Dürzîlik: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmemiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
Değişiklik özeti yok
Değişiklik özeti yok
34. satır:
Dürzîlerin ırk olarak kökenleri konusu tartışmalıdır ve oldukça farklı köken kuramları ileri sürülmüştür. Bir görüşe göre Dürzîlerin kökeni [[Hititler]]’e ya da [[Galatlar]]’a kadar geri götürülür. Bazı araştırmacılar, eski İran kavimlerinden [[Persler]]’in ve [[Medler]]’in inançları olan Mazdekizm ''([[Mazdekçilik]])'' ile Dürzîlik arasındaki benzerlikleri kanıt sayarak, Dürzîlerin bu kavimlerin soyundan geldiklerini ileri sürerler. Kimi etnograflar ise Dürzîlerin [[Asurlular]] tarafından sürgün edilmiş barbar bir kavmin devamı olduklarını savunurlar.
 
Dürzilerin kökeni hakkında bir başka görüş, bunları [[Fenikeliler]] ile ve özellikle Eski Ahit’te I. Krallar 5:6’da sözü edilen ve Süleyman Tapınağı’nınTapınağı'nın yapımı sırasında Lübnan dağlarından kereste sağlayan Saydalı işçilere bağlamaktadır. Uzun yıllar boyunca Lübnan’daLübnan'da yaşamış olan Haskett-Smith, “The Druses of Syria” (Suriye Dürzîleri) adlı yapıtında: “Dürzîler, kendilerinin Süleyman Tapınağı’nıTapınağı'nı yapanların torunları olduklarını ileri sürüyorlar; oysa Eski Ahit ve Yahudi tarihi hakkında bilgileri pek sınırlı” diye belirtmektedir.
 
Dürzîler, kendilerini [[Arap ırkı]]ndan sayarlar. Dürzîlerin kökeni konusunda en çok yandaş toplamış olan görüş, Dürzîlerin [[Yemen]]’deki [[Süryani]] kökenli [[Araplar]] oldukları biçimindedir. Bu görüşe göre Dürzîler, büyük bir sel felaketinden sonra Yemen’den ayrılarak kuzeye göç ettiler. İslam’ın yayılması sırasında bu yeni dini benimseyerek, Lübnan’ın dağlık yörelerini yurt edindiler.
46. satır:
Halkın olumsuz tepkisi üzerine bir süre dini yayma faaliyetlerine ara verilmiş, fakat daha sonra Hamza yeniden faaliyete başlamıştır. Birçok yeni inanan elde edilir. El Hâkim [[1021]] yılında bir dağda kaybolur, büyük ihtimalle öldüğü sanılmaktadır. El Hâkim’in ölümünden sonra Hamza da inzivaya çekilir. Sonraki halife [[Ali bin el Hâkim]] Dürzîlere karşı davranır ve bu Dürzî cemaatin inançlarını saklamaya başlamasına neden olur. Dürzîler [[İslam]] dininde ''[[takiyye]]'' terimi ile tanımlanan, ''gerçek inancı saklama'' ve genelin inancına bağlı gözükmeye başlarlar.
 
Dürzîliğin inançsal kökeni [[Mısır]]'daki [[Fatımi Devleti]]ne dayanmaktadır. Araştırmacılar Dürzîliğin tarih sahnesine çıkışını, Fatımi halifesi [[Hâkim Biemrillah]]'ın kendisinin tanrı olduğunu ileri sürdüğü 1017 yılı olarak kabul ederler. Yani Dürzîlik, 1017 yılında [[Anti-Lübnan Dağları]]'ndaki [[İsmaililer]]'in Hâkim'in tanrılığını kabul etmeleriyle ortaya çıkmıştır. Bu nedenle bu yıl Dürzîlerce takvim başlangıcı biçimde değerlendirilir. Hâkim'in veziri olan [[Hamza bin Ali]], Hâkim'in tanrılığına dayanan bu yeni inancı yaymak görevini üstlenir ve Hâkim’inHâkim'in imamlığını ve tanrılığını savunan iki risale kaleme alır. Bu risalelerde Allah'ın [[Yedi İmam]]'a hulul ederek insan biçimine büründüğünü, en son olarak da Hâkim’inHâkim'in özünde Allah'ı bulunduran son imam olduğunu iddia eder. Hamza, Hâkim'in tanrılığının yanı sıra, kendisinin de peygamber olduğunu ortaya atar. Hamza bu yeni inançları yayması amacıyla [[Anuştegin ed-Derezi]]'yi Suriye'ye gönderir. Anuştegin, [[Suriye]] ve civarında yaptığı propagandalarda oldukça başarılı olur. Diğer taraftan 1020 yılında Hamza, [[Kahire]]’de bir camide inançlarını açıkça duyurur ve bunun üzerine Hamza karşıtı büyük bir ayaklanma başlar. Hamza, bir süre Hâkim tarafından korunur ve sonra ortadan yok olur. Halife Hâkim ise, giderek genişleyen ayaklanma karşısında özellikle [[Fustat]] kentine karşı müthiş bir intikam hareketine girişir. Ne var ki tam bu sırada halife Hâkim de 23 Şubat 1021 gecesi esrarengiz biçimde ortadan kaybolur. Hâkim ve Hamza’nın yandaşları [[Mısır]]’ı terk etmek ve [[Suriye]]’de [[Anuştegin ed-Derezi]] tarafından oluşturulan topluluklara katılmak zorunda kalırlar.
 
