Orman İyesi (Tatarca: Urman İyäse veya Urman Hucası "Orman Sahibi") – Türk, Tatar ve Altay mitolojisinde ve halk inancında orman ruhudur. Ağaç İyesine çok benzer özellikler taşır. Urman İyesi veya Meşe İyesi ya da Yış İyesi olarak bilinir. Tokay İyesi de denir. Moğollar ise Seber (Sibir) Ezen veya Oy (Oyın) Ezen derler. Ormanın koruyucu ruhudur. Her orman için farklı bir İye vardır. Keyfi yerinde olduğunda kalın sesle şarkı söyler. Meşe ağacı kılığındadır. Ağaçlara her yıl yeni bir halka ekleyerek onları büyütür. Kır saçlı, aksakallı bir ihtiyardır. Uzun boyludur, elinde uzun bir sopa vardır. Tunguzlar Ura Amaka diye bahsederler.

Özellikler değiştir

Tatarlardaki Orman İyesi, eski mitlerdeki Orman Tanrısı’na benzer bir iyedir. Tatar halkının muhayyilesindeki Orman İyesi genellikle yaşlı bir adam şeklinde tasvir edilir. Onun görevi ormanları, ormandaki tüm canlıları korumak olarak tarif edilir. İnsanlara hiçbir zararı olmayan Orman İyesi’nin onlara yardım etmeyi seven bir iye olduğuna inanılır. Mesela ormanda yolunu kaybedenlere yol gösterir, fakat kendi mülkü olan ormanlara zarar verenleri ise hemen cezalandırır. Orman İyesi ile genellikle Tatar halk masallarında karşılaşılır. Yazarların ve şairlerin eserlerinde Orman İyeleri ile ilgili hususların kaleme alındığı görülür. Tatar halkı tarafından ormanda yaşayan varlıklar arasında Şüräli (bir çeşit dev) adı ile bilinen bir varlık olduğuna da inanılmaktadır. Şüräli, meşhur Tatar şairi Abdullah Tukay tarafından kaleme alınan bir peomanın da konusu olmuş ve halk arasında, bilhassa çocuklar ve dolayısı ile yeni nesiller arasında, daha da yaygınlaşmıştır.

Şüräli’yi şöyle tasvir etmiştir:

“Korkunç, çirkin, acaba nasıl bir varlıktır bu!

Burnu eğri büğrü, kıvrımlıdır, tıpkı tırmık gibi;

Çarpık çurpuktur elleri, ayakları dal budak gibi.

Işıl ışıl ışıldar, çukura kaçmış gözleri,

Ödün patlar, değil gece, görsen gündüzleri.

Çırılçıplak, incecik, ancak insana benzer kendisi;

Alnında vardır, orta parmak uzunluğunda boynuzu.

Eğri değildir parmakları, dümdüzdür,

Çirkin parmakları, yarım arşından uzundur.”

Şüräli, ormana gelen insanları rahat bırakmaz; onları gıdıklamayı sever ve böylece, yani gıdıklayarak, kurbanlarını öldürür.

Tatarların mitolojik inançları ile ilgili bir araştırmasında, Şüräli hakkında ilgi çekici malûmatlar verir ve onun koltuk altlarında delikler olduğunu, bu deliklerden onun bütün iç organlarının gözüktüğünü belirtir. Şüräli, koltuk altlarında yer alan deliklere ağaç budağı saplanması halinde öleceği korkusu sebebiyle hiçbir zaman kollarını havaya kaldırmazmış.

Şüräli, vücut yapısı itibarı ile insana benzer, fakat insanlardan farklı olarak onun vücudunun tamamı kıllarla kaplıdır. Halk inançlarında Şüräli, türlü sesler Tatar Mitolojisinde İyeler 894 çıkararak insanları aldatıp kendine çeken, at binmeyi seven, biraz ahmak görünüşlü, alnında boynuzu olan, parmakları uzun bir varlık olarak tasvir edilir. Şüräliler hem erkek hem de dişi olurlar ve ormanda ailece veya sürüler halinde yaşarlar. Dişi Şürälilerin memelerinin çuval kadar olduğuna inanılır. Öyle ki ana Şüräliler memelerini omuzlarından arkaya doğru atarak gezerler.

Udmurtiya ve Kirov Tatarları arasındaki inançlara göre Şüräli’nin kendisi uzun boylu, memeleri de büyük ve uzun olur. Memelerini omuzlarından arkaya doğru atarak yürüyen bu varlıklar Udmurtiya ve Kirov Tatarları tarafından Orman Anası olarak adlandırılır. Orman Anası’nın yılanları emzirerek beslediğine de inanılır

Şüräliler biraz eğilerek yürür ve insan gibi konuşurlar. Onların insan dilini kullanması insanları harap eder. Öyle ki Şüräliler ormanda kendileri için yardım, imdat talep eden bir ses çıkartarak insanları yollarından alıkoyup ormanın en karanlık köşelerine çeker ve -daha önce de belirtildiği gibi- gıdıklayarak öldürürlermiş.

Şüräli’nin birçok yönden Orman İyesi ile benzer tarafları olduğunu, ona benzediğini belirtir ve onun da bir “Orman İyesi” olarak adlandırılması gerektiğini ifade eder. Görüldüğü gibi Şüräli son derece eğlenceli ve hoş bir Orman İyesi olarak ön plana çıkmaktadır. Tatarların millî şairi Abdullah Tukay (Gabdulla Tukay, 1886-1913)’ın Şüräli ile ilgili poeması halkın muhayyilesini derinden etkilemiştir. Ayrıca, Tukay’ın Şüräli tasviri Tatar sanat âlemine de derinlemesine etki etmiş; resim, heykel, bale gibi alanlarda onun tasvirlerinden doğan Şüräli tipleri ortaya çıkmaya başlamıştır. Halk inancı ve geleneğin Tukay’ın şiirleri vasıtası ile sanatla birleşmesi Şüräli/ler ile ilgili inancı yeni nesillere taşımış ve kültür aktarımı konusunda bir nevi köprü olmuştur. Tatar masallarında ayrıca insanlara kötülük eden “Ubır/Ubırlı Karçık” ve “Calmavız” da yer alır. Ubırlı Karçık, Kara Orman’da yaşar ve orada karşılaştığı kişilere kötülük eder.

Kaynakça değiştir

Ayrıca bakınız değiştir

Dış bağlantılar değiştir