Tartışma:Tengricilik

Son yorum: 31.142.40.122 tarafından 2 yıl önce Devriyeler buraya bakın artık! başlığına
Eski seçkin maddeTengricilik, eski bir seçkin maddedir. Maddenin aşağıdaki aşama geçmişindeki bağlantılardan onun ilk adaylık sayfasını ve neden bu statüsünü kaybettiğini bulabilirsiniz.
Anasayfa ödül Bu madde 34. Hafta 2008 tarihinde Vikipedi anasayfasında Haftanın seçkin maddesi olarak yayımlanmıştır.
Anasayfa ödül Bu madde 45. Hafta 2010 tarihinde Vikipedi anasayfasında Haftanın seçkin maddesi olarak yayımlanmıştır.

Şaman Türkler değiştir

Türklerin tamamı tengrici değildi halen Türk olupta şaman olan kabileler var özellikle moğolistanın kuzeyinde ve tuvada varlar. Kaynaklar varmı bilmiyorum ama gözümle gördüm.

Güzel olmus değiştir

Masallah cok güzel, bayagi da bir uzun, icerikli, bilimsel, kisacasi harika olmus. Insallah Islam maddesi de bir gün bu kadar güzel olur. --Hok'ta

Amin.. :-) --Erdall 13:53, 21 Eylül 2006 (UTC)
Süper bir sayfa olmuş. Elinize sağlık. Eski dinimizi güzel anlatmışsınız. Keşke bir yerlere Tengiriciliğin başta Alevilik olmak üzere Türklerin sonradan edindiği din, mezhep ve inanışlarda farklı ölçülerde yaşatıldığını yazsaydınız. Sünniliği bile Türkler Araplardan farklı yaşıyor ve bunun altında Tengicilik var. Ne de olsa kimse binlerce yıldır alışılagelmiş inancını şıp diye bırakamıyor. Yanlız bir hususa dikkat çekmek isterim. Hunların İtalya'yı istila resmi tarihsel olarak bir sürü yanlış içeriyor. İnsanların tipleri, giysileri, silahları, zırhları, koşum takımları v.b. hepsi yanlış. Bir de resimde Hunlar zenci, kaçırdıkları kız bembeyaz. Yaşanan coğrafyadan dolayı aksine Hunlar daha açık renkli ve soluk benizliyken, İtalyan'lar çok daha esmerdi. Hristiyan kaynaklarında Sami kökenli Hz. İsa'yı İskandinavyalı gibi sarışın-renkli gözlü resmediyorlar ya aynı durum.193.140.91.129 12:06, 13 Ağustos 2007 (UTC)

        

Bu Orhon alfabesi ile TENGRICILIK yazısı çok şık olmuş ama ansiklopedik açıdan herhangi bir fonksiyonu yok. Belki bir gün tekrar lazım olur, ve biryere yerleştiririz. Şimdilik buraya park ediyorum. --Erdall 13:53, 21 Eylül 2006 (UTC)

Anlaşıldı değiştir

                       

KIZILSUNGURiletikatkılar 17:35, 21 Eylül 2006 (UTC)

Tebrikler değiştir

Müthiş bir çalışma, elinize sağlık. --Nerval 08:25, 26 Ekim 2006 (UTC)

  • Ben de tebrik ederim. Tamamen bitince Günün maddesine aday göstereceğim. Çok başarılı bir madde. --Zeynepmsj 08:31, 26 Ekim 2006 (UTC)
Teşekkürler. Yaklaşık birbuçuk senedir, araştırmadığım kaynak kalmadı bu şekilde herşeyi biraraya toplayana kadar. Maddeyi ilk başta almanca Wikipedia'da yazdım, orada maddenin tümünü görebilirsiniz. Sonradan Türkçeye çevirmeye başladım, ama gördüğünüz gibi tercümesi henüz tam bitmedi. Almanca Wikipedia'da ilk başta SAM konulmuştu. Sebeb: "Bu ne bicim din. Google'de "Tengrismus" ile arama yapınca hiç sonuç çıkmıyor." Şimdi, artık benim bu maddeyi yazdığımdan bir sene sonra tekrar bir arama yaparsanız kaç sonuç çıktığına hayret edersiniz. Ve bu sonuçların arasında bu kelimeyi kullanan Üniversitelerin sitelerini ve Bilimcilerin makalelerinide bulabilirsiniz artık. Evet övünmek gibi olmasın ama, gerçekten biraz gururluyum bu konuda. :-)) Selamlar --Erdall 06:06, 11 Kasım 2006 (UTC)

