Türk Solu
Türk Solu, 1967 yılında çıkmaya başlayan ve Millî Demokratik Devrim hareketinin sözcülüğünü üstlenen haftalık siyasi dergi.
30 Haziran 1967'de Yön Dergisi'nin yayın hayatına son vermesinin ardından sol yayıncılıkta ortaya çıkan boşluğu doldurmak için 17 Kasım 1967'de yayımlanan ilk sayısında sahibi Şerif Tekben, Yazı İşleri Müdürü Vahap Erdoğdu ve Teknik Yönetmeni Ahmet Say olarak görünüyordu.[1]
Dergiyi oluşturan çevre
değiştirDergiye öncülük edenler, esas olarak Türkiye Komünist Partisi'nin 1950-51 yıllarındaki yeniden örgütlenmesinde yer alan komünistlerdir. Bu anlamda Türk Solu dergisi ve MDD hareketi, 1960 öncesi komünist örgütlenmelerde yer alıp da hâlâ ülkede kalan
TKP kadrolarının sol harekete aktif müdahalelerini ifade eder. Ergun Aydınoğlu'nun "Şefik Hüsnü geleneği" olarak tanımladığı bu isimler arasında Mihri Belli, Muzaffer Erdost, Reşat Fuat Baraner, Şevki Akşit, Erdoğan Başar, Şerif Tekben, Ziya Oykut, Şaban Ormanlar, Halim Spatar ve Hulusi Dosdoğru ilk akla gelenler arasındadır. Dergide yine TKP geleneğinden gelen ancak partiden 1940'larda uzaklaşan ve kendi siyasal yapısını oluşturan komünistlerden Hikmet Kıvılcımlı da yazar. Yine geçmişte TKP'de yer almayan, ancak 1960 öncesi solundan gelen Rasih Nuri İleri, Orhan Müstecaplı, Asım Bezirci, Aziz Nesin gibi sol sosyalist yazarlar da dergide yazacaklardır. Bu geniş isim skalasına 27 Mayıs Darbesinin Milli Birlik Komitesi üyelerinden Suphi Karaman ve Mucip Ataklı ile 27 Mayıs ihtilalinin önemli isimlerinden olan Dündar Seyhan ve dönemin “milliyetçi devrimci" gazeteci yazarlarından İlhan Selçuk ve İlhami Soysal da Türk Solu’nda yazar.[2]
Bu isimler dışında Münir Ramazan Aktolga, Yusuf Küpeli, Mahir Çayan, Mustafa İlker Gürkan, Doğu Perinçek, Şahin Alpay gibi dönemin gençlik liderleri de dergide sık sık yazı yazmışlardır.
Tüm bu isimler arasında sivrilen ve derginin ideolojisini şekillendiren ise Mihri Belli'dir.
Derginin çıkışı
değiştirDerginin kurucu kadrosundan, çevirmen ve yazar Sevim Belli anılarında derginin çıkışını "1967 yılında bizim 1951-53 tevkifatından geçen Türkiye Komünist Partisi üyesi ve sempatizanı arkadaşlarımız yeni bir siyasî organ yayınlamaya karar verdik" diye özetler.[3] Sevim Belli şöyle devam eder:
Ankara'da Küçükesat'taki evimizde bizim eski arkadaşlardan, İstanbullu ve Ankara'lı yeni arkadaşlardan oluşan bir grup derginin çıkarılmasını ve yayın politikasını, katılamayan arkadaşların da görüşlerini almış olarak kararlaştırdı.
