Ekberilik: Revizyonlar arasındaki fark

[kontrol edilmemiş revizyon][kontrol edilmiş revizyon]
İçerik silindi İçerik eklendi
1. satır:
'''Ekberilik''', [[Muhyiddin İbn Arabi]]'nin temel kavramlarını geliştirdiği sufi metafiziğinin [[Vahdet-i Vücud]] denilen meşrep veya okuluna bağlı olan sufileri tanımlamakta kullanılan bir terim.
 
== Tanım ==
[[Dosya:Ibn Arabi.jpg|220px|thumb|right|Muhyiddin Arabi (1165-1240)]]
Batı dillerinde [[İkiliksizlik]] (non-dualism) denilen ve fenomenal dünyada çokluk-zıtlık olarak görülen ögelerin özlerindeki birliğinin vurgulandığı [[Vahdet-i Vücud]], Ekberiliği tanımlayan bir öğretidir. [[Tasavvuf]] aleminde ekberi sufilerin görüşlerine muhalif olan sufiler de bulunmaktadır. Her ne kadar öğretisinin [[Vahdet-i Vücud]] veya EkberiEkberî öğretiye aykırı olup olmadığı tartışmalı da olsa Hindistan'da yaşamış sufilerden [[Ahmed Sirhindi|İmam Rabbani]]'nin [[Vahdet-i Şuhud]] öğretisi bu muhaliflerden bazılarınca benimsenmiştir.
 
Ekberilik sıfatı Şeyh'ül Ekber lakaplı [[Muhyiddin İbn Arabi]]'nin adına izafetle konulmuştur. Muhyiddin Arabi'nin herhangi bir tarikat kurucusu olmadığı bilinmektedir. Ancak bir makam veya meşrep anlamında onun görüşlerini benimseyen tarikat önderleri olmuştur. <ref name="ref681">[http://www.ibnarabisociety.org/articles/diffusion.html Michel Chodkiewicz, The Diffusion of Ibn 'Arabi's Doctrine]</ref> Bunun yanısıra [[Vahdet-i Vücud]] öğretisi Muhyiddin Arabi'den önce [[İmam Gazali]], [[Nifferi]], [[Cüneyd Bağdadi]] gibi sufilerin metinlerinde de bulunmaktadır. Ancak [[Muhyiddin İbn Arabi]] ve özellikle de onun öğrencisi [[Sadreddin Konevi]] tarafından geliştirilmesi, daha geniş şekilde izah edilmesi bu metafiziği benimseyen sufileri tanımlamakta EkberiEkberî tabirinin daha kullanılmasını kolaylaştırmıştır.
 
Bir sıfat olarak kullanılan Ekberi tabiri 1911'de İsveçli sufi Abdülhadi Aguéli Paris'de kurduğu ve Al Akbariyya adını verdiği gizli sufi topluluğundan farklıdır. Topluluğun amacı [[Muhyiddin İbn Arabi]]'nin öğretisi üzerinde araştırmalar yapmak ve bu öğretiyi eğitimli kitle arasında yaygınlaştırmaktı.
 
== Akademik dünyadaki yeri ==
[[Muhyiddin İbn Arabi]] ve ondan doğrudan ders veya ilham alan çok sayıda Arap, İranlı, Türk ve Hint kökenli sufiler Türkistan'dan Ortadoğu ve Kuzey Afrika'ya hatta Hintaltkıtasına <ref name="ref681" />kadar yayılmış olmakla beraber tasavvufun Ekberi koluna dair üniversite düzeyindeki sistematik araştırmaların ilkin Batı dünyasında başladığı görülmektedir.
 
Batı'da Muhyiddin Arabi'nin üzerine yapılan ilk akademik çalışma [[Miguel Asin Palacios]]'ın "La Escatologia musulmana en la "Divina Comedia", eseri 1919'da Madrid'de basılmıştır. [[Miguel Asin Palacios]]'ın diğer eseri "El Islam cristianizado. Estudio del sufismo a través de las obras de Abenarabi de Murcia" eseri ise 1931'de Madrid'de basılmıştır.
[[Miguel Asin Palacios]] dışında [[Louis Massignon]], [[Henri Corbin]] [[Toshihiko Izutsu]], [[James Morris]], [[William Chittick]], [[Michel Chodkiewicz]] gibi çeşitli ülkelerden akademisyenler hem tasavvuf hem de Ekberi öğretisi üzerine yaptıkları çalışmalarla öncü olmuşlardır. Üniversite çevrelerinin yanısıra yine üniversite çevreleriyle ilişki içinde olan [[The Muhyiddin Arabi Society]] ve [[Beshara School]] gibi bağımsız dernekler de yayınladıkları süreli ve süresiz yayınlarıyla Ekberiliğin teorik ve pratik yönüyle ilgili çalışmalara destek vermişlerdir.
 
