Vikipedi:Günün maddeleri/Temmuz 2017



Bu sayfada ana sayfaya çıkmış veya çıkacak olan maddeler gösterilmektedir.

Günün maddesini kullanıcı veya kullanıcı tartışma sayfalarınızda {{Anasayfa dinamik içerik}} şablonunu kullanarak çıkartabilirsiniz. Çıkacak olan maddelerle ilgili teklif, öneri düzeltme gibi istekleri Vikipedi:Günün maddesi sayfasında belirtebilirsiniz.




Temmuz 1 - Cts

 
Yıldız Savaşları George Lucas tarafından yapılmış, öncelikle filmleriyle tanınmış, sonraki yıllarda çizgiroman, bilgisayar ve konsol oyunları, televizyon yapımları vb. dallarda ününü geliştirmiş kurgusal evren ve markadır. Film serisinin ilki 25 Mayıs 1977'de, 20th Century Fox tarafından Star Wars (Yıldız Savaşları) ismiyle yayınlanmış ve dünya çapında bir popüler kültür fenomeni olmuştur. Üçer yıl arayla iki devam filmi yayınlanmıştır. Orijinal üçlemenin son filminin yayınlanmasının 16 yıl ardından, "öncül" üçlemenin ilk filmi yayınlanmıştır ve tekrar üçer yıl arayla, diğer iki film de yayınlanarak, tüm seri 19 Mayıs 2005'te tamamlanmıştır.

2008 yılı verilerine göre altı Yıldız Savaşları filminin toplam hasılatı yaklaşık olarak 4.41 milyar dolardır. Bu hasılatla Yıldız Savaşları serisi, James Bond ve Harry Potter serilerinin ardından en çok hasılat yapmış üçüncü film serisi olmuştur. George Lucas filmleri, kitaplar, televizyon dizileri, video oyunları ve çizgiromanlar gibi birçok farklı alanda yayınların ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Üçlemede tasvir edilen kurguya pek çok yenilik getiren bu yan ürünler, serinin takipçileri tarafından Genişletilmiş Evren adıyla bilinen kurgusal evrenin oluşmasına imkan sağlamıştır. Bu yayınlar sayesinde filmler arasındaki boşlukta, Star Wars markasının popülerliği ve değeri korunmuştur. (Devamı...)


 
VI. Gustaf Adolf ya da tam adıyla Oskar Fredrik Vilhelm Olaf Gustaf Adolf Bernadotte (11 Kasım 1882 - 15 Eylül 1973), yönetimde söz sahibi olan son İsveç kralı.

İsveç kralı V. Gustaf'ın oğluydu. 1902'de orduya girdi, 1932'de generalliğe yükseldi. Uppsala Üniversitesi'nde öğrenim gördüğü yıllarda başlayan arkeoloji ilgisi yaşamı boyunca sürdü. 1920'lerde Yunanistan, İtalya ve Kıbrıs'ta arkeolojik araştırma gezilerine katıldı. İsveç'teki eski anıtlar üzerine makaleler yazdı. Dünyada Asya çanak çömleklerinden oluşan en büyük özel koleksiyonlardan birine sahip olan Gustaf, Çin porselenleri konusunda otorite sayılırdı. 88 yaşındayken, İtalya'nın Acquarossa kentindeki Etrüsk harabelerinde sürdürülen kazı çalışmalarına katıldı. 1920'de ölen ilk karısı Connaught prensesi Margaret'ten beş çocuğu oldu. En büyük oğlu Västerbotten dükü Gustaf Adolf'u varis ilan etti. 1923'te Lady Louise Mountbatten'la ikinci evliliğini yaptı. Babasi V. Gustav, İsveç Kralı'in olumu ile Gustaf Ekim 1950'de tahta çıktı. Veliaht Gustaf Adolf'un 1947'de ölmesi üzerine, onun oğlu Karl Gustaf veliaht oldu. 1965'te Riksdag (Parlamento) kralların hükümdarlığa başlama yaşını 25'e yükseltti. Öte yandan 1971'de çıkarılan yasayla kralın yetkilerinin çoğu elinden alındı. Krallık büyük ölçüde sembolik bir makam haline geldi. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 2 - Paz

 
Bakır  (Ingilizce copper, Almanca Kupfer, Fransızca cuivre, Latince cuprum), 1B geçiş grubu elementi. Kıbrıs'ta kaynakları bolca rastlandığından tüm dillerdeki isimlerinin Cyprus kelimesinden türediği tahmin edilmektedir. Simyacılar tarafından Venüs aynası ile gösterilmiştir.

Bakırın önemi, başlıca üç nedenden kaynaklanmaktadır. Dünya'nın hemen hemen tüm bölgelerinde bulunması nedeniyle geniş ölçüde üretiminin yapılabilmesi, elektriği diğer bütün metaller içinde gümüşten sonra en iyi ileten metal olması, endüstriyel önemi yüksek, pirinç, bronz gibi alaşımlar yapmasıdır. Şu şekilde sınıflandırılmaktadır; Hidrotermal orijine sahip, emprenye olmuş bakır yatakları. Bunlara porfir yataklar da denmektedir. 1970 yılı itibarıyla Dünya üretiminin yaklaşık %50'si bu çeşit yataklardan elde edilmiştir. Bu tip yataklara ABD, Şili, Peru ve Kanada'da rastlanmaktadır. Sedimenter yapıdaki maden yatakları. Kalker veya dolomit mineralleri içinde bulunurlar. Daha ziyade Orta Afrika’da rastlanır. Dünya bakır üretiminin %17'si bu yataklardan sağlanır. Sıvı magma asıllı maden yatakları. Bakır ile birlikte çoğu zaman nikel de taşırlar. Bunlara volkanik-sedimenter yataklar da denir. Dünya’nın birçok ülkesinde, özellikle Kanada, Avustralya ve pek çok Avrupa ülkesinde rastlanılır. Devamı...


 
Saddam Hüseyin  ya da tam adıyla Saddam Hüseyin Abdülmecid El-Tikriti (Arapçaصدام حسين عبد المجيد التكريتي; d. 28 Nisan 1937, El Avja, Tikrit - ö. 30 Aralık 2006, Kadimiye, Bağdat), Irak'ın beşinci cumhurbaşkanı (1979-2003).

Arap milliyetçiliği ile Arap sosyalizminin bir karışımı olan Baasçılığı benimsemiş olan Baas Partisi'nin ve daha sonra Baas Partisi Irak Kolu'nun önde gelen bir üyesi olarak bu partiyi iktidara taşıyan 1968 darbesinde anahtar rol oynamıştır. Saddam Hüseyin 1979'da resmen Irak'ın devlet başkanı olmasına rağmen aslında bu tarihten çok daha önce de facto anlamda ülkede iktidar sahibiydi. Sağlığı iyi durumda olmayan Cumhurbaşkanı Ahmed Hasan el Bekir'in yardımcısı olarak, Baas hükümetini yıkabileceğini düşündüğü ülke içindeki pek çok güç odağına karşı doğrudan kendisi tarafından yönetilen güvenlik güçleri oluşturdu. 1970'lerin başlarında petrol ve diğer endüstrileri millileştirdi. 1970'li yıllar boyunca petrol gelirleriyle Irak hızlı bir ekonomik büyüme yaşarken Saddam Hüseyin de devlet mekanizmaları üzerindeki otoritesini giderek sağlamlaştırdı. Bu dönemde Irak nüfusunun yalnızca beşte birini oluşturmalarına rağmen Sünni Araplar ülke yönetiminde pek çok kilit kademeye getirildi. Hükümeti devirmeye çalışan veya bağımsızlık çabasına girişen Şiiler ve Kürtlere karşı pek çok kez sindirme girişiminde bulundu. Saddam Hüseyin, İran-Irak ve Körfez savaşlarından sonra iktidarını korumayı başardı. İsrail'e karşı olan tutumuyla özellikle Arap dünyasında belirli bir saygınlık kazanmış olmakla birlikte, özellikle Batı dünyasında genel olarak zalim bir diktatör olarak tanımlandı. Devamı...

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 3 - Pzt

 
Kaval çoban çalgısı olarak bilinen kaval, yörede daha çok şimşir ağacından (nadiren livori, incir ve erik ağacından), altta 1 ve üstte 7 delikli olarak imal edilir. Dilli kaval ve dilsiz kaval olarak adlandırılan iki türü vardır. Dilli kavalın ucunda ses üretimini sağlayan bir düdük bulunur. Dilsiz kaval ise içi boş bir boru olup çalan kişi nefes teknikleriyle istenen sesi çıkarır. Çobanların kavalı üflemesindeki bir amaç, otlanan hayvanların sakin kalması ve sürüden ayrılmamasıdır, bu gelenek halen günümüzde de uygulanmaktadır.

Dilsiz kaval üflenme teknikleri açısından Ney'e benzer fakat ayrıldığı önemli farklılıklar vardır. Dilsiz kavaldan ses çıkarmak için dudaklar U harfi biçimine getirilir ve çeneye paralel tutulan kaval yüz ekseninden yaklaşık 45 derece sağ ya da sola saptırılarak ses çıkarılmaya çalışılır. Dilli kavalda ses çıkartmak daha kolay olsa da çalmak için horlatma denilen ve alt-üst çene kemiklerinin de kullanıldığı nispeten kolay bir yöntem uygulamak gerekir. Yapı olarak oldukça basit olan kaval nefese büyük özgürlük tanıdığı için çok değişik üfleme teknikleri geliştirilebilir. (Devamı...)


 
Aleksios Apokaukos (YunancaGrekçeἈλέξιος Ἀπόκαυκος; ö.1345) Bizans İmparatorları III. Andronikos (1328-1341 arası hükümdar) ve V. İoannis (1341-1357 arası hükümdar) dönemlerinde önde gelen devlet adamı ve yüksek rütbeli (megas doux) askeri. Yüksek devlet makamlarını yükselmesini VI. İoannis'un (1347-1354 arası hükümdar) himayesine borçlu olmasına rağmen 1341-1347 arası iç savaşında V. İoannis'i destekleyen hizbin liderlerinden Patrik XIV. İoannis Kalekas ile hamisine karşı bir olmuştur. Bir hapishane denetimi sırasında siyasi tutuklular tarafından linç edilerek öldürülmüştür.

Aleksios'un kökeni sıradan ailedendir ve Bitinya'da bir yerde 13. yüzyılın sonlarında doğmuştur. Buna rağmen âlim Theodore Hyrtakenos'tan eğitim almış ve vergi memuru olmuştur. 1320 yılında tuz tesislerinin direktörü, sonra Batı themalarının domestikos'u olmuştur. 1321 yılında imparatorluk parakoimōmenos'u (chamberlain, saray nazırı) olana kadar bürokrasi basamaklarında yükselmiştir. Pozisyonu onu torunu III. Andronikos lehine İmparator II. Andronikos'u tahttan indirmek için Syrgiannes Palaiologos ve prōtostratōr Theodore Synadenos ile komplo kuran İoannis Kantakuzinos için ihtiyaç duyulan biri haline getirmiştir. Savaş tehdidi nedeniyle, İmparator Trakya ve Makedonya'nın bazı bölgelerini III. Andronikos'a verdi. 1328 yılında III. Andronikos tek başına imparator olduğunda, yakın arkadaşı Kantakuzinos'u baş bakan yaptı ve Aleksios ise Kantakuzinos'un boşalttığı makam olan imparatorluk sekreteryası başı (mesazōn) ve devletin maliyesinden sorumlu görevler ile ödüllendirildi. Bu makamlar ona önemli bir miktar servet yapmasına imkan verdi, servetiyle Marmara denizi sahilinde Selymbria yanında Epibatai'da kişisel bir sığınağı kale şeklinde bir ev yaptı. 1341 yılının başlarında Andronikos'un ölümünden hemen önce Bizans donanmasına komuta etme gücü veren yüksek bir rütbe olan megas doux ("Büyük dük") ünvanıyla ödüllendirildi. Cebinden 100,000 Hiperpiron vererek donanmayı yeniden donattı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 4 - Sal

 
Arkeoloji kazı bilimi veya kazıbilim; kazı vb. yöntemlerle ortaya çıkarılan tarihî yapıtları kültürel, sanatsal ve tarihsel yönden inceleyen bir bilimdir. Türkçeye yanlış bir şekilde "kazıbilim" olarak çevrilmiş olsa da kazı, arkeolojik araştırma yöntemlerinden sadece bir tanesidir. Arkeoloji asıl olarak insanlığın kültürel geçmişini, kültürlerin değişimini ve birbirleriyle ilişkilerini inceler.

Arkeoloji, Yunancadaki ἀρχé ar(ch)ke: eski, eskiden kalma ve ό λόγος logos: bilgi, bilim, öğreti, öğretme, tanımlama, ortaya koyma kelimelerinden türemiştir. Kelime anlamı olarak da "Eskinin -Bilgisi, -Bilmi, -Öğretisi, -Tanımlanması ve -Ortaya Çıkarılması" anlamlarına gelebilmektedir. Arkeoloji, kendi içinde birçok farklı bilim dalını barındırmaktadır. Bunlar arasında tarihöncesi (prehistorya) arkeolojisi, klasik arkeoloji, protohistorya ve önasya arkeolojisi, mısır arkeolojisi, tevrat arkeolojisi, ortaçağ arkeolojisi sayılabilir. (Devamı...)


 
Sarah Palin (d. 11 Şubat 1964), Alaska Valisi ve Cumhuriyetçi Parti'nin 2008 Amerika Birleşik Devletleri başkanlık seçimlerindeki başkan yardımcısı adayı olan Amerikalı siyasetçi. 4 Aralık 2006 tarihinde Alaska Valiliği'ne seçilen Palin'in 29 Ağustos 2008 tarihinde Cumhuriyetçi Parti'nin 2008 ABD başkanlık seçimleri'ndeki Başkan Adayı olan John McCain tarafından Başkan Yardımcısı Adayı olarak yarışacağı ilan edildi.

