Hacı İvaz Mehmed Paşa

127. Osmanlı sadrazamı
(Hacı İvazzade Mehmed Paşa sayfasından yönlendirildi)

Hacı İvaz Mehmed Paşa (ö. 1743, İnebahtı) I. Mahmud saltanatında, 22 Mart 1739 - 23 Haziran 1740 tarihleri arasında bir yıl üç ay iki gün sadrazamlık ve çeşitli valilikler yapmış; 1735-1739 Osmanlı-Rus-Avusturya Savaşı'nda bütün savaşın kaderini etkileyen Hisarcık Muharebesi'ni kazanmış, Osmanlı devlet adamıdır.

Hacı İvaz Mehmed Paşa
Osmanlı Sadrazamı
Görev süresi
22 Mart 1739 - 23 Haziran 1740
Hükümdar I. Mahmud
Yerine geldiği Yeğen Mehmed Paşa
Yerine gelen Nişancı Şehla Hacı Ahmed Paşa
Kişisel bilgiler
Doğum Yagodina?
Ölüm 1743
İnebahtı
Çocuk(lar) İvazpaşazade İbrahim Beyefendi

Hayatı değiştir

Yagodna doğumlu olup oranın sakinlerinde olan Nasrullah'ın oğludur.[1] Sicill-i Osmani'ye göre lakabını "nice evladın ivazı olmakla" almıştır. İstanbul'a gelip Kel Yusuf Efendi yanına girdi. Sonra Alaiyeli Ebubekir Efendi'nin kethüdası oldu. 1731'de İstanbul gümrük eminliğine getirilip bu görevle Yeğen Mehmed Ağa ile halef-selef oldu.[2] Sonra başbaki kulu ve 1732'de çavuşbaşı oldu. Temmuz 1735'te Hekimoğlu Ali Paşa'nın ilk sadrazamlıktan azli ile yeni sadrazam olarak Gürcü İsmail Paşa'nın sadarete getirilmesi zaman aralığında rikab-ı hümayun kaymakamlığı yaptı.

O yıl 25 Ekim 1735'te Vidin kalesi muhafızlığı yapmak şartı ile Niğbolu sancak beyi görevine atandı. 1738'de Adakale kuşatmasını gerçekleştirdi. Fakat serasker olan Yeğen Mehmed Paşa bunun kendisine haber verilmeden yapıldığı için İvaz Mehmed Paşa'yı görevinden aldı. Temmuz 1738'de tekrar eski görevine geri getirilmek teklifine ret cevabı vermesi dolayısıyla ordu kadısı kıyafet değiştirerek "Ben giderim" diye bu tutumun alaylı tarafını göstermesinden sonra, tekrar Vidin Kalesi muhafızlık görevine getirildi.[1]

Mart 1739'da Sadrazam Yeğen Mehmet Paşa sadaretten azledilmişti. Sadaret mührü İvaz Mehmet Paşa'ya sınıra gönderildi. Bu görev yanında serdar-ı ekrem görevi de ona verilmişti. 1735-1739 Osmanlı-Rus-Avusturya Savaşı devam etmekte idi ve Osmanlı devleti iki cephede savaşmaktaydı. Osmanlı ordusu 1739 yılı seferine çıkmak üzere 10 Nisan 1739'da Davutpaşa'dan ayrıldı. Serasker olan İvaz Mehmed Paşa orduyla tekrar Avusturya cephesine önem verdi. 22 Temmuz 1739'da, Viyana'da büyük şok yaratırcasına, Belgrad yakınlarında yapılan Hisarcık Muharebesi'nde Hacı İvaz Mehmed Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu Avusturya ordusuna karşı büyük bir galibiyet aldı. Bu hezimet o zamana kadar Osmanlılara karşı yaptıkları son savaşlarda komutanları Savoy'lu Prens Eugen'in stratejik dehası hakkında Avusturyalıların övünmelerini sona erdirmiş oldu. Belgrad kalesi Osmanlı ordusu tarafından kuşatıldı ve Belgrad tekrar Osmanlıların eline geçti. Tuna Nehri kıyılarında önemli kale mevkileri olan Semendire (şimdi Sırbistan'da Smederevo) ve Adakale'yi (şimdi Romanya'da Orsova) tekrar Osmanlılar eline geçti. Avusturya bundan sonra hemen ateşkes ilan ederek Osmanlı İmparatorluğu ile Belgrad Antlaşması'nı 18 Eylül 1739'da imzaladı. Avusturya, 1718 Pasarofça Antlaşması'yla elde ettiği, Belgrad da dahil Kuzey Sırbistan'ı ve Küçük Eflak'ı (şimdi Romanya'da) Osmanlılara geri verdi. Tuna Nehri tekrar Avusturya ile Osmanlı devleti arasında korunaklı bir sınır haline getirildi.[2]

Belgrat seferinden bu kadar başarı ile İstanbul'a dönen İvaz Mehmed Paşa büyük bir tören ile karşılandı. Sancak-ı Şerif sandığından çıkarılarak Silivri'de göndere asıldı. Ordu Davutpaşa'ya geldiğinde Sultan I. Mahmud orduyu şahsen karşıladı. Ordu "alay-ı azim"'le İstanbul'a girdi. Osmanlı tarihinde ilk defa olarak bir sadrazamın Topkapı Sarayı'nın orta kapısı olan Babusselam'dan atı ile girmesine ve Babussade'ye kadar atlı ilerlemesine izin verildi.[3] Sultan Hacı İvaz Paşa'ya büyük iltifat ve saygı gösterdi.

