Yusuf Hemedanî: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
→‎Kaynakça: * 15) Makâmât-i Yûsuf Hemedânî; Süleymâniye Kütüphânesi, İbrâhim Efendi Kısmı, No: 430
Ebû Yakûb Yusuf Hemedanî, Abdulhalik-ıl Güjdevani ile Hoca Ahmed Yesevî'nin hocasıdır.
1. satır:
{{Düzenle|Eylül 2011}}
 
'''Yusuf HemedaniHemedanî''', ([[1048]]-[[1140]]) ([[Arapça]]: ابُ يَقُپ يُسُف حَمدَنِ; ''AbuEbû YaqubYakûb Yusuf HamdaniHamdanî'') önde gelen din bilginlerinden olup tam ismi AbuEbû YaqubYakûb Yusuf HamdaniHamdanî'dir. Rey ile [[Hamedan]] arasında Bûzencird adlı bir köyde doğdu. Türbesi [[Merv]] (veya Marı [[Rusça]]: Мерв, [[Farsça]]: مرو, Marv, [[Çince]]:Chinese: 木鹿, Mulu) şehrinde bulunmaktadır. Ebû Yakûb Yusuf HemedaniHemedanî, [[Abdulhalik-ıl Güjdevani]] ile [[Hoca AhmetAhmed YeseviYesevî]]'nin hocasıdır.
 
[[Nakşibendi]] tarikatının silsilesinde<ref>''Silsilah'' (Arapça: سلسلة) Türkçesi ''zincir''.</ref> yer alan Yusuf Hemedani, Allah yolunda hizmet için [[Merv]], [[Buhara]], [[Herat]], [[Semerkand]] gibi İslam merkezlerini dolaşarak halkı irşada çalışmaktaydı. Tarihi kaynaklarda kaydedildidine göre devrin Selçuklu Hanı [[Sultan Sencer]], Yusuf Hemedani’ye bağlılığını her vesileyle göstermiştir. Dolayısıyla "Hocaların Hocası" olarak anılmaktadır.
9. satır:
On sekiz yasinda Bagdat’a gelip, fikih ilmini Ebû Ishâk-i Sîrâzî’den ögrendi. Yasi küçük olmasina ragmen, Ebû Ishâk kendisine husûsî ihtimâm gösterirdi. Bunun ve diger fikih âlimlerinin derslerine devâm etmekle, Hanefî mezhebinde fikih ve münâzara âlimi oldu. Isfehan ve Semerkand’da, zamanin meshûr hadîs âlimlerinden hadîs ilmini ögrendi. Tasavvufu Ebû Ali Fârmedî hazretlerinden ögrenip, onun sohbetinde yetiserek kemâle ulasti. Abdullah-i Cüveynî, Hasan Simnânî ve birçok büyük zât ile görüsüp, sohbet etti. Kendilerinden ilim ögrendi. Yaya olarak otuz yedi hac yapti. Kur’ân-i kerîmi sayisiz hatmetti. Gece namazlarinda her rekatte bir cüz okurdu. Tefsir, hadîs, kelâm ve fikih ilminden yedi yüz cüz ezberindeydi. Iki yüz on üç mürşîd-i kâmilden istifâde etti. Yedi bin kâfirin îmâna gelmesine sebeb oldu. Hızır aleyhisselâm ile çok sohbet etti.
 
Altmis yildan fazla, insanlara dogru yolu göstermekle mesgûl oldu. Yüzlerce talebe ondan ders aldi. Abdullah-i Berkî, Hasan-i Endâkî, [[Ahmed Yesevi|Ahmed Yesevî]] ve [[Abdulhalik-ıl Güjdevani|Abdülhâlik-i Goncdüvânî]] gibi büyük velîler yetistirdi. Bunlardan [[Ahmed Yesevi|Ahmed Yesevî]], [[Türkistan]] tarafinatarafına göç edip, insanlari irsâd ederek büyük hizmetler yaptiyaptı. Yûsuf-i Hemedânî, bütün dostlarina, talebesi [[Abdulhalik-ıl Güjdevani|Abdülhâlik-i Goncdüvânî]]’ye tâbi olmalariniolmalarını söyledi. Kendisinden sonra, bu talebesi insanlara dogru yolu gösterdi.
 
Yûsuf-i Hemedânî, önce Merv sehrinde bir müddet kalip Herat’a gitti ve uzun zaman kaldi. Sonra, tekrar Merv’e gelip bir müddet daha kaldiktan sonra Herat’a döndü. Herat’tan Merv’e yolculugu sirasinda vefât etti. Kabri Merv sehrinde olup, ziyâret edilmektedir.
 
Yûsuf-i Hemedânî, Imâmİmâm-iı AÂ'zama pekçok bagliydibağlıydı. Irak, Horasan, Mâverâünnehr bölgelerinin muhtelif sehirlerinde bulunarak, halka saâdet yolunu anlatmak ile mesgûl olmustur. Ilmi, fazîleti ve kerâmetleriyle Islâmİslâm dünyâsinda taninip, çok sevilmistir.
 
Hakîkî Islâm âlimlerinden ve evliyâninevliyânın büyüklerinden olan Yûsuf-i Hemedânî orta boylu, bugday benizli, kumral sakallisakallı, zayifzayıf bir zât idi. Eline ne geçerse muhtaçlara verir, kimseden bir sey istemezdi. Herkese karsi çok iltifât eder, yumusakyumuşak ve merhametli davranırdı. Yolda yürürken bile [[Kur'ân-ı kerîm]] okumakla meşguldü. Hoş-dû denilen yerden, câmiye gelinceye kadar bir hatim okur, mescid kapisindan, Hasan Endâkî ve Ahmed-i Yesevî hânesine varincayavarıncaya kadar Bekara sûresini okurdu. Geri dönerken Âl-i Imrânİmrân sûresini bitirirdi. Arada bir yüzünü Hemedân’a çevirir ve çok ağlardı. [[SelmanSalmânFarısiFârisî
|Selmân-iî Fârisî]] hazretlerinin âsâsı ile sarığı kendisindeydi. Her ay başında, [[Semerkand]] âlimlerini çağırarak onlarla sohbet ederdi. Bir taraftan köylülere ve yanına gelen herkese doğru din bilgilerini ögretmeye çalışır, insanlarla uğrasmaktan, onları yetiştirmek için çalışmaktan hiç sıkılmazdı. Diğer taraftan, ağrılara ve yaralara ilâç yaparak herkesin derdine devâ bulmaya çalışırdi. Böylece, maddî ve mânevî hastalklarin tabîbi, mütehassisi olduğunu isbât ederdi.
 
Talebelerine ve kendisini sevenlere dâimâ Peygamber (s.a.v) Efendimizin ve Eshâb-i kirâmin yolunda gitmelerini tavsiye ederdi. Kalbi, bütün mahlûkât için derin bir sevgi ile doluydu. Gayr-i müslimlerin evlerine giderek, onlara Islâmiyeti anlatirdi. Her seye sabir ve tahammül eder, herkese karsi muhabbet gösterirdi. Altin ve gümüs esyâ kullanılmasına müsâde etmez, fakirlere zenginlerden daha fazla îtibâr ederdi. Zühd sâhibi idi. Dünyâya ehemmiyet ve kıymet vermezdi. Odasında hasır, keçe, ibrik, iki yastık ve bir tencereden baska bir sey bulunmazdı. Talebelerine, dört büyük halîfenin menkibe ve fazîletlerinden bahseder, onlar gibi ahlâklanmalarını nasîhat ederdi.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Yusuf_Hemedanî" sayfasından alınmıştır