11 Şubat 1964'te Idaho eyaletindeki Sandpoint'da dünyaya geldi. Annesi Sarah Heath, bir okulda sekreter olarak çalışıyordu. Babası Charles R. Heath, fizik öğretmenliğinin yanı sıra atletizm antrenörlüğü yapıyordu. Baba ve annesinin kökenleri, İrlanda, İngiliz ve Alman göçmenlere dayanmaktadır. Sarah'nın anne ve babası 1964'te Alaska eyaletindeki Skagway'a taşındılar. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 5 - Çrş

 
İkili tarama testi ya da 11-14 testi olarak da bilinen ilk trimester tarama testi Down sendromu ve Trizomi 18 adı verilen kromozomal anomaliye sahip bebekleri gebeliğin çok erken dönemlerinde saptamaya yönelik bir tarama testidir. Yaşları kaç olursa olsun tüm kadınlar fiziksel veya zeka engelli bebek doğurma riski taşırlar. Down sendromuna sahip bir bebek doğurma riski 20 yaşındaki bir kadında 1530'da 1 iken bu risk artarak 44 yaşındaki bir kadında 30'da 1'e çıkar.

Tüm tarama testlerinde olduğu gibi bu test de tanı koydurmaz. Sadece hastalık açısından yüksek risk altındaki bebekleri işaret eder ve bu bebeklerde kesin tanıya götüren tanısal testlerin yapılmasını sağlar. Bir başka deyişle testin yüksek risk göstermesi bebekte anomali olduğunun kanıtı olmadığı gibi, riskin düşük çıkması da bebeğin tamamen sağlıklı olduğunu garanti etmez. İlk trimester tarama testinin üçlü test ile karşılaştırıldığında bazı avantajları vardır. Bunlardan en önemlisi testin daha erken dönemde yapılması sonucu olası bir olumsuzluk durumunda gebeliğin daha erken ve risksiz şekilde sonlandırılmasına olanak tanır. Dahası duyarlılığı üçlü teste göre daha yüksektir ve Down sendromu ile trizomi 18 olgularının % 90'ının tanımasına yardımcı olur. 11-14 testi temel olarak iki ayrı incelemenin bir arada değerlendirilmesi ile yapılır. (Devamı...)


 
Harrison Ford (d. 13 Temmuz 1942), Akademi Ödülü ve BAFTA Ödülü adayı, Altın Küre ödülü kazanmış Amerikan sinema oyuncusu. En çok orijinal Yıldız Savaşları üçlemesindeki esprili uzay pilotu Han Solo ve Indiana Jones serisinde canlandırdığı maceracı, azimli arkeolog, Indiana Jones rolleri ile tanınır. Ayrıca Ridley Scott'un 1982 tarihli kült bilimkurgu filmi Bıçak Sırtı, Andrew Davis'in efsane TV dizisi The Fugitive'den uyarladığı Kaçak filmi ve yine yüksek gişe hasılatı kazanmış Air Force One, Tanık, Presumed Innocent ve Gizli Gerçekler gibi filmlerde rol almıştır. Gişeyi altüst eden the Extra-Terrestrial'daki küçük rolü filmin son kurgusunda silinmiştir.

1997 yılında Empire sinema dergisinin düzenlediği "Tüm Zamanların En Büyük 100 Film Yıldızı" listesinde 1 numaraya oturmuştur. Eylül 2006'da, Ford'un rol aldığı filmlerin gişe hasılatı ABD'de yaklaşık olarak 3.1 milyar $, dünya çapında ise 6 milyar $ civarındadır. Bu rakamlar Harrison Ford'u, Tom Hanks'in ardından tüm zamanların en fazla gişe yapan 2. aktörü konumuna getirmiştir. Yine Empire dergisinin yaptığı "Tüm Zamanların En Seksi 100 Film Yıldızı" listesinde 15. sırada yer aldı. 1998 yılında "People" dergisi tarafından yaşayan en seksi adam seçildi. 13 Temmuz 1942'de radyo oyuncusu Dorothy Nidelman ve oyunculuk da yapan reklam ajansı yöneticisi Christopher Ford'un oğlu olarak Illionis, Chicago'da dünyaya geldi. Babası Alman ve İrlanda kökenli bir Katolik, annesi ise Belarus kökenli Aşkenazi'dir. Harrison küçüklüğünde izciydi. Maine East High School'da kızlar tarafından pasif ve başarısız bulunan Ford, WMTH-FM adlı radyoda çalıştı. Ford'un anne tarafından büyükannesi ve dedesi Anna Lifschutz ve Harry Nidelman Belarus kökenli, baba tarafından büyükannesi ve dedesi olan Florence Veronica Niehaus ve John Fitzgerald Ford, Alman kökenli İrlandalı]] Katoliklerdir.". Üyesi olduğu Boy Scouts of America’da başarılı olan Ford, 1960 yılında Park Ridge, Illinois'teki Maine East High School okulundan mezun oldu. Üniversite eğitimi için Wisconsin'deki Ripon College okuluna gitti. Burada Sigma Nu isimli derneğe katılan Ford, kızlarla tanışabilme umudu adına okuldaki drama derslerine de katılıyordu. Brothers Gross isimli folk müzik yapan grupta da yer alan Harrison, eğitimini tamamlayamadan şehirden ayrıldı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 6 - Prş

 
Beyin (Latince'de cerebrum, Antik Yunanca'da ἐγκέφαλος (enkephalos, “baştaki”), from ἐν (en, “içinde”) + κεφαλή (kephalē, “baş”) sinir sisteminin merkezi olarak hizmet eden bir organdır. Bütün omurgalı hayvanlar ve çoğu omurgasız hayvan -bazı süngerler, knidliler, tulumlular ve derisi dikenliler gibi omurgasızlar hariç- beyne sahiptir. Baş kısmında; duyma, tatma, görme, denge, koklama gibi duyulara hizmet eden organlara yakın bir noktada bulunan beyin omurgalıların vücudundaki en karmaşık organdır. Normal bir insanda serebral korteksin (en geniş kısmı) 15-33 milyar nörondan müteşekkil olduğu tahmin edilmektedir. Her biri birkaç bin nöronla sinaps denen bağlantılar yardımıyla bağlıdır. Bu nöronlar birbirleriyle akson denen uzun protoplazmik lifler yardımıyla iletişim kurar. Aksonlar bilgiyi beynin diğer kısımlarına yahut vücudun spesifik alıcı hücrelerine taşır.

Fizyolojik olarak, beynin fonksiyonu vücudun diğer organlarının merkezi kontrolünü sağlamaktır. Hormon denen kimyasalların salgılanmasının işletimi ve kas aktivitesinin oluşumu vücudun diğer organları üzerindeki işlevlerindendir. Bu merkezi kontrol çevredeki ufak değişimlere bile gayet süratli ve koordine bir tepki vermeyi sağlar. Bazı temel tepkilerden olan refleksler, omuriliğin ve çevresel gangliyonların aracılığıyla gerçekleşebilir, fakat kompleks duyusal impulslara bağlı bilinçli yapılan komplike davranışlar ise beynin bilgileri bütünleme kabiliyetine ihtiyaç duyar. (Devamı...)


 
Roman Polanski (d. 18 Ağustos 1933, Paris), Polonyalı aktör, yönetmen, yapımcı ve senarist.

Polanski, 1933'te Polonyalı bir Yahudi ile bir Rus göçmeninin oğlu olarak Paris’te dünyaya geldi. Üç yaşında ailesi ile birlikte Kraków’a taşındı. 1940'ta şehrin Almanlar tarafından işgal edilmesinin ardından ailesi bir toplama kampına gönderildi. Naziler tarafından götürülmesinden hemen önce babasının sayesinde kaçmayı başaran Polanski, iyiliksever Katolik ailelerin yardımı sayesinde hayatta kalmayı başarır. Annesi Auschwitz’de ölür. Kamptan sağ olarak kurtulmayı başaran babası, oğluyla birlikte Krakov’a döner. Babasının tekrar evlenmesi üzerine, artık bir yetişkin olan Polanski evden ayrılır. Babası, Polanski’yi bir teknik okula gönderir. 1950’de bir sinema okuluna devam etmek üzere okulu terk eder. Aynı zamanda, Kraków tiyatrosunda aktör olarak işe başlar. İlk sahneye çıkışı, 1954’te Andrezj Wajda’nın “Pokolenie / Bir Kuşak”ı ile olur. 1954’te Lodz’un ünlü Devlet Film Okulu’nda yönetmenlik bölümüne girer, üç yıl sonra öğrencilik döneminin ilk filmi olan “Rozbijemy Zabawe/ Break Up The Party” yi çeker. İlk tanınan filmi 1962’de çektiği “ Knife in The Water - Suda Bıçak” olur. Bu filmde senaryo üzerinde kendisi çalışmıştır. Sonraki iki filmini çekmek üzere Birleşik Krallık'a giden yönetmenin burada yaptığı ilk film olan “ Repulsion - Tiksinti”, parlak bir başarı elde edemez. Filmin, yönetmenin en çok sevdiği filmi olduğu söylenir. Polanski’nin Hollywood’a ayak basışı, 1968’de çektiği korku filmi “Rosemary’s Baby- Rosemary'nin Bebeği ” ile olur. Önceki eserlerinde olduğu gibi bu filmde de yönetmen, uğursuzluklara işaret eden bir dehşet havası yaratır. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 7 - Cum

 
Futbol on birer oyuncudan oluşan iki takım arasında, kendine özgü küresel bir topla oynanan takım sporu. 21. yüzyıl itibarıyla 200'ün üzerinde ülkede 250 milyonu aşkın oyuncu tarafından oynanmaktadır ve dünyadaki en popüler spordur.

Futbol maçları dikdörtgen şeklindeki, yapay veya gerçek çimle kaplı sahada oynanır. Sahanın kısa kenarlarının ortalarında birer kale bulunur. Oyuncuların amacı, temelde ayak olmak üzere vücudunun belli kısımlarını kullanarak (eller ve kollar hariç) topu karşı takımın kalesine sokarak gol atmaktır. İstisnai olarak her iki takımın kalesini koruyan kaleciler, ceza alanı olarak adlandırılan kendileri için belirlenmiş alanların sınırları dahilinde topa elle müdahale edebilmektedirler. Topun; sahanın uzun kenarlarından saha dışına çıkması durumunda taç atışı (topa son olarak hangi takım oyuncusu temas etmişse karşı takım kullanır), kısa kenarlarından dışarı çıkması durumunda ise köşe (bir oyuncunun, topu kendi kale çizgisi dışına çıkarması durumunda karşı taraf lehine kale çizgisi ile yan çizgisinin kesiştiği noktadan kullanılır) veya aut atışı (topun, hücum oyuncuları tarafından kale çizgisi dışına vurulması sonucunda ceza sahası içinden aut vuruşu yapılarak top oyuna sokulur) ile oyun yeniden başlar. 45'er dakikalık iki devreye ayrılan 90 dakikadan oluşan maçlarda karşı takımdan daha fazla gol atmayı başaran takım galip gelirken atılan gol sayılarının eşit olması durumunda maç berabere tamamlanır. Bazı organizasyonlardaki kurallara göre normal süresi berabere tamamlanan maçlarda 15'er dakikalık iki devre halinde oynanan uzatma dakikaları, eşitliğin bu sürede de bozulmaması durumunda penaltı atışları sonucunda galip gelen taraf belirlenir. MÖ 300-200 yıllarında Çin'de ortaya çıkan ve günümüzdeki futbolla benzerlikler taşıyan cuju, oynanış bakımından futbola benzeyen ilk oyun olarak kabul edilmektedir. Yıllar boyunca dünyanın farklı yerlerinde futbola benzeyen oyunlar oynansa da modern futbol kuralları ilk olarak 1863 yılında Futbol Birliği tarafından sistemleştirilmiş olup günümüze kadar birçok değişikliğe uğramıştır. Futbolun uluslararası alandaki yönetim teşkilatı Uluslararası Futbol Federasyonları Birliğidir. (Devamı...)


 
İbrahim veya Abraham (İbraniceאברהם), yaklaşık olarak MÖ 2. binyılda yaşadığına inanılan İbranî dinî şahsiyet. İslam'a göre bir peygamber, Musevilik ve Hristiyanlığa göre ise din büyüğüdür. İshak ve İsmail'in babası olduğuna; Yahudilerin İshak'ın soyundan geldiğine, İsmail'in ise İslam peygamberi Muhammed ve Arapların atalarından olduğuna inanılır.

Bazı kaynaklar İbranilerin Hindistan bağlantısına ve İbrahim'in Hint kökenli bir rahip olarak batıya göç etmiş olabileceğini iddia ederler. İbrahim ile Brahma'nın bazı benzeşik figüratif özellikler taşıması araştırmacıların dikkatlerini çekmiştir; Örneğin kendilerinin ve eşlerinin isimleri, her ikisinin de "halkın babası" olması, Brahma'nın binek kuşu ve dört kollu olmasına karşılık İbrahim'in bir kuşu dörde bölüp dört bir yanda farklı tepelere bırakması ve çağırdığında kuşun parçalarının bir araya gelerek dirilmesi gibi. Rahman ve Rahim kelimelerinin kaynağını aldığı RHM kökü Akadca gibi antik diller başta olmak üzere birçok Ortadoğu, İran ve Hint dillerinde ortak kullanımlara sahiptir. Kelimenin hangi dilden kaynaklandığı ve diğer dillere geçtiği konusunda dillerin gelişim evreleri, tarih ve kronoloji bilimlerinden faydalanılabilir. Adın Sami dillerinde baba anlamına gelen "Ab" ve yüce anlamına gelen "Raam/Raham" kelimelerinin birleşiminden kaynaklanmasıyla ortaya çıkan anlamı; “yüce baba” veya yüceltilmişlerin babası’dır. Ab = "Baba;" Hir veya H'r = "Baş; Üst; Yüceltilmiş;" Am = "Halk." Dolayısıyla, Abhiram veya Abh'ram "Yüceltilmişlerin Babası" veya “halkın babası” anlamlarına gelmektedir. İbranice'de Rakham = "İlahi merhamet", Ab raham; merhametin veya "merhametlilerin babası" anlamlarına gelir. Yahudi ırkının Hindistan ile bağlantılı olduğunu savunan bazı araştırmalara göre; Brahma ve Abraham aynı kişidir, "Abraham" Brahma kelimesinin yanlış telaffuzundan başka bir şey değildir. Keşmir dilinde "Ab" veya "Ap" baba, Ram’dan türeyen "Raham" ilahi merhamet anlamına gelmektedir. Dolayısıyla, Ab-Raham = İlahi merhametin babası anlamına gelir. Diğer bir teori; Çok tanrıcı "Brahm-Aryan" kültüne sırt çeviren bir rahibin "A-Brahm" (Gayri-Brahman) olarak nitelendirilmesiyle ismin türetilmesidir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 8 - Cts

 
Çin-Sovyet ayrılığı (Çince: 中蘇交惡; Rusça: Советско-китайский раскол), Çin ve Sovyetler Birliği arasında 1960-1989 yılları arasında yaşanan ciddi bir diplomatik ayrılıktır. Stalin'in 1953 yılındaki ölümünden sonra Nikita Kruşçev tarafından başlatılan destalinizasyon politikası sonucunda kısmen başlamış, 1969'da zirveye ulaşmış ve farklı yollarla 1980'lerin sonuna kadar sürmüştür.