1740 yazında İstanbul'da birkaç asayişsizlik yaşantısı görülüp devlet idarecileri bu asayişsizliğe karşı çok hassas davranmaya başladılar. 6 Haziran 1740'ta yapılan bir sipahi olayı sırasında İvaz Mehmet Paşa Sultan ile Beykoz'daydı. Bayezid Camii avlusunda büyük kalabalık oluşmuştu ve yağmacılık ortaya çıkmıştı. Bu, Bayezid kulluğu Çorbacısı Hasan Ağa'nın şahsi gayretiyle bastırılmıştı. Beykoz'dan sadrazamla dönen I. Mahmud onu ve yeniçeri ağasına kolluk görevi verdi. Şehirde geniş bir arama yapıldı ve kaçaklar ve bekar odalarında yaşayanlar kendi yörelerine geri gönderildiler. Yağmacılara destek verenler yakalanıp idam edildiler. Şehirde asayişi yerine getirme adına şehirde resmi bir terör havası estirilirken bir Yahudi esnaf ile müşterisi arasındaki anlaşmazlık büyüdü. Sadrazam'a bu olay abartılarak bildirildi ve o da Sultan'a "yeni bir Bayezid olayı ortaya çıktı" diye Sultan'a yanlış haber verdi. Sultan olayın aslını öğrenince çok sinirlendi ve 21 Haziran 1740'ta sadrazam İvaz Mehmet Paşa'yı sadrazamlıktan azletti.[3]

İvaz Mehmet Paşa sadrazamlıktan azlinden hemen sonra Cidde valisi olarak atandı ama oraya gidemeden 31 Temmuz 1740'ta Hanya muhafızı yapıldı. Ocak 1741 başlarında Selanik valiliğine nakledildi. Şubat başlarında Bosna valisi yapıldı. Eylül 1741'de Kandiye valisi oldu ve Temmuz 1741'de ise ikinci kez Hanya muhafızı yapıldı. Temmuz 1742'de İnebahtı muhafızlığına tayin edildi. 1743 başlarında 60 yaşlarında iken burada hayatını kaybetti ve orada defnedildi.[2]

İvaz Mehmet Paşa’nın bilinen dört oğlu ve bir kızı vardır. Bunlar Ayşe Hanım, Mehmet Emin Bey, İbrahim Efendi, Halil Paşa ve Ali Bey’dir. İvazpaşazade İbrahim Efendi (1720-1797), kadılık ve kazaskerlik görevlerinden sonra 1774 de şeyhülislam olmuştur. İki kez şeyhülislamlık yapmıştır. Mezarı Beyazıt Camisi bahçesindeki II. Bayezid Türbesi yanındadır. İvazzade Halil Paşa (1725-1777), Sadrazam İvaz Mehmet Paşa'nın küçük oğludur. Babasının yüksek makamından dolayı çabuk yükselmiştir. Mirahur, çavuşbey, tütün gümrüğü emini, sadaret kethüdası, Rumeli valisi, Hotin muhafızı olmuştur. Sadrazamlığa kadar yükselmiştir (1769). Serdar-ı Ekrem unvanı ile Rus Savaşlarına katılmış, Kartal Muharebesi bozguna uğrayınca görevden alınıp Filibe'ye sürülmüştür. Sonrasında affedilerek Eğriboz, Bosna, Selanik ve nihayet Sivas Valiliğine getirilmiştir. İvaz Mehmet Paşa’nın oğlu Hacegan Mehmet Emin Bey (?-1768)’in kızı Cemile Hanım (?-1847), Musahip Said Efendi’nin eşi olmuştur.[4]

Değerlendirme değiştir

Sicill-i Osmani onu şöyle değerlendirir:[1]

Cesaret, yiğitlik ve insaf sahibiydi.

Kaynakça değiştir

  1. ^ a b c Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996), Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları ISBN 975-333-0383 C.III s.607-608 [1]
  2. ^ a b c Yayın Kurulu, "Mehmed Paşa (Hacı İvaz)" (1999) Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. C.2 s.158 ISBN 975-08-0072-9
  3. ^ a b Sakaoğlu, Necdet (1999) , Bu Mülkün Sultanları, İstanbul:Oğlak Yayınları s.335
  4. ^ Dumlu, Sinan (2014). Sırkâtibi ve Musahip. 1. baskı. Cağaloğlu, İstanbul. s. 258. ISBN 978-605-4907-47-2. OCLC 926721551. 

Dış bağlantılar değiştir

  • Buz, Ayhan (2009) "Osmanlı Sadrazamları", İstanbul: Neden Kitap, ISBN 978-975-254-278-5
  • Danişmend, İsmail Hâmi (1971),Osmanlı Devlet Erkânı, İstanbul: Türkiye Yayınevi.
  • Uzunçarşılı, İsmail Hakkı (1956) Osmanlı Tarihi IV. Cilt 1. Kısım Karlofça Antlaşmasından XVIII. Yüzyılın Sonuna Kadar, (6. Baskı 2007), Ankara:Türk Tarih Kurumu ISBN 975-16-0015-4
  • Yayın Kurulu, "Mehmed Paşa (Hacı İvaz)" (1999) Yaşamları ve Yapıtlarıyla Osmanlılar Ansiklopedisi, İstanbul:Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık A.Ş. C.2 s.158 ISBN 975-08-0072-9
  • Mehmed Süreyya (haz. Nuri Akbayar) (1996), Sicill-i Osmani, İstanbul:Tarih Vakfı Yurt Yayınları ISBN 975-333-0383 C.III s.607-608 [2]
Siyasi görevi
Önce gelen:
Yeğen Mehmed Paşa
 
Osmanlı Sadrazamı

22 Mart 1739 - 23 Haziran 1740
Sonra gelen:
Nişancı Şehla Hacı Ahmed Paşa