Hava savunma savaşı: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
34. satır:
Bununla beraber, İngiliz “pom – pom” silahları yalnızca çarpma ile patlıyordu. Hidrojen dolu Zeplinler ateşli mermiler için hedef konumuna gelmiş ve İngilizler ateşli mermileri, şarapnel tipli, ateş çıkarıcı çanak içeren ön projeksiyonu olan, havada ateşlenen tapalar ile birleştirerek gece kullanımı için izli hale getirdiler. İzli mermilerin ortaya çıkması hedefleme için bir çok problemin çözülmesi anlamına geliyordu.
 
[[Dosya:Vickers pompom.jpg|thumb|300px|left|2 Librelik Vickers "pom-pom" Silahları]]1915 yılında İngiliz adalarına Alman saldırıları artmıştı ve İngilizlerin hava savunma çabaları etkisiz kalmaya başladı. Topçuluk uzmanlarından Amiral Sir Percy Scott, özellikle Londra’nın hava savunmasında geliştirme yapması için göreve getirildi ve Pom-pom’ların etkisiz kaldığını farkederek Kraliyet Donanması Gönüllü Rezervi Hava Savunması biriminin 75 mm ve 3-inçlik toplar ile genişletilmesini sağladı. Ayrıca Donanmanın 3 inçlik topu, ordu tarafından da kullanıma alınmış, 3-inçlik seri atışlı 20 cwt 76 mm. (20 cwt= 1010 kg) topuna çevrilmiş ve yeni sahra monte sistemleri ile 1916 yılında kullanılmaya başlanmıştır.
 
Saldırılar genellikle gece düzenlendiği için “hedefi görmek” problem teşkil etmekteydi. Bu duruma çözüm olarak arama ışıkları, tespit ve konumlandırmada akustik metotlar kullanılmıştır. Aralık 1916’ya gelindiğinde çoğunluğu 3-inç toplar olmak üzere İngiltere’yi koruyan 183, Fransa’ya sevk edilmiş İngiliz kuvvetlerine ait Fransa’da 74, Orta Doğu’da olay yerlerinde olmak üzere 10 adet top bulunmaktaydı.<ref>Routledge sf. 8–17</ref>
40. satır:
Dönem teknolojisi ile, hedef ile 4 boyutta çarpışmaya girilmeyi gerektiren Hava Savunma Topçuluğu zor bir görevdi. Sistemin en önemli problemi: Değişik faktörler merminin tahmin edilen yörüngesini etkilerken, mermiyi hedefin gelecekteki pozisyonuna ulaşacak şekilde ateşlemekti. Buna Yan Sapma Döşemesi (Deflection Laying) adı verilmiştir, menzil ve yükseklik için değişken açılar belirlenip, hedef hareket ettikçe açılar güncellenerek, görüntü hedefe, namlu ise hedefin gelecekteki pozisyonuna ayarlanır. Mesafe ve yükseklik tapa uzunluğunu belirlemiştir. Uçakların performansı arttıkça zorluklar da artmıştır.
 
[[Dosya:Barrstroudrangefinder.jpg|thumb|300px|left|Barr & Stroud Mesafe Bulucusu kullanan Macar askerleri]]İngilizlerin, daha iyi bir tapa uzunluğu ayarı yapmanın mesafe için anahtar faktör olduğunun fark edilmesiyle beraber öncelikle mesafe ölçümü ile ilgilendiler. Bu çalışmalar İrtifa / Mesafe Bulucusu (Height / Range Finder – HRF) ile sonuçlanmıştır ve ilk HRF modeli; tripod üzerinde 2 metre yüksekliğe sahip optik çakışan mesafe hesaplayıcı özelliği taşıyan Barr & Stroud UB2’dir ve hedefin uzaklığını ve yükseklik açısını ölçüp irtifayı göstermektedir. Daha sonra HRF sistemine; HRF operatörü tarafından bildirilen yüksekliği kullanarak; irtifa açıları ve tapa uzunluk eğrileri ile üst üste bindirilmiş, yükseklik hatları işaretlenmiş Yükseklik / Tapa Bildirici (Height / Fuze Indicator HFI) eklenmiştir. HFI tapa uzunluğunun hesaplanabilmesini sağlamıştır.<ref>Routledge sf 14, 15</ref>
 