ÇKP, 1971 yılında Nikita Kruşçev öldüğünde tekrar Sovyetler Birliği ile diplomatik ilişkiler kurarak görüşmüş, fakat iki ülke arasındaki gerilim Brejnev'in Nikita Kruşçev politikasını devam ettireceğini söylemesi üzerine devam etmiştir. Sovyetler Birliği'nde Gorbaçov SBKP Genel Sekreteri olduğunda sorun büyük ölçüde çözülmüştür.

Bu ayrılık zaman zaman sınır çatışmalarına da neden olmuş, iki taraftan (Kızıl Ordu ve Çin Halk Kurtuluş Ordusu) çeşitli asker kayıpları meydana gelmiştir. Ayrıca bu durum uluslararası komünist akımlarda da paralel etkilere de sebep olmuş, Sovyetler Birliği tezleri yanlıları Çin tezleri yanlıları çeşitli ülkelerde politik olarak zıt kutuplara ayrışmıştır. (Devamı...)


 
Giovanni Battista Tiepolo bilinen diğer adlarıyla Gianbattista veya Giambattista Tiepolo (5 Mart 1696 - 27 Mart 1770), Venedikli ressam ve baskı sanatçısıydı. Tiepolo, Venedikli fresk ressamlarının son "büyük ustası" olarak gösterilir. Gayet çok sayıda eser bırakmış ve sadece İtalya'da değil Almanya ve İspanya'da da çalışmıştır.

Giambattista Tiepolo Venedik'te, kaptan Domenico Tiepolo ile eşi Orsetta'nın altı çocuğunun sonuncusu olarak doğdu. Tiepolo soyadı aristokrat bir aileye ait olsa da, ressamın babası ariskotrat statüsü almayı istemedi. Bölgedeki kilise olan S. Pietro di Castello'da vaftiz edilen ressama, vaftiz babası olan Venedikli soylu Giovanni Battista Dorià'nın şerefine Giovanni Battista ismi verildi. Tiepolo'nun doğumundan bir yıl sonra babası, aileyi maddi güçlükler içinde bırakarak vefat etti. Giambattista ilk başlarda Gregorio Lazzarini'nin öğrencisiydi, ancak eserlerinde dönemin daha yaşlı ressamları olan Sebastiano Ricci and Giovanni Battista Piazzetta'nın etkileri daha fazla görüldü. 19 yaşındayken, ilk büyük siparişi olan İshak'ın Kurban Edilişi'ni (şimdi Accademia'da) tamamladı. 1717'de Lazzarini'nin atölyesinden ayrıldı ve Fraglia ressamlar loncasına kabul edildi. 1719'da, dönemin iki Venedikli ressamı olan Francesco ve Giovanni Antonio Guardi'nin kız kardeşi Maria Cecilia Guardi ile evlendi. Çiftin dokuz çocuğu oldu, dört kızları ve üç oğulları hayatta kaldı. Domenico ve Lorenzo isimli oğulları ressamın asistanlığını yaptı ve sonraları kendi adlarıyla da tanınmaya başladı. Üçüncü oğlu ise rahip oldu. Udine'nin Friulian kasabasından bir aristokrat olan Dionisio Delfino, kasabadaki şapelin ve sarayın fresklerle dekore edilmesi işini Tiepolo'ya verdi (1726-28). Ressamın Venedik'te yaptığı ilk başyapıtlar ise Ca' Dolfin'in kabul odasının dekorasyonu için büyük tuvallere çizdiği, antik savaşları ve zaferleri betimleyen bir dizi tabloydu (yaklaşık 1726-29). (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 9 - Paz

 
Satürn (eski adı ile Zühal) Güneş Sisteminin Güneş'e yakınlık sırasına göre 6. gezegenidir.

Büyüklük açısından Jüpiter'den sonra ikinci sırada gelir. Adını yunan mitolojisindeki Kronos'tan alır. Çıplak gözle izlenebilen 5 gezegenden biri (diğerleri, Merkür, Venüs, Mars, ve Jüpiter) olarak eski çağlardan beri insanoğlunun dikkatini çekmiştir. Büyük ölçüde hidrojen ve helyumdan oluşmakta ve gaz devleri sınıfına girmektedir. Su yoğunluğu ile karşılaştırıldığında 0.69 olan bu değer, Yerküre'nin yoğunluğunun % 12'si kadardır. Düşük yoğunluk, gezegenin akışkan yapısı ve kendi çevresindeki dönüş hızının yüksekliği ile birleşerek, Satürn'e ekvatorda geniş, kutuplarda basık elipsoid görüntüsünü vermektedir. Yansıtılabilirlik derecesi(albedo) 0.47 olan gezegen, böylece yüzeyine düşen güneş ışığının yarıya yakınını görünür tayfta yansıtmaktadır. Ancak kızılötesi alandaki ışınım ölçüldüğünde, Satürn'ün Güneş'ten aldığı enerjinin 3 kat fazlasını dışarı yaydığı görülür. Bu nedenle gezegen, Güneş'e olan uzaklığına göre hesaplanan 71K' den (-202 °C) çok daha yüksek bir etkin sıcaklığa sahiptir ve 95K (-178 °C) sıcaklığında bir kara cisim gibi ışır. Satürn'ün kendi içinde yarattığı bu enerji fazlası, gezegenin yerçekiminin etkisi ile yavaşça kendisi üzerine çökerek küçülmesi sırasında dönüştürülen potansiyel enerji ile açıklanmaktadır. Kelvin-Helmholtz mekanizması olarak adlandırılan ve daha sınırlı ölçüde Jüpiter'de de gözlenen bu olgu Satürn'ün yarattığı ısıl enerji fazlasını tek başına açıklamaya yeterli değildir. Ek bir mekanizma olarak, gezegenin yüzeye yakın katmanlarında hidrojen ile karışım halinde bulunan helyumun ağırlığı nedeniyle merkeze doğru süzülerek göç etmesi sırasında potansiyel enerjisinin bir kısmını açığa çıkarması önerilmektedir. (Devamı...)


[[Dosya:|sağ|150px]] Agatha Christie ya da tam adıyla Agatha Mary Clarissa Miller Christie Mollowan (15 Eylül 1890 – 12 Ocak 1976), İngiliz yazar, polisiye edebiyatın en önemli isimlerinden biri ve dedektif Hercule Poirot karakterinin yaratıcısıdır. Mary Westmacott takma adıyla aşk romanları da yazmıştır. Ancak asıl ününü, yazdığı 80 dedektif romanına ve West End tiyatrolarında sahnelenen oyunlarına borçludur.

Babası Frederick Alvah Miller, Agatha henüz küçük yaştayken öldü. Annesi tarafından evde eğitilen küçük kız, yalnız bir çocukluk geçirdi. Küçük yaşta öyküler yazmaya başladı. 16 yaşında, şan öğrenimi görmek üzere Paris’e yollandıysa da kısa sürede bundan vazgeçti. Ciddi anlamda ilk edebi denemeleri, duygusal konuları ele alan öyküler oldu. 1914’te pilot albay Archibald Christie ile evlendi ve yeniden Fransa’ya gitti. Dislektik olmasına rağmen öykü, roman okumayı çok seviyordu. Fransa'dayken vakit geçirmek üzere okuduğu dedektif öykülerinin daha iyilerini yazabileceğini düşünerek ilk polis romanı olan The Mysterous Affair at Styles’ı (Styles’daki Esrarengiz Olay) yazdı. Kitap çeşitli yayınevinlerince geri çevrildikten sonra 1920’de Bodley Head Yayınevi tarafından kabul edildi. Bu roman, Agatha Christie’nin ilk Hercule Poirot’lu romanıdır. Agatha Christie 1926’da 11 gün boyunca kaybolur. Bütün aramalara rağmen bulunamaz. Arabası bir göl kenarında bulunur; ağaçlara çarpmış, bavulları dağılmış bir şekilde.… Amaç, bellidir; “Agatha Christie göle düştü” süsü vermektir. Sonra birden ortaya çıkar Agatha Christie. Ama hiçbir açıklama yapmaz. Kimlerine göre Agatha Christie geçici hafıza kaybına uğradı. Kimilerine göre, Agatha Christie kocasının sevgilisini öldürmek planları yapmak için bilmediği bir yere gitti. Sır, hâlâ meçhul. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 10 - Pzt

 
Tel Abyad Muharebesi Suriye İç Savaşı sırasında Irak ve Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) 27 Şubat 2016 günü Tel Abyad'a saldırması sonucu çıkan ve 1 Mart'a kadar süren çatışmalar bütünü.

Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nin aktardığı bilgilere göre; savaşın başlangıcından yaklaşık bir ay önce YPG üniforması giyerek gizlenmiş çok sayıda IŞİD militanı Tel Abyad'a giriş yaptı. Bu militanlar "Hilafet Gençleri" ya da IŞİD'in çocuk askerleri olarak adlandırılmaktaydı. 27 Şubat 2016'da yerel saatle 23:00'da yüzü aşkın IŞİD militanı, YPG denetimindeki Tel Abyad'a Suriye-Türkiye sınırı tarafından saldırdı. Saldırı Suriye'deki genel ateşkesin yürürlüğe girmesinden yalnızca birkaç saat sonra meydana geldi. YPG askeri sözcüsü Redur Xelil'e göre, saldırı Tel Abyad'ı tekrar almak için değil, Kürt kantonlarının bağlantısını kesmek ve Haziran 2015 Kobani saldırısı'nda olduğu gibi bölgedekilere mümkün olduğunca çok zarar vermekti. (Devamı...)


 
Delos problemi veya küpü iki katına çıkarma pergel ve cetvel kullanarak çözülemeyen üç geometrik problemden biri. Eski Mısırlı, Yunan ve Hint matematikçiler bu problem üzerinde çalışmışlardır.

"Küpü iki katına çıkarmak", ayrıt uzunluğu s ve hacmi V olan bir küp kullanarak 2V hacminde yeni bir küp oluşturmak anlamına gelmektedir. Oluşturulacak olan küpün ayrıt uzunluğu   olduğundan ve bu ifadenin sayı doğrusu üzerindeki yeri tam olarak belirlenemeyeceğinden bu problem yalnız pergel ve cetvel kullanarak çözülememektedir.

Problemin adı, Apollon tarafından gönderilen felakete çare bulmak amacıyla Delfi'deki kahine başvuran Delos sakinlerine dayanmaktadır. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 11 - Sal

 
Vareg Muhafızlar 10. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar Bizans imparatorlarının kişisel korumalığını yapan seçkin birliğin adıdır. Muhafızlar ilk defa Kiev Prensi I. Vladimir'in Hristiyanlığı kabulünü takiben 988 yılında İmparator II. Basileios'un yönetiminde oluşturuldu. Vladimir, Vareg savaşçılar ile Kiev'in yönetimini ele geçirmesinden sonra, yapılan askeri yardım anlaşmasının bir parçası olarak 6.000 askeri Basileios'a yolladı. Basileios'un kendi askerlerine güvenmemesi, siyasetten uzak kalan Vareglerden kendine bir muhafız taburu kurmasına neden oldu. Yıllar boyunca, İsveç, Danimarka ve İzlanda'dan yapılan yeni asker alımları ile geç 11. yüzyıla kadar baskın olarak İskandinav kökenli kaldı. Devamı...

 
Sigmund Freud (Almanca telaffuz: [ˈziːkmʊnt ˈfʁɔʏt], nüfus kaydında Sigismund Scholomo Freud) (d. 6 Mayıs 1856, Příbor, Moravya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu (bugün Çekya) - ö. 23 Eylül 1939, Londra, Birleşik Krallık), psikanaliz öğretisini geliştirmiş olan Yahudi kökenli Avusturyalı nörolog. Kişiliğin 5 farklı dönemden geçerek geliştiğini öne süren Psikoanalitik Kuram'ın kurucusudur. Orta seviye bir Yahudi yün tüccarının, kırk yaşındayken, kendisinden yirmi yaş küçük bir kadınla yaptığı ikinci evliliğinden dünyaya geldi. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 12 - Çrş

 
Marko Manastırı (Makedonca ve Sırpça: Марков Манастир /Markov Manastir) Makedonya'da Üsküp şehrinin güneybatısında yaklaşık 18 km uzaklıktaki Markova Sušica köyünde bulunan bir manastırdır. Manastırın inşasına Sırp Kral Vukašin önderliğinde 1345 yılında başlanmış olsa da, içindeki freskler dönemde yaşanan Osmanlı akınları ve iç karışıklıklar nedeniyle oğlu Prens Marko tarafından yaklaşık 30 yıl sonra ancak tamamlanabilmiştir. Manastırın Katholikon'u Aziz Demetrius kilisesidir ve bu kilise manastır kompleksinin merkezini oluştur.

