Necip Fazıl Kısakürek: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Metal Militia (mesaj | katkılar)
k 88.227.90.87 tarafından yapılan değişiklikler geri alınarak, Rapsar tarafından değiştirilmiş önceki sürüm geri getirildi.
31. satır:
== Ailesi ==
 
Adını [[büyükbaba]]sı Necip Efendi'den alır.
Necip Efendi, o zamanlar [[Halep]] Vilâyetine bağlı bir sancak olan [[Maraş]]'ın [[Müftü]]sü idi. Müftü, bir gün Maraş'a gelen Halep Valisi Salim Paşa'yı konağında misafir etti. Vali, zekâ ve terbiyesine hayran kaldığı Müftüsünün oğlu Mehmet Hilmi Efendi'yi, iyi bir eğitim görmesi için beraberinde [[İstanbul]]'a götürmek istedi. Bu teklife kabul etmeyen Necip Efendi'yi uzun ısrarlar sonucu ikna etti ve genç Mehmet Hilmi Efendi'yi beraberinde İstanbul'a götürdü.
 
Mehmet Hilmi Efendi İstanbul'da yüksek tahsilini yaptı ve bir süre sonra [[Hariciye Müsteşarlığı]] ve [[Hariciye Nazırlığı]]'na yükselen Salim Paşa'nın kızı Zafer Hanım'la evlendi. Necip Fazıl'ın babası Abdülbaki Fazıl Bey bu evliliğin ürünüdür.
 
Necip Fazıl'ın doğduğu [[Çemberlitaş, Fatih|Çemberlitaş]]'taki bu konakta, işte böyle köklü ve varlıklı bir aile ikâmet etmektedir. Konakta aile fertlerinden başka ''"bir ahçı, bir ahçı yamağı, bir zenci uşak, [[Bingazi]] muhaciri bir hususi hizmetçi, iki arabacı, bir sürü halayık, besleme, kadın işçi..."''<ref name="NFK-4">Necip Fazıl Kısakürek, Kafa Kağıdı, sayfa 59</ref> vardı ve 40-50 yaşlarında evlenmemiş, babasına [[Fransızca]] öğretsin diye tutulmuş bir [[Fransız]] [[mürebbiye]], tipik ve varlıklı bir [[Osmanlı]] ailesi göimgörüntüsünü tamamlıyordu.
rüntüsünü tamamlıyordu.
 
Kendi gözüyle ''"...her unsuriyle hassasiyetimi gıcıklayan koca bir konak, her ferdinin nereden gelip nereye gittiğini bilmediği uğultulu bir cereyan içinde, her ân iniltilerle açılıp örtülen mırıltılı kapılar arasında ve bütün bir ses, renk ve şekil cümbüşün ortasında, beş hassamın sınırını tırmalayıcı ve ilerisini araştırıcı derin bir ([[melankoli]]) duygusundan ibaret..."''<ref name="NFK-5">Necip Fazıl Kısakürek, O ve Ben, sayfa 35</ref>
Satır 43 ⟶ 42:
''"Muhasebe"'' isimli şiirinde; yine bu üç katlı bir ahşap konağın, değişen yüzlaşan toplumun her katı, ayrı bir dönemi ve nesli temsil eden (babaanne, anne ve çocuklar) şiirselleştirir:<ref name="NFK-6>Necip Fazıl Kısakürek, Çile, sayfa 402-404</ref>
 
{{Cquote|''Üç katlı ahşap evin her katı ayrı âlem!<br />Üst kat: Elinde tesbih, ağlıyor babaannem!<br />Orta kat: (Mavs) oynayan annem ve âşıkları,<br />Alt kat: Kızkardeşimin (Tamtam) da çığlıkları.<br />Bir kurtlu peynir gibi, ortasından kestiğim;<br />Buyrun ve maktaından seyredin işte evim!''}} ya işte benim evim ben bölee mal birisiyim
 
== Doğumu ve Genç Şair == yaaa BEN MALIN TEKİYİM BANA BAKMAYIN MALLAR
 
{{Cquote|''Çemberlitaş tarafında bir konağın ahırından tek atlı bir (brek) araba çıkartılıyor. Ona 18-19 yaşlarında bir delikanlı atlıyor ve kamçısını şaklatarak atı dörtnala sürmeye başlıyor. Arkasından bakan seyis ve arabacıların "deliye bak!" gibilerden mırıldanıp mırıldanmadıkları meçhûl... Bu delikanlı, benim adı "Deli Fazıl"a çıkarılmış babamdır ve o sırada Sarıyer'deki köşkünde bulunan Büyükbabama bir müjde götürmektedir:<br />-Baba, bir erkek çocuğum dünyaya geldi! Torunun!<ref name="NFK"-8>Necip Fazıl Kısakürek, Kafa Kâğıdı, sayfa 37-38</ref>''}}