Savaş sahasında hava araçları, yer hedeflerine karşı kullanılmaya başlandığında, hava savunma silahları yaklaşan hedeflere doğru hızlı bir şekilde yer ve yön değiştirmekte problemle karşılaşıyor, az bir kısmı doğru bir yerde bulunabiliyor ve genellikle askerler tarafından popüler bulunmadığı için sık sık yer değiştirilmek durumunda kalıyordu. Bundan dolayı askeri birlikler, direkler üzerine yerleştirilmiş çeşitli makineli tüfek benzeri silahları da hava savunma için kullanmaya başladılar. Bu kısa menzilli silahlar daha etkin olmayı başardı, hatta [[Kızıl Baron]]’un (Red Baron - [[Manfred von Richthofen]]), Hava Savunma silahı Vickers Makineli Tüfeği tarafından öldürüldüğü tahmin edilmektedir. Savaş bittiğinde hava araçlarının artan kapasiteleri, hedeflerin daha iyi saptanması ve nişan alınması gerekliliğini ortaya koymuştur. Bununla beraber, çatışmalardan belirli bir düzen ortaya çıkmış; yüksek irtifada uçan hedeflere ağır hava savunma silahları ile ateş açılırken, alçak irtifada uçan hava araçlarına ateş açan hafif silahlar da bunların etrafına yerleştirilmiştir.
48. satır:
Hava Savunma Silahı kullanıcısının görevi, normal topçunun görevinden daha fazla çaba ve eğitim gerektiren bir görev olmuştur. İki boyutta yerleşmiş bir hedefi vurmak durumunda olan sahra topçularının görevine göre hava savunma topçularının üç boyuttaki hedefi vurması gerekliliği her zaman daha zor olmuştur. Yalnızca mesafe ve yan sapma değil aynı zamanda yüksekliğin de hesaplanması gerekmiştir. Buna da ek olarak havadaki hedef; hız, yükseklik ve yönü de değişerek muhtemelen her üç boyutta da hareket halindedir ve son olarak da atılan mermi, namluyu terk edip hedefe doğru yol alırken dönem teknolojisi ile hiçbir şekilde kumanda edilemez.
 
Birinci Dünya Savaşı sırasında, iki taraf da düşmanlarının şehirlerini bombaladılar. Almanların [[Londra]] ve Paris’e[[Paris]]’e saldırıları yüksek miktarda ittifak kaynağını kullanılamaz hale getirmiştir ve Alman havacılarının kullandığı kaynakların yaklaşık 8 katı kadarının İngilizler için kullanılamaz hale gelmesine sebep olmuştur. Bununla beraber İngiliz savunması gittikçe daha efektif hale gelmiştir. Almanların 43 uçak kaldırarak Londra’ya yaptığı en son baskında (19 Mayıs 1918), İngilizler 84 sorti savaşçı uçağı kaldırmış ve 126 silah kullanarak 30.000 mermi atmışlardır. Savunmacılar 3 uçak düşürdüklerini iddia etmişler ve yalnızca 13 uçak şehir merkezine ulaşarak Londra’yı bombalamayı başarabilmiştir. Savaş boyunca, toplamda 201 sortiden 21 hava gemisi ve 424 sortiden 27 uçak düşürülmüş ve bunların içinden yer atışı ile vurulanlar 3 zeplin ve 11 ila 13 uçak olmuştur. 1918 Kasımında, İngiltere’nin savunması için İngilizler, 480 hava savunma topu ve 376 uçak kullanmışlardır.<ref>Westermann, Flak, sf. 26</ref>
 
1. Dünya Savaşı sırasındaki hava harekâtlarının çoğunluğu stratejik saldırıdan ziyade kara birliklerine destek olarak yapılmıştır. Batı tarafında ise, Fransızlar 500, İtalyanlar 129, İngiliz Seferi Kuvvetleri 341 ve Birleşik Devletler Topçuları ise 58 Alman uçağını etkisiz hale getirmiş, Alman hava savunma topçuları ise 1558 ittifak uçağı’nı düşürmeyi başarmışlardır. Uçaklar performanslarında daha makul gelişmeler gözlenirken, ihtiyaç dolayısı ile doğaçlama yapılan hava savunma topları yerini hızla ve özel olarak geliştirilmiş toplara bırakmıştır. Hava savunmacılar tarafından kullanılan teknolojiler içerisinde ses ile konumlandırma sistemleri, arama ışıkları, optik mesafe bulucular ve mekanik zamanlı tapalar bulunmaktaydı <ref>Westermann, Flak, sf. 27.</ref> Bütün bunların sonucu olarak, Almanlar bir uçağı vurmak için 1915’te ortalama 11.600 mermi atarken, 1918’de 5000 mermiye; Fransızlar 1916’da 11.000 mermi atarken 1918’de 7000 mermiye, Ruslar 1916’de 11.000 mermi atarken 1917’de 3000 mermiye, İngilizler ise 1917’de 8.000 mermiden 1918’de 4550 mermiye kadar düşmüştür. Amerika Hava Savunma Topçuluğu (AAA), 3 ay içinde ortalama 605 mermi atarak 17 Alman uçağını düşürmeyi başarmıştır<ref>Bkz Ian Hogg, Anti-Aircraft: A History of Air Defence (Londra, MacDonald and Jane’s, 1978)</ref>.