Kuruluşundan bu yana aktifliğini sürdüren manastır, dışında, öğrencilerin konaklayabileceği odalar, çan kulesi, kuyu, değirmen, fırın ve depolara da sahiptir. Marko Manastırı neredeyse zarar görmeden günümüze ulaşabilmiştir. 1467-1468 yıllarında kayıtlara geçtiğine göre Osmanlı döneminde manastırda yaklaşık 20 keşiş bulunmaktaydı. Aziz Demetrius'a adanmış kilise Yunan haçı planlıdır ve üzeri merkezi kubbe ile örtülmektedir. Yapı, her ne kadar Sırp İmparatorluğu döneminde inşa edilmişse de, Ortodoks geleneğini takip eden freskleri ve mimarisi nedeniyle Bizans mimarisi ve sanatı altında değerlendirilir. Kilise alanı 10 x 16 metre ve kubbenin yüksekliği yaklaşık 16 metre civarındadır. Üsküp yakınında bulunan kiliselerin gösterdiği benzer özellikler, özellikle de Kubbe'nin tambur üzerine oturtuluşu nedeniyle Slobodan Ćurčić tarafından bu kilise türü "Skopian Paradigm“ olarak tanımlanmıştır. Kilise narteksi gün ışığı almayan kör bir kubbeye sahiptir. Narteks, Naos'tan tribelon olarak da adlandırılan iki sütun ile ayrılır. Bu durum narteksi ayrı bir bölme yapmaktan çok Naos'un bir uzantısı görüntüsüne sokmuştur. Zira duvarlarda bulunan freskler bir uyum içindedir ve konu olarak narteks ve naos arasında farklılık göstermezler. Oktogonal bir tambur üzerinde yükselen kubbe dört adet uzun sütun tarafından taşınır. Bu sütunlar tribelonu oluşturan sütunlardan daha uzunlardır. Kiliseye gerek batıdan gerekse güney cepheden giriş yapılabilir. Batı girişinin önünde Osmanlı döneminde inşa edilmiş bir Exonarteks bulunur. Güney girişinin önünde ise günümüzde artık var olmayan bir yapının kalıntıları bulunur. Bu yapının bir vaftizhane ya da Marko'nun babası Vukasin adına inşa ettirmiş olabileceği Pareklesion olabileceği yönünde çeşitli iddialar vardır.Devamı...


 
Ernest Hemingway (d. 21 Temmuz 1899 – ö. 2 Temmuz 1961), Amerikalı romancı, kısa hikâye yazarı ve gazetecidir.

Basit yazma tekniği ve sade üslubuyla 20. yüzyıl kurgu romancılığını etkilemiştir. I. Dünya Savaşı'nda Avrupa'ya gidip gönüllü olarak Kızılhaç'ta ambulans şoförlüğü yaparken yaralanan ve tedavisi sırasında hemşiresine aşık olan Hemingway'in bu aşkı ve savaşın anlamsızlığını anlattığı Silahlara Veda adlı romanı, en ünlü eserlerindendir. Yazar, İspanyol İç Savaşı sırasında savaş muhabirliği yapmış ve en başarılı eserlerinden olan Çanlar Kimin İçin Çalıyor (1940) adlı romanında ABD'li bir profesörün gözünden savaşı anlatmıştır. Hemingway, 1946'da Küba'ya yerleşti. gerçek başyapıtı olan Yaşlı Adam ve Deniz adlı eserini 1952'de yazdı. Bu eser ile 1953'te Pulitzer, 1954'te Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü. 1961'de evinde kendini av silahı ile vurarak hayatına son verdi. Devamı...

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 13 - Prş

 
Brezilya (Portekizce: Brasil) ya da resmî adıyla Brezilya Federal Cumhuriyeti (Portekizce: República Federativa do Brasil), Güney Amerika'da yer alan, kıtanın en büyük ve en kalabalık ülkesidir. Uzun bir Atlas Okyanusu kıyısı vardır. Komşuları, güneyden kuzeye: Uruguay, Arjantin, Paraguay, Bolivya, Peru, Kolombiya, Venezuela, Guyana, Surinam, Fransız Guyanası'dır. (Ekvador ve Şili hariç tüm Güney Amerika ülkeleriyle komşudur.)

Brezilya Bayrağında renkler ormanları ve madenleri değil eskiden görev yapmış Kraliyet ailelerini simgeler. 21 Nisan 1500 tarihinde Portekizli bir gemici olan Pedro Álvares Cabral, Hindistan'a gittiği düşüncesiyle Güney Amerika'ya ayak bastı ve ülkeyi Portekiz kralı adına zaptettiğini ilan etti. 1530 yıllarında Martin Alfonso de Sousa liderliğindeki bir keşif gezisi esnasında, stratejik noktalar olan yerlere, Rio de Janerio ile bir yıl sonra da bugünkü Santos şehrinin banliyosü olan Sao Vicente şehirlerini kurdular. Piratininga şehri de 1532 yılında Sao Vicente yakınlarında yüksek bir bölgede kuruldu. Portekizlilerin İspanya hâkimiyetine girdiği 1580'den 1640 tarihine kadar Brezilya bir İspanya sömürgesi oldu. 1640'ta Portekizliler Brezilya'yı tekrar ele geçirdiler. Hükumet merkezi 1763'te Salvador'dan Rio de Janeiro'ya taşındı. Zira burası coğrafi ve stratejik bakımdan merkez olmaya daha uygundu. (Devamı...)


 
Jean-Paul Sartre (tam adı: Jean-Paul Charles Aymard Sartre) (21 Haziran 1905, Paris - 15 Nisan 1980, Paris), Fransız yazar ve düşünür. Felsefi içerikli romanlarının yanı sıra her yönüyle kendine özgü olarak geliştirdiği varoluşçu felsefesiyle de yer etmiş; bunların yanında varoluşçu Marksizm şekillendirmesi ve siyasetteki etkinlikleriyle 20. yüzyıl'a damgasını vuran düşünürlerden biri olmuştur. O, her şeyden önce bir anlatıcı, denemeci, romancı, filozof ve eylemci olarak yalnızca Fransız aydınlarının temsilcisi olmakla kalmamış, özgün bir entelektüel tanımlamasının da temsilcisi olmuştur.

Babasını ufak yaşta yitiren Sartre, annesinin ailesinin yanında büyüdü. Olgunluk sınavını Louis le Grand Lisesi'nde verdi. Daha sonraki eğitimini Ecole Normale Supérieure'de, İsviçre'deki Fribourg Üniversitesi'nde ve Berlin'deki Fransız Enstitüsü'nde sürdürdü. Çeşitli liselerde öğretmenlik yaptı ve 1928'de Simone de Beauvoir'la tanıştı. II. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından hapse atılmasının sonrasında Direniş hareketine katıldı. Sinekler adlı ünlü oyunu bu koşullarda yazıldı ve sahnelendi. Aynı sekilde, Varlık ve Hiçlik adlı kendi felsefesini açıkladığı ünlü yapıtı da bu sırada yazıldı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 14 - Cum

 
Haliç-Karadeniz sahra hattı 1914 yılında İstanbul'da faaliyet gösteren Silahtarağa Elektrik Santrali'yle, şehrin kuzeyindeki linyit ocakları arasında kurulan demiryolu hattı. Faaliyete geçtiği ilk dönemlerde Zonguldak'tan çıkartılarak denizyoluyla İstanbul'a getirilen kömürü kullanan Silahtarağa Santrali, I. Dünya Savaşı yıllarında kömür temininde sıkıntı yaşamaya başladı. Zonguldak'tan kalkan Şirket-i Hayriye gemileri Karadeniz'de Rus donanması tarafından batırılıyordu. Şehirde elektrik üretilen tek tesisin kömür sıkıntısı yaşaması nedeniyle tüm şehrin elektriksiz kalması söz konusuydu. Bu yüzden işletmeci kuruluş olan Osmanlı Anonim Elektrik Şirketi en ucuz ve kısa yoldan kömür bulmak için birtakım çareler aramaya başladı. Sonuç olarak günümüzde Eyüpsultan ilçesi sınırları içinde kalan Ağaçlı köyündeki linyit ocaklarından çıkartılan kömürün yeni ihdas edilecek bir dekovil hattıyla santrale getirilmesi yönünde karar alındı. Dönemin etkili isimlerinden Enver Paşa bu işle bizzat ilgilendi. 1 Şubat 1915 tarihinde hattın ilk ayağı olan Silahtarağa-Ağaçlı arası dekovil hattının inşasına başlandı. (Devamı...)

 
Franz Kafka (d. 3 Temmuz 1883 – ö. 3 Haziran 1924) modern dünya edebiyatının ikonik ve özgün yazarlarından biridir.

Temmuz 1883'te Prag’da ufak moda eşyalar satan bir dükkan işleten Hermann ve Julie Kafka'nın 6 çocuğunun ilki olarak dünyaya gelmiştir. İki erkek kardeşi daha bebekken ölmüştür. 3 kız kardeşi de kendinden uzun yaşamıştır. Hukuk okumuş, boş zamanlarında yazmaya başlamıştır. Yazıları, ilk olarak Betrachtung, 1912 yılından itibaren yayımlanmaya başlamıştır. Kafka'nın duygusal deneyimleri ve ailesiyle olan ilişkileri eserlerinde özellikle günlük ve mektuplarında ifade bulmuştur. Babaya Mektup'ta (AlmancaBrief an den Vater) Kafka'nın bakış açısından babasıyla olan ilişkisi gözükmektedir. Hayatta olduğu süre içerisinde 7 kitap yazmıştır. Bunların yanında 3 tamamlanmamış roman ve birçok mektup ve günlük bırakmıştır gerisinde. Kafka yakın arkadaşı Max Brod'dan öldüğünde tüm bu eserlerini yakmasını istemiştir. Max Brod'un Kafka'nın bu isteğini yerine getirmemesi sayesinde bugün bu eserler günümüze ulaşmıştır. Kafka tüm eserlerini Almanca yazmıştır. Kafka modernist yazar olarak görülmektedir. Eserlerinde suç, özgürlük, yabancılaşma ve sorumluluk ayrıca otoriteye bireysel karşı koyma gibi temaları işlemiştir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 15 - Cts

 
Süveyş Kanalı (Arapça: قناة السويس‎, trl: Qanā el-Suways). 17 Kasım 1869'da trafiğe açılmıştır. Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayan yapay su yoludur. Temelleri Osmanlı İmparatorluğu tarafından atılmış, Baharat Yolu'nun ve Akdeniz Ticareti'nin canlandırılması sağlanmıştır. Kanal (Süveyş) Cephesi, Almanya'nın isteği üzerine açılmıştır. I. Dünya Savaşı'nda Birleşik Krallık ve de Arapların yardımı ile Osmanlı topraklarından (sınırlarından) çıkarak Birleşik Krallık'ın sınırlarına girmiştir. Birleşik Krallık tarafından da 1869'da açılmıştır.

Napolyon Mısır'ı işgal ettikten sonra 1799'da bu konuda olurluluk raporu istemiştir. Sina Yarımadası'nın batısındadır. 193,3 kilometre uzunluğunda ve en dar yerinde 313 metre genişliğindedir. Kanal, Afrika çevresinde dolaşmaya gerek kalmadan Asya ile Avrupa arasında deniz taşımacılığı yapılmasını sağlar. Dünyanın en önemli su yolları arasında yer alır. Eski gemiciler ticarette çok uzun yol ve mesafe kat ettikleri için böyle bir kanal yapma gereksinimi ortaya çıkmıştır. Dünyada kapakları olmayan en uzun kanaldır. Diğer kanallarla karşılaştırıldığında kaza oranı hemen hemen sıfırdır. Gece ve gündüz geçiş yapılabilir. (Devamı...)


 
Vincent van Gogh ya da tam adıyla Vincent Willem van Gogh (telaffuz:  [ˈvɪnsɛnt vɑn ˈɣɔx] ; d. 30 Mart 1853 – ö. 29 Temmuz 1890), Hollandalı ard izlenimci ressam. Bazı resim ve eskizleri, dünyanın en tanınmış ve en pahalı eserleri arasında yer alır.

Van Gogh gençliğini bir sanat simsarlığı firmasında çalışarak geçirmiş, kısa süren bir öğretmenlik deneyiminden sonra da Belçika'da fakir bir madenci kasabasında misyoner olmuştur. Resim kariyerine 1880'den sonra başlamıştır. Başlangıçta koyu ve kasvetli renklerle çalışan Van Gogh, Paris'te tanıştığı izlenimcilik ve yeni izlenimcilik akımlarının etkisiyle canlı renklere geçmiş; Güney Fransa'da geçirdiği süre zarfında da bugün yaygın olarak tanınan kendine özgü resim tarzını geliştirmiştir. Van Gogh, ömrünün son on yılı boyunca yaklaşık 900 suluboya/yağlıboya resmi ve 1100 karakalem çalışma üretmiş, en meşhur eserlerini ise ömrünün son iki yılında yapmıştır. 1888'de ressam Paul Gauguin ile arkadaşlığının bozulması üzerine sol kulağının bir kısmını kesmiş, giderek kötüleşen ruhsal hastalığı sonucunda kendini göğsünden vurarak intihar etmiştir. Kimi sanat tarihçileri Gauguin ile yaptıkları hararetli bir tartışma sonucu Gauguin'in isteyerek ya da kendini gard amaçlı olarak Van Gogh'un kulağını kestiğini de iddia ederler. Van Gogh, resim kariyeri boyunca kardeşi Theo'dan aldığı maddi destek sayesinde ayakta durabilmiştir. İki kardeşin arkadaşlığı, 1872'den itibaren birbirlerine yazdıkları mektuplarla belgelenmiştir. Van Gogh'un, Theo'ya yazdığı mektup sayısı 600'den fazla iken; Theo'nun, Van Gogh'a yazdığı sadece 40 mektup bulunabilmiştir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 16 - Paz

 
Vincent van Gogh'un sağlığı üzerine varılmış bir görüş birliği olmayan bir konudur. 1890 yılında ölümü genel olarak intihar kabul edilmiştir. Hangi rahatsızlıklardan ya da hastalıklardan muzdarip olduğu konusunda çeşitli varsayımlar bulunmaktadır. Bu varsayımların arasında epilepsi, bipolar bozukluk, güneş çarpması, akut intermitant porfiria, kurşun zehirlenmesi ve Ménière hastalığı da bulunmaktadır.

Van Gogh'un mektupları ve Saint-Rémy akıl hastanesi kayıtları gibi çeşitli dokümanlarda bazı semptomlar anlatılmıştır. Van Gogh'un gösterdiği semptomlar arasında hazımsızlık ve mide rahatsızlığı, halüsinasyonlar, kâbuslar, uyuşukluk, unutkanlık, iktidarsızlık, insomnia ve anksiyete sayılabilir. Van Gogh ara sıra tekrarlayan bir çeşit atak ya da nöbetlerden muzdaripti ve böyle bir atak sırasında 23 Aralık 1888'de kulağının bir kısmını ya da muhtemelen tamamını keserek kendini yaraladı. Bu nöbetin ardından yatırıldığı Arles'daki hastanede konulan teşhis "genel deliryum ile akut mani" olmuştur. Hastanede çalışan genç Dr. Félix Rey ayrıca zihinsel epilepsi olarak tarif ettiği "bir çeşit epilepsi" olduğunu da önermiştir. 1890 yılında bu nöbetler daha sıklaşmaya başladı ve en uzunu 1890 yılının Şubat ve Nisan ayları arasında 9 hafta sürdü. İlk olarak bilinç karışıklığı ve bilinç kaybı ile başlayan nöbetler uyuşukluk ve tutarsızlıklarla devam etti; nöbetler sırasında ne resim yapabiliyor ne de mektup yazabiliyordu. (Devamı...)