Tengricilik'te toprak ana değiştir

Anonim bir kullanıcı maddenin içine türk şamanizninde toprak ana yoktur, sadece moğollarda vardır yazmıştı. Moğollarda Tengricilik bugüne kadar pek değişmeden kaldığı için Tengriciliği tarif ederken mutlaka moğolları dikkate almamız gerekiyor, çünkü Türklerde bugüne kadar kalan kalıntıları başka dinlerle karışmış şekilde. Örneğin Altaylara bakarak tarif etmeye kalksak, sonunda Tengriciliği değil Zerdüştlüğün ve Taoizmin Şamanizm ile karışmış halini tarif ederiz! Moğollarda ki Tengriciliğin eski Türk Tengriciliği ile pek farkı yok. Onlar Ötüken'i toprak ana olarak biliyorlar ve bazen İtügen ya da Etügen olarak da adlandırıyorlar. Bazı göllere ve dağlara Ötügen adı veriyorlar. Aynı şekilde Tengri'nin adı da bazı dağlara ve göllere veriliyor. Göktürk yazıtlarında Ötüken dağının Türkler için önemi ve bu dağın kutsallığı vurgulanıyor! Bu yüzden Ötüken'i sırf kutsal bir dağın adı olarak tanıyoruz.. ama moğollara bakıldığında Ötüken'in toprak anaya verilen isim olduğunu görebiliyoruz. selamlar --Erdall 22:04, 13 Mart 2007 (UTC)

SM olması için... değiştir

Madde içinde, "viki-düzen" gereği olan; ifadelerde düzeltmeler, imla, vb. değişiklikler yapıldı. SM seçilebilmesi için kırmızı linklerin mavileşmesi gerekiyor. Ayrıca {{kaynak belirt}}ilmesi gereken birkaç nokta var. Emeği geçenlere teşekkürler, iyi çalışmalar. --Metal Militia 16:15, 17 Mart 2007 (UTC)

Madde'nin içindeki bilgiler toplam 20-25 kaynağa dayanıyor, hepsinin tam olarak nereye yerleştirmem gerektiğini biliyorum. Bazı 'kaynak belirt' şablonları çok gereksiz yerlere konuldu. Örneğin Julie Stewart makalesinden alınan özetin içine. Oysa Julie Stewart'in makalesine en altda bir bağlantı bulunuyor. 'Günümüzün yeni Tengriciliği' bölümüne koyulanı da gereksiz. O bölümün en altında Marlene Laruelle makalesinin bağlantısı var, ve hepsi içinde okunabiliniyor. Ama neyse yarın hepsini ayrıntılı şekilde yerleştiricem, şu an yeterince zamanım yok. Herkezin eline sağlık, çok güzel bir madde oluyor. --Erdall 22:17, 17 Mart 2007 (UTC)

Lütfen bunu okuyan ilk yönetici bu maddenin adını tekrar Tengricilik yapsın. Sayfanın adına Vandalizm yapılmış. --Erdall 16:39, 23 Mart 2007 (UTC)

Sonunda! değiştir

Başardık sanırım. En büyük pay Erdall'a ait. Tabi Metal Militia'nın da az emeği yok.

Sonunda seçkin madde oldu.

 kızılsungur®©iletikatkılar 17:54, 6 Mayıs 2007 (UTC)

Göktürkler değiştir

böyle bir devlet yoktur ve ilk türk ayzıtları değillerdir.Milattan çok önceleri yazıtlar vardır.Öntürkçe oldukları bilinmektedir.Lütfen araştırıp ondan sonra yazınız. --Kullanıcı:Milliyetçi

Sayın engellenmiş milliyetçi kardeşim, Orhon alfabesinin elbette öncüleri'de vardır, ama bunlar türk dili kullanmaz. Orhon alfabesi'nin öncüleri:
en:Proto-CanaanitePhoenicianAramaicSyriacSogdianOrhon Alfabesi
Eğer bundan farklı bir şey bulunmuş ve güvenilir bilimciler tarafından kanıtlanmışsa lütfen güvenilir kaynakları gösteriniz bizde görelim, memnun oluruz. selamlar --Erdall 16:44, 1 Nisan 2008 (UTC)

baba Tengri???? değiştir

Bu terimi ilk defa duyuyorum.