Türkiye'de tasavvufun İlahiyat çevrelerinde araştırılması çok yenidir. [[Muhyiddin İbn Arabi]]'ye ilişkin ilk doktora çalışması Kazım Yıldırım'ın 1989'da tamamladığı Muhyiddin İbn'ül-Arabi ve sistemi (Gazzali-Sühreverdi-Konevi-Mevlana ile mukayeseler) adlı çalışmasıdır. Bir bilim dalı olarak Tasavvuf alanındaki ilk doktora çalışması ise aynı zamanda Muhyiddin Arabi üzerine yapılan bir başka çalışmadır. Prof.Dr.[[Mahmut Erol Kılıç]]'ın "İbn Arabi'de Varlık ve Mertebeleri" adlı bu ilk doktora çalışması Prof.Dr. [[Mustafa Tahralı]]'nın gözetiminde 1995'de tamamlanmıştır. Ancak bu çalışmadan sonra İlahiyat fakültelerinin tasavvuf bölümlerinde yapılan tezlerin sayısı hızla artmış çeşitli dergilerdeki makaleler ve yayınlanan kitaplarla aradaki boşluk doldurulmaya çalışılmıştır. Türkiye'deki Ekberi çalışmalarla ilgili en önemli gelişme Muhyiddin Arabi'nin Fütuhat-ı Mekkiyye eserinin ve onun önde gelen talebe ve halifelerinden Sadreddin Konevi'nin külliyatının Türkçe'ye çevirilmiş olmasıdır.
Bir bilim dalı olarak Tasavvuf alanındaki ilk doktora çalışması ise aynı zamanda Muhyiddin Arabi üzerine yapılan bir başka çalışmadır. Prof.Dr.[[Mahmut Erol Kılıç]]'ın "İbn Arabi'de Varlık ve Mertebeleri" adlı bu ilk doktora çalışması Prof.Dr. [[Mustafa Tahralı]]'nın gözetiminde 1995'de tamamlanmıştır. Ancak bu çalışmadan sonra İlahiyat fakültelerinin tasavvuf bölümlerinde yapılan tezlerin sayısı hızla artmış çeşitli dergilerdeki makaleler ve yayınlanan kitaplarla aradaki boşluk doldurulmaya çalışılmıştır. Türkiye'deki Ekberi çalışmalarla ilgili en önemli gelişme Muhyiddin Arabi'nin Fütuhat-ı Mekkiyye eserinin ve onun önde gelen talebe ve halifelerinden Sadreddin Konevi'nin külliyatının Türkçe'ye çevirilmiş olmasıdır.
 
== Ekberi okul ==
[[Varlık birliği|Vahdet-i Vücud]] öğretisinin baş sözcüsü olmakla birlikte kendisinden sonra [[Vahdet-i Vücud]] görüşünü benimseyen sufiler için [[Muhyiddin İbn Arabi]]'nin lakaplarından olan Şeyh-i Ekber'e atıfla ''EkberiEkberî'' sıfatı kullanılmıştır. Her ne kadar varlığın bir olduğunu kabul etmiş olsalar da Ekberi sufiler kimi görüşlerinde farklılıklar sergilemişlerdir. Örneğin Abdülkerim el-Cili ve Sadreddin Konevi her ikisi de Ekberi olmakla birlikte özgün görüşleri de olan ve başlı başına bir sufi metafiziği ve felsefesine sahip olan düşünürlerdir. <ref>Prof. Dr. Mustafa Tahralı, [[Muhyiddin İbn Arabi]] ve Türkiye'ye Tesirleri, Endülüs'ten İspanya'ya (TDV, İst. 1996)</ref>
 
Bazı ekberi sufiler:
"https://tr.wikipedia.org/wiki/Ekberilik" sayfasından alınmıştır