 
Çöl kaldırımı kırılmış ince çakıl ya da irice taş parçalarının birbirine açısal bir şekilde yüzeyi kaplayıp, sıkışmasıyla oluşan yüzey şekline denir.

Yüzey erozyonunun şiddetli ve sürekli olduğu sahalarda en çok kum ve toz gibi ince unsurlar havalanır ve uzaklaşır. Sadece iri ve ağır taşlar, çakıllar ve bloklar oldukları yerde kalır. Bu unsurlar zemin üzerinde sanki Arnavut kaldırımını hatırlatan bir taş kaplama oluştururlar ve bu nedenden dolayı da çöl kaldırımı terimi ile anılırlar. Taş kaplama, üzerinde yayıldığı zemini yüzey erozyonuna karşı korur; hatta bu nedenden dolayı çöl kaldırımına çöl zırhı adı verilir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 17 - Pzt

 
Vareg Muhafızlar 10. yüzyıldan 14. yüzyıla kadar Bizans imparatorlarının kişisel korumalığını yapan seçkin birliğin adıdır. Muhafızlar ilk defa Kiev Prensi I. Vladimir'in Hristiyanlığı kabulünü takiben 988 yılında İmparator II. Basileios'un yönetiminde oluşturuldu. Vladimir, Vareg savaşçılar ile Kiev'in yönetimini ele geçirmesinden sonra, yapılan askeri yardım anlaşmasının bir parçası olarak 6.000 askeri Basileios'a yolladı. Basileios'un kendi askerlerine güvenmemesi, siyasetten uzak kalan Vareglerden kendine bir muhafız taburu kurmasına neden oldu. Yıllar boyunca, İsveç, Danimarka ve İzlanda'dan yapılan yeni asker alımları ile geç 11. yüzyıla kadar baskın olarak İskandinav kökenli kaldı. Devamı...

 
Sigmund Freud (Almanca telaffuz: [ˈziːkmʊnt ˈfʁɔʏt], nüfus kaydında Sigismund Scholomo Freud) (d. 6 Mayıs 1856, Příbor, Moravya, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu (bugün Çekya) - ö. 23 Eylül 1939, Londra, Birleşik Krallık), psikanaliz öğretisini geliştirmiş olan Yahudi kökenli Avusturyalı nörolog. Kişiliğin 5 farklı dönemden geçerek geliştiğini öne süren Psikoanalitik Kuram'ın kurucusudur. Orta seviye bir Yahudi yün tüccarının, kırk yaşındayken, kendisinden yirmi yaş küçük bir kadınla yaptığı ikinci evliliğinden dünyaya geldi. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 18 - Sal

 
Hazar Denizi (eski adı (Latince): Caspium Mare veya Hyrcanium Mare veya eski Rusça - Каспийское море (Kaspiyskoye More)). Adını Hazar Kağanlığı'ndan almıştır. Güneydoğu Avrupa ve güneybatı Asya'dadır ve dünyanın en büyük tuzlu su gölüdür. Tuzluluk oranı %1,2'dir. Hem deniz, hem de göl özelliklerini taşımaktadır. Petrol yataklarınca zengindir. Tektonik göllere örnektir.

Hazar Denizi batıda Azerbaycan ve Rusya, kuzeydoğu ve doğuda Kazakistan, doğuda Türkmenistan, güneyde İran toprakları ile çevrelenmiştir. Uzunluğu 1210, genişliği 210-436 kilometredir. Okyanuslarla irtibatı yoktur. Bu yüzden de su seviyesi devamlı değişir. 1930 ile 1957 seneleri arasında denizin seviyesi normalden 26 m alçaldı. Bunun sonucu kapladığı alan 53.300 km² azalarak 371.000 km²'ye düştü. Su seviyesinin deniz seviyesinden aşağıya düşme sebebi, buharlaşma artarken yağışların da azalmasıdır. Bir de, denize dökülen suların % 80'ini sağlayan Volga (İdil) Nehri'nin sulama ve endüstride kullanılma maksatlarıyla başka yöne kanalize edilmesi mühim bir sebeptir. Su seviyesini normal hale getirmek için yapılan gayretler neticesiz kalmıştır. Kuzey kesimi sığdır. Burada mersinbalığı çok çıkar. Bundan bol miktarda havyar elde edilir. En derin yeri 1025 m olup, güneydedir. Suyu tuzludur. Ortalama tuz oranı %0,13'tür. Sülfat oranı da yüksektir. Doğu kıyılarındaki geniş sığ bir bölgede sodyum sülfat yatakları bulunmaktadır. Hazar Denizi kış ayları hariç ana ulaşım güzergahıdır. Kuzeydeki sığ kesim kış ayları boyunca donar. Buradaki önemli limanlar Bakü, Krasnovodsk ve Volga Nehri deltasında Astrakhan’dır. Bunlar arasında demiryolu bağlantısı vardır. İran’a ait kısımda en önemli liman Bender Şah’tır. Devamı...


 
Cemal Abdünnasır (Arapça; جمال عبد الناصر) (d. 15 Ocak 1918 - ö. 28 Eylül 1970), Mısırlı asker ve devlet adamı. Devrimci, milliyetçi, sosyalist lider. Mısır'ın ikinci cumhurbaşkanı (1956-1970). Krallığa son veren darbenin ardından başbakan ve devlet başkanı olarak Mısır'da köklü dönüşümlere damgasını vurmuş, etkin bir dış politikayla Arap dünyasında bir önder rolü oynamıştır.

İskenderiye'de babasının postane görevlisi olduğu yoksul bir mahallede doğdu. İsmi Cemal Paşa'ya atfen verilmiştir. Ortöğrenimini Kahire'deki amcasının yanında tamamladı. Bu arada İngiliz karşıtı sokak gösterilerine katıldı. Kısa bir süre hukuk okuduktan sonra 1937'de Kraliyet Askeri Akademisi'ne girerek 1939'da mezun oldu. Sudan'daki Mısır ordusunda görev yaparken arkadaşlık kurduğu üç subayla (Zekeriya Muhiddin, Abdülhakim Amir ve Enver Sedat) birlikte İngiliz egemenliğine ve krallık yönetimine son vermeyi amaçlayan gizli Hür Subaylar Hareketinü kurdular. I. Arap-İsrail Savaşı'nda (1948-1949) Filistin'de çarpıştı. 1949'da Hür Subaylar Hareketi'nin kurucu üyeleri arasında yer aldı, 1951'de yarbaylığa yükseldi. Savaşın ardından baş gösteren siyasi bunalım ortamında, Hür Subaylar Hareketi 23 Temmuz 1952'de darbeyle yönetime el koydu. Orgeneral Muhammed Necib'in devlet başkanlığına getirilmesine karşın, gerçek iktidar Nasır'ın denetimindeki Devrimci Komuta Konseyi'nin eline geçti. Ocak 1953'te siyasi partiler kapatıldı ve Özgürlük birliği adlı yeni bir parti devlet içinde çekirdek örgütler kurdu. Haziran 1953'te Cumhuriyet ilan edildi ve İngilizlerle Süveyş Kanalı bölgesinin boşaltılmasını öngören bir antlaşma imzalandı. 1954 ilkbaharında Necib'in görevden alınmasına yol açan iç çekişmelerden sonra perde arkasındaki konumundan çıkarak başbakanlık görevini üstlenen Nasır, en güçlü muhalefet odağı olan Müslüman Kardeşler'i sindirerek konumunu pekiştirdi. Ocak 1956'da tek partili siyasi sisteme dayalı yeni anayasayı yürürlüğe koydu. Haziranda da tek aday olarak, oyların yüzde 99,95'ini alarak cumhurbaşkanı seçildi. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 19 - Çrş

 
Kış Masalı (İngilizce özgün adı: The Winter's Tale) ünlü İngiliz oyun yazarı William Shakespeare tarafından yazılmış bir tiyatro eseridir. 1611'de ilk defa Shakespeare'in Saray (Court) Tiyatrosu'nda temsil edilmiştir. 1623'te ilk defa William Shakespeare'in eserlerinin tümünün basıldığı Birinci Folyo edisyonunda ilk defa basılı olarak görülür. Oyun ilk defa temsil edildiği zaman komedi olarak tanımlanmakla beraber, bazı modern editörler bu oyunu romans janrı içinde sınıflamaktadırlar. Diğer kritikler ise bu oyunu bir problem oyun olarak görmektedirler; çünkü oyunun başındaki üç perde çok güçlü psikolojik dramla dolu olmakta; fakat son iki perdede komedi unsuru başa çıkmakta ve oyun mutlu sonla bitmektedir. Bu oyun İngilizce konuşulan ülke sahnelerinde tam metni ile pek oynanmamış ve ancak çeşitli uyarlamaları ve kısımları popüler olarak ayrı temsil edilmiştir. (Devamı...)

 
Harold Godwinson veya II. Harold (1022-14 Ekim 1066) İngiltere'nin son Anglo-Sakson kralıdır.

Harold 6 Ocak 1066 tarihinden aynı yıl 14 Ekim günü yapılan Hastings Muharebesi'ne kadar başta kalmıştır. Muharebede, sonraları I. William olarak tahta çıkacak olan Normandiya Dükü William komutasındaki Normanlara yenilmiştir. Harold savaş meydanında hayatını kaybeden üç İngiltere kralının ilkidir. Harold, Wessex bölgesi Earlü olarak görev yapan Godwine ve eşi Gytha Thorkelsdóttir'in oğludur. Kız kardeşinin kralla evlenmesinden dolayı Harold 1045 yılında Doğu Anglia Earlü olur. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 20 - Prş

 
Saraybosna (Boşnakça ve Hırvatça: Sarajevo, SırpçaСарајево) 2007 yılı sayımlarına göre 619.030 kişilik nüfusuyla Bosna-Hersek’in başkenti ve en büyük kentidir. Saraybosna, ayrıca Bosna-Hersek Federasyonu'nun ve fiilî başkenti Banyaluka olan Sırp Cumhuriyeti'nin de hukukî başkentidir. Saraybosna Kantonu'nun da merkezidir. Saraybosna, Bosna bölgesinin Dinar Alpleri'yle çevrili Saraybosna Vadisi içerisinde Miljacka Nehri'nin çevresinde kurulmuştur. Şehir, barındırdığı dinî çeşitliliğiyle bilinir. Müslümanlık, Katoliklik, Ortodoksluk ve Musevîlik, burada yüzyıllar boyunca barış içinde bir arada var olagelmişlerdir. İşte bu yüzden Saraybosna, Avrupa'nın Kudüs'ü olarak kabul edilir. Saraybosna Balkanlar'daki kültürel şehirlerin en önemlilerinden biri olarak kabul görür. Bu bölgedeki ilk yerleşim kalıntıları tarih öncesi döneme kadar uzanmasına rağmen modern şehrin ortaya çıkışı 15. yüzyılda Osmanlı İmparatorluğuların bu bölgedeki hakimiyetiyle birlikte başlar. (Devamı...)

 
Aubrey Beardsley (21 Ağustos 1872 - 16 Mart 1898) bugün daha çok erotik illüstrasyonları ile tanınan, sonraki sanatçılar üzerinde etkili olmuş İngiliz illüstratör ve yazardı.

Beardsley Brighton'da doğdu. Ailesi 1883'te Londra'ya yerleşti. Beardsley ertesi yıl "çocuk müzik yıldızı" olarak ünlendi ve birçok konserde kız kardeşi ile birlikte çaldı. 1884'te Brighton, Hove and Sussex Grammar School'a başladı. 1888'de bir mimarın ofisinde, daha sonra Guardian Life and Fire Insurance Company'de çalışmaya başladı. 1891'de Sir Edward Burne-Jones ve Pierre Puvis de Chavannes'in önerisiyle profesyonel olarak sanatla ilgilenmeye başladı. 1892'de, o zamanlar Profesör Fred Brown'ın yönetimindeki Westminster School of Art'taki derslere katıldı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 21 - Cum

 
Vietnam (Vietnamca: Việt Nam) resmi adı ile Vietnam Sosyalist Cumhuriyeti, Güneydoğu Asya'da, Çinhindi Yarımadası'nın doğusunu kaplayan bir ülkedir. Uzun dar bir kara parçası üzerinde yer alan Vietnam'ı, kuzeyde bırakan Çin, batıda Kamboçya ile Laos, güneyde ve doğuda Güney Çin önce Kuzey Vietnam ve Güney Vietnam olarak iki ayrı cumhuriyete bölünmüş olan ülke, 1976'da Vietnam sosyalist Cumhuriyeti olarak birleşmiştir. Vietnam dağlık bir ülkedir. Song-Koi ve Mekong deltaları önemli alçak düzlükleridir. Kıyı ovaları doğuda yer alır. Geri kalan toprakların büyük bir bölümünü ormanlık, dağlık bölge kaplar. Başlıca ürünleri; pirinç, manyok, kocadarı, mısır, kahve, çay, kauçuk, el işleridir. Önemli kentleri; Ho Şi Mingh, Hanoi, Haifong'dur. Eğitim; 12 yaşına kadar parasız ve zorunludur. Kuzey Vietnam ile Güney Vietnam 1976'da tek ülke olarak birleşmiş, ancak yıllarca süren savaş ve bombardıman sonucu büyük bir yıkıma uğramıştır.

Vietnam'ın arkeolojik tarihi, 2500 yıl öncesine dayanmaktadır. Ancak tüm tarihi değerleri ve yaşamsal bulgularıyla, Vietnam tarihi 4000 yıllık büyük bir tarihtir. Vietnam, MÖ 1. yüzyıldan 10. yüzyıla kadar Çin Uygarlığı'nın egemenliği altında kalmıştır. 939 yılında bir grup Vietnam zümresi tarafından ülke, Çin'e karşı bağımsızlığını kazanmıştır. 968 yılında ise Vietnam, resmi olarak kendi resmi benliğini ilan etmiştir. (Devamı...)