Zamanla güçlenen Dürzîler, [[Haçlı Seferleri]] sırasında [[İsmaililer]] ile birleşerek İslam ordularına karşı [[Hıristiyanlar]]ın yanında yer alırlar. Ancak bu dönemde o yörede yaşayan İsmaililer ile Dürzîler arasındaki ilişkiler hakkında açık bir fikir edinmek olanaklı değildir. Birçok araştırmacı bu iki mezhebi birbirine karıştırmıştır. Kesin olarak bilinen her iki mezhebin de [[Haçlı Seferleri]]nin sonuna kadar [[Hıristiyanlar]]ın müttefiki olarak kaldıklarıdır.
58. satır:
Dürzîler Tanrı'nın birliğine inanırlar, bu nedenle kendilerini [[Ehl el Tevhid]] (Tevhid ehli - birleştiriciler) olarak anmışlardır. Dürzi inancı, [[Musevilik]], [[Hıristiyanlık]] ve [[İslam]] inançlarına benzer bir şekilde [[monoteistik]]tir. Dürzi teolojisi [[Yeni Platonculuk]] düşünceden ve bazı [[gnostik]] ve [[ezoterik]] gruplardan etkilenmiştir. Ayrıca, genel kanının aksine Dürzî düşüncesi [[Sufizm]]'den etkilenmemiştir. Ayrıca kimi araştırmacıların Dürzîliği İslam’ın bâtıni akımları arasında saymalarına karşın, Dürzîliğin Sünni şeriatıyla olduğu kadar [[Şii]]-[[Bâtıni]] anlayışla da çatışan tarafları vardır.
 
Dürzî inancına göre Allah, [[Yedi İmam]]'dan sonra [[Fatımî]] halifesi [[Hâkim Biemrillah el-Mansur İbnil Aziz Billah]]'ta ''Hâkim Biemrihi'' adıyla insan kılığında görünmüştür. Halife'nin veziri [[Hamza bin Ali]] de onun peygamberidir. Dürzîliğin dört şartı, Hâkim'in Allah olduğuna inanmak, emri tanımak, hududu bilmek ve nasihate uymaktır. Hâkim hem Allah hem de insandır. Ancak iki türlü görünüşü vardır: [[Lâhûtî]] (Allah) ve [[Nâsûtî]] (insan). Bu iki görünüş birbirine benzemez. Akılla anlaşılamayan ''Hâkim'' birçok defa insan şeklinde görünmüş, insanlar fitne fesada başlayınca gizlenmiştir. Yeniden ortaya çıktığında Dürzîleri mükâfatlandıracak, kendine inanmayanları da cezalandıracaktır. Hâkim imamlığı, veziri Hamza'ya bırakmıştır. Hamza, insana hulûl eden bir cevher, yaratıkların en şereflisidir. Kâinat ondan doğmuştur, ilk yaratılan odur. Ruhlara hükmeden, günah ve sevapları hesaplayan, dünya ve âhiret işlerini elinden geçiren odur. Îlahi emirleri öğreten hududların başı yine Hamza'dır. Dürzîlerin tapınaklarına ''halâvat'' adı verilir. Şeriat yolunu da [[Şiî]]-[[Batınî]] İnanışını da reddederler. Kendi aralarında din işlerini bilenler ve bilmeyenler diye ikiye ayrılırlar. Kendi inanışlarına ''gerçek tevhid inanışı'', kendilerine de ''muvahhid'' derler. Kurban ve Ramazan bayramınaBayramına benzeyen iki bayramları vardır.
 
Dürzîliğin inançsal temeli [[Hamza bin Ali]] tarafından oluşturulmuştur ve dört temel ilkeye (farz) dayanır.
 
'''1. Hâkim’i Allah Bilmek:''' Hâkim, hem Allah hem de insandır (Lâhut-Nasut). Bu iki nitelik birbirinden ayrılmayacak ölçüde iç içe geçmiştir. Allah’ınAllah'ın tüm işleri anlamlı ve bilgecedir. İnsan aklı O’nu ve işlerini kavrayıp tanımlayamaz. Allah, birçok kez insan biçiminde zuhur etmiştir; en son olarak Hâkim biçiminde kendisini göstermiştir. Kötülükler ve bozukluklar ortadan kalktığında gizlendiği yerden bir kez daha ortaya çıkacak, Dürzîleri ödüllendirip inançsızları cezalandıracaktır.
 
'''2. Emri Bilmek:''' “Kaim al-Zaman” olarak da adlandırılan emir, Hamza bin Ali’ninAli'nin kendisidir. Hamza, Allah’ın ilk yarattığı, ilk cevheridir. Evren ve tüm diğer varlıklar ondan yaratılmıştır; bu nedenle Hamza, yaratıkların en onurlusu ve Allah’ın elçisidir. Dünya ve Ahiret işlerini yöneten, ceza ve ödül veren odur. Allah’ın öz nurundan yaratıldığı için, imamların imamı olup, kıyamet gününde sevap ve ikab onun eli ile yapılacaktır. Yer, içer, el ile tutulur. Babası ve anası vardır. Karısı ve çocukları yoktur. O, nedenlerin nedeni ve tümel akıldır (Akl-i Külli).
 
'''3. Hududu Bilmek:''' Tanrısal emirleri öğreten ve yayanlara “Hudud” denir. Hudud’un başı Hamza’dır ve onunla birlikte sayıları beşe ulaşır. Bunlara “Vezir” de denilir. Hamza’dan sonra gelen dört hudud yaratıkların en onurlularıdır, evlenmedikleri gibi her türlü günahtan uzaktırlar. Bunlar dışında hudud sayılan üç grup daha vardır: “Dai”ler, “Mezun”lar ve “Mukassir”ler.
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Dürzîlik" sayfasından alınmıştır