Alevilik tarihi: Revizyonlar arasındaki fark
[kontrol edilmiş revizyon] | [kontrol edilmiş revizyon] |
İçerik silindi İçerik eklendi
k Anlam ayrımı sayfalarına verilen bağlantı asıl maddeye bağlandı. |
k Anlam ayrımı sayfalarına verilen bağlantı asıl maddeye bağlandı. |
||
62. satır:
* İkinci mertebede bulunanlara ise daha değişik bir yönden hitap edilmekteydi. Burada şahsa eski âlimlerin akidelerini kabullenmekle insanlığın büyük bir delâlet içerisine düşeceği ve ilâhî hâkikatin sırrının ancak imâmlara bahşedilmiş bir ayrıcalık olduğu söylenmektedir.
* Üçüncü derecede bulunanlara [[Şia|Şîʿa]]’nın diğer fırkalarında olduğu gibi imâmların adedinin on iki olmayıp yedi olduğu, yedi adedinin kudsiyeti ile bütün temsiliyetin [[Bâtınîlik]] dîninin kurucusu olan yedinci imâma ait olduğu bildirilir.
* Dördüncü mertebeye erişebilenlere ise kâdim dinlerin kâmilen ilga edildiği ve bu yedi imâmın birer de yardımcısı olduğu ve bunların dini yaymakla ve yüceltmekle görevlendirildikleri anlatılır. Peygamberlere “Nâtık” ''("konuşan")'' ve yardımcılarına da “Sâmit ''("susan")'' İmâm” unvanı verildiği söylenir. Her yedi “Sâmit” silsilesinin sonunda bir “Nâtık” gönderildiği ve böylece dinin sürekli olarak geliştirildiği söylenir. [[Âdem]]’den ve oğlu [[Şit]]’ten itibaren altı ''“Nâtık–Sâmit”'' silsilesinden sonra ([[Nuh|Nûh]]–[[Sam]]), ([[İbrahim]]–[[İsmail|İsmâ‘il]]), ([[Musa|Mûsâ]]–[[Harun (peygamber)|Hârun]]), ([[İsa|İsâ]]–[[Şimon (Beni İsrail)|Şem’ûn]]), ([[
* Beşinci mertebede bulunanlar, Semavî [[Nass (İslam)|nass]]’ların açıklamaları ile hadislerin tamamının uydurma olduğuna inanmakla yükümlüdürler. Müntesibin buradaki ruh hali milliyetine göre de değişmektedir. İranlı ise ona Arab’ın çok cahil bir çöllü olduğu fikri, yok eğer müntesip ırken bir Arap ise ona karşı da Arap milletinin mağrur damarlarını tahrik etmek suretiyle başka bir cepheden yaklaşılarak kendisinin diğer bütün kavimlerin hepsinden üstün bir efendi konumunda olduğu söylenmektedir.
* Altıncı dereceliler dinî tekliflerin kâmilen ref’edilmiş olmakla birlikte, sadece milletlerin an’anelerine hürmeten bunlara değer verildiği, yoksa aklı belirli ve sınırlı gayelere ulaştırmak amacıyla anlatılan bu öğretilerin bütün önem ve değerlerinin aslında bir hiç olduğu açıklanır.
225. satır:
{{Ayrıca bakınız|Karamanoğulları Beyliği}}
===== Germiyanlılar devrinde Batı Anadolu’da Bektâşî fa’aliyetleri =====
Bu bölgede Bektâşîliğin yayılması
{{Ayrıca bakınız|Germiyanoğulları Beyliği}}
=== İlhanlılar devrinde Alevîler ===
250. satır:
=== Osmanlı Devleti’nin kuruluş devrinde Alevîler ===
{{Ana|Osmanlı Devleti'nin kuruluş devrinde Alevîler}}
Osmanlı Devleti’nin kuruluş devrinde [[Osman Gazi]]’nin kayınpederi ''“[[Şeyh Edebali]]”'' ile [[Yıldırım Bayezid]]’in eniştesi ''“Emîr Şems’ed-Dîn-i Buharî”'' tarafından, [[Kirmasti|Kirmastı]]’da meşhur ''“[[Geyikli Baba]]”,'' [[Antalya]] [[Elmalı]]’da ''“[[Abdal Musa|Abdal Mûsâ]]”'' ve [[Eskişehir]] [[Karacahisar Kalesi|Karacahisar]]’da ''“Kumral Baba”'' gibi daha birçok “Şia-i Bâtın’îyye” dâîleri adına zâviyeler yaptırılarak bunlara büyük vakıflar bağlanmıştı. [[Kazdağı]] yamaçlarında yaşayan [[Yörükler|Yürükler]]’in haraç rüsumları ''“[[Emir Buhari Tekkesi|Emîr-i Buharî Zâviyesi]]”''ne tahsis edilmişti.<ref>[[Edremit]] kazasının Mülga Mehâkimî Şer’îyye Sicilleri.</ref><ref>[[Tahir Harimî Balcıoğlu|Tahir Harimî]], ''Tarihte [[Edremit]] Şehri''.</ref>
[[II. Murad|İkinci Murad]]’ın ise her şehirde muakkak bir tekke yaptırdığı ve [[III. Murad|Üçüncü Murad Han]]’ın ise tasavvufî şiirleriyle [[Osmanlı Padişahları]] arasında ayrıcalıklı bir mevkiye sahib olduğu bilinmektedir. Fatih’in ûlema ve şeyhlere verdiği önemi ise [[Molla Câmî|Mevlânâ Câmî]]’ye gönderdiği paralardan ve [[Maveraünnehir|Maverâünnehre]] bulunduğu ihsanlardan anlaşılmaktadır. Fatih, Hoca ÛbeydʿAllâh-ı Ahrar’ın halifelerinden Şeyh’ûl-İlâhî Semâvî’yi de [[Edremit, Balıkesir|Edremit]]’ten alıp İstanbul’a getirtmişti. Ayrıca, [[Sadreddin Konevi|Sadr’ed-Dîn Kunevî]]’nin “Cem’ûl-Gayb” isimli meşhur eserini şerhettirmiş ve İstanbul Zeyrek yokuşunda adına bir de zâviyye inşâ ettirmişti. [[Velâyet-nâme-i Hacı Bektâş-ı Velî|Vilâyetnâme-i Hacı Bektâş-ı Veli’yyûl Horasanî]]’ye göre Batı Anadolu’nun fütuhatı [[Hacı Bektaş Veli|Hacı Bektâş]]’ın hâlifeleri sayesinde gerçekleştirimiş olup, [[Osman Gazi]]’de [[Hacı Bektaş Veli|Hünkâr]]’dan nâsip alanlar arasındandır.<ref name="Nefeat’ûl-Üns"/><ref>[[Velâyet-nâme-i Hacı Bektâş-ı Velî|Vilâyetnâme-i Hacı Bektâş-ı Veli’yyûl Horasanî]].</ref><ref>Siret Celâl’ed-Dîn-i Menkûbernî.</ref><ref>Necip Asım, ''Türk Tarihi''.</ref>
{{Ayrıca bakınız|Şeyh Edebali|Hacı Bektaş Veli|Osman Gazi|Velâyet-nâme-i Hacı Bektâş-ı Velî|Abdal Musa}}
|