 
Arnold Joseph Toynbee (14 Nisan 1889, Londra – 22 Ekim 1975), İngiliz tarihçi. Tarihin konusunun kültürler olduğunu söyleyen, kültürlerin ise dinamik yapılar olup, özelliklerini yaratıcı kişilerden aldığı, dolayısıyla tarihin kültürler hakkında olumlu ya da olumsuz değerlendirmelerde bulunmak yerine, kültürleri anlamaya çalışması gerektiği düşüncesiyle seçkinleşen tarih felsefecisidir.[1]

14 Nisan 1889'da Londra'da dünyaya geldi. Winchester, Balliol Koleji ve daha sonraları öğretim kadrosu içinde yer alacağı Oxford'da eğitim gördü. I. Dünya Savaşı çıktığında ülkesinin edebiyatçılarından birçoğu gibi o da savaş bakanlığına bağlı propaganda bürosunda çalıştırıldı. Bu esnada birçok propaganda eserine imzasını attı. Bunların arasında o zamanlar Britanya İmparatorluğu ile harp halinde bulunan Türkiye'yi karalayan mavi kitap ve benzeri kitaplar da bulunmaktaydı. Daha sonraları, Londra Üniversitesi'ndeki Bizans ve Modern Yunan Dili, Edebiyatı ve Tarihi üzerine Koraís kürsüsünün kurucu profesörü olarak göreve başladı. 1921 yılında, mevcut görevinden izin alarak "Manchester Guardian" adına Anadolu'daki Türk-Yunan savaşını yerinde izledi ve Yunan birliklerinin giriştiği vahşet hareketlerini bu gazetenin okurlarına aktardı. Dönüşünde, Türkiye’de ve Yunanistan’da Batı Meselesi adlı eserini kaleme aldı. Bu kitap Mustafa Kemal önderliğindeki Millî Türk Ordusunun Yunan kuvvetlerini bozguna uğratmalarının hemen öncesinde, 1922 yılının yazında yayınlandı. Toynbee’nin bu yazıları ve Türklerin davasına karşı giderek artan sempatisi Koraís kürsüsünün finansmanına katkıda bulunan Yunan hükümetinin ve destekçilerinin tepkisini çekti. baskı ve suçlamalardan bunalan Toynbee 1924 yılında kürsüden ayrıldı. Daha sonra, Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsünde 1955 yılında emekli oluncaya dek çalışacak ve önemli eserlerini bu kurumda kaleme aldı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 22 - Cts

 
Domates (Solanum lycopersicum), patlıcangiller (Solanaceae) ailesinden, anavatanı Güney ve Orta Amerika olan, meyvesi yenebilen otsu bitki türü.

10 veya 15 cm boya sahip olan domates bitkisinin hafif odunsu bir gövdesi vardır. 10–25 cm uzunluğunda olan yapraklarının üzerinde 5-9 yaprakçık bulunur. Yaprakları tüylüdür. 1–2 cm uzunluğunda ve genellikle sarı olan domates çiçekleri bir sap üzerinde 3-12 adettir. Genellikle kırmızı, yenilebilen meyvesi yabani bitkilerde 1–2 cm çapında iken, kültür bitkilerinde daha büyüktür. Çoğu vitamin bu meyvede bulunur ve kanseri önleyici yapısı vardır. Bu vitamin ve önleyici mineraller domatesin kabuğunda bulunur. ABD'de 1893 yılında mahkeme sebzelerle birlikte saklanıp yenildiğinden onu sebze diye sınıflandırmıştır fakat gerçekte meyvedir. Domatesin ilginç bir tarihi vardır. Bolivya ve Peru'da yabani sarı renkli bir domates türü bulunmuş ve sonra Meksika'da yetiştirilip, Kristof Kolomb'un Amerika'yı keşfinden sonra Avrupa'ya gemilerle gönderilmiştir. İtalyanlar sarı renginden ötürü onu altın elma olarak adlandırdı, ama çok geçmeden kırmızı türleri ortaya çıktı. Domates ABD'de ilk defa Thomas Jefferson tarafından yetiştirildi. Ama pek çok insan zehirli olduğuna inanarak yemeyi reddetti, ta ki 1900'e kadar. Uzun zaman önce, pek çok Avrupalı için aşk elmasıydı, çünkü insanları romantik yaptığına inanılıyordu. (Devamı...)


 
William Shakespeare (26 Nisan 1564 (vaftiz) – 23 Nisan 1616), İngilizce'nin en büyük yazarı ve dünyanın seçkin drama yazarı kabul edilen İngiliz şair, oyun yazarı ve oyuncu. Sıklıkla İngiltere'nin ulusal şairi ve "Avon'un Ozanı" olarak anılır. Günümüze ulaşan eserleri, bazı ortaklaşa yazılanlarla birlikte 38 oyun, 154 sone, iki uzun öykü şiir ve birkaç diğer kaynağı belirsiz şiirlerden oluşur. Oyunları bütün büyük dillere çevrildi ve diğer bütün oyun yazarlarından daha çok sergilendi.

Shakespeare Stratford-upon-Avon'da doğdu ve yetişti. 18 yaşında, Anne Hathaway ile evlendi ve üç çocuğu oldu: Susanna, ve ikizler Hamnet ile Judith. 1585 ile 1592 arası, Londra'da bir aktör, yazar ve Lord Chamberlain's Men (daha sonra King's Men olarak da bilinir) adında bir tiyatro şirketinin sahibi olarak başarılı bir kariyere başladı. Ölmeden 3 yıl önce 1613'te, 49 yaşındayken Stratford'da emekli olarak görülür. Shakespeare'in kişisel yaşamına dair bazı kayıtlar günümüze ulaşmıştır. Fiziksel görünüşü, cinsel yönelimi, dini inançları, ve başkaları tarafından yazılıp ona atfedilen eserler olup olmadığı hakkında önemli tahminler yürütülmüştür. Shakespeare bilinen eserlerinin çoğunu 1589 ile 1613 yıllarında üretti. İlk oyunları çoğunlukla komedi ve tarihîydi, bu türlerle 16. yüzyıl sonunda kültür ve sanatın zirvesine yükseldi. Daha sonra 1608'e kadar trajedilere yöneldi, İngilizce'nin en iyi ürünlerinden bazıları kabul edilen Hamlet, Kral Lear, Othello, ve Macbeth'i bu dönemde yazdı. Son aşamasında, dram olarak da bilinen trajikomedilerini yazdı, ve diğer oyun yazarlarıyla işbirliği yaptı. Oyunlarının birçoğu hayatı boyunca değişik kalitede ve doğrulukta basınlarda yayınlandı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 23 - Paz

 
Telgraf iki merkez arasında, kararlaştırılmış işaretlerin yardımıyla yazılı haberlerin veya belgelerin iletimini sağlayan bir telekomünikasyon düzenidir.

Elektrikli telgraflar, bir verici, bir alıcı ve ikisi arasına çekilmiş elektrik hattından meydana gelir. Vericiye maniple denir. Maniple, telgraf şebekesindeki elektrik akımını açıp kapayan anahtarlardır. Manipleye basınca devre tamamlanır ve telgraf şebekesinden akım geçer. Karşı tarafta ise alıcılar vardır. Alıcılar, elektro mıknatıs bobinlerden yapılmışlardır. Elektro mıknatısın karşısında ileri geri hareket edebilen madeni bir çubuk vardır. Bu çubuk elektro mıknatıstan akım geçtiği zaman hareket eder. Çubuğun ucundaki mürekkepli kalem bir kâğıt şerit üzerine nokta (.) veya çizgi (-) şeklinde şekiller çizer. Sesle çalışan alıcılar da vardır. Bunlar kâğıt bir şeride yazı yazmak yerine, sert bir cisme vurarak tıkırtı çıkarırlar. Tecrübeli telgraf operatörleri, bu tıkırtıları dinleyerek mesajı çözerler. Burada kısa tıkırtı nokta (.), uzun tıkırtı çizgi (-) anlamına gelmektedir. Claude Chappe, 1792 yılında telgraf adında bir sistem ortaya attı. Tepelerin üzerine kurulmuş kulelerden bir oluşturuldu ve her kulenin üzerinde 49 değişik konuma ayarlanabilen iki uzun kola sahip bir makine vardı. Her konum bir harfe veya bir rakama karşılık geliyordu. Bu sistem çok başarılı oldu. 19. yüzyılın ortalarında Fransa'daki kule ağı yaklaşık olarak 4828 kilometreydi. 1830 yılında ABD'li Joseph Henry (1797-1878), elektrik akımını teller vasıtasıyla uzaklara taşıyıp, oradaki bir zili çalıştırdı. Zil bir elektromıknatısa bağlıydı. Bu elektrikli telgrafın doğuşuydu. (Devamı...)


 
Li Shimin İmparator Taizong ya da Tai Tsung (Çince: 唐太宗, táng tàizōng, d. 23 Ocak 599 - ö. 10 Temmuz 649, tahta geçmeden önceki adı Li Shimin (Çince: 李世民, lǐ shìmín) olarak da tanılır.

626-649 yılları arasında iktidarda kalmıştır. Li Shimin 617 yılında babası Li Yuan önderliğinde en önemli rakiplerini yenerek Sui Hanedanı'nı devirerek Tang Hanedanı'nı kurmuştur. Sonradan tören ile babası Li Yuan ve Li Shimin hanedanın ortak kurucu olarak anılmıştır. Çin'in en önemli hükümdarları arasında kişi olarak en fazla çekici olanı Li Şimin'dir. Sui döneminin son yıllarında, Çin'in birçok yerinde haydutlar ve asiler cirit atarken, o, babası olan Tang beyi Li Yuan'ı kendini imparator ilan etmeye ikna etti. O zaman Şimin sadece 16 yaşındaydı ve 24 yaşına kadar savaşarak barışı kurmaya ve hanedanı güvenli kılmaya çalıştı. Kendisi hem merhametli ve halkın yaşam koşullarıyla ilgili, hem de korku ve yorulmak bilmezdi. Çok zaman savaşlara bizzat kendisi komuta eder, askerlerinin ön saflarında, at değiştirerek koşturur, düşman komutanlarla savaşır, pazarlık ederdi. Siyasal lider olarak, etrafında ermiş ve geniş görüş açısına sahip insanlar toplamıştı. Tang kurumlarının çoğu Sui örneğini devam ettirmişse de, bunların işleyiş tarzı, 23 yıl sürmüş olan Li Şimin döneminin uygulamalarıyla şekillendi. Tang kurumları zamanın en mükemmeli haline gelmişti. Bunun önemli bir kısmı bu genç ve Tang Hanedanı'nın gerçek kurucusu olan Şimin sayesinde gerçekleşmişti. Babası tahtta iken ülke iç karışıklıklar ve devrilen Sui Hanedanı'ndan kalan derebeylerin kışkırtmaları ve çıkan isyanlar bunu pekiştiren Göktürk akınlarıyla zor günler geçirmekteydi. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 24 - Pzt

 
Douglas DC-8 dört motorlu jet uçağı. 1959 - 1972 yılları arasında üretilmiştir. Bugün hâlen en büyük dargövdeli uçak unvanını korumaktadır.

İlk jet uçağı De Havilland Comet 1949 yılında imal edilmişti. Boeing'in askeri imal kanadı da aynı yıllarda araştırmalarını yoğunlaştırmıştı. B-47 Stratojet (ilk uçuş 1947) ve B-52 Stratofortress (1952) bu konudaki ilk uçaklar oldu. De Havilland Comet ise 1952 yılında servise girdi ancak 1953 ve 1954 yıllarında ciddi kaza olayları ile karşılaştı. Comet bu kazalar sonrası jet motorlar için daha detaylı araştırmalara gitti ve bu araştırmalar DC-8 oluşumuna ışık tuttu. Douglas 1953 yılında jet motorlu uçak konusunda çalışmalarına başladı ve 1955 yılında da DC-8 duruldu. Dört versiyon olarak planlanan üretim sonrası ilk uçuş 1957'de, satışlar ise 1959 için ayarlandı. 1955 yılında Boeing 707 ile satış amaçlı sıkı bir rekabet ortamı başladı. 1958 yılına gelindiğinde 133 DC-8 satışına karşın 150 adet 707 satılmıştı. (Devamı...)


 
Barbra Streisand (d. 24 Nisan 1942 Brooklyn, New York) ABD'li şarkıcı, oyuncu, yönetmen, prodüktör ve yapımcı. Güçlü ve tutkulu sesiyle ve söylediği romantik şarkılarla da (The Way We Were) tanınan aktris, 24 Nisan 1942'de Brooklyn'de (New York) doğdu. Erasmus Hall Lisesi'ni bi­tirdi. Üniversite eğitimi almamış olmasına karşın, 1995'te Brandeis Üniversitesi tarafından verilmiş 'Fahri Doktora' unvanına sahip. Gerçekte Barbara olan adını, 'kimseye benzememesi için' Barbra olarak değiştirdi. Yıllarını kendi özel gülünü yetiştirmeye adadı, yarattığı güle kendi adını verdi. 1968'de En İyi Kadın Oyuncu Oscarı'nı, Katherine Hepburn ile paylaşmıştı. Streisand çok sık olmasa da, beste çalışmaları da yapmıştır. Bu yaptığı bestelerle de pek çok ödüle layık görülmüştür.

Barbra Streisand, kariyerine 1960'lı yılların başında New York'ta çeşitli kulüplerle çalışarak başladı. Birkaç yıl boyunca kulüplerde çalışan Streisand, 1963 yılında çıkardığı ilk albümü The Barbra Streisand Album ile müzik dünyasına ilk adımını attı. Bu albümle birlikte idolu olan Judy Garland'ın televizyon programına katılan Streisand, hem Garland ile düet yapma şansına sahip oldu, hem de geniş kitleler tarafından tanınmaya başladı. 1964 yılında hem Funny Girl (Komik Kız) müzikalinde Fanny Brice rolunü alarak, hem de liste başı şarkısı People ile asıl çıkışını gerçekleştirdi. Funny Girl müzikalinde 200'e yakın gösteri sergileyen Streisand, 1967 yılında New York Central Park'ta 100.000 kişiye verdiği halk konserinde şarkısının sözlerini unutunca sahne korkusu yaşamaya başladı ve 90'lı yıllara kadar halk konseri veremedi. 1968 yılında büyük başarıyla sergilediği Funny Girl müzikalindeki Fanny Brice rolünü beyaz perdede oynaması için gelen teklifi kabul etti ve bu rol için En İyi Kadın Oyuncu Akademi Ödülü'nün sahibi oldu. Bununla birlike sinemaya da göz kırpan Streisand, albüm çalışmalarının yanına film çalışmalarını da ekledi. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 25 - Sal

 
Fermuar (Fransızca: 'fermoir', kilit, kopça'dan), iki kumaş türü yakanın geçici olarak birleştirilmesine yarayan bağlantı türü.

