Gedikpaşa
Bu maddenin listelenen kaynaklarından bazıları güvenilir olmayabilir. (Temmuz 2011) (Bu şablonun nasıl ve ne zaman kaldırılması gerektiğini öğrenin) |
Gedikpaşa, İstanbul, Fatih İlçesi'nde, Emin Sinan, Küçük Ayasofya, Kadırga, Şahsuvar, Muhsine Hatun, Nişanca, Mimar Kemalettin ve Beyazıt mahalleleri ile çevrili olup, Mimar Hayrettin Mahallesi sınırları içinde kalan semt.
Gedikpaşa | |
---|---|
Fatih | |
Ülke | Türkiye |
Bölge | Marmara |
İl | İstanbul |
İlçe | Fatih |
Zaman dilimi | UTC+03.00 (UDAS) |
Alan kodu | (+90) 212 |
Plaka kodu | 34 |
Adını, II. Mehmed (Fatih) döneminin (1451-1481) sadrazamı ve kaptan-ı deryası Gedik Ahmed Paşa'nın (ö. 1482) yaptırdığı çifte hamamdan almıştır. Kaynaklarda adı geçen ve aynı adı taşıyan cami ve medrese günümüze kadar gelememiştir.
Gedikpaşa semti, Bizans'ın ünlü Kadırga Limanı'nın hemen kuzeyinde yer almaktadır. Çevrede bulunan Bizans kalıntılarından anlaşıldığına göre, semt çok eskiden beri meskundur. Gedikpaşa'nın İstanbul'un fethinden sonra da, kentin en eski Osmanlı yerleşmelerinden biri olduğu bilinmektedir. 15. ve 16. yüzyıllarda semtin ahalisinin çoğunu Rum ve Ermeniler oluşturuyordu. Bazı kaynaklara göre, Fatih İstanbul'u fethettikten sonra, olası bir Rum ayaklanmasını önlemek amacıyla Bursa'dan getirttiği Ermenileri şehrin değişik yerlerinde, bu arada da Gedikpaşa yöresinde yerleştirmişti. Bazı tarihçiler ise, 17. yüzyılda Anadolu'da meydana gelen Celali İsyanları'ndan kaçarak İstanbul'a göç eden Ermenilerin bu semtlere yerleştirildiğini ileri sürerler. Gedikpaşa'nın hemen yakınındaki Surp Asdvadzadzin Patriklik Kilisesi de, fetihten sonra Ermenilere tahsis edilmiş eski Bizans kiliselerinden biriydi.
17, 18 ve 19. yüzyıllarda, İstanbul'un pek çok yöresi gibi bitişik düzende ahşap evlerden meydana gelen bir yerleşme olan Gedikpaşa, büyük yangınlara sahne oldu. Nüfus yoğunluğunun yüksek olduğu Gedikpaşa, Osmanlı İmparatorluğu'nda tiyatronun doğuş ve gelişiminde önemli bir yer kaplamaktadır. İstanbul'da Türk asıllı oyuncuların sahneye çıktığı Gedikpaşa Tiyatrosu sayesinde kültürel bakımdan canlı bir yöre olmuş; 1859'da inşa edilen bu tiyatronun bulunduğu sokak, Cumhuriyet'in İlanı'ndan sonra Tiyatro Caddesi olarak anılmaya başlamıştır.
Osmanlı döneminde hatırı sayılır bir Ermeni topluluğuna evsahipliği yapan Gedikpaşa semtinde, I. Dünya Savaşı sırasında iyice artan Ermeni nüfus, 1922'den sonra hızla azalmaya başlamış; bir bölümü Beyoğlu'na, bir bölümü de yurt dışına giden Ermeni cemaatinden, 1970'lere gelindiğinde ancak 300 hane kalmıştır. 1980'lerdan sonra, Gedikpaşa semtindeki evler yerlerini yavaş yavaş işyerlerine bırakmıştır.Gedikpaşa caddsine paralel olan Saray Içi sokaktaki,Surp Ohannes Ermeni kilisesi (eski bir rum kilisesi ) yanindaki Mesropyan Okulu (taş bina ) bile kunduraci hanina çevrilmiş bulunmaktadır. Burada yoğunlaşan kundura imalatçıları ve işkoluna malzeme sağlayan işyerlerinin sayıları binleri bulmuştu. 1960'lara kadar Rum ve Ermeni ustaları tekelinde olan bu işkolu giderek Türklere geçmişse de kunduracılıkla ilgili terimlerin çoğunluğu bu dillerden kalmadır.
Gedikpaşa semtinin önemli caddelerinden Gedikpaşa Caddesi, Mimar Hayrettin Mahallesi'nin tam ortasından geçerek Kadırga Limanı Caddesi'ne bağlanır. Oldukça dik bir yokuş olan bu yolun üzerinde çok sayıda işyeri ve otel sıralanır. Caddenin sonunda ise Ayios Kiryakos Rum Ortodoks Kilisesi bulunmaktadır.Saray Içi sokaginin Kadirga Hamami sokagini kestigi köşede bulunan (bir zamanlar Hamidiye suyunun içildigi )eski bir Osmanlı çeşmesi ise bugün tamamen kurumuş vaziyettedir.