"Bu inanca göre Gök'ün yüce ruhu Tengri'ydi. İnsanlar kendilerini gök baba Tengri, toprak ana Ötüken ve insanları koruyan atalarının ruhları arasında güven içinde hissedip, onlara ve diğer doğa ruhlarına dua ederlerdi."

^ a b c d e f g h i j k l m Dr. Peter Laut: Vielfalt türkischer Religionen: Tänriismus, Universität Freiburg [1] (Almanca: Türklerde dinlerin çeşitliliği/ Freiburg Üniversitesi'nden Dr. Peter Laut)

Yazar Alman ve büyük olasılıkla Hristiyanlığın etkisinde kalarak baba sıfatını kullanmış.

Dinimizde Tengri'yi cinselleştirmek söz konusu değildir.

Yine de bu terimin silinmesine gerek yok. Bizim açımızdan dinimizin yanlış tanınması ya da doğru tanınması hiçbir zaman sorun teşkil etmemiştir.

  • Maddeyi hazırlayanlara teşekkürler..

Teşekkürler değiştir

İnternette bulunan en güzel tengricilik üzerine doküman bu. Yapanlara binbir teşekkür. Sağolun. --85.99.105.186 23:34, 25 Ocak 2009 (UTC)

Başlangıçta Türklerin Dini Şamanizm Değildi değiştir

Gök Tanrı

Orta Asya'nın uçsuz bucaksız bozkırlarında yaşayan atalarımızın asıl dini, Gök Tanrı = Kök Tengri Dini'dir. Ama, Gök Tanrı kelimesi kimilerince kasıtlı ya da kasıtsız olarak yanlış anlaşılmakta ve bu kesimlerce Gök Tanrı, göğün ilahı diye tanımlanmakta ve gösterilmektedir.

Yanlış anlaşılma, gök ve Tanrı sözcüklerinin Eski Türkçe'deki kavram ve anlamlarının ne olduğunu bilmemekten kaynaklanmaktadır. Eski Türkçe'de Tanrı sözcüğü Tengri biçiminde söylenirdi ve bugünkü Tanrı, Allah kavramlarımızın karşılığı idi (ayrıca Tengri kelimesi, gök anlamına da gelirdi). Eskiden Kök olarak söylenen gök sözcüğünün ise Eski Türkçe'de üç anlamı vardı: Biri bugünkü kullandığımız anlamı ile gök, gökyüzü; biri, yine bugünkü kullandığımız anlamı ile mavi renk; biri de, bugün kullanmadığımız anlamı ile ulu, yüce, kutsal. İşte Kök Tengri/Gök Tanrı deyiminde geçen kök/gök sözünün taşıdığı anlam ulu, yüce, kutsal'dır. Buna bağlı olarak da, Kök Tengri/Gök Tanrı deyimi Ulu Tanrı, Yüce Tanrı, Büyük Allah anlamlarına gelir ve bugün kullanılan Allâh-u Teâlâ kavramını karşılar. Yani ortada göğün ilahı yoktur. Söz konusu olan tek bir yaratıcı Tanrı ve bu tek Tanrı'ya yapılan saygı dolu bir sesleniştir.

Eski Türkler'in kendi öz inançları, temelde tek ilahlılığa dayanır. Bugüne değin yapılan arkeolojik araştırmalar da bunu desteklemektedir. Eski Türkler'den kalan arkeolojik buluntularda ilah yontularına ve putlara rastlanmamıştır (ancak bazı bilginler tös, tangara gibi adlar taşıyan tasvirlerin put ya da tanrı simgesi olduğu görüşündedirler). Tabiki, din değiştirip de başka dinlere geçen ve Eski Türkler'in milli dini olan Gök Tanrı dininden ayrılanlardan kalan put ve ilah yontuları konu dışıdır. Çünkü bu ürünler, Gök Tanrı dininin kapsamı dışında oluşturulmuş nesnelerdir. Putçulukta putların, temsil ettikleri varlıkların manevi gücü ile dolu olduklarına inanılır; ama, Eski Türkler'de manevi gücün biricik kaynağı Tanrı'dır. Eski Türkler, tüm evreni içeren tek ve ulu yaratıcı Gök Tanrı'nın tasvirini -gerek yontu biçiminde olsun, gerekse resim biçiminde olsun- yapmamışlardır.

Konuya dilbilim açısından bakarsak da aynı sonuca ulaşırız. Eski Türkler'den kalmış yazılı eserlerde, Tengri/Tanrı sözcüğünün çoğul eki getirilmeden hep tekil biçimde kullanıldığı görülür. Buna bağlı olarak da Tanrı'lar/Tengri'ler kelimeleri Türk kültüründe yer almamıştır.

Konuya tarihi ve yaşanmış bir kanıt olarak İbn-i Fadlan'ın anlattıkları gösterilebilir. İbn-i Fadlan 10.yy.da Oguz Türkleri'ni halifenin elçisi sıfatıyla ziyaret eder. Daha o zaman Türkler müslüman değildir. İbn-i Fadlan'ın anlattığına göre, o çağlarda Türkler haksızlığa uğradıklarında ya da bir zorlukla karşılaştıklarında başlarını yukarı kaldırıp Bir Tangrı demektedirler. İlginçtir ki aynı gelenek bugün de sürmektedir. Bugün de Türkler haksızlığa uğradıklarında benzer biçimde, Yukarıda Allah Var derler. Ayrıca Ebu Dulaf da (10.yy.) Oguzlar'da put bulunmadığını kaydetmektedir. 13. yüzyıl Uygur Türkleri de Tanrı'nın, insan yada başka herhangi bir varlık biçiminde tasvir edilemeyeceğini söylemekte idiler. Bunlardan dolayı, Eski ve milli Türk inancında putçuluk yer almamış, putları korumağa yönelik tapınaklar da yapılmamıştır.

Gök Tanrı'nın özelliklerinden söz etmek gerekirse şunlar söylenebilir: Öncelikle tektir, eşi ve benzeri yoktur. Yaratıcıdır; bilinen ve bilinmeyen her şeyi O yaratmıştır. Savaşlarda Tanrı'nın iradesi ile zafere ulaşılır. Buyurur, iradesine uymayanları cezalandırır. İnsanlara kut ve ülüg (kısmet) bağışlar ama bunları layık olmayanlardan geri alır. Canlılara yaşam verir. Ölüm onun iradesine bağlıdır. Varlıklara yaşam verdiği gibi, dilediğinde de onu geri alır. Öncesiz ve sonrasızdır. Evrensel ve toplumsal düzeni o sağlar. Ona yakarılır (dua edilir), kurban verilir.

İslamiyetten önce kurulan bütün Türk devletlerinde (Hun, Apar, Göktürk, Hazar, Uygur vs) Gök Tanrı inancı baskın bir biçimde yer tutmaktaydı. Gök Tanrı inancının esasları, eski Çin ve başka kayıtlardan, Orkun Yazıtları ile öteki Eski Türkçe belgelerden az çok belirlenebilmektedir. Asya Hun tanhu'su (kaganı, imparatoru) Mo-tun (Mete), MÖ 176 yılında Çin imparatoruna göndermiş olduğu mektubunda kendisini tahta Gök Tanrı'nın çıkardığını, zaferlerini Gök Tanrı'nın yardımıyla kazandığını belirtmektedir. Yine Asya Hun kaganlarından olan Künçin (MÖ 160-126), MÖ 133'te Çin imparatorunun Ma-i'de kendisine hazırladığı tuzaktan kurtulunca "Tanrı takdir buyurduğu için kendini koruyabildiğini" söylemiş, bir başka başarısının ardından da "Başarısının Tanrı'nın işi" olduğunu belirtmiştir. 328 yılında başka bir Türk hükümdarı kazandığı zafer üzerine kollarını göğe kaldırarak "Ey Gök Tanrı, Sana şükürler olsun" diyerek Tanrı'ya şükretmiştir. Batı Apar kaganı da, Bizans ile yaptığı bir antlaşmada Gök Tanrı adına and içmiştir. Kök Türkler'in savaştan önce zafer için Tanrı'ya dua ettiklerini belirten Çin kaynaklarına göre, Tardu Kagan 590 yılında bir savaştan önce atından inerek Tanrı'ya yakarmıştır.

Kök Türkler'den kalan Orkun Anıtları'na göre Tanrı, evrenin ilk nedenidir, yani yaratıcısıdır. Kök Türkler'in bir kaganlık kurması O'nun isteği ile olmuş, Türk milletine kaganını O vermiştir. Yani, yazıtlara göre Tanrı, Türk milletinin yaşamı ile yakından ilgilenmektedir. Türkler'e zaferler kazandıran, Türkler'i yıkımlardan, felaketlerden koruyan yine O'dur. Kaganları da tahta O çıkarır.

Türkler'de Gök Tanrı'nın çok eski çağlardan beri tek bir ulu varlığı temsil ettiğine dair birçok kanıt vardır. Tanrı, Eski Türkler'de manevi tek büyük kudret idi. Bizanslı tarihçi Simokattes, Kök Türkler'in yir-sub'lara (yer-su'lar; ırmak, dağ, orman vb doğa varlıkları) saygı gösterdiklerini ama yalnızca yerin göğün yaratıcısı bildikleri tek bir Tanrı'ya taptıklarını bildirmektedir. 790 yıllarında Tiflis'li St.Abo, Hazar Türkleri'nin tek bir yaratıcı Tanrı tanıdıklarını söylemiştir. Yine Hazar Devleti'nin kaganı, hıristiyanların teslis'e (Tanrı'yı üçleme) inanmalarına karşın kendilerinin tek bir Tanrı'ya inandıklarını kaydetmiştir.

"Tanrı" sözcüğü, bütün Türk şive ve lehçelerinde ortak olarak vardır. Türkçe'nin temel sözcüklerindendir. MÖ'ki Çin yıllığı Shi-ki'de, Hun kaganı Mo-tun (Mete) nedeni ile anılan Türkçe Tengri/Tanrı sözcüğü Çince'ye "T'ien" olarak geçmiştir (Çinliler, Orta Asya'daki Tanrı Dağları'na bu yüzden T'ien-Şan derler). En aşağı 2500 yıllık bir geçmişi olan öz Türkçe Tanrı kelimesi, Moğolca ile birlikte kimi Asya dillerine de yerleşmiştir. Ayrıca Eski Sümer dilinde Tanrı kavramının karşılığı olarak kullanılan Dingir/Tingir sözcüğünün de Tengri sözcüğü ile bağlantısı olmalıdır.

Bugün Altay ve Yenisey çevresinde yaşayan Türkler, Gök Tanrı'ya Kuday, Ülgen gibi adlar vermektedirler. Ancak, Eski Türkler'in Gök Tanrı'sı ile Altaylılar'ın Ülgen'inin bire bir örtüşüp öürtüşmediğini bilmiyoruz. Ülgen, başka bir sayfada incelendiği için burada O'na yer verilmemiştir.

Eski Türkler'de Gök Tanrı'ya kurban olarak hayvan kesilirdi. Kurban olarak koç ve aygır geçerliydi. Türkler'de insan kurban etme gibi vahşi uygulamalar bulunmadığı gibi, egemen oldukları yerlerde de bu gelenekleri kaldırmağa çalışmışlardır. En makbul kurban olan at kemiklerine Eski Türk mezarlarında sıkça rastlanır.

Eski Türkler'de üç büyük din töreni vardı:

Birincisi ilkbaharda kagan ve ülke ileri gelenlerinin de katılımı ile ata mağarasında yapılırdı. Bu mağara, Bozkurt-Ergenekon Destanı'ndaki Bozkurt'un son yaralı Türk'ü kaçırıp saklamış olduğu mağaradır. Bu mağara kesin olmayan taminlere göre Turfan (Kao-çang) Dağları'nın (Altaylar'da) kuzeyindedir. Burada ataların ruhuna kurbanlar kesilirdi.

İkinci tören ise Haziran ayında Tamır ya da Ongin ırmaklarının kıyısında Gök Tanrı adına yapılırdı. Bu törende tek yaratıcı olarak düşünülen Gök Tanrı'ya aygır kurban edilirdi.

Üçüncü tören ise güzün Tailin'de, kutsal sayılan yir-sub'lar (yer-sular; doğa varlıkları, bir tür ermiş, evliya inancı) için yapılırdı.

Sonuç olarak söylemek gerekirse, Eski Türkler'de Tanrı'ya saygı ifadesi olarak Yüce Tanrı anlamında Kök Tengri / Gök Tanrı denilmiştir.


…………………………………


Bozkır Türkleri'nin yani Eski Türkler'in din inançları üç noktada toplanır:

Yir-Sub'lar (Yer-Su'lar; doğa güçleri). Atalar kültü. Gök Tanrı inancı.

Fakat Şamanlık, bu listeye dahil değildir. Çünkü temel Eski Türk inançlarında şamanlığın yeri yoktur. Her ne denli, zamanımızda Türkler'in eski dinleri şamanlık gibi gösterilse de işin aslı böyle değildir. Bunun neden ve kanıtları aşağıda sıralanmıştır.

Öncelikle konu abartılmış bir durumdadır. Türkoloji ile ilgili araştırmalar Altay Türkleri arasında başlamıştır. Türkoloji araştırmaları başladığında, Altay Türkleri şamanlık inancına bağlı bulunuyorlardı. Bu nedenle sanki Altay Türkleri, saf Eski Türk kültürünün biricik yaşayan temsilcileri gibi kabul edilerek, Eski Türkler'in milli dininin şamanlık olduğu görüşü zihinlerde egemen olmağa başlamıştır. Fakat konu derinlemesine incelendiğinde işin doğrusunun bu olmadığı anlaşılır. Bir kere Altay Türkleri, Eski Türk kültürünün bozulmamış temsilcileri falan değillerdir. Altay Türkleri'nin Yaratılış Efsanesi incelendiğinde durum gözler önüne serilir. Altay Türkleri'nin dünyanın ve insanın yaratılışı ile ilgili rivayetlerinin hiçbiri Türkler'in kendi öz düşüncelerinin ürünü olmayıp, türlü dinlerin etkilerinin karışmasından ortaya çıkmış bir tasavvurlar örgüsüdür. Örnek olarak, Altay Türkleri'nin yaratılış efsanelerinde geçen özel adların birkaçı dışında hepsi yabancı kökenlidir: Kuday, Kurbustan, Matmas, Mangdaşire, Maytere...vb. Altay Türkleri'nin din gelenekleri başta Budacılık olmak üzere Hint, İran, Yunan ve Yahudi efsaneleri ile Moğol döneminde ortaya çıkan kimi öykülerin içiçe girmesinden oluşmuştur; bunlara Eski Türk inançlarından da bazı kırıntılar katılmış olabilir. Benzer bir durum, Yakut Türkleri'nin dini inanç ve efsaneleri için de söz konusudur. Yani Altay ve Yakut Türkleri'nin inançlarını ve efsanelerini, Eski Türkler'in inanç ve geleneklerinin günümüzde yaşayan bozulmamış örnekleri olarak düşünmek son derece yanlış olup, böyle bir davranış Türk kültürünü dar bir çerçeve içine hapsetme çabasından ibarettir. Ne yazık ki günümüzde Türkler arasında bile Altay ve Yakut mitolojilerinin, Türkler'in has gelenekleri olduğu düşüncesi egemendir. Fakat Eski Hun ve Gök-Türk toplumu incelendiğinde durumun böyle olmadığı anlaşılmaktadır. Altay ve Yakut mitolojisinin ürünlerinin köklerine Hun ve Gök-Türk geleneklerinde rastlanmaz. Eğer Altay ve Yakut mitolojisi saf Türk kültürünü temsil etse idi, bu mitolojilerin motiflerinin Hun ve Gök-Türk inançlarından kaynaklanmaları ve bu kaynaklanmanın da birtakım kanıtlarının olması gerekirdi ki böyle bir şey söz konusu değildir. Bütün bunlara bağlı olarak Altay ve Yakut şamanizmi eski milli Türk kültürünün temel direği değildir ve Eski Türkler'in milli dinleri de şamanizm falan değildir.


Türk olsun olmasın, Orta Asya halklarında şamanın din törenindeki görevi yalnızca icracılıktır. Birçok dini törene de (mesela Tanrı'ya kurban sunulmasına) şaman katılmaz. Geç devirlerde Türkler arasında yayılan şamanlık, Türkler'in Gök Tanrı inancına dokunamamıştır. Şamanizm hakkında araştırmaları bulunan M.Eliade, Ulu Tanrı söz konusu olduğunda şamanlığın adeta sırıttığını söyler. Yakut Türkleri'nde Gök Tanrı kavramının karşılığı olan Tangara Kayra Han ile de şaman pek meşgul olmaz. Aslında şamanizm, bir din değildir; yalnızca bir uygulamadır ve hemen hemen her dinin içinde yaşar. Şaman; ruh, cin, şeytan, peri ve ölülerle uğraşan, hastalara şifa vermeğe çalışan, ölülerin yaşayanlara zarar vermemesini sağlayan, insanların dert ve dileklerini gök ve yer altındaki ruhlara ileten kişidir. Görüldüğü gibi şamanlığın nitelikleri din ile değil büyücülük ile bağdaşır. Şaman asla ruha aracısız olarak müdahale edemez, hastalık ve talihsizlik söz konusu olmadığında şamana iş düşmez ve Tanrı ile ilgili uygulama ve ibadetlerde şaman rol almaz.


Şamanlar tarihin her döneminde ve her dinde yer almışlardır. Mesela bugünkü Türkiye'de yaşayan ve cinlerle irtibat kurduklarını söyleyip kendilerine medyum sanını yakıştıran kişiler de aslında birer şamandırlar. Onlar da aynen şamanlar gibi cinleri/kötü ruhları insanlardan uzaklaştırdıklarını ya da insanlara musallat ettiklerini söylemektedirler. Bir örnek olarak Medyum Memiş gösterilebilir. Yani eski şaman tabirinin yerine medyum, ruhçu gibi adlar konmuş ama uygulamanın özü aynı kalmış durumdadır.

Anlaşılacağı üzere, dinden çok büyü niteliği taşıyan ve esasta bir Bozkır-Türk inanç sistemi olmayan şamanlığın Eski Türkler'in Atalar Kültü, Yir-Sub inançları ve Gök Tanrı kavramı ile ilgisi yoktur.



Kimi araştırmacılar, Eski Türkçe'de bulunan ve din adamı anlamına gelen kam sözcüğü ile şaman sözcüğünün aynı kavramı ifade ettiklerini öne sürseler de, şaman kelimesinin Türkçe bir kelime olmamasının kanıtlanmasından sonra bu görüş geçerliliğini yitirmiştir. Şaman kelimesi bir Hint dili olan sanskritçedeki sramana sözcüğünden kaynaklanmaktadır; sramana'nın anlamı dilenci rahiptir. Bazı araştırmacılar şaman sözcüğünün Mançu dillerinden kaynaklandığını ileri sürmektedirler. Ama, bu sözcüğün kaynağı hangi dil ve kültür olursa olsun kesinlikle öz Türkçe değildir ve Eski Türkçe'deki kam kelimesi ve kam kelimesinin ifade ettiği kavram ile de bir ilgisi yoktur. Eski Türkçe'deki kam sözcüğü din adamı anlamına gelmekte olup büyücü şamanlarla herhangi bir ilgisi yoktur.

Şamanlığın en büyük özelliği, nüfüz ettiği bölge halkının ruh âlemine bürünme yeteneğidir. Bu yüzden şamanlık, bütün kültür ve dinlere bulaşmıştır. Ama şamanlık, kendini gizler ve içinde yaşadığı dinin gelenekleri içinde saklanır. Şamanlığın bu müthiş uyum ve kendini gizleme yeteneği sonucunda, dinlerin içinde yeni oluşumlar ortaya çıkar. Fakat bu yeni oluşumlar artık o dinin öz nitelikleri gibi düşünülür. Sonuçta adlar değişir ama uygulamalar devam eder ve şamanizm de kamuflaj ve uyum yeteneği sayesinde varlığını sürdürür.

Yanlışlıklar ve Eksikler değiştir

Sayfada imla hatalarından tutun, yanlış bilgilere varana kadar bir sürü hata var. Fakat bunların düzeltilmesine izin verilmiyor. Gözümün önünde, Türkoji konusunda artık kendisini ispatlamış bir bilim adamının yapmaya çalıştığı düzeltmelerin sadece 10 saniye sonra geri silindiğine tanık oldum. Sayfalar galiba birilerinin tekeline alınmış ve özgürlüğünü yitirmiş.

ilkel inançlar değiştir

"Şamanizm"den söz edilirken "bütün dünyadaki ilkel inançlar" ifadesi kullanılmış.

İnançları "ilkel" ve "ilkel olmayan" olarak ayırmak vikipedi'ye mi düştü?

Bu kullanım insan haklarına aykırı, ayrımcı, hakaretamiz bir kullanımdır. "ilkel" sözünün silinmesini yerine başka bir söz yazılmasını öneriyorum.--98.196.233.8 04:54, 6 Haziran 2012 (UTC)

Katılıyorum. Gereksizbiriste (mesaj) 10.15, 24 Eylül 2021 (UTC)Yanıtla

Bu mu seckin madde?! değiştir

Sayfada tonlarca hata var. Bildigin "efendim, Turkler Islam'dan oncede tek tanriya inandigi icin Islam'i kolayca kabul etmislerdir" yalaninin ustune kurulmus bir makale. "Kutsal varliklar" diye tanimlananlar bildigimiz farkli farkli tanrilardir. kaynak falan vermiyorum, Ak Oğlanlar sayfasina bakin! Orada bile tek tek ne tanrisi oldugu yazilmis, oradaki anlatim cok daha dogru. Bildigin propoganda sayfasini seckin madde yapmissiniz. Bunun statusu dusurulmeli, duzeltilemeyecek kadar cok hata iceriyor. Bu imzasız yazı 74.215.78.254 (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

Bir kullanici maddenin seckin madde olmadigini, incelenmesi gerektigini belirtmis 2014 yilinda: Vikipedi:Seçkin madde incelemesi/Tengricilik. Ama kimse cevap vermemis, madde de incelenmemis. Statusu dusurumeli.74.215.78.254 04:11, 15 Mayıs 2015 (UTC)
Bu madde bir propaganda sayfası değildir.Sizin kendi siyasi ve dini düşüncenize göre Seçkin Maddelerin seçkinlikten düşürülmesini beklemeyin.Bundan ziyade yanlış olduğunu belirttiğiniz yerlerin düzeltilmesini sağlayın.Bu çok daha doğru bir yaklaşım olur. — Bu imzasız görüş Mdijitürk (mesajkatkılar) tarafından eklenmiştir.

Anlam değiştir

Tengricilik, Tengri’nin etrafından oluşmuş olan ve Macaristan’dan Büyük Okyanus’a kadar olan bölgede yayılmış olan bir inanç sisteminin adıdır.Tengri kültünün en eski kanıtları 3000 yıllık Çin kaynaklarında Hiung-nu (Doğu Hunlar) ve Tue'kue halklarını anlatan yazılarda bulunmuştur (bkz. En eski kanıtlar).

Cümlesindeki "kültünün" anlamı nedir? Bilen varsa söyleyebilir mi? Yoksa kültürün yazılacakmışta yanlışlıkla kültünün diye mi yazılmış? PeaceCloud (mesaj) 10.31, 14 Ağustos 2020 (UTC)Yanıtla

Devriyeler buraya bakın artık! değiştir

Sayfa 4 aydır inceleme bekliyor, nerdesiniz? 31.142.40.122 09.05, 25 Ocak 2022 (UTC)Yanıtla

"Tengricilik" sayfasına geri dön.