1891 yılında Whitcomb Judson adlı Amerikalı mucit tarafından icat edildi. 1913 yılında Gideon Sundback tarafından geliştirilerek bugünkü modern fermuar icat edildi. 1918 yılına kadar yalnızca kovboy çizmelerinde kullanıldı. Elbise, valiz, çanta, çadır, uyku tulumu gibi tekstil ürünlerinde sıkça kullanılır. Yerine düğme, çıtçıt, bağcık, cırt-cırt da kullanılabilir. Günümüzde metal ya da plastikten oldukça ucuza imal edilebilmesine rağmen, tek bir dişin bozulmasıyla ürün fonksiyon dışı kalabilir. Çünkü bir diş kırılınca diğerleri de kullanılamaz hale gelir. Fermuar kullanılarak bitiştirilecek iki yaka, genelde sayıları 10 ile 100 arasında değişen ve birbiri içine geçebilen özel dişler içeren kumaş bantla donatılır. Fermuar, iki yaka arasında gidip gelebilen ve elle kontrol edilen özel bir sürgü sayesinde açılır ya da kapanır. Sürgünun içinde yer alan Y-şeklindeki kanal, dişleri sıkıştırarak birleştirir ya da ayırır. (Devamı...)


 
Nicolaus Copernicus (Lehçe: Mikolaj Kopernik; Almanca: Nikolaus Kopernikus; Türkçe: Nikolas Kopernik; 19 Şubat 1473 - 24 Mayıs 1543), rönesans matematikçisi ve Dünya yerine Güneş'in merkezde bulunduğu Güneş merkezli evren modelini formülleştiren astronom.

1543 yılında ölümünden kısa bir süre önce yayımlanan kitabı De revolutionibus orbium coelestium (Göksel Kürelerin Devinimleri Üzerine) bilim tarihinde önemli bir olay olarak kabul edilmektedir. Bu kitap Kopernik Devrimini başlatmıştır ve bilimsel devrime önemli ölçüde katkı sağlamıştır. Kopernik, 1466 yılından beri Polonya Krallığı'nda bir bölge olan Royal Prussia'da doğmuş ve ölmüştür. Kopernik’in kilise hukuku üzerine doktorası vardı ve aynı zamanda diplomasız olarak bir doktor, polyglot (çok dil bilen insan), klasik âlim, vali, diplomat ve ekonomide günümüze kadar temel bir kavram olan Miktar Teorisi’ni yazıya döken ve Gresham Yasasının bir versiyonunu Gresham’dan önce 1519 yılında formülleştiren bir ekonomistti. Nikolas Kopernik, 19 Şubat 1473'te bir Prusya şehri olan Thorn'da doğdu. Babası Krakovlu bir tüccar, annesi de varlıklı bir ailenin kızıydı. Nikolas dört çocuklu bir ailenin en küçüğü idi. Kardeşi Andreas (Andrew) Frauenburg’da Augustinyan rahipti. Kız kardeşi Barbara Benedikt'in rahibesiydi ve son yıllarında Kulm’daki manastırın baş rahibesi oldu. 1517 yılından sonra öldü. Diğer kız kardeşi Katharina ise hem iş adamı hem de Thorn valisi olan Barthel Gertner ile evliydi. Barthel erken yaşlarda ölünce geride bıraktığı beş çocuğuna Kopernik baktı. Kendisi hiç evlenmemiş ve çocuk sahibi olmamıştır. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 26 - Çrş

 
Niagara Şelalesi Kuzey Amerika'nın doğusunda, ABD ile Kanada sınırı arasında, Niagara Nehri'nin üzerinde bulunur. 3 büyük şelaleden oluşur. Horseshoe (Atnalı Şelalesi) bunların en büyükleridir. American Falls ve Bridal Veils Fall diğer iki küçük şelalelerdir.

Niagara Şelalesi'nden yarım dakikada 168.000 m³ su akar. Kuzey Amerika'nın en büyük şelalesi olan Niagara, 10.000 yıl önce Kuzey Kutbu'ndan gelen buz kütlelerinin yol açtığı çöküntülerdir. Şelalenin çevresi Niagara Şelaleleri Parkıdır ve kardeş şehirler olan Niagara Falls-Ontario ve Niagara Falls - New York tarafından doğal koruma altındadır. Niagara isminin yerli dilindeki "Onguiaahra" (düz) kelimesinden geldiği sanılmaktadır. Ayrıca üç büyük şelaleden oluşur ve 51 metre uzunluğundadır. Nehir çevresindeki Nikola Tesla tarafından yapılan birkaç hidroelektrik santrali, hem ABD hem Kanada için elektrik üretmektedir. Şelale çevresinde yapılabilecek aktiviteler, Niagara Parkından büyük şelaleyi ve havaya uçan suların oluşturduğu gökkuşağını izlemek, şelalenin altına kadar ilerleyen bot gezilerine katılmak, ortası sınır kabul edilen Rainbow köprüsünden diğer ülkeye geçmek veya gümrüksüz mağazalardan alışveriş yapmaktır. Niagara Şelalesi 1932 yılında tamamen donarak buz olmuştur. Şelalenin Kanada tarafı Amerika tarafına nazaran daha gelişmiştir. Şelale bot turlarıyla ünlüdür. (Devamı...)


 
Marquis de Sade (Fransızca okunuşu: maʁki: dəsad) (d. 2 Haziran 1740 - ö. 2 Aralık 1814), Fransız aristokrat ve felsefe yazarı. Erotik edebiyat'ın önemli yazarlarındandır, genellikle sert pornografik yazılar yazardı.

Yaklaşık 29 yılını hapishanede, 13 yılını akıl hastanesinde geçirmiştir ve en önemli eseri Les 120 journées de Sodome ou l'école du libertinage'ı hapishanede yazmıştır. Eser günümüzde bile oldukça sakıncalı görülür. Ünlü yönetmen Pasolini romanın günümüze uyarlaması olan Salo ya da Sodom'un 120 Günü filmi çekmiştir. Diğer önemli eseri de Justine'dir. Sadizm'in kökeninin onun yazdıklarına dayandığı bilinir.

Yazılarında ahlakı, yasayı, dini öğeleri dikkate almadan aşırı özgürlüğü (hatta ahlaksızlığı) ve en iyinin zevk olduğunu savunuyordu. Sade, 32 yıl farklı hapishanelerde ve akıl hastanesinde hapsedildi; onbir yıl Paris'te (on yılı Bastille'de geçti), bir ay Conciergerie'de, iki yıl kalede, bir yıl Madelonnettes'te, üç yıl Bicêtre'de, bir yıl Sainte-Pélagie'de ve 13 yıl Charenton akıl hastanesinde. Yazılarının çoğunu tutuklu olduğu dönemde yazdı. "Sadizm" kavramı adından türetilmiştir. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 27 - Prş

 
Kuasar evrenin en uzak köşelerinde yüksek bir enerjiyle parlayan gökadalara verilen addır. Evrenin genç ve çalkantılı dönemindeyken oluştukları bilinmektedir. Merkezlerindeki dev karadeliklerin kütleçekim gücüne kapılan büyük miktarda maddenin ısınıp şiddetli ışınım yayması nedeniyle muazzam parlaklıklarını kazandıkları düşünülmekteydi. Bu nedenle de yaygın görüş, kuasarların gazca zengin dev gökadalarda ya da başkalarıyla çarpışıp hareketlenmiş gökadaların merkezlerinde bulundukları biçimindeydi. Ancak, dünyadan 10 milyar ışıkyılı uzaklıkta 10 kuasar üzerinde kızılötesi teleskopla yapılan gözlemler, ev sahibi gökadaların, küçük gökadalar olduğunu ortaya koydu.1045 ile 1048 erg/s aralığındaki enerji çıktıları ile en ışıtmalı etkin çekirdek gösterirler.

Bir kuasar çok uzakta bulunan radyo kaynağı olup içinde bir sürü takım yıldızı barındırır. Kuasarlar çok parlak ve enerjiktir, ilk kez kırmızıya kayma miktarları ile saptanmıştır. Bu elektromanyetik dalgaların boyları radyo dalgaları ve görünür ışığın arasındaki spektrumdadır. Bu dalgalar, galaksiler gibi geniş alanlı ışık kaynaklarından bizlere yıldız gibi görünen nokta kaynaklarından gelmektedir. 1980’in başlarına kadar bu objelerin doğası hakkında tartışmalı görüşler olsa da , şu an uzlaşılmış bilimsel kanı şu yöndedir: Kuasar çok büyük bir galaksinin merkezindeki sıkıştırılmış alandır. Ayrıca bu alanın merkezi birçok büyük kütleli karadelik çevrelemektedir. Büyüklükleri yaklaşık olarak Schwarzschild yarıçapının 10 ile 10000 katı olarak değişmektedir. Kuasar bir karadeliğin etrafından olan büyüme diski tarafından kuvvetlendirilir. (Devamı...)


 
Panait Istrati (d. 10 Ağustos 1884 - ö. 18 Nisan 1935) Rumen yazar. Balkanların Maksim Gorki'si olarak anılır.

Romanya'nın bir liman kenti olan İbrail'de doğan yazar, gençliğini, aralarında İstanbul'un da olduğu pek çok Osmanlı İmparatorluğu kentinde geçirdi. Babası Yunandır. Mısır'ı, Lübnan'ı, Suriye'yi gezdi. Bu dönemde, bulduğu bir sözlük sayesinde Fransızca öğrendi. 1921 yılında, Fransa'nın Nice kentine giderken, yalnızlığı dolayısıyla intihar girişiminde bulundu. O sırada üzerinde Romain Rolland'a yazılmış fakat henüz göndermemiş olduğu bir mektup bulunuyordu. İlk romanı Kira Kiralina (Yaşar Nabi Nayır tarafından Türkçeye çevrilmiştir) 1923 yılında Romain Rolland'ın yazdığı önsözüyle birlikte basılmıştır. Panait Istrati tüm eserlerini anadili olan Rumence değil, Fransızca olarak yazmıştır. Türkçeye de çevrilmiş önemli eserleri arasında, Arkadaş (Mihail), Akdeniz, Sokak Kızı (Nerantsula), Angel Dayı, Kodin, Baragan'ın Devedikenleri, Uşak ve Sünger Avcıları gelir. Gençlik yıllarında devrimci hareketlerin etkisine kapılmış olan Istrati, 1929'da Komünist Partinin daveti üzerine Sovyetler Birliği'ni gezdikten sonra umutsuzluğa kapılmış ve politik mücadelenin dünyada bir şeyleri değiştirmek için yetersiz olduğu fikrini edinmiştir. Pek çok romanında da politikadan, politik mücadeleden çok insanı insan yapan değerler üzerinde durması bu yüzdendir. Panait Istrati romanlarının çoğunda yaptığı yolculukları anlatır. Fakat gezdiği ülkeler değil, tanıdığı insanlar ön plandadır. Istrati'nin eserlerinde gerçek bir insan sevgisi hissedilir. Bu karşılıksız ve koşulsuz sevginin hikâyesindeki kahramanların başına getirdiği belalar kadar, onlara yaptığı katkı da nesnel bir biçimde anlatılır. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 28 - Cum

 
Postmodern mimari ilk örneklerinin 1950'lerde başlıdığı varsayılan ve günümüz mimarisinde de etkisini sürdüren uluslararası bir üsluptur. Mimarlıkla postmodernitenin habercisi, genellikle modernizmin sahip olduğu uluslar arası üslubun biçimciliğine bir yanıt olarak "nüktenin, süslemenin ve göndermenin" geri dönüşüdür. Pek çok kültürel hareket gibi, postmodernizmin en fazla dillendirilen ve görünür olan fikirleri mimaride gözlemlenebilir. Modernizmin işlevsel olan ve resmileştirilen şekilleri ve alanları tam aksi yöndeki bir estetikle yer değiştirmiştir: üsluplar çarpışır, kendi için biçim anlayışı ortaya çıkar ve tanıdık üslup ve alanlara bakmanın yeni biçimleri fazlalaşır.

Modern mimarinin klasik örnekleri arasında, ticari alanda Lever House ve Seagram Binası, özel yahut kamu alanları arasında da Frank Lloyd Wright veya Bauhaus gösterilebilir. Postmodern mimarinin geçiş örnekleri arasında Oregon, Portland'daki Portland Binası ve New York'taki Sony Binası gösterilebilir. Bu yapılar geçmişten bileşenler ve referanslar alır, rengi ve sembolizmi mimariye yeniden sokar. Postmodern mimariden etkilenim taşıyan birincil örnekler arasında Las Vegas'tan Öğrenmek adlı ve 1977 tarihli kitabında Robert Venturi tarafından üzerinde durulan Las Vegas Strip adlı bina vardır. Venturi kitabında binanın sıradan ve evrensel mimarisine alkış tutmaktadır. Postmodern mimari yeni-eklektik mimari olarak da tanımlanmıştır; binaların cephesi göndermeler ve süslemelerle doludur ve sert süslemesiz modern üslubu karşısına alır. Bu eklektizm, Stuttgart Devlet Galerisinde ve Charles Willard Moore tarafından yapılan Piazza d'Italia'da en belirgin halini alan, dik olmayan açıların ve alışıldık olmayan yüzeylerin kullanımı ile kendini gösterir. Edinburgh'taki İskoç Parlamento binası da postmodern modanın bir örneği olarak gösterilmektedir. Modernist mimarlar postmodern binaları kaba ve cicibiciyle süslü binalar olarak görürler. Postmodern mimarlar da modern alanları ruhsuz ve kişiliksiz olarak nitelendirir. Bu fikir ayrılığı amaçlar söz konusu olduğunda da kendini gösterir: Modernizm süslemenin yoksunluğu kadar malzemenin minimalist ve yerinde kullanımıyle dikkati çekerken, postmodernizm erken modernistler tarafından konulan kesin kuralların bir reddidir ve inşa tekniklerinin, açılarının ve üslupsal göndermelerin bolluğunu tercih eder. (Devamı...)