Mihri Belli anılarından derginin çıkışı ile ilgili olarak şunları anlatır:
Haftalık Türk Solu’nun yayımına başlanması 1967 sonlarındadır. (...) Uzun illegalite yıllarından sonra ilk kez legal yayın organlarıyla milletin önüne çıkıyorduk. Dergi çıkarma önerisi ilk Ahmet Say’dan geldi. "Ortam uygundur. Eski tüfeklerin de bir yayın organı olmalı" diyordu. (...) Vahap Erdoğdu da onunla birlikte hareket ediyordu. İkisi de Ankara'daydılar. Biz İstanbul'da. Aydın ve gençlik çevreleriyle daha yakın bağları vardı. (...) Marksistlerin su başını tuttuğu, sorunlara, bilimsel sosyalizm ışığında yaklaşan ve bağımsızlık ve demokrasi davasına öncelik tanıyan, olabildiğince geniş demokratik çevrelere hitap eden, bu çevrelerden yazarlara açık bir haftalık yayın organı, boşluğu doldurabilirdi. Arkadaşlarla toplandık konuyu tartıştık. Haftalık yayımlanmasına karar verdik. Böyle bir yayın organı ayrıca önem taşıyordu. Türk Solu yazı kurulu hareketimizin merkez organı işlevini de verine getirebilirdi, öyle de oldu. Türk Solu kısa zamanda Marksist solun organı olarak gençliğin anti-emperyalist ve antifaşist şahlanışına yön verir duruma geldi.[4]
Sevim Belli, derginin çıkartılması ile ilgili süreci şöyle özetler:
Derginin yayınlanmasına Ankara'da başlanmıştı. Sonra ekonomik nedenlerle ve daha geniş kadroların İstanbul'da olması nedeniyle oraya taşındı. Bizim eski arkadaşlarımızın içinde bulunduğu bir yazı kurulu dergiye girecek yazıları denetliyordu. Başyazarımız Suphi Karaman'dı. Derginin çizgisini ilk sayfada yayınlanan yazı belirliyordu. Yazarı genellikle M. Belli idi. Özellikle politik dergileri ayakta tutanlar isimsiz yazarlar ve emek işlerini üstlenenlerdir. Ben de her zaman bunların arasında oldum. Sadece birkaç kez başyazım ve orta sayfa yazım yayınlanmıştır, onlarda da takma ad kullanılmıştır. Ama her sayıya birkaç paragraflık olsun katkım olmuş ve özellikle de denetçilik emeğim geçmiştir.[3]
Derginin tezleri
değiştirDerginin ilk sayısında yayımlanan "Neden Çıkıyoruz?" başlıklı yazıda şöyle deniliyordu:
"Tarih tekerleği ileri doğru dönecekse, Türk solunun ülkemizin kaderinde tayin edici rol oynaması kaçınılmaz bir şeydir. Ama sol kanatta güç birliği gerçekleşmeden, Türk solcuları ortak bir siyasi platform çevresinde toplanmadan, tüm gücümüzle eyleme geçmemiz ve tarihsel görevimizi yerine getirmemiz imkansızdır. Onun için ortanın solundan en sola kadar devrimci olarak, solcu olarak, sosyalist olarak çevresinde birleşeceğimiz ortak platformu saptama içi, önceliği olan bir iş, bir sorumluluk olarak karşımıza dikilmektedir. Biz bu sorumluluğumuzun bilinciyle, bu tarihsel görevin başarılmasında payımıza düşeni yapmak amacıyla Türk Solu'nu çıkarıyoruz."[1]
Sevim Belli derginin çıkışı ile birlikte TKP geleneğinden gelenlerin "İlk kez kendi sesiyle insan içine çıktığını" anlatır:
Sesimizi o dönem için yükseltebildiğimiz kadar yükseltebiliyorduk. Yayın alanında legalitenin sınırlarını zorlamayı ve kazanımları örgütsel alana aktarmayı hedefledik. Demokrasi ve bağımsızlık mücadelesinde tekelci olmadık. Önemli olan demokrasi ve bağımsızlık mücadelesini demokrasiyi hiç tanımamış ve de Amerikan vesayeti altında bulunan ülkemizde olabildiğince geniş yığınlara mal etmekti. Sosyalizme geçildiğinde mızıkçılık edeceklere karşı da, bugün emperyalizme karşı çıktıkları ve demokrasi için savaşım verdikleri sürece itici olmadık. Ama asıl hedefimizin sosyalizm olduğunu da belirtmekten, vurgulamaktan hiçbir zaman geri durmadı” "Sosyalizm yolunda tam bağımsız ve gerçekten demokratik Türkiye" idi temel sloganımız. Bu slogan çok tuttu, çünkü doğruydu. TİP saflarında umduğunu bulamayanlar özellikle gençlik "Türk Solu" dergisinin çevresinde toparlandı ve anti-emperyalist mücadele, tarihimizde hiç görülmedi bir yoğunluk ve devrimci atılım kazandı. "Bağımsız Türkiye" sloganı ülke sathına yayıldı.
