce [[hayvancılık]]la uğraşılmakta ve bunun doğal sonucu olarak hayvanların bakım ve besleme şartları göçerliğin ''doğal yaşama'' uyumununu gerektirmektedir.
[[Türk]]ler asker ve idareci olarak yerleşik düzene geçilmesi taraftarı olmuşlardır. Göçerlikten yerleşik hayata geçilmesinin siyasi egemenliklerinin ve hatta varlıklarının sonu olacağı fikrine sahiptiler. Ayrıca şehirleşmeyi tembellik olarak algılamışlardır. 11. yüzyılda göçebe [[Oğuzlar]] şehirlileri ''Yatuk'' yani tembel olarak nitelendirmektedirler.{{fact}}
[[Dosya:Juniperus osteosperma 1.jpg|thumb|200px|Ardıç ağacı dağlık alanlarda rahatlıkla üremekte ve yetişmektedir. Bu nedenle dağ yaşamını benimsemiş konar göçer kültürlerde ardıç ağacı önemli bir yere sahiptir. Ayrıca kimi [[Göçebe]] halklara ait kültürlerde, Şaman Türkmen'lerde ve Bektaşi - Alevilerde, dinsel törenler genellikle ardıç ağacının dumanı ile yapılmaktadır.]]
Türk göçebeliği hiçbiryerde durmaksızın yaşamak değil mevsimsel doğal yaşama uyumdur. Hatta doğaya anlam atfetme süreci yaşayışa, geleneklere, inanışa yönelik içerikler taşıyabilmektedir. Örneğin erkek keçi Yörüklerde teke olarak adlandırılmaktadır ve makbul sayılmaktadır. Buna yönelik olarak Batı Akdeniz ve Güney Ege Yörüklerine ait halk oyunları bu yörenin de ismi olan Teke Yöresi oyunları olarak adlandırılmakta, hatta erkek keçiler arasındaki mücadeleyi anlatan bir halk oyunu olarak bu oyuna ''Teke Zortlatması'' denilmektedir.<ref>[http://www.konyaaltiesnafkefalet.com/?page=c_detail&c_id=175 Teke zortlatması]</ref>