 
Michael Gambon ya da tam adıyla Sir Michael John Gambon (d. 19 Ekim 1940 - Dublin), İrlanda doğumlu sinema ve tiyatro oyuncusu.

Michael Gambon ilk önce bir mühendis olarak çalışmaya başladı. 21 yaşındayken kesinlikle bir aktör olmak istediğine karar verdi. Oyunculuk kariyerine 1963'te Dublin'deki Edwards/MacLiammoir Gate Tiyatrosu'nda başladı. Old Vic'teki Ulusal Tiyatro'nun ilk üyelerindendi. Lawrence Olivier'nin yönettiği bu tiyatroda pek çok oyunda rol aldıktan sonra, Othello'yu oynadığı Birmingham Rep'e geçti. O günden bu güne geçen 40 yıl içinde, Gambon, döneminin en iyi tiyatrocularından biri olarak ün yaptı. Aktör, Alan Ayckbourn'un yönettiği "A Chorus of Disapproval"daki rolüyle Olivier Ödülü, "The Life of Galileo" ve "Volpone"la da En iyi Erkek Oyuncu dalında 1995 Evening Standard Ödülü kazandı.

Sinemaseverler onu Peter Greenaway'in yönettiği "The Cook, the Thief, His Wife and Her Lover"daki başrolüyle olduğu kadar, daha yakın dönem çalışmalarından Matthew Vaughn'ın yönetimindeki "Layer Cake", "Being Julia", Wes Anderson'ın yönettiği "The Life Aquatic", "The Gambler", "Dancing at Lughnasa", "The Last September", Tim Burton'ın yönettiği "Sleepy Hollow", "The Insider", "High Heels and Low Lifes", "Charlotte Gray", Robert Altman'ın yönettiği "Gosford Park", John Frankenheimer'ın yönettiği "Path to War", Conor McPherson'ın yönettiği "The Actors", Mike Nichols'ın yönettiği "Angels in America" ve Kevin Costner'ın yönettiği "Open Range"le de tanıyorlar. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 29 - Cts

 
Sığırcık ya da bayağı sığırcık (Sturnus vulgaris), ötücü kuşlar takımından, sığırcıkgiller familyasına ait orta boyutlarda bir kuş türüdür. Yaklaşık 20 cm. boyunda ve parlak siyah tüylere sahip olan sığırcığın tüylerinde yılın bazı dönemlerinde beyaz benekler görülür. Bacakları pembe renkli olan bu kuşun gagası kışları siyah yazları ise sarı renklidir. Genç kuşların tüyleri erişkinlerden daha kahverengi tonlardadır. Özellikle topluluk hâlinde bulunduğunda çok gürültücü olan bu kuşun şakıması müzikal bir tonda olmasa da çeşitlilik arzeder. Taklitçilik yetisi ile edebiyatta kendine yer edinmiştir.

Sığırcık doğal yaşam alanı olan Avrupa'nın ılıman bölgeleri ve Asya'nın batısında on iki kadar alt türü ile açık alanlarda üremektedir. Ayrıca Avustralya, Yeni Zelanda, Kuzey Amerika ve Güney Afrika gibi farklı bölgelere de sokulmuş bir türdür. Avrupa'nın güneyi ve batısı ile Asya'nın güneybatısında yaşayan türleri yerleşik iken kuzeydoğu popülasyonları kışları doğal yaşam alanları içinde daha güneye ve daha batıya ve ayrıca İber Yarımadası'nın daha güneyi ile Afrika'nın kuzeyine göç ederler. Yapay ya da doğal oyuklara düzensiz yuvalar yapan bayağı sığırcığın dişileri dört ila beş adet parlak açık mavi yumurta yumurtlarlar. İki haftalık kuluçka süresinden sonra yumurtadan çıkan yavrular bir üç hafta daha yuvada kalır. Her yıl bir ya da iki kere üreme denemesinde bulunurlar. Hepçil olan bu kuş türü çeşitli omurgasızın yanı sıra tohum ve meyvelerle de beslenirler. Çeşitli memeli ve yırtıcı kuş türleri tarafından avlandıkları gibi hem iç hem de dış parazitlerden mağdurdurlar. (Devamı...)


 
Milena Jesenská (10 Ağustos 1896, Prag – 17 Mayıs 1944, Ravensbrück, Almanya), Çek asıllı gazeteci, yazar ve çevirmen.

Sadece Franz Kafka'nın sevgilisi olarak anımsanması, hem yaşadığı döneme hem de içinde bulunduğu özgürlükçü harekete ihanet olur. Milena Jesenska, Praglı aristokrat bir ailenin kızı olarak dünyaya gelmiş. İçinde bulunduğu seçkin sınıfın aksine, Milena, kendisine dayatılan yaşamı reddettiği için uzun yıllar, önce babasıyla sonra da tüm elitlerle, yılmadan, bir savaşın içine girmiştir. Çok genç yaşta bir Alman Yahudi'ye aşık olur. Babasının şiddetle karşı çıkmasına rağmen bu tutkulu aşkından vazgeçmez. Bunun üzerine hayatında çok büyük sarsıntılar yaşamasına sebep olan bir sinir kliniğine öz babası tarafından kapatılır. Burada bir yıl kalır ve çıktığında, dibe vurmuş, karanlığa gömülmüş bir ruhla baş başa bulur kendini. Milena bu ağır buhranlardan kurtulmak için zaman zaman uyuşturucu maddelere başvurur ve bu dönemi hayatının en karanlık zaman dilimleri olarak ifade eder. Tam da bu sırada babasıyla olan tüm bağını koparır ve para kazanmak için çeviriler yapmaya başlar. İşte Kafka'yla olan ilişkisi de bu çevirilerle hayat bulur. Kendisi de aslen bir Çek olan Kafka'nın, orijinali Almanca olan hikâyelerinin çevirilerini yaparken ona karşı içsel bir bağlılığa yönelir. Kafka da hikâyelerin çevirilerindeki ustalık ve içtenlikten etkilenerek ona bir mektup yollar. İşte yaklaşık iki yıl sürecek mektuplaşmalar ve kangren haline gelecek bu aşkın ilk adımı bu mektupla atılır. Bu iki insan birbirlerine duydukları arzuyu zihinsel bir yolculuk olarak yaşarlar. Aşk o kadar yoğun bir hal alır ki, Kafka dönem dönem geçirdiği ağır öksürük nöbetlerinden, içini kaplayan bu aşkı sorumlu tutar; ve bir süre sonra da bu ilişkiyi sonlandırır. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 30 - Paz

 
Kaju (Anacardium occidentale ), sakız ağacıgiller (Anacardiaceae) familyasından bir tropikal iklim bitkisi. Brezilya'da yetiştirilip Portekizliler tarafından dünyaya tanıtılmıştır. En yoğun bulunduğu bölge Ekvator çevresidir.

16. yy başlarında Portekizliler Brezilya'yı istila ettiklerinde kaju ağacını da keşfettiler. Portekizli denizciler kaju tohumlarını Brezilya'dan batı Afrika kıyılarına taşıyarak bu topraklara ilk yerleşen Portekizlilerin orada yetiştirmelerini sağlamışlardır. Kaju ağacının yayılımı için yağışlı ve nemli ekvator iklimi çok elverişlidir. İklimi dolayısıyla kaju ağacı batı Afrika kıyılarına kolayca adapte olup hızla yayılmaya başlamıştır. Afrika'nın batı kıyısında Gabon, Angola ve Namibya gibi ülkelerden de doğu Afrika'daki ülkelere, Mozambik, Kenya ve Tanzanya'ya da yayılmıştır. Kaju ağacı Brezilya ve Afrika dışında Hindistan'da da yetiştirilmektedir. Günümüzde dünyanın en büyük kaju üreticisi ve ihracatçısı Hindistan'da Kerala Kaju Birliğidir. Brezilya ise kaju üretimi ve ihracatında dünya ikincisi, Afrika ise bu sıralamada üçüncü sırada yer alır. Hindistan'ın hasat zamanı Mayıs, Brezilya'da ise Ekim ayıdır. Kaju meyvesi çabuk çürüdüğünden ekonomik değere sahip değildir. Kaju fıstığının diğer fıstık çesitlerinden daha pahalı olma nedenlerinden biri her iklimde yetiştirilememesi ve her kaju elmasından ancak bir adet kaju fıstığı üretilebilmesidir. Toplanan kaju elmalarından çekirdekleri ayrılarak üzerlerindeki kabuk çıkartılıp kavrularak yenilir. (Devamı...)


 
Igor Stravinsky ya da tam adıyla Igor Fyodorovich Stravinsky (Rusça: Игорь Фёдорович Стравинский) (d. 17 Haziran 1882 Oranienbaum, Rusya - ö. 6 Nisan 1971 New York, ABD), Rus kökenli ABD ve Fransa vatandaşı besteci, piyanist ve orkestra şefi. 20. yüzyıl müziğinin en etkili ve önemli bestecilerinden biri olarak kabul edilir.

Stravinsky, 17 Haziran 1882'de Oranienbaum'da (bugün Lomonosov) Fiodor Ignatjevic isimli bir bas ile Sankt-Peterburg Kraliyet Operası'nda çalışmakta olan bir şarkıcının dört oğlundan üçüncüsü olarak olarak dünyaya geldi. Müziğe yeteneği erken yaşlarda ortaya çıktı ancak ailesinin isteğiyle müzik eğitimi değil, St.Petersburg Üniversitesi'nde hukuk eğitimi aldı; dönemin önde gelen Rus bestecisi Nikolai Rimsky-Korsakov'un oğluyla birlikte okudu. 1902'da babasını kaybeden Stravinsky, müziğe yöneldi ve konservatura gitmek yerine ikinci bir baba olarak kabul ettiği Nikolai Rimsky-Korsakov’dan ders almayı tercih etti. 1903'te başlayan özel dersleri 3 yıl sürdürdü; ilk bestelerinin hocasının desteğiyle yarattı. 1906'da üniversiteden mezun oldu; 1906'da kuzeniyle evlendi ve ardı ardına iki çocukları oldu. Paris'teki Rus Balesi için aldığı siparişler nedeniyle 1910-1914 arası Rusya'da fazla bulunamadı; I. Dünya Savaşı yıllarında İsviçre'ye yerleşti, iki çocuğu daha dünyaya geldi. Stravinsky savaştan sonra ailesiyle birlikte Fransa'ya yerleşti ve yirmi yıl değişik kentlerde yaşadı. Rusya'daki mülklerini yitirdiği için ek gelir sağlamak amacıyla besteciliğin yanı sıra piyanistlik ve orkestra şefliği yapmaya başladı. Avrupa'da, Kuzey ve Güney Amerika'da turnelere çıktı. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.

Temmuz 31 - Pzt

 
Doğrulama yanlılığı ya da teyit yanlılığı, kişilerin kendi inançlarını, düşüncelerini ve varsayımlarını destekleyen ya da teyit eden bilgileri kayırma, dikkate alma ve öne çıkarma eğilimidir. Bu yanlılığa sahip kişiler inançlarına, düşüncelerine ve varsayımlarına ters düşen, karşı duran, onlarla çelişen bilgileri ihmal etme, yok sayma eğilimi gösterir. Bilişsel eğilimin bir çeşidi ve tümevarımın sistematik hatasıdır. İnsanlar bilgiyi seçici olarak topladıklarında veya anımsadıklarında ya da belirli bir eğilime göre bu bilgiyi yorumladıklarında doğrulama yanlılığına gösterirler. Etkisi, duygusallıkla yaklaşılan konularla, iyice yerleşmiş ve değişmesi zor inanışlarla ilgili olduğu takdirde çok daha güçlüdür. İnsanlar aynı zamanda müphem ve belirsiz kanıtları da kendi görüşlerini destekleyici yönde yorumlamaya eğilimlidir. Yanlı araştırma, yorumlama ve bellek karşı tarafların aynı kanıtlara ulaşması durumunda bile anlaşmazlığın daha keskinleşmesi olan tutum kutuplaşmasını, doğru olmadığının kanıtları gösterilmesine rağmen inançlarda ısrar, ilk olarak edinilen bilgiye daha fazla güvenme olan irrasyonel öncüllük etkisi ve iki olay ya da durum arasında bir bağlantı olduğuna dair yanlış algılama olan yanılsama korelasyonunu açıklamak için kullanılır. (Devamı...)

 
Azerbaycan ekonomisi ülkenin doğal kaynakları, gelişmiş sanayisi ve coğrafyası itibarıyla önemli bir ülke ekonomisidir. Azerbaycan'da özellikle büyük petrol ve doğalgaz rezervleri bulunmaktadır. Hacim ve çeşit bakımından hammadde yatakları ile dünyanın sayılı ülkelerinden biridir.

1991 yılında Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından siyasi bağımsızlığını kazanan Azerbaycan Cumhuriyeti, merkezi planlı ekonomisinden serbest piyasa ekonomisine geçiş sürecini yaşadı. Ekonomide yaşanan dönüşümde ülkede siyasi bağımsızlığın ardından siyasi istikrarın sağlanması, coğrafi konumu ve şartlarının yanı sıra önemli enerji kaynağı rezervlerine sahip olması büyük rol oynadı.

Siyasi bağımsızlığın kazanılmasının ardından eski Sovyetler Birliği'ndeki işletmelerle ekonomik bağlantıların koparılmasının ve ülkenin diğer Sovyet cumhuriyetlerdeki pazar payını kaybetmesinin yanı sıra Sovyetler Birliği döneminde merkezden sağlanan sübvansiyonların da kesilmesiyle birlikte üretimde düşüşler yaşandı. Ekonomik yapının eski merkezi planlamaya göre örgütlenilmesi nedeniyle birçok fabrika ve tesis üretimini durdurdu veya düşük kapasite ile üretimine devam etti. (Devamı...)

görüntüle - değiştir -   korunmuş sürümü oluştur
Korunmuş sürümü oluşturmak için birinci satırı silip {{kopyala:GM kutu ekleyip kaydedin.



Bugün 18 Nisan 2024, Perşembe ; saat 09.36 UTC

  1. ^ "Arnold Toynbee". Encyclopædia Britannica. Erişim tarihi: 18 Haziran 2014.