Davalar
değiştir1967 yılında Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğrenci Derneği'nin davetlisi olarak "Devrim nedir, ne değildir?" başlıklı bir konuşma yapan Mihri Belli, Türkiye'nin önündeki ilk devrimci adımın Millî Demokratik Devrim (MDD) aşaması olduğunu, öncelikli olarak tam bağımsız ve gerçekten demokratik bir ülke yaratmanın gerektiğini, sosyalist kurtuluş aşamasına ancak bu yoldan varılacağı ileri sürdü. Konuşmanın Türk Solu dergisinde yayımlanmasının ardından Belli ve derginin yazı işleri müdürü Vahap Erdoğdu tutuklanıp Ankara Kapalı Cezaevine kondular. Mihri Belli politik savunma yaparak mahkemede 7,5 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ardından temyiz aşamasında beraat etti.
Derginin kapanışı
değiştirMihri Belli'nin anlatımı ile Türk Solu ve Aydınlık dergilerinde etkin şekilde çalışan Doğu Perinçek ve arkadaşları dergi yazı kurulundaki Eski Tüfeklere saygıda kusur etmezler ancak özellikle Deniz Gezmiş ve Mahir Çayan liderliğindeki diğer militan çevreler ile sürtüşme yaşarlar. Sonuçta Perinçek ve arkadaşları ayrılmaya karar verirler. Aydınlık dergisine el koyarlar. Türk Solunun yazı kurulunu oluşturan bir grup da onları destekler. Bunun üzerine Şevki Akşit, Şaban Ormanlar, Sevim Belli, Mihri Belli, Vahap Erdoğdu, Muzaffer Erdost, Ahmet Say gibi isimler Türk Solu'ndan ayrılır.[4] Dergi, Perinçek ve ekibi tarafından birkaç sayı daha yayınlanır.[3] Derginin yazı işleri müdürlüğü görevini bu dönemde Bora Gözen üstlenir.
Gazetenin sahibi Şerif Tekben ise bu durum karşısında Türk Solu’nun yayımına son verme kararı alır. Derginin 14 Nisan 1970'de yayınlanan 126. sayısında "Yayınımıza Ara Verirken" başlıklı ve Türk Solu imzalı bir yazı ile derginin yayınlarının bilançosu çıkartılır ve Mihri Belli ekibi ile kopuşun ayrıntıları değerlendirilir.[5]
Kaynakça
değiştir- ^ a b "Neden Çıkıyoruz?". Türk Solu. 17 Kasım 1967. s. 1. 18 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2022.
- ^ Ergun Aydınoğlu (2007). Türkiye Solu (1960-1980) "Bir Amneziğin Anıları". Versus. ss. 148-149.
- ^ a b c Sevim Belli (1994). Boşuna mı Çiğnedik?. Belge Yayınları. s. 433.
- ^ a b Mihri Belli (1999). İnsanlar Tanıdım - 2: Mihri Belli’nin Anıları. Doğan Kitap. ss. 104-124.
- ^ "Yayınımıza Ara Verirken". Türk Solu. 14 Nisan 1